KAYIKCI KAVGASI…

Bu hafta sizlere bazı kehanetlerde bulunacaktım. İsim zikretmeden verilen bilgilerden benim okurlarımın hoşlanmadığını çok iyi biliyorum. Zaten bende o tür bilgileri vermekten kaçınırım. Hatırlarsınız,Teknik AŞ nin toplu iş sözleşmesi sürecinde zavallı bir yazarcık, Teknik AŞ çalışanlarına yönelik,” Rahat olun çok önemli biri ile görüştüm sözleşme bitsin %40 ekstra iyileştirme yapılacak diye yazmıştı. Tabii ki haberin balon olduğu ortaya çıkınca bir çok teknisyen ona güzel(!) mesajlar eşliğinde cevap verdiler. İşte boş atıp tutmanın bedeli ağır olduğundan duyuma dayalı haber yapmıyorum.

Hani berbere sormuşlar saçım ak mı yoksa kara mı diye…Berberde biraz sonra önüne düşecek görürsün demiş…Aynı öyle bir durum söz konusu.
Değerli Okurlarım;

Öncelikle, yazımın başlığında ki “Kayıkçı Kavgası” ifadesine açıklık getireyim. Hiç bir yere varmayan kısır çekişmelerle yapılan kavgaları anlatan bir deyim olarak kullanılan bu sözcük, adeta her kafadan bir ses çıktığı ve karşılıklı çekişmelerin yaşandığı, karşı tarafı alt edebilme kaygısıyla laf olan beri gele tarzı yapılan tartışmalara verilen ad olarak biliyorum. Öncelikle, Kayıkçı kavgasının hikayesine bir bakış atalım ve sonra sektörümüzde yaşanan kayıkçı kavgası misali tartışmalara dönelim.

Eskiden İstanbul’da Eminönü – Karaköy arasında yolcu taşıyan kayıkçılar, müşteri beklerken kendi aralarında kavgaya tutuşurmuş. (Bugünün taksicilerinin,UBER Çekişmesi gibi)  Durup dururken çıkan kavgada sesler yükselir, kürekler havaya kalkar, sağa sola savrulurmuş. Kavga çıkınca etraflarında toplanan halktan bazılarının kafasına kürekler iner, ama kürekler ne hikmet ise kavga eden kürekçilerin hiçbirinin başına değmezmiş. Bu kavga daha sonra denizden karaya taşınmış ve yankesiciler, cami önünde kayıkçı kavgası benzeri düzmece kavgalar ile halkı çevrelerine toplayıp soymayı adet edinmiş.

Tabii ki sektörümüzde yaşanan kayıkçı kavgası misali tartışmaların sonucunda kimsenin kafasına kürek inmiyor ama kürekten de beter laf sokmalar, iş bittikten sonra ben zamanında demiştim tarzı saçmalamalar ve bu saçmalayanlara verilen cevaplar medyamızda sıklıkla yer almaya başladı. İstanbul havalimanının yerinin belirlenmesinden itibaren yaşananları ben böyle görüyorum. “Ben demiştim, zamanında dinlemediler, ahhhh ah… Sakalımız yok ki sözüm dinlensin tarzı yakınmalar…” İstanbul Havalimanı bitmiş ve resmen açılmış olmasına rağmen, hala eleştiriler bitmiyor. Bilen bilmeyen konuşuyor.

İstanbul havalimanı yapım sürecinde, gerek konum, gerek tabiat şartları gerekse, alt yapı sorunlarını devamlı dile getiren ve zaman zaman eleştiren biri olarak, bugünlerde ki suskunluğum pişmiş aşa su katmamak adınadır.

Kısaca, yaşanan aksaklıkları görüp, “ahhh ahhh ben zamanında demiştim ama dinleyen olmadı ki birader” tarzını tasvip etmiyor ve geçmişi irdeleyeceğime, bundan sonraki gelişmelere kendimi odaklamaya çalışıyorum.

Neyse uzatmayayım ve İstanbul havalimanı ile ilgili kayıkçı kavgasına bakış atalım.

Küreğini ilk sallayan THY gibi dünya çapında bir şirketimizin en üst makamına hasbelkader getirilmiş ve sonra da pişman olunup çıkartılmış kişisi Bay Hamdi oldu. Küreğini sallamadığı yer kalmadı ki… Sanırsın kendi sütten çıkmış ak kasık… Laf attığı kişi ise, zamanında el pençe divan durduğu zamanın Ulaştırma bakanı Binali Yıldırım.

Madem kayıkçı kavgası başlamış o halde bende dalayım kavganın içine…Eyyyyy Bay Hamdi Thy’deki son genel kurulunu hatırla. Genel kurul başlamadan önce aynı masada bir şeyler atıştırıyorduk. Tabii ki konu o zamanlarda gündem de olan havalimanının büyütülmesine geldi. Ben mevcut havalimanın büyütülmesi kafama daha çok yatıyor dediğimde, saçmalama Sefaaa…Büyütülmesi düşünülen mevcut havalimanın Arsa değeri en az 10 milyar dolar civarında. O değerli arsaya kıyılır mı Demedin mi?

Bu sözün ne anlama geldiğini okurlarıma bırakıyorum.  Devamlı bir oraya bir buraya döne döne insan ne dediğini de unutuveriyor demek ki…

Bay Hamdi bir kitap çıkartmış ve bu kitapta laf attığı kişilerde, doğal olarak onu yerin dibine sokup sokup çıkartmaya başlamışlar. Bay Hamdi’nin yazdıkları ile konuştuklarının farklı olduğunu belgeliyorlar. Tanıdığım kadarı ile Bay Hamdi sözlerine itibar edilecek bir şahıs değildir. Bu nedenle hangi akla hizmetle kitap yayınlamayı düşündü anlamak mümkün değil. Özendiği kişi Cem Kozlu ise baltayı taşa vurmuş demektir. Cem Kozlu ile Bay Hamdi arasında uçurumlar vardır.

Aslında, Atatürk havalimanının uzatılması veya Silivri’de yeni bir havalimanı inşa edilme projeleri, THY’nin eski yönetim kurulu başkanı Candan Karlıtekin zamanından beri gündem de olan bir konudur. Atatürk havalimanının uzatılma projeleri Candan Beyin zamanında başlamıştı. O zamanlar THY yönetim binasının yanına ek bir bina daha yapılması bile gündemdeydi. Bunların yanı sıra Harp Okulunun karsısındaki subay lojmanlarının da yıkılacağı ve Yeşilyurt a kadar uzatılabilmesi düşünülüyordu.

Aslına bakacak olursanız yeni havalimanı projesinin yanlışı da doğrusu da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ındır. Tabii ki kimse Recep Tayyip Erdoğan Beye laf atamayınca taraflar birbirlerine laf sokuşturuyorlar.

İstanbul havalimanı projesi sadece Atatürk havalimanının yetersiz kalışından dolayı yapılmadı. Bu havalimanı, yapılmak istenen büyük projenin sadece bir ayağı… Bu nedenle resmin bütününe bakmadan ne yapılmak istendiğini anlamak zor. Kanal İstanbul projesinin hala gündemde olduğunu unutmayalım. Yavuz Sultan Selim köprüsü ve yeni havalimanımız hep bu projenin içerisinde yer almakta.

Birazda Bay Hamdi’nin kitabına laf atayım. Bu şahısın kitabını almadım. Çünkü mutlaka kendini övmüştür diye düşündüm. Hakikaten de öyleymiş. Bay Hamdi hala istifa ettim falan diyormuşsun. Ne istifası allasen, kovulduğunu yazsana… Tam genel kurul toplantısına gelirken geri dönüp masanı toplayıp apar topar gitmek zorunda kaldığından bahsettiydin ya…

Kısaca; hak/hukuk yemek, torpil, işçi düşmanlığı, böl-parçala-yönet sistem yönetimi, grev kırıcılığı, yüzlerce çalışanı bir anda işten atmak gibi konularda uzmanlık isterseniz başvurabileceğiniz en iyi adrestir. Görüleceği gibi Allah Büyük… Nereden nereye geldin değil mi ama. Hakkında bir yazı yazıyorum altında bir tane iyi yorum atan yok. Hani biz sözcüğümüz vardır ya…

“Yatacak yeri yok” derler ya işte aynı böyle bir kişilik…
Neyse temenni olarak, Allah Bildiği gibi yapsın diyeyim.

TÜM OKURLARIMIN RAMAZAN BAYRAMINI KUTLUYORUM…

NOT/ Yazıma konu olan bu şahısla ilgili daha detaylı bilgi isterseniz;
https://www.airlinehaber.com/bay-hamdi-fita-iliskilerini-ve-isci-dusmanligini-da-acikla/ yazımı ve
arama butonuna “Hamdi Topçu” yazarak bulduğunuz tüm haberlerin yanı sıra köşe yazılarımı tekrar
gözden geçirebilirsiniz.

Exit mobile version