Kardeş kelimesi bilindiği üzere karındaştan geliyor. Aynı anne ve babadan doğmuş veya aynı anne ve farklı baba veya aynı baba ve farklı anneye sahip olmak da kardeşliği esas kılar. Kardeş, kardeşin kaderdaşıdır. Ortak sevinçte, ortak kederde, doğal zeminde ve fıtrat gereği buluşmaktır kardeşlik.
Turizm camiası açısından “Kardeş” ne anlam ifade edebilir ona değinmek istiyorum.
Ülkemizin hemen hemen her şehri birer tarih yatağıdır. Doğal güzellikleri de buna eklenince, muazzam bir seyranlık ortaya çıkıyor. Bu seyranlıklarımızı, bence yeteri kadar tanıyamadığımız için yeteri kadar sunamıyoruz da.
Kendi ülkemizin değerini bilmediğimizdendir, başka ülkelerin klasik bir fotoğrafını bile sosyal medya mecralarımızda paylaşıyor, hayranlığımızı ortaya döküp bunu arkadaş çevremize de sunuyoruz. Neden mi? Eh onlar da bizden geri kalmasın da hayran olsunlar diye bence. Oysa bizde o kadar güzel doğal ve tarihi güzellikler var ki.
Konumuza hakim olmaya başlayarak başlığımın hakkını vermek istiyorum şimdi. Madem değeri yüksek olan bir coğrafyada stratejik bir konumdayız, bunu farklı projelerle destekleyerek değere değer katmalıyız.
Mesele şu; siz eğer kendinizi tanıtmazsanız firmalar sizi eksik tanıtır. Bunu kurumsallaştırırsak, örneğin, eğer Antalya, Belediyeleri, Valiliği ve Kaymakamlarıyla; Otelcileriyle, Fabrikacıları ve İş Adamlarıyla, Futbol Takımlarıyla, Seracılarıyla ve hatta Esnafıyla birlik olup aynı an ve aynı mekanda kendini tanıtırsa daha verimli sonuç alacaktır bana göre.
Bunun en ideal ve en ekonomik yöntemi de Kardeş Şehir projelerine yoğunlaşmaktır. Kardeş Şehirlerin sponsorluklarında, şehrin ilgili yöneticilerinin ve medyasının da katkısı ile kent meydanlarında o kardeş kentli ile buluşmaktır.
Her şehrin, kardeşini ağırlamaktan memnun olacağından şüphemiz yok. Bu sponsorluklarla her şehrimiz kendini bedava tanıtma fırsatını bulacaktır.
Esnafımız esnafları ile, fabrikatörümüz fabrikatörleri ile, otelcilerimiz de acenteleriyle bir araya gelme fırsatını değerlendirecektir.
Sadece otelci veya turizm firmaları değil her sektör kendini bulacak, belki de karşılıklı maddi manevi bağlar oluşturulacaktır. Bu kardeşlik ilişkileri de iş ortamını renklendirdi mi kalkınma ve direk kanallarla döviz aktarımı daha kolay ve az masraflı olacaktır.
Kardeş şehirler projesi sadece kağıt üzerinde ve protokol sahnelerinde bırakılmamalıdır. Tabana yayılmalıdır.
Ne dersiniz? Belki bu fikrimizi uygulayacak bir belediye çıkar da örnek projeleri beraber alkışlarız.