Ülkemizde meteoroloji kar tahmini yaptığında birde bakıyorsun havayolu şirketlerimiz birbiri ardına seferlerini anında iptal etmeye başlıyor. Yazıyı kaleme aldığım şu saatlerde kar taneleri atıştırıyor yani ulaşımı engelleyecek bir kar yağışı yok ama saferler iptal edilmiş durumda.
Düşünüyorum da, bu kar sadece bizim ülkemizde yağmıyor. Yabancı ülkeler bu tür kar yağışı hafif olan yerlerde seferlerini eksiksiz yapmaktalar. Aslına bakacak olursanız bu görev sadece havayolu şirketlerimizden değil Havalimanlarımızdan ve Handling kuruluşlarımızdan da kaynaklanmakta.
Havalimanlarımızı mükemmel yapıyor inşa ediyoruz ama içine bir türlü kış aylarında kullanılması gereken makine ve teçhizatı koyamamanın yanı sıra karla mücadele edecek ekiplerimize eğitim veremiyoruz.
Kısaca bir eksiklik olduğuna eminim. Kuzey ülkelerine bakıyorum, uçaklar daha kötü hava şartlarında pistlere inip kalkıyor. Bizdeki hava şartlarından çok daha kötü yerlerde trafik aksamıyorken biz havada nem görsek sefer iptallerine gidiyoruz.
Ülkemizin en çok para kazanan kuruluşu olan DHMİ, karla kaplı ülkelerdeki ekipmanları yeteri seviyede sağlamıyor ve elemanların eğitimini neden veremiyor. Geçenlerde su bidonuyla uçağın kanat üzerinde de-icing uygulaması ile tüm dünyaya rezil olduk. Böyle havacılık mı olur?
Sevgili DHMİ yöneticileri, handling yapan şirketler ve havayolları sizler sadece güneşli havalarda mı uçuş yapılıyor sanıyorsunuz.
Yolcular havalimanlarında bekliyor. Kiminin ölüsü var cenazesine yetişecek, kiminin düğünü var, kiminin toplantı veya mahkeme gibi iş ilişkileri… Uçmaları ve gitmeleri gerekli olan yerlere mutlaka ulaşmaları lazım. Uçaklarımız yabancılarla aynı hatta daha modern. İnsanımız da var. Havalimanlarımızın inşaatları her geçen gün neredeyse her şehre bir havalimanı yapılacak şekilde ilerliyor ama içine gerekli teçhizatı kim koyup kim karla mücadele edecek ekiplere eğitim verip denetleyecek?
İşte, bu defa da THY, ATLAS, PEGASUS, ONUR AIR olmak üzere tamı tamına 476 uçuş iptal görünüyor. Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü 3-5 gün önceden nereye ne kadar kar yağacağını artık saati ile bildiriyor ki, bundan daha iyisi Şam’da kayısı. Bu bilgiye göre pistlerin, taxi-route’ların, apronun kardan temizlenmesi, sefere gidecek uçakların kardan, buzdan temizlenmesi (de/anti icing) için organize olunması gerekiyor. Alınacak teçhizat ve malzeme yıl içinde belki 5-10 defa kullanılacak ama seferlerin iptal olmaması için bu yatırımın yapılması mutlaka şart. Havalimanının kar ve buzdan temizlemesi o havalimanını işleten kuruluşun yani DHMİ’nin, uçakların kar ve buzdan temizlenmesi ise havayollarının ve handling şirketlerinin görevi. Meteorolojiden kar yağacak bilgisi geldiğinde eğitimli personel ve faal tutulmuş teçhizatla ve malzeme ile hazır olmak gerekir.
İstanbul’da 1987 Mart ayının 4’ünde başlayıp 1 hafta süren ve yerdeki karın kalınlığı 1 metreyi geçtiği tarihte Atatürk havalimanı pist ve taxi-route’larında kar küreme makineleriyle kürenen kar doğru dürüst hesaplanmadan pist ve taxi-route kenarlarına tepe oluşacak şekilde yığılınca, iniş yapan A310 uçaklarının Nose-Cowl ve Motor Kaportaları, soğuktan donanarak buz haline gelen, bu tepelere sürtünerek çok sayıda Nose-Cowl ve Motor Kaportalarında limit dışı hasarlara neden olmuştu THY’nın elinde yedek komponenet kalmadığı için 2-3 uçak OAG durumuna girmişti. Bu söylediğim parçaların fiyatları milyon dolar civarındadır. Allah’ım, sen insanlara kaldıramayacakları yük vermezsin, İstanbul’a da kar yağdırma diye duaya mı çıkacağız.
Uzun lafın kısası, bence biz bu işi bilmiyoruz ve öğrenmeye de niyetimiz yok.
3 Yorum
- Yorumların Sıralanışı
- Yeniden Eskiye
- Eskiden Yeniye
Duygularımıza tercüman olmuşsunuz Sefa Bey, teşekkür ederiz.
Hocam tam duayen eleştirisi ve tavsiyeleri. bir kişinin bile olumsuz yorum yazması mümkün olmayan bir makale olmuş.
Size aynen katılıyorum Sefa Hocam.
Geçen haftaki hadiselerde bile civar belediyelerden personel ve araç temini yoluna gidilip küçükte olsa etkili çözümler üretilebilirdi Atatürk ve Sabiha Gökçen Havalimanlarında.
Ama dediğiniz gibi, niyet olmayınca yapacak birşey yok. Nasılsa mücbir sebep diye bir fıkra var taşıma sözleşmelerinde. Havayolu uçuşu iptal ediverir, DHMİ ‘artık önümüzdeki olaylara bakacağız’ deyiverir, olduğumuz yerde sayar dururuz olan yolcuya olur.
YouTube’a akan damacana videoları gibi görüntülerde olayların kurdelası olur artık.