KRİZDEN ÇIKIŞ YOLU-SALGINDA ABANT TOPLANTISI-TOPLU SÖZLEŞMELER KEVGİR GİBİ

KRİZDEN ÇIKIŞ YOLU…
Değerli okurlar, açıklanan ilk vakadan sonra salgında 2. ayı tamamladık. Resmi rakamlara bakılırsa vaka ve vefat sayılarında düşme var. Rakamlara bakıp gevşemek bize nelere mal olacak, göreceğiz. Yeniden başa dönülecek şekilde salgın hortlarsa, iki aydır evlere hapsolmak, duyarlı, bilinçli vatandaş olmak, kurallara harfiyen uymak boşa gidecek, normalleşme biraz daha ötelenecek ve yeniden fedakarlık istenecek. Doğal olarak ekonomik aktiviteler de ertelenecek. Kurallara uyalım, Nazım Hikmet’in dediği gibi “Boynuma sarılma gülüm, benden sana geçer ölüm.”…
SALGINDA ABANT TOPLANTISI…
Yaşadığımız bu salgın hastalık bize sosyal devletin önemini ve örgütlülüğün gereğini göstermesi bakımından son derece değerli dersler verdi. Salgının ilk vurduğu havacılık sektörünün özellikle örgütlülük anlamında ne kadar eksik ve yetersiz olduğunu da görmüş olduk. Sektörün en büyük sendikası Hava iş’in ortada olmadığı bir süreç yaşıyoruz. Ama “eğitim şart!” diyen sendikamızı da kutlayalım. Son dakikaya kadar “işçi sağlığı ve iş güvenliği” eğitimlerinden vazgeçmemiş Hava İş… 29 Ocak günü Çin uçuşları durduruluyor, 4 Şubat günü sendika ve THY İş Güvenliği toplantısı yapıyor. 5 Şubat günü de Prof. Dr. Cemal Üstün’e hazırlattıkları corona virüs dökümanını yayınlamışlar. Dökümanda, bugün sık sık duyduğumuz önlemler sıralanmış. Mesela sosyal mesafenin 1 metre olması gereği vurgulanmış. Demek ki, sendikamız tehlikenin farkında ! Aradan 1 hafta geçiyor, 11 Şubat günü Abant’ta yapılacak İşçi Sağlığı ve iş Güvenliği semineri için talep toplamaya başlıyorlar… Düşünün, yaklaşık 15 ülkede ilk vakalar görülmüş, salgın yayılıyor, bizim sendika toplantı planlıyor. Yetmiyor, ciddi ciddi yapıyorlar toplantıyı… 9-10-11 Mart günleri 100’den fazla kişi 3 gün boyunca sosyal mesafe falan tanımadan bir araya geliyor ! Hele son gün çekilen bir toplu hatıra fotoğrafı var ki, evlere şenlik… Sosyal mesafe 10 cm ! İşçi sağlığı ve İş Güvenliği semineri yapılıyor ama işçinin sağlığı riske ediliyor… Fıkra gibi… 11 Mart’ta ilk vaka açıklanıyor, Hava iş’çiler omuz omuza, dip dibe fotoğraf veriyor… Yetmiyor, 12 Mart günü Hava İş’imiz yeni bir çağrı yaparak 13-15 Nisan günleri yapılacak Abant toplantısı için başvuruların alınacağını açıklıyor, iyi mi?
THY PERSONELİ İSYANDA…
Hava İş’in Salgınla imtihanı bu kadar mı? Tabii ki değil… Bakın, Mart başından bu yana THY, salgında personeline uygulayacağı tedbirleri açıklamaya başladı. Birbiriyle çelişik, karmaşık bilgiler havada uçuşuyor. Hava iş’e bakıyoruz, bakanlıklara yazı yazmakla meşgul ! Tam bir kaos yaşanıyor… 60 yaş üstü pilotlar ve  lisansında OML ve SIC gibi kayıtlar bulunan pilotlar ellerinden mail alınarak kafadan ücretsiz izne çıkarılıyor. Kimse ne yapacağını bilmiyor. Şirket kimi kaç gün çalıştıracak, kime kaç gün Kısa çalışma parası ödetecek, belli değil… Bir şirket personeline karşı bu kadar duyarsız davranabilir mi? Eee, düşmeye gör ! 8 Mayıs geldiğinde kaos daha da büyüyor. Herkese farklı uygulama yapılmış, paralar yatmış. Telegram ve whatsApp grupları kaynıyor… Olayın fotoğrafını Havasen’in Airlinehaber’deki  bildirisini okuyunca daha net görebiliyoruz… En azından birileri çıkıp insanların aklından geçenleri soruyor ve cevap istiyor.
TOPLU SÖZLEŞMELER KEVGİR GİBİ…
Bana göre duyurudaki en çarpıcı bölüm protokol konusu… Toplu Sözleşme devam ederken sözleşme hükümlerini iyileştirme amaçlı değiştirmek her zaman mümkün. Çünkü işçinin vekaleti sendikada… Ama bu vekaleti de kötüye kullanamazsınız. Avukatlarda bile böyle… Vekalet görevini kötüye kullanırsanız cübbenizi elinizden alır, size avukatlık yaptırmazlar. O halde sözkonusu değişikliklerin işçinin menfaatine olması gerekir. Bu noktada Hava İş’in Tadil protokolü siciline bakalım. 2016-2019 yılları arasında imzalanan protokol sayısı tam 17 ! Düşünsenize, Sözleşmeyi imzalarken aklınıza gelmeyen veya kabul ettiremediğiniz konuları sözleşme yürürken değiştirme ihtiyacı hissediyorsunuz. Özellikle 95. Madde ile ilgili yapıldığı gibi, TİS imzalanırken “buna ilerde bakalım” mantığı ile ötelenmiş sözleşme imzalanması gerçekten dahiyane ! Benzeri var mıdır bilmiyorum. Bu tadil protokollerinden ikisi var ki, evlere şenlik… Üstelik hem 2016’da hem de 2019’da imzalanmış. Özü, sendika üyesi olmayanlara Toplu Sözleşme zamlarının % 3 eksik ödenmesi. Yani işverene diyor ki, bana üye olmayanlara az para ver, onlar tam para almak için bana üye olmak zorunda kalsınlar. Geçekten bu parlak fikri kim buldu bilmem ama koskoca THY’nin bu protokole imza atması ayrı bir felaket… Yahu 80 küsur yıllık şirkette biri çıkıp dememiş mi “birader sen ancak üyelerinle ilgili talepte bulunabilirsin, personel sana üye olmak istemiyor, bu kişilere kaç para vereceğimi sana mı soracağım?”
Bu protokolü okuyunca aklıma bir fıkra geldi. Temel ve Dursun idama mahkûm edilmişler. İnfazdan önce Dursun’a sormuşlar:
“Son isteğin nedir?”
Dursun biraz düşünmüş ve “Annemi görmek istiyorum” demiş.
Sonra Temel’e sormuşlar: “Son isteğin nedir?”
Temel uzunca bir süre düşündükten sonra son isteğini açıklamış: “Dursun annesini görmesin!”
NEREDE BU PROTOKOL ?
Ne diyelim, Kanun varmış, kimse sendikaya üye olmaya veya üye kalmaya zorlanamazmış, hepsi hikaye… Unutmadan, 2018 Haziran ayında uçuş personeline % 20 zam verilmesine ilişkin tadil protokolü var ama Eylül 2018’de pilotlara yapılan % 30 zammın protokolü ortada yok ! Bu ister istemez, açıklanmayan başka protokoller de mi var, sorusunu akla getiriyor. Buradan hareketle, HAVASEN bildirisindeki iddia da ciddiyet kazanıyor. Gerçekten pandemiyi bahane ederek ücretleri % 80-90 oranında düşüren, ikramiyeleri yıl sonuna kadar kaldıran bir protokol var mı, yok mu? Var ise, kime sorarak karar verdiniz ve niye bu protokolü açıklamıyorsunuz? Yok ise, sizin “yetkili sendika” sıfatınız nerde kaldı? THY sizin onayınız olmadan tek taraflı olarak sözleşmeye bağlanmış kazanılmış hakları nasıl ortadan kaldırabiliyor? Bu gerçekten çok ciddi bir durum.  Eğer açıklananların dışında başka hak kayıpları da arkadan gelecekse yandı gülüm keten helva ! Bu yazıyı yazarken Havasen bildirisinin üzerinden 24 saat geçmişti. Baktım, ne THY’den ne de Hava İş’ten bir açıklama var ! Aslında ortada bir açıklama değil açıkla(ya)mama durumu var …
BİRLİK OLMAK ŞART…
İşte bu nedenle yazının başında örgütlülük kavramını kullandım. 2018 yılında pilotlara 3 ay arayla verilen toplam % 50 ücret artışının sebebi alternatif bir sendikanın ortaya çıkmasıdır. Ama Havasen üyelerinin büyük bölümü, 2019 başında Hava İş ve THY’nin blöfünü yutarak Toplu Sözleşme farklarını almak için Havasen’den istifa ederek sendikalarına ağır bir darbe vurdular.
Sonrasını biliyorsunuz, sözkonusu farkları Havasen üyeleri de aldı ! Pandemi sürecinde sağlık sigortalarının iptal edilmesine karşı çıkan ve bu hakkın devamını sağlayan da yine Havasen oldu. Önümüzde çok daha zor bir dönem var. Güçlü bir örgütlülüğe her zamandan daha fazla ihtiyaç var. Şimdi birlik olma zamanı. 1973 yılında Şili’de askeri darbeye direnen halkın haykırdığı şarkıdaki gibi “Örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez.” (El pueblo unido, jamas será vencido)… THY personeli bunu başaramaz, birleşemezse işveren karşısında sahipsiz kalacak, belki de işlerini kaybedecek.
KURT KIŞI GEÇİRİR AMA…
İki çift laf da THY’ye… Bakın kimse size, böylesi bir felaket döneminde maaşları tam ver, falan demiyor. Tabii ki, herkes fedakarlık yapacak. Ama bunun ilkelerini şeffaf bir şekilde koyun ortaya… Tasarruf edeceğiniz daha büyük kalemleri gözden geçirin. Uçak kiralarını öteleyin. Nihayetinde ortada bir mücbir sebep var. Bakın dünyanın önde gelen havayolları aldıkları uçakların teslimini erteliyor, kiraları öteliyor. Eminim siz de yapabilirsiniz. 2016 hariç son 5 yılda üst üste kar eden bir şirket olarak geçmiş yıl zararlarına saymayacağınıza göre bu 4.5 milyar kar nerede Allah aşkına… Bunu düşünürken Beşiktaş taraftarının bir sloganı aklıma geldi. Hani, yayın gelirleri ve diğer kaynaklardan gelen paralara rağmen ciddi bir borç yükü bırakan başkana şöyle seslenmişti taraftar: “Paralar nerede, paralar neredee, Fikret Orman paralar neredee ?” Gerçekten nerede bu para ?
Dikkatimi çeken bir başka konuyu da ekleyeyim. THY pandemi süreci ile ilgili Borsa’ya en son 1 Nisan günü genel bir açıklama yapmış. Gelişmeleri daha sonra duyuracağını belirtmiş. O günden sonra, alınan tedbirlerle ilgili bir açıklaması yok. Oysa bu süre içinde personelden ne kadar tasarruf yaptığını biliyor. Önemli tedarikçilerle borçların revizesi ile ilgili yapacağını belirttiği görüşmelerin sonuçlarını da 45 gün geçmesine rağmen duyurmuyor. Geçtiğimiz yazılarımdan birinde belirtmiştim. THY, özellikle yüksek ücret aldığını düşündüğü pilotlara ve kabin memurlarına karşı pek de iyiniyet beslemediğini yazmıştım. Aman diyeyim, bu iş bittikten sonra yine bu personelle uçacaksınız. Bu salgın dönemindeki tavrınız, yarın işler açıldığında personelin davranışını, aidiyet duygusunu, fedakarlık seviyesini de belirleyecektir. Meşhur sözdür, Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı da unutmaz…    

Exit mobile version