THY’nin B-777’lerde uygulamak istediği, fakat bu güne kadar promosyonel yolculuklar dışında, nakit para vererek First Class uçuş yapmak isteyen yolcu potansiyelinde beklenen artış hedefinin şimdilik tutturulamadığını hepimiz yakından biliyoruz.
Şimdi tüm basın, Kevin Costner’ın THY reklamında oynamasına kilitlenmiş durumda. Kimisi, bu reklam çekiminin rakamsal değerinin çok olduğunu vurguluyor, kimisi ise; Kevin’in yerine başka isimlerin daha etkin olacağı fikrini savunuyor.
Dünyada ( 70 ülkede) yayınlanması düşünülen bu reklam filmindeki aktör seçimi, eğer mutlaka dünyada tanınmış bir aktör olması koşuluna bağlandıysa, bence de Kevin Costner doğru seçim. Ancak, ben bu reklamlar sonunda, THY’nin First Class’ına, sadece “Kevin de orada uçtu” diye istek olacağını düşünmediğimden, umarım o tarz bir yaklaşımla reklam senaryosu işlenmemiştir.
70 ülkenin TV’lerinde yayınlanacak olan bu reklam, THY’den çok, karizmasının zamana yönelik düşme trendinde olan Kevin içinde bir avantaj olacaktır.
THY’nin bu reklam projesi, daha reklam yapılmadan gereken ilgiyi çekip tüm basında yer aldığından, iç piyasa için şimdiden başarılı olmuştur. Fakat, bu reklam; Türkiye’den çok, dış ülkelerdeki yolcular düşünülerek hazırlanmış gibi…
Reklamın senaryosu incelendiğinde; “Kevin, havalimanına bir iş adamı olarak geliyor ve uçağa biniyor. Bu yolculuktan o kadar çok memnun oluyor ki, yolculuk sonrasında kendini, Kevin Costner olarak görerek iniyor”. Buraya kadar her şey güzel, ancak, reklam sadece First Class talebini artırmaya yönelik ise yanıltıcı. Çünkü sırf Kevin Costner uçtu diye, First’te yolculuk yapabilmeyi düşünebilecek seviyede olan (show amaçlı, sadece bir kere uçmak için değil) gerek Türkiye’de gerekse tüm dünyada kompleksli bir iş adamı veya kadını çıkabileceğini düşünmüyorum.
Gerçek First Class yolcular, bu seçimlerini başkalarına ya da medyaya malzeme olsun diye değil, rahatlık ve konfor amaçlı yaparlar. Bu kişilerde bu tür komplekslere rastlanmaz. Aynı Kevin Costner’ı Anadolu Jet’in dar koltuklarına oturtarak “üffff, ne rahat” söyleminde de bulundurmak mümkün.
B–777 kiralandığını ve bunu dünyaya lanse etmeyi düşünüyorsak; Dubai’ye gittiğinizde bu uçaklardan onlarcasını orada Emirates adı altında görebilirsiniz. Bu uçakların ilk kullanıcısı da veya sahibi de biz değiliz. Bu uçaklar, Air France’da kargo uçağı olarak kullanılacak ve ilki kargo uçağı olarak uçmak için hazır.
Candan bey, her ne kadar bu reklam filminin First class a yönelik olmadığını da Kevin Costner la yapılan basın toplantısında söylediyse de gerek senaryo gerekse genel intiba bu şekilde oluşmuş değil.. Uygulanması düşünülen senaryo çekim aşamasında aynen uygulanırsa, ön plana kesinlikle Kevin çıkar.
Bu reklam, THY’nin yurt dışındaki isim bilinirliğini artırma amaçlı olup aynı zamanda Türkiye’nin tanınmasına ve bilinmesine faydalı olacağı nedeniyle çekilmelidir. Bence reklam senaryosunda tema olarak sadece 777 ve ondaki First Class hizmetini ön plana çıkartmadan, daha farklı bir senaryo ile THY ve ülke tanıtımı yapılabilmeliydi diye düşünüyorum.
Eğer, First Class uygulaması hedefse, yukarıda anlattığım gibi; hiçbir gerçek First Class yolcusunun, “Kevin’ın poposu o koltuğa değmiş olabilir” diyerek tercihini bu First Class’tan yana kullanacağını da düşünmüyorum. Kala, kala elimizde THY’nin isminin bilinirliğini yükseltmek ve Türkiye tanıtımı kalıyor. Bu nedenle uygulanacak senaryo istenilen sonucu vermekte yeterli olacak mıdır?
Şüphelerim var…
Dünya sivil havacılığına baktığımızda, şirketlerin genelde; ya Flag Carrier ya da Low Cost mantıklı çalıştığını görürsünüz. Çünkü bir yönetimin kafasında farklı şapkalar zor durur.
Sen, hem bayrak taşıyıcılık yaparak Star Alliance grubunda başa güreşmeye çalışacaksın, hem low cost mantıklı Anadolu Jet ile iç piyasada rekabeti sürükleyeceksin. Sadece bunlarla kalmayıp, Do-Co ile ikram ortaklığı, Havaş ile TGS ortaklığı yürütecek bunlarla da yetinmeyip, Boğazda yalı alarak, turizmin farklı bir boyutuna girmeye çalışacaksın. Şimdi de arabesk kültür örneği bir uygulama olan First Class uygulaması ile segmentini yükseltmeye çalışıp, Avrupa’da bile; değil First Class uygulama yapmak, Business Class uçuşlarda bile yoğun azalma yaşanırken, uygulamaya sokacaksın. İnşallah bu tüm atılımlarda yanılmazlar. Her zaman sıklıkla ifade ettiğim gibi, dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olunabilir.
Gelelim, Candan Karlıtekin’in absürt örneklemesine; Candan Karlıtekin bir röportajında şöyle diyor; ABD başkanı Barack Obama Kenyalı imiş. Barack Obama köyüne gitmek istiyorsa biz onu önce İstanbul’a getirebilir ve sonra buradan da evine götürebilirmişiz. breh breh breh…
Burada; THY’nin uçuş noktalarının çoğaldığı anlatılmak isteniyorsa, bu hatlarda uçan birçok dev havayolları var. Yani tek değilsin. Üstelik İstanbul’a gelmesine de gerek kalmadan.
Neredeyse, “Obama’ya bile öneri götürebilir ve reklam filminde oynamasını isteyebilirdik”havasında bir mesaj verilmeye çalışılmış sanırım.
Sonuç olarak; reklamın iyisi kötüsü olmaz, mutlaka yararı dokunur. THY’nin havacılıkta global oyuncu olabilmesi için, bu tür reklamlar gereklidir. Benim eleştirdiğim konu; reklam ve harcanacak 1,5 milyon Euro’ya yakın para değil. Benim eleştirdiğim, bu reklam senaryosunun sadece First’teki 8 koltuğa veya uçağın tipine endekslenme yanlışlığı ve Aktörün yani Kevin Costner’ın THY’nin önüne çıkma ihtimalinin yüksekliği ( bazı reklamlarda reklamın hangi firma reklamı olduğu unutularak, reklamdaki tiplemelere yoğunlaşmanın yaşandığı bir gerçek.)
Düşünüyorum da; Ülkemizde Seçimle ve atama ile iş başında olanlar ne kadar rahat para harcamaktalar. Bakın aidatla yaşayan dernek, sendika gibi kurumlarımıza, bakın kamu şirket yönetimlerine, ne kadar rahat harcamalar yapmaktalar. İşin asıl komik olan yanı, kimsenin bu harcamaların kendinden bir şekilde çıktığının farkında olamaması.
İyi haftalar…