featured

KURTULUŞTAN KURULUŞA KAYBEDİLENLER VE TÜRK SİVİL HAVACILIĞI NIN 85 YILI..

KURTULUŞTAN KURULUŞA KAYBEDİLENLER VE TÜRK SİVİL HAVACILIĞININ 85 YILI..

Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışı, 19 Mayıs 1919 Cumhuriyet’in Kuruluşunun başlangıcıdır. Ulus devletin ve onun oluşturacağı kurum ve kuruluşlarında başladığı yeni bir dönem böyle başlar.Kurumların oluşması ve millileşmesi kurtuluş olmadan olmayacaktır.

Kurtuluş savaşı bitip bağımsızlık ilan edildikten sonra ilk olarak milli kurumların kuruluş çalışmalarına başlandı. 19 Yüzyılın ilk çeyreği sanayi üretimine geçilen dönemin de ilk aşamalarıydı. Yeni Cumhuriyetin hem acelesi, hem de çok işi vardı.

Cumhuriyet’in kurucuları kolları sıvadılar ,başladılar çalışmaya. Tarımdan sanayi ye geçişin ilk adımları böyle başladı.

THY A.O. ‘nun kuruluş tarihi de 20 Mayıs 1933 olarak kabul görür.İlk kuruluş adı, Hava Yolları Devlet İşletmesi. Amerika dan alınan iki adet uçak ve Ankara dan İstanbul’a yapılan ilk uçuş..

Sivil Havacılığımız da ki 85 yılın ilk hikayesi yazılmaya başlanmıştır. Sadece Sivil Havacılık Değil, 1920 de başlayan iktisadi ve sanayi atılımlar bir bir yapılmaktadır.

1920-1938 YILLARI ARASINDA KURULAN KURUM VE KURULUŞLAR..

6 Nisan 1920’de ilk olarak Anadolu Ajansının kurulması, 19 Nisan 1923’de Türkiye Şeker Fabrikaları ,26 Ağustos 1924 tarihinde ülkenin sanayi ve ticarette kalkınmasına katkıda bulunması amacıyla Türkiye İş Bankası ,1924’de Ankara Fişek Fabrikası ve Gölcük Tersanesi,19 Nisan 1925’de Osmanlı İmparatorluğu döneminde kurulmuş olan Feshane Yünlü Dokuma, Beykoz Deri ve Kundura ile Hereke ipekli ve Yünlü Dokuma Fabrikalarını devralarak işletilmesini sağlamak amacıyla Sanayi ve Maadin Bankası, 5 Mayıs 1925’de Ankara Orman Çiftliği,

BİTMEDİ DEVAM…

1925 yılında Atatürk’ün onayıyla silah, bomba ve cephane üretecek olan Şakir Zümre Fabrikası ve Adana Mensucat (Dokuma) Fabrikası Eskişehir Hava Tamirhanesi, 1926’da çıkarılan bir yasa ile petrol arama ve işletme hakkı devlete verilmesi,1926 yılında Alpullu Şeker Fabrikası, Uşak Şeker Fabrikası, Kayseri Uçak Fabrikası , İnşaat demiri üreten ilk haddehane İstanbul’da kurulması,Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri, Bakırköy Çimento Fabrikası,

1927 yılında Kırıkkale Mühimmat Fabrikası, Bünyan Dokuma Fabrikası ve Eskişehir Kiremit Fabrikası, Bursa Dokumacılık Fabrikası. Aynı yıl Köy Öğretmen Okulları kurulmaya başladı; İş Bankası ve Anadolu Ajansının %70’ine sahip olduğu Türk Telsiz Telefon Anonim Şirketi kuruldu.

BİTMEDİ DEVAM EDELİM…

1927‘de Ankara-Kayseri, Samsun-Havza-Amasya tren hatları yapımına başlanmış; sonraki beş yılda Amasya-Zile, Ankara-Sivas, Kayseri-Şarkışla, Kütahya-Emirler, Fevzipaşa-Gölbaşı, Gölbaşı-Malatya, Ulukışla-Niğde, Zile-Sivas, Kütahya-Balıkesir gibi tren hatlarının yapılması.

27 Haziran 1928’de koruyucu hekimliğin tahlil, kontrol, üretim ve araştırma görevlerini yürütmek amacıyla Merkez Hıfzıssıhha Müessesesi kuruldu.

1928 yılında Kırıkkale Elektrik Santrali ve Çelik Fabrikası, Malatya Elektrik Santralı, Ankara Çimento Fabrikası, Gaziantep Mensucat Fabrikası kuruldu.1928‘de Anadolu Demiryolu Şirketi yabancılardan satın alındı.1929 yılında Ankara Havagazı Fabrikası, Ayancık Kereste Fabrikası, Trabzon Hidroelektrik Santralı ve İstanbul Otomobil Montaj Fabrikası kuruldu.

1929‘da Mersin-Adana, Anadolu-Bağdat, Mersin- Tarsus Demiryolları yabancılardan satın alındı.1929‘da Haydarpaşa Limanı yabancılardan satın alındı.

1930 yılında Kayaş Kapsül Fabrikası ve Nuri Killigil Tabanca, Havan ve Mühimmat Üretim Tesisleri kuruldu.

1933 yılında sanayi kuruluşlarına kredi vermek ve tüm bankacılık işlerini yapmak ve sanayinin gelişmesine ilişkin tedbirler almak üzere Sümerbank kuruldu.

20 Mayıs 1933’te Devlet Hava Yolları, Petrol Arama ve İşletme İdaresi, Altın Arama ve İşletme İdaresi kurulmuştur.

DAHA BİTMEDİ DEVAM…

1934 yılında Eskişehir Şeker Fabrikası, Turhal Şeker Fabrikası, Konya Ereğli Bez Fabrikası, Bakırköy Bez Fabrikası, Bursa Süt Fabrikası, İzmit Paşabahçe Şişe Cam Fabrikası, Zonguldak Antrasit Fabrikası, Zonguldak Kömür Yıkama Fabrikası, Keçiborlu Kükürt Fabrikası, Isparta Gülyağı Fabrikası, Ankara, Konya, Eskişehir, Sivas Buğday Siloları, Kayseri Bez Fabrikası kuruldu.

2 Haziran 1935’de devletin maden ve enerji ihtiyacını sağlamak amacıyla Etibank kurulmuştur. Yine aynı yıl içerisinde Maden Tetkik Arama Enstitüsü kurulmuştur. İstanbul Rıhtım Şirketi yabancılardan satın alınmıştır.

1935 yılında Nazilli Basma Fabrikası, Bursa Merinos Fabrikası, Gemlik Suni İpek Fabrikası kuruldu.

1936 yılından itibaren madenlerin millileştirilmesi politikasına gidildi.

1936’da Ankara Çubuk Barajı, Zonguldak Taş Kömürü Fabrikası, Nuri Demirağ Uçak Fabrikası, Malatya Sigara Fabrikası, Malatya İplik Fabrikası, Bitlis Sigara Fabrikası, Elazığ Şark Kromları İşletmesi kuruldu.

1936’da İzmir Havagazı Şirketi ve İstanbul Telefon Şirketi yabancılardan satın alındı.

1937 yılında Malatya Bez Fabrikası, İzmit Kağıt ve Karton Fabrikası, Karabük Demir Çelik Fabrikası kuruldu. Kozlu Kömür İşletmeleri yabancılardan satın alındı. Diyarbakır-Cizre demiryolu yapıldı. Trakya-İstanbul Demiryolları yabancılardan satın alındı. Urfa Ceylanpınar Devlet Üretme Çiftliği,1938’de Divriği Demir Ocakları, Sivas Çimento Fabrikası kuruldu.

Bunlara ilave olarak ülkenin tarım alanındaki ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Ziraat Okulları ve Yüksek Ziraat Enstitüsü, havacılık sporlarının yürütülmesi ve havacılığın geliştirilmesi amacıyla Türk Kuşu, ticareti canlandırmak amacıyla Uluslararası İzmir Fuarı, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı, Merkez Bankası, Halkevleri, Devlet İstatistik Enstitüsü, Demiryolları ve Limanlar Genel Müdürlüğü, Çocuk Esirgeme Kurumu (Himaye-i Eftal Cemiyeti) gibi çok sayıda kurum ve kuruluş Atatürk’ün öncülüğünde kurulmuştur. Bu dönemde yapılan veya kurulan çok sayıda üniversite, enstitü, araştırma hastaneleri, müzeler, yollar, elektrik santralleri, demiryolları, limanlar ve fabrikalar vardır.

Cumhuriyet döneminde kurulan her fabrikanın kapısında şöyle bir yazı göze çarpardı.

”HER FABRİKA BİR KALEDİR”

Bu yazının altındaki imza da Mustafa Kemal Atatürk‘e aitti.

BİTTİ…

Bu bilgileri verdikten sonra yazımızın başlığına dönelim.Kurtuluş ve kuruluş felsefesinin uygulayıcıları,dışa bağımlı olmanın ne demek olduğunu biliyorlardı Cumhuriyeti kurduklarında DUYUNU UMUMİYE(Osmanlı Devletinin savaşlar nedeni ile İflas etmesi sonucu 15 dış devletin borçlarının ödenmesi ile ilgili kurulmuş ve yönetimini büyük çoğunlukla yabancı tefecilerin oluşturduğu kurum) Süreci devam ediyordu. Genç cumhuriyet borçları üstlenmiş ve ödüyordu.1881 de başlayan borçlanma süreci ancak 1954 yılında bitirilebildi.

Sonraki süreç ise yeni ”DUYUNU UMUMİYE”olarak adlandırdığımız IMF sürecidir. İşçi ve emekçilere dayatılan sömürü düzeni(IMF BORÇ DÖNEMİ KAPANSA BİLE) bugün daha da ağırlaşmış hali ile devam ediyor. Bu dönemler de geniş halk kitleleri, işciler, çiftçiler yoksullaşırken bir avuç yerli ve yabancı sermaye grubu sürekli zenginleşti.

Yukarıda sıraladığım kurumlardan bir kaçı dışında özelleştirilmeyen kalmadı .Özelleştirilmeyenler de bağımsızlığını yitirmiş durumda. Halkımızın alınteri ile kurulan bu kurumlarda asgari ücretle, sendikasız ,sigortasız, yoksulluk ücretinin altında, açlık sınırındaki ücretlerle ve taşeron sistemlerinde çalışmaya devam ediyoruz.

Yeni Dünya düzeninin işçilere dayattığı yokluk,yoksulluk ve sömürüdür . Dünya halklarına özellikle de İslam toplumlarına dayattığı şey ise savaş, yıkım, sürgün ve yurdan yuvasından göç etmektir.

Bu kurumları tek tek yazma nedenim ; her tuğlasında her santiminde Türkiye işçi sınıfının alın teri ve emeğinin olmasıdır. Türkiye halkının çalışarak, üreterek devletine verdiği vergilerinin payıdır.

Unutanlar hatırlasın,bilmeyenler bilsin istedim.Bu kurumları babalarının bıraktığı miras gibi satanlar ve özelleştirenler,bu özelleştirmeler yapılırken seyirci olan sendikalar, siyasi partiler ve duyarsız her yurttaş bu sürecin ortağıdır.

THY AO ve Türk Sivil Havacılığı’nın geldiği aşama 85 yıllık bir sürecin sonucudur.Bu sürecin her aşamasında işçilerin emeği ve alın teri var. Bugün bu şirketleri yönetenlere bunları hatırlatmak görevimizdir. Her 20 Mayıs, geçmiş yılların izlerini taşır. Bundan sonrada taşımalıdır.

Bir hatırlatma da bu kurumlarda bugün çalışanlaradır. Pilot ,teknisyen,kabin memuru,Yer hizmetlerinden ofis çalışanlarına kadar tüm havacılık işçilerine hatırlatmak isterim, Özelleştirme

süreci tamamlanmış, ancak hala elde bir şeylerin kaldığı bu güzide kurumlara (THY AO ve DİĞER SİVİL HAVACILIK KURUMLARI ) sahip çıkmalısınız. Bunun yolu da demokratik mücadele yöntemlerinde birleşmektir. Sessiz kalmak onaylamaktır ve yarını kaybetmektir. Sessiz kalındığında kaybedilenlerin listesi yukarıdadır.

Kurtuluştan Kuruluşa oluşan felsefe tüm alanlarda önemlidir kuşkusuz. Ancak Yaşadığımız 21’inci yüzyıl da” İstikbal Göklerdedir”.Ve İstikbali yaratan Emek ” EN YÜCE DEĞERDİR”.

Saygılarımla.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3 Yorum

  1. 6 yıl önce

    Cumhuriyet Döneminde Beşiktaş, Ankara, Kayseri, Adana ve Eskişehirde uçak motoru ve uçak fabrikaları açılmış yüzlerce uçak ve planör imal edilmiş hatta yurt dışına uçak satışları yapılmıştır.
    Ne yazık ki bu fabrikalar 1945 yılından sonra yani Menderes dönemiyle birlikte Amerikan Marshall Planı ile ABD etkisine girmiş ABD, II. Dünya Savaşı sonrasında elinde kalmış savaş araç ve gerecini Türkiye’ye hibe ederek Türkiye’deki uçak sanayini bitirmeyi destekleyen zihniyet bu fabrikaların birer birer kapatılmasını temin etmiştir.
    Atatürk bu fabrikaların kuruluşunda Almanya’dan 150’ye yakın işçi ve mühendis getirilmesini sağlamıştır. Bir o kadar Türk işçisinide Almanya’ya eğitime göndermiştir. Öyleki o yıllarda Kayseri’de 11 hangar inşa edilmiş altısı bir yıl içinde tamamlanmıştır.
    Evet şimdi soralım nereden nereye…..

    Cevapla
  2. 6 yıl önce

    Birileri de ona ve arakdaşlarına ‘ne yaptın’ diyordu. Onlar o yoksunlukta bunları yaptı mevcut iktidarı da hepsini haraç mezat sattı yetmedi garantili inşaatlar yaptı, ayakkabı kutularında,kol saatlerinde,bıbıcımlarda,bahşişlerde,gemiciklerde foyaları ortaya çıktı ama toplumun paraya olan tamahkarlığını,çıkarcılığını,neme lazımcılığını,örgütlenememesini,tepki vermemesini iyi bildiğinden sendika,hak,hukuk,adalet,edep,adap diye bir şey kalmadı,sömürü,işsizlikle tehdit,haksızlık,torpil,hemşehricilik,yandaşçılık aldı yürüdü. Bu topluma böyle yönetimler müstahak aslında.

    Cevapla
  3. 6 yıl önce

    Yazıyı okuyunca,bir ülkenin milli değerlerinin nasıl yok edildiğini üzülerek bir daha hatırladım.Ne çok şey kaybetmişiz yazık..

    Cevapla