Öncelikle, geçen hafta yazdığım teknik içerikli yazıya olumsuz hiç bir tepki almamam; meslektaşlarımın benimle aynı düşüncede olduğunu gösteriyor. Aklın yolu birse eğer, yazıyı yazan kim olursa olsun; doğru, her zaman doğrudur.
Bu durum; ülkemizde de low cost taşımacılığının kuralları uygulanırken, teknik bakıma yönelik herhangi bir tasarrufun olmaması gerektiğini vurgulayan yazımı okuyanlar tarafından da kabul edilmiş olduğunu gösteriyor. Bundan sonraki gelişmelerin de yakın takipçisi olacağımın ve burada o konuları sizlerle paylaşacağımın bilinmesini diliyorum.
Geçen haftaki yazıma eklemek gerekirse; FAA olsun, JAR olsun, EASA olsun, her zaman kuralların minimum limitlerini yazarlar. Şirketlerimiz ise, ekonomilerine, yani işlerine geldiği şekilde, her zaman minimumlara göre faaliyetlerini düzenler, fakat, uçuş emniyeti ve güvenliği sorulduğunda, bu konuyu maksimumda savunurlar(!).
Ayrıca; SHGM’nin geçen hafta ele aldığım konuyu bir suç duyurusu olarak değerlendirip, yazılanların gerçekliğini araştırmasını, gerçekse gereğini, değilse; bu yazılanların provokasyon olma ihtimaline karşı beni, yazdıklarımı kanıtlamaya çağırmasını bekliyorum.
Geçen haftanın en üzücü olayı, şüphesiz 30’a yakın vatandaşımızın içinde bulunduğu Moldova uçağının, Irak’ta Bağdat havaalanına inerken geçirdiği kaza sonucu hayatlarını kaybetmeleriydi. Onlara buradan bir defa daha Allah’tan rahmet, yakınlarına da başsağlığı diliyorum.
NTV. Haber Türk, TGRT Haber ve Kanal 5 ve Âlem FM’deki TV konuşmalarım sırasında, her zamaneğer bir sabotaj veya füze saldırısı yoksa diyerek yorumladığım kuşkulu ifadelerim, DFDR ve CVR ( kara kutular) ların bulunup teslim edilmemesi nedeniyle ne yazıktır ki, giderek güçlenmektedir.
Kara kutular incelense bile, her zaman olduğu gibi; hatanın nereden kaynaklandığını kamuoyu ve bizlerin, olay iyice soğuyup gündemden düştükten sonra, duyacağımızdan(!) şüphem yok…
Ayrıca sizlerle paylaşmak istediğim bir konu hala aklımı fazlasıyla kurcalamaktadır. Şöyleki; Moldova uçağı Moldova- ırak seferini yapabilir. Ya da Moldova uçağını bir Türk havayolu şirketi kiralayıp bu hatta uçurabilir. Peki, Moldova uçağı Adana ya gelip Türk yolcuyu alıp direk olarak Irak a götürmesi normalmidir?
İkincisi ise; Kara kutu, Uçak Irakta düştüğü için direk olarak Irak(ABD) sivil havacılığının sorumluluğundadır. İkinci olarak Moldova şirketi gerek CVR’ın lisan açısından okunup anlaşılabilmesi, gerekse uçağın kendilerine ait olması açısından olaya müdahildir.
Peki; Türk Sivil havacılığının orda ne işi vardır. Kara kutunun kendilerine teslim edilebilmesi mümkün değilken oraya hangi istek ve yetkiyle gitmişlerdir.
Yani, sınır komşumuz ABD’nin; Moldova, Irak ve Türk sivil havacılığına, olayın gerçekleşme nedenini kendi politikaları doğrultusunda yapacağını sanmaktayım. Veya kara kutular Irak ve Moldova sivil havacılığına teslim edilip gerekli okuma bittiğinde bile, ABD’li Irak hükümetinin olayın ne şekilde cereyan ettiğini gerçeklere dayalı olarak kamuoyuyla bire bir paylaşacağını düşünmüyorum.
Ayrıca, Hükümetimizin ve Türk sivil havacılık Genel Müdürlüğünün bu konuda, “stratejik ortağımız ABD’nin” kamuoyuna yalan söyleyebilme ihtimalini düşüneceğini de sanmıyorum(!)
Bu nedenle konu, maalesef uzun süre gizemini koruyacak ve uçağın düşme nedenleri tam olarak anlaşılamayacaktır.
Sonuç olarak, “Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir” deyişiyle suçlu genelde olduğu üzere hayatını kaybedenler olacaktır(!)
Değerli okurlar;
Havacılık sektörümüzün maalesef sektörel yayını bulunmamaktadır. Ülkemizde siyaset, ekonomi, spor, magazin gibi konularda, konunun mutfağından gelerek yazı yazan çok değerli basın mensupları varken, sivil havacılık gibi; dünyada en sansasyonel haberlerin yer aldığı ve gerçekten uzmanlık gerektiren konularda söz sahibi olabilecek, sektörün içinden yetişmiş, bir tane bile, profesyonel anlamda bu konuda mesleğini yapan gazeteci yoktur.
Medyamız, sivil havacılığımızda yaşanan olumlu-olumsuz her gelişmeyi, UZMAN adı altında, kendilerinin belirlediği kişilere yorumlatmaktadırlar. Bu kişilerin hepimizin bildiği üzere, uzmanlığı yoktur ve zaten sivil havacılıkta; her konuyu en azından halkın anlayabileceği ifadelerle yorumlayabilmek için mutlaka Havacılık kültürüne ve alt yapısına sahip olma şarttır.
Ama olay araştırmacı gazetecilik değilde, PR hizmetiyse bu hizmeti gerçekten mükemmel şekilde yapmaktadırlar. Şöyle ki; uçakların teknik ve kabin konfigürasyonları firmasından ya da internetten alınan bilgiler doğrultusunda Gazetelerde boy, boy kusursuz yayınlanmakta.
Havacılık şirketlerimizin yöneticileriyle tek taraflı soru ve cevabın şirket yöneticisinin soru metnini baştan vermesi şartıyla ilgili şirketin yöneticisine Show yapma imkânı sağlanmaktadır.
Biz, Airporthaber olarak; sektörün içinden gelen yazar kadromuzla bu boşluğu doldurmak için bardağa diğer tarafından bakmaya çalışmakta ve gücümüz ve bilgimiz doğrultusunda bu boşluğu kapatmaya çalışmaktayız.
Hatalarımız veya yanlış yorumlarım ya da yorumlarımız zaman içinde mutlaka olacaktır. Ama ne kadar hatamız olursa olsun; UZMAN sıfatlı basın mensubu arkadaşlarımızın düştüğü durumlara kesinlikle düşmeyeceğimizi bilmenizi isterim.
Bir Köşe yazarı olarak, yazdığım yazılar kendimi bağlamakta ve yazı konularımın seçimi, düşüncelerimi aktarma konularında, tamamen özgür hareket etmekteyim ve ayrıca bu işi herhangi bir maddi çıkar karşılığında yapmamaktayım. Yani hiçbir köşe yazarımız her hangi bir ücret almamaktadırlar.
Buna örnek olarak; zaman-zaman, köşe yazarlarımızın fikir ayrılığı dolayısıyla köşelerinde birbirlerine atıfda bulunduğunu da gözlemektesiniz. Bu özgür platformumuzun sürmesi, şüphesiz sektörümüz ve medyamız için büyük bir kazançtır. Sizleri UZMAN sıfatlı kişilerden kurtarıp, bilgimiz sınırları içinde kalmayıp siz sayın okuyucularımızın da bilgi ve deneyimlerine başvurarak en gerçekçi yazılarla aydınlatmaya çalışmakta ya da çalışmaktayız.
Şahsıma yorumlarınızla verdiğiniz rekor sayıda destek, iletileriniz ve telefonlarla bilgi aktarmalarınız sayesinde edindiğim bilgilenme ile sizlerle birlikte, sektörümüzün daha da güçlenmesine katkıda bulunarak, çalışanların insani, ekonomik haklarının genişlemesini sağlayacağıma inanıyorum.
Eleştiri ve tenkitleriniz bana bilgi kaynağı olmaktadır.
İyi haftalar dileğimle Saygılar.