MH370, 8 Mart 2014 tarihinde Malezya Havayolları’na ait Boeing 777-200ER model uçaktı. Kuala Lumpur’dan Pekin’e doğru seyahat ediyordu. Uçağın Vietnam hava sahasına girmesi planlanırken, uçakla saat 01:21’de iletişim kesildi. Daha sonra tekrar alınan sinyaller, uçağın rotasından çıkarak batıya, Malay Yarımadası’na doğru ilerlediğini gösterdi. Ancak uçağın tam olarak nereye gittiği tespit edilemedi.
PİLOTUN KAÇIRDIĞI İDDİA EDİLMİŞTİ
Uçağın kaybolması, birçok spekülasyona ve teoriye neden oldu. Bazıları, uçağın kaçırıldığını ve bazı teröristler tarafından kullanılmak üzere gizlendiğini iddia etti. Diğerleri, uçağın pilot veya mürettebat üyeleri tarafından kaçırıldığını öne sürdü.
UÇAKTA KİMLER VARDI?
Yolcuların 152’si Çin vatandaşlarından oluşuyordu. Malezya’da 50, Avustralya’dan da 7 yolcu uçağa binmişti. Ayrıca, Endonezya, Hindistan, Fransa, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Yeni Zelanda, Hollanda, Rusya, Ukrayna ve İran’dan da yolcular bulunuyordu. Seyahat eden yolcuların arasında önemli isimler de vardı. Bunun yanı sıra, uçaktaki kişiler arasında yüksek dereceli iş adamı, öğretmen, mühendis, öğrenci ve turistler de bulunuyordu. Uçağın kaybolmasının ardından yoğun arama çalışmaları sonuçsuz kaldı.
MÜRETTEBATLA SON TEMAS…
Uçak Kuala Lumpur havaalanından Pekin’e gitmek üzere havalandıktan 38 dakika sonra, Kaptan Zahrie Shah’ın saat 17.20’de Malezyalı bir hava trafik kontrolörüne verdiği yanıtın ardından kayboldu: “…Ho Chi Minh ile bağlantı kurun (…) iyi geceler.” Uçağın ışıkları daha sonra Güney Çin Denizi üzerinde kuzeye doğru planlanan uçuş rotasından batıya doğru saparken söndü. Yaklaşık 7.5 saat sonra 227 yolcusu ve 12 mürettebatıyla okyanusa çakılmadan önce yakıtının bittiğine inanılıyor. Richard Godfrey, Dr. Hannes Coetzee ve Profesör Simon Maskell, 31 Ağustos Çarşamba günü 299 sayfalık bir rapor halinde yayınlanan yeni araştırmalarıyla bu durumu değiştirmeyi umuyorlar.
AVUSTRALYA’NIN BATISINDA…
‘Çığır açan’ amatör radyo teknolojilerinin ya da zayıf sinyal yayılım raportörünün (WSPR) kendilerini, ‘lanetli uçağın’ enkazının Avustralya’nın Perth kentinin bin 560 km batısında aranması gerektiğine inandırdığını iddia ediyorlar.
125 HATA BULUNDU
Araştırmacılar, bir uçak WSPR üzerinden uçtuğunda sinyali bozduğunu ve bu bilginin erişebildikleri uluslararası bir veri tabanında saklandığını açıkladılar. Amatör telsiz teknolojisinde, MH370’in radardan düştükten ve telsiz bağlantısını kestikten sonra (akşam 6 sularında) altı saat boyunca uçuş yolunu takip etmelerini sağlayan bu hatalardan 125 tanesini buldular. Bu yeni bilgiler, Boeing ve Inmarsat’tan gelen uydu verileri ve sürüklenme analizi verileriyle birleştirildiğinde, ekibin kaza alanını üçgenleştirdiklerine inanmalarına yol açıyor.
“ANALİZLER UYUMLU”
Raporda, “Bu teknoloji son üç yılda geliştirilmiştir ve sonuçlar güvenilir yeni kanıtları temsil etmektedir” denilmektedir.
Açıklama şöyle devam etti:
“Her gün yaklaşık 10 milyon ticari yolcu uçmaktadır ve havayolu endüstrisinin güvenliği bu ve diğer tüm uçak kazalarının nedeninin bulunmasına bağlıdır. Boeing tarafından yapılan analizler ve Batı Avustralya Üniversitesi tarafından Hint Okyanusu çevresinde bulunan enkaz üzerinde yapılan sürüklenme analizleri ile uyumludur.”
TEK BİR PARÇA BULUNMUŞTU
Temmuz 2015’te, Malezya Havayolları uçağı gibi jetlerde bulunan kanat parçasına benzer bir parça Hint Okyanusu’ndaki küçük bir ada olan Reunion’da kıyıya vurdu. Flaperon olarak bilinen parça Fransız uzmanlar tarafından incelendi ve parçanın MH370’e ait olduğu sonucuna varıldı. O zamandan bu yana Madagaskar gibi yerlerde sahillere vurmuş bir avuç kişisel eşya da bulundu.
BAŞTAN SONA ARAMA ÇALIŞMALARI
Arama çalışmalarına ilk etapta 14 ülke katılmış, daha sonra bu sayı 26’ya yükselmişti. Çalışmalara çeşitli ülkelerden 80 gemi katıldı. Gemiler, kayıp uçağı önce Tayland Körfezi, Güney Çin Denizi ve Malaka Boğazı”nda aramış, daha sonra çalışmalar Hint Okyanusu’nun kuzey ve güney koridorlarına yönlendirilmişti. Avustralya, Yeni Zelanda, Malezya, Japonya, Güney Kore, Amerika, İngiltere ve Çin uçakları, Hint Okyanusu’nun güneyinde, toplam 4,5 milyon kilometrekarelik alanı taramıştı. Havadan arama çalışmaları 30 Nisan 2014’te sona erdirilmiş, 5 Nisan’ta deniz altından sinyal alınması üzerine okyanus dibine ağırlık verilmişti. Deniz dibine radarlarla donatılan Bluefin-21 adlı insansız denizaltılar gönderilmişti. Tayland’a ait uydular, şimdiye kadar 300 parça enkaz tespit etmiş ancak bu bu parçalar bulunamamıştı. Geçen yıl Hint Okyanusu’nda Fransa yönetimindeki Reunion Adası’nda bulunan kanat parçasının ve 2 Mart 2016’da Mozambik’te bulunan parçaların MH 370’e ait olduğu ileri sürülmüştü. Avustralya liderliğinde iki yıldır devam eden arama çalışmaları, iz bulunamaması durumunda Haziran 2016’da sona erecek. Arama çalışmalarının Avustralya’ya maliyeti 200 milyon doları aştı.
MH370 KURBANLARININ AİLELERİ NE DİYOR?
Birçok aile üyesi, çalışmalar sona erse de kendi kişisel arayışlarını sürdürüyor. Uçakta bulunanların yakınlarından oluşan bir grup olan Voice370, uçağın kayboluşunun dokuzuncu yıldönümünden birkaç gün önce Pazar günü bir açıklama yayınlayarak yetkilileri aramadan vazgeçmemeye çağırdı. Grup açıklamasında “MH370’e ne olduğu konusunda karanlıkta kaldığımız sürece, benzer bir trajediyi asla önleyemeyeceğiz” diye konuştu. Ancak yetkililer ‘inandırıcı ve kesin kanıtlar’ olmadan yeni bir aramanın onaylanmayacağını tekrarlamaya devam ediyor.