featured

KRİZ'İN FATURASI KİME…17 YILDA ZENGİNLEŞENLER

KRİZ’İN FATURASI KİME

17 YILDA ZENGİNLEŞENLER..

Değerli okurlar,Ekonomik kriz sürecinin devam ettiği ülkemizde, Sn. Cumhurbaşkanı’nın TÜSİAD yönetimine ilginç bir uyarısı ve serzenişi oldu. Bunun nedeni TÜSİAD Yüksek İstişare kurulu başkanı  (Tuncay ÖZİLHAN) ülkedeki Demokrasi ve Adalet konusunda hassasiyet gösteren ve toplumsal kutuplaşmanın sermaye hareketlerine ve akışına zarar verdiği yönündeki açıklaması oldu.

Bu açıklamaya Cumhurbaşkanı Sn.Recep Tayyip Erdoğan çok sert tepki gösterdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan; “TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı, (Tuncay Özilhan) bu şekilde açıklamak istemezdim. Buram buram demokrasi hazımsızlığı kokan, Türkiye’yi karalamak için istatistik kimliğine başvuran konuşmasını üzüntüyle dinledim. Ben sizin 12 yıl önce durumunuzu da bugünkü durumunuzu da biliyorum. Yeri gelirse bunu teşhir ederim. Türkiye’yi dışarıdan vuran vuruyor ama içeriden vuranlara günü gelir hesabını sormasını da bilirim. ” dedi.

Geçtiğimiz günlerde yaşanan bu tartışmadan sonra TÜSİAD Üyesi bazı şirketlerin 17 yılda kaç kat büyüdükleri ve zenginleştikleri bazı basın organlarında yer aldı.

”TÜSİAD’ın hâkim sınıfında yer alan Koç Holding’e bakın… Holdingin aktif büyüklüğü 2002’den 2018’e kadar yüzde 18.300 artmış. Sabancı’da bu oran yüzde 25.000.  Erdoğan’ın hedefindeki Tuncay Özilhan’ın şirketlerinde ne derseniz? Anadolu Holding’in 2002’de 89 milyon TL olan aktifi bugün 47.5 milyar TL’ye çıkmış durumda. Artış oranı yüzde 53.156. Özilhan’ın bira şirketi Anadolu Efes’in de ondan farkı yok. Onun da aktifleri 17 yılda yüzde 7.300 artmış durumda… Eczacıbaşı Holding’in aktifi yüzde 3.400, Boyner’in ise yüzde 3.000 yükselmiş.”(Kaynak Dilek GÜNGÖR.Sabah Gazetesi)

Bakın, Koç Holding’in satışları 2002’de 3 milyonmuş… 142 milyara çıkmış. Yüzde 454.163 artış yaşanmış. Doğan Holding’in satışları yüzde 31.575, Anadolu Efes’in yüzde 6.000, Boyner’in yüzde 3.630 artmış..(Kaynak Dilek GÜNGÖR.Sabah Gazetesi)

Bu rakamları açıklaması ve hesabını sorması gereken Türkiye’deki Sendikaların hiç birinden ses seda çıkmadı. Oysa durum oldukça açık, işçiler çalışmış holdingler 17 YILDA yüzde ELLİ ÜÇ BİN büyümüş. İşçiler çalışmış üretmiş bu firmalar üretilen malları ve hizmetleri satmış karşılığında çok büyük gelişim ve karlar sağlamışlar.

Peki, işçi sınıfının ahvali nedir diye baktığımızda durum oldukça vahim görünüyor. Asgari ücretin alım gücü ortada, 17 yıldır çalışan bir işçi elde ettiği gelir ile kaç kat büyüdü, nelere sahip oldu dersiniz.

Patronlar büyürken işçiler kaybediyorsa bunun sorumlusu kim, 17 YILDIR ÜLKEDE YAŞANAN GREV SAYISI KAÇ.? TOPLU SÖZLEŞMELERDE İŞÇİLERE VERİLEN ZAM BU BÜYÜMEYE PARALEL OLARAK GELİŞTİ Mİ ?. Patronlar, hakkını isteyen işçileri bir, bir kapının önüne koyarken, işçilere sahip çıkması gereken devletimiz kime sahip çıktı.

Her ekonomik krizde, patronlara vergi affı ve teşvikler sağlayanlar, işçilere sıra gelince neden kapı duvar olmaktadırlar.

Örneğin 2018’in Ağustos ayında Ekonomi bakanı Sn. Berat ALBAYRAK Tarafından yapılan açıklamada şirketlerin vergi borçlarının yeniden yapılandırıldığı söylendi. Bu açıklamadan sonra TÜSİAD Üyelerinin yüzleri gülüyordu. Sabancı holding yönetim gurubu başkanı Sn Güler Sabancı’nın yaptığı açıklama bugünkü gibi aklımda..

“Sayın Bakanımız (Berat Albayrak) Söylediğini yapan bir kişidir. . Başarılı bir enerji Bakanlığı yapmıştır. Bugün de bize orta ve uzun vadede yeni dönemin dönüşüm döneminin neler yapılacağının ana hatlarıyla verdi. İnanıyorum ki önümüzdeki dönemde Eylül başında orta vadeli program çıktığında hepimiz daha fazla detaylara hâkim olacağız. Ancak duyduğumuz orta ve uzun vadeli planın ön hatları bakanımızın geçmişini de bildiğim için, yaşadığımız için enerji bakanlığında tek tek uygulanacağına ve Türkiye’nin, ülkemizin hak ettiği dönüşümü gerçekleştireceğine olan inancımız tamamdır.” diye açıklamasından sonra, TÜSİAD ÜYESİ 17 ŞİRKETİN TOPLAM 3.106.000.000.-TL olan vergi borcu toplamda %93 gibi bir indirimle 74.515.000.-TL’ düşürüldüğü ortaya çıkmıştı.

1980 de Askeri darbe geldiğinde o zamanki TİSK (Türkiye İşverenler Sendikası Konfederasyonu) başkanı Halit Narin şöyle demişti ” Şimdiye kadar işçiler güldü şimdi sıra bizde.” Darbe süreci işçiler için ne yazık ki devam ediyor.

Ülkede taşeronlaşma artmış, sendikalaşma oranı yüzde onlarda, sendikalar birer işveren kuruluşları haline getirilmiş, yapılmaya çalışılan birkaç GREV Milli güvenlik gerekçesi ile ertelenmiş, ‘bakın grev bile yaptırmıyoruz’ ‘diye işverenlerin sırtı okşanmış… Daha ne olsun.

17 yılda tabii ki TÜSİAD ve Diğer sermaye gurupları % 53 bin büyüyecekler. Biz nasıl aynı gemideyiz, birilerinin bize bunu izah etmesi lazım.

Onun için kimse işçilerden fedakârlık beklemesin. İşçiler ise açlık sınırında yaşamaya itiraz etmelidirler. Demokratik tepkilerini dile getirmeli, olanlara ses çıkarmayan sendikalardan hesap sormalıdırlar.

TÜRK İŞ MAYIS 2019 AÇLIK SINIRI AÇIKLAMASI;  Mayıs’ta dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 2 bin 124 lira, yoksulluk sınırı ise 6 bin 919 lira oldu. An itibari ile Türkiye’de asgari ücretli çalışanlar açlık sınırının altında yaşıyor.

17 YILDA EKONOMİK GELİŞİMİN KİME YARADIĞI KİMLERİN ÜLKENİN KAYNAKLARI İLE ZENGİNLEŞTİĞİ ORTADA DEĞİLMİ..

Saygılarımla..

NOT: THY’nin eski Yönetim Kurulu Başkanlarına bir haller oluyor. Doğrusu gülerek izliyorum kendilerini. Hamdi Topçu ve Candan Karlıtekin 3.Havalimanı ile ilgili ilginç açıklamalar yapıyorlar. Bu Sayın Eski Yönetim Kurulu Başkanlarının daha önce akılları neredeymiş diye sorası geliyor insanın. Ancak yine de üzerinde düşünmeye değer buluyorum. Sefa İNAN bu konuda en fazla bilgiye sahip kişi olarak bir şeyler yazacaktır herhalde…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

6 Yorum

  1. 5 yıl önce

    2002’de 5 milyon civarında olan sendikalı sayısı bugün 1 milyonun altına düşmüşse,grev yapılamıyorsa,insanlar daha da sömürülüyor,eziliyor,hakları yeniyorsa ve necip milletimiz ülkemizi ve işçileri bu hale getiren zihniyete 17 yıldır durmadan oy vermeye devam ediyorsa ne yapacak bir şey var ne de söyleyecek bir söz…

    Cevapla
  2. 5 yıl önce

    Sendikal örgütlülüğü sevmeyen bir hükümet ve onların piyonları, işçinin dününü, bugününü ve maalesef yarınını çaldılar. Asıl üzücü nokta işçilerin kendi içindeki hainler, çanak yalayıcılar ve bunlara fırsat veren, cesur davranamayan işçiler. Hava-İş, 8 Aralık 2013’den beri sapsarı bir sendikadır. Her geçen sene uçuş emniyetinin aleyhine protokoller ve hak ihlallerine imkan tanıyan bu sendika yönetiminden nemalananların önemli bir kısmı ne yazık ki 2013 seçimlerinde Hamdi Topçu’nun talimatıyla sendikacılığa soyunan torpille işe girmiş Tatlıbal ve yönetimine muhalif olanlardan oluşmakta. Yani maddi olanak, sendikada ballı görevler, terfi vb getiriler için sendikal duruşundan taviz verip kendini pazarlayanlar. Böyle bir ortamda at izinin it izine karışmasından daha doğal ne olabilir.

    Cevapla
  3. 5 yıl önce

    Her şeye yeniden başlayacağız,umutsuzluk yok.Sarı sendikacılar ve kendini düşünen pulotlar dışındaki tüm havacılar birlik olacak.Biz kazanacağız

    Cevapla
  4. Iktisat der ki bir mala gereginden fazla deger veriyorsaniz kaziklanirsiniz, bu malin yuruyebiliyor ve konusabiliyor olmasi sonucu degistirmez. Nokta. Nereye cekerseniz cekin. Alcak esege semer vuran cok olurmus, hak verilmez alinir, yurdum insani busekilde ensesine vur lokmasini al seklinde yasamaya devam ettigi surece, daha cooookkk aclik sinirlarinda gezinir durur. .

    Cevapla
  5. 5 yıl önce

    Yine Ali Gülçiçek, yine efsane bir yazı. Hayranlıkla takip ediyorum

    Cevapla
  6. 5 yıl önce

    İşçileri düşünen yok,herkes cebini dolduruyor.TGS de zulum var kimsenin sesi çıkmıyor.

    Cevapla