KAR YAĞDI TÜM KURUMLARIMIZLA SINIFTA KALDIK. “İLKER AYCI DÖNEMİ SONA ERDİ”  SIRA TAŞERON UYGULAMALARDA…

KAR-YAĞDI-TÜM-KURUMLARIMIZLA-SINIFTA-KALDIK.-“İLKER-AYCI-DÖNEMİ-SONA-ERDİ” -SIRA-TAŞERON-UYGULAMALARDA...

 

Geçtiğimiz hafta yurdun genelini saran yoğun kar yağışından İstanbul da fazlasıyla nasibini aldı. Günler öncesinden meteoroloji uzmanlarının yaptığı uyarılar, yollarda yaşanan rezalete ve hayatın her alanda yine durma noktasına gelmesine engel olamadı. Meteoroloji 5 günlük tahminlerde göstermesine karşın, sanırım kimse böyle yoğun bir kar bekleyişinde değildi. 

Buna benzer bir olay,4 Mart 1987 yılında benimde THY’de çalıştığım döneme rastlar. Ancak Atatürk havalimanında yaşanan o olayda fatura çok daha yüksek olmuş ve THY’nin A310 tip yolcu uçaklarının beş veya altısı iniş sonrası taxi yolu kenarındaki donmuş kar yığınına çarpan nosecowl’ları (motorun önü) hasarlanmıştı. Kısaca büyük maddi hasarlara yol açmıştı. Atatürk havalimanında kar temizliği yapan araçlar, A310 motorlarının açıklığını ve yere yakınlığını hesaba katmadan kar kümesini taxi yolunun kenarına yığmış ve aprona gelmeye çalışan büyük gövdeli A310 uçaklarının sağ motorları bu kar tepeciklerine çarpmasına yol açmıştı. 

Yolcu manzaraları ise İstanbul havalimanındakiler gibiydi…

Yeni İstanbul havalimanında yaşanan olaya döndüğümüzde ise, yollardaki yoğun karla pistteki yaşanan aksaklıklar hava trafiğini de çok olumsuz etkiledi. Hava muhalefeti yüzünden ertelenen uçuşlar ve yaşanan aksaklıklar,  havalimanına girişi ve çıkışı felç eden ulaşım sorunu ve temel ihtiyaçların bile yeterli biçimde giderilemediği uzun bekleyiş, istenmeyen manzaralara ve haklı olarak büyük tepkilere ve isyanlara neden oldu.  Neyse ki, bu badireyi de birkaç yaralanma dışında ucuz atlattık.  

Bu durumda herkesin işbirliği içinde ortak akılla hareket edip, dünyanın en büyük ve yeni havalimanında yaşanan aksaklıklar karşısında şapkasını önüne koyup düşünerek, kendi eksiklerini sorgulaması ve gidermesi gerekirken, bunun yerine bu tarz doğal afetlerden bile siyasi polemik çıkararak, gündeme gelmeye çalışan ve adeta çırpınan zavallılara açıkçası çok acıdım. Hani bir atasözümüz vardır. Koyun can derdinde, kasap et derdinde misali, bilgisizce eleştiriler yaptılar. Tavanı çöken o kargo binası, THY tarafından yaptırılmıştı. THY yeni kargo binası inşaatı devam ederken, ufak tefek kargolar için o geçici inşaatı yaptırmış ve çok büyük bir kargo terminali tamamlandığı için artık yıkma zamanı gelmiş hatta geçmişti bile…  ( yayınlanan resimlere dikkat ederseniz o kargo binası denilen yerdeki kargo raflarının boş olduğunu görebilirsiniz.) Havacılıkla uzaktan yakından bilgisi ve alakası olmayan kişi, bu binanın burada ne işi var diyeceğine tam tersi bu kargo binası yıkılamaz deme gafletine düşmenin yanı sıra birde burası zaten yıkılacaktı diyen bakana laf attı. 

Kısaca buradan o malum kişiye o kargo binasının “GECİCİ” ismi ile anıldığını öğretmek lazım. (Geçici ismi, adı üstünde, “kısa dönem için inşa edilmiş ve aslı kullanıma açıldığında yıkılacak bölüm” için kullanılıyor) Bu arada İGA yönetiminin, havaalanının her bölümünü bilen birisi eşliğinde yeni terminalin ve kargo binasının her tarafını bu tür magazin gazetecilerine de gezdirip bilgilendirmeleri yararlı olacaktır diye düşünüyorum. 

Kısaca;  Bu krizin ve yaşanan aksaklıkların faturasını tek bir kuruma ya da kişi veya kişilere yıkmanın çok büyük haksızlık olacağının kanaatindeyim. 

İBB ve Karayolları Genel Müdürlüklerinin sorumluluklarındaki yollarda yeterli tuzlama ve kar küremenin yapılmaması, trafiğin doğru yönlendirilip önceden önlemlerin alınamaması, havayolu şirketleri ile havalimanı işletmecilerinin mahsur kalan nerdeyse 20.000 bin yolcunun temel ihtiyaçları karşısında yetersiz kalması yadırganacak bir konu değildi. Sonuç olarak bu yaşananlar, yoğun kar yağışı gibi dünyanın olağan bir iklim olayı karşında bile ülke olarak ne kadar çaresiz ve eksik olduğumuzu gösteriyor. 

İstanbul’un merkezine uzak ve şehir merkezleri ile yüksek sıcaklık farkı olan bir yerlere açılan bir havalimanını, üstelik metro gibi raylı ulaşım hizmeti olmadan hizmetlerin yürütülmesi ister istemez bu durumu kaçınılmaz hale getirdi.

Çalışanların özverili gayretiyle saatlerce ara vermeden süren çalışmalar, evlerine dönemeyen, işyerlerinde ağır koşullarda işine devam etmek zorunda kalan personellerin yaşadığı çileyi kimse konuşmuyor bile. Her ay trilyonlarca aidat ödediğiniz sendikalarınızdaki ağalar ve kâhyaları sıcak odalarından sıcak çaylarını yudumlarken sizi twitleyip yellenmekten başka bir şey yapmadılar. Yolda kalan üyesine sıcak bir çay ya da yiyecek uzatabilecek veyahut yanlarında olabilecek vizyonu da, kabiliyeti de yine göremedik onlarda. Trilyonluk araçlara binen bu zatların maalesef bu tarz acil durumlar için üyelerine hizmet sunabilecek hiçbir imkânları yokmuş… 

Ayrıca; İstanbul havalimanının yolcu salonları, 20.000 i aşkın yolcu kapasitesini kaldıracak gibi değil ki… Neymiş efendim, oteller çoğalmalıymış. Tamam, da 450 yataklı bir otel var. Birileri yer kiralayıp, ikinci bir otel yapalım demişte İGA hayır mı demiş.  Havalimanının etrafına oteller yapılmalıymış. Tamam,  da kimsenin elini tutan mı var. Dolu arsalar var orada özel teşebbüs oteller yapabilir. Otelleri illa ki İstanbul havalimanı mı yapmak zorunda?

Kısaca; 

Sendikasıyla, belediyesiyle, hava yolu ve liman işletmesiyle devleti temsil eden bütün ilgili kurumlarıyla görüyoruz ki bu tarz iklim koşullarında sorun yaratmayacak tesis ve imkânlar hala eksik ve yetersiz. Bu nedenle, tek başına şu veya bu suçlu demek çok büyük haksızlık olur. Tabiatın verdiği bu dersten sonra, ilgili birimler mutlaka mevcut imkânlarının yeterliliğini bir kez daha sorgulayacak bir daha ters ayakta yakalanmayacaklardır. 

İLKER AYCI DÖNEMİ SONA ERDİ…

İlker Aycı beyin istifasını duyduğumda hiç şaşırmadım diyebilirim. Çünkü hem Teknik hem de THY sözleşme görüşmeleri henüz bitmemişken, İlker Aycı bey ve tabii ki o zamanki yönetimin bir anda sendikanın alabileceğinden fazla bir rakamı vermesi,1975 yılından itibaren gördüğüm toplu iş sözleşmelerinde yaşanmış bir durum değil… Normal olarak bu süreçte daha grev kararı alındıktan sonra bile altı ay gibi uzun süre sözleşme imzalanamayabiliyor. Kısaca argo tabiri ile “bekle babam bekle” misali…  

THY ve Teknik AŞ gibi binlerce çalışanı olan bir şirketin çalışanlarına ödenecek olan o rakamların günlük faizi bile çok yüksek rakamlar içerirken, henüz, toplu iş sözleşmelerinde süreç bitmeden bir anda yeni maaşları açıklaması beni şaşırtmıştı. 

Ancak şimdi İlker Aycı’nın ne yapmak istediğini tahmin etmeye çalışıyorum. 

Bu erkenciliği, THY’den ayrılacağını düşünüp, Pandemi döneminde yapmak zorunda olduğu kesintileri bir an önce vererek eskiye döndürmenin yanı sıra çalışanlarla helalleşme yoluna gitme arzusu olabilir.  Toplu iş sözleşmelerin de, grev aşamasına henüz gelinmemişken bu jest ’den sanırım çok kişi memnun olmuştur. 

İlker Bey’in Nisan ayındaki genel kurulda yönetimden çekileceğini sizler gibi bende tahmin ediyordum. Ancak bu istifa erken sürpriz oldu. 

Neyse olmuş bitmiş artık fazla deşmeye de gerek yok. Ancak bundan sonra İlker Aycı nerede çalışır veya hangi ülkeye gider bunu birlikte göreceğiz. 

Bildiğiniz üzere THY genel kurullarında bir nevi çalışanların sözcüsü imiş gibi söz alıp, THY’nin tüm yönetim kurulu üyelerinin, konukların ve hissedarların olduğu bir ortamda, çalışanların sorunlarını genel kurullara taşıyıp, isteklerde bulunurum. Bu isteklerimi dikkatle dinleyen İlker Aycı Bey, gerek toplu iş sözleşmesi imza paralarında, gerekse Antalya toplantılarında ki başarı primlerinin Teknik çalışanlarına da verilmesi ile ilgili isteklerime hiç hayır dememiştir. Ancak, THY ve Teknik AŞ çalışanlarının pass bilet uygulamasındaki seniority (kıdem) uygulamasının kaldırılarak kontuarlarda eşit muamele konusu hala çözülmüş değil. 

Şimdilerde ise çözülmesi gereken, iş barışını bozan, çalışanların kendini ikinci sınıf gibi görmesine neden olan THY’deki taşeron uygulamasını gündeme getirmeye çalışacağım.

Değerli Okurlarımız;    

.  İlker Aycı’nın yönetim kurulunda zaten tanınmış ve kendini ispatlamış birçok yönetici var. Bu kişilerden Prof.Dr Ahmet Polat’ın başkan olması gayet mantıklı bir karar. Akademik geçmişindeki bilinirliğinin yanı sıra halen yönetim kurulunda oluşu, THY’nin kaldığı yerden aynen devam edeceğini gösteriyor.   

İlker AYCI gitmeden personelinin gösterdiği fedakârlığı karşılıksız bırakmayarak onları beceriksiz sendikalarının insafına bırakmadan ücretlerinde yaptığı iyileştirme ile çalışanlarının bir nebze olsun yüzünü güldürüp bu ağır ekonomik koşullarda onları bir parça olsun rahatlatmıştı.  Pandemi gibi bütün dünyayı çok olumsuz etkileyen tüm ağır koşullara rağmen birçok havacılık firması iflas ederken çalışanlarının özverisiyle, kargodaki başarıyla şirketin büyümesine büyük katkılar sunmuş birçok eleştiriye rağmen onun döneminde zorlu ve tarihi bir taşınma süreci kazası belasız gerçekleştirilmişti.  Bu açıdan kendisi, başarı ve olumlu katkılarından dolayı, teşekkürü hak ediyor.

THY Yönetim Kurulu başkanlığına atanan, Prof Dr Ahmet Bolat ve diğer yönetim kurulu üyelerini AirlineHaber olarak tebrik ediyor, şirkete ve sektöre hayırlı olmasını diliyoruz. THY’de TUSAŞ da uzunca yıllardır üst düzey yöneticilik yapmış, kurumsal hafıza ve tecrübeye sahip ayrıca akademik bilgi ve birikimi olan birinin göreve gelmiş olması sevindirici. Umarım bu avantajıyla haklı olarak bundan sonraki yükselen beklentileri karşılayıp kurumun başarı çitasını daha da yükseklere taşıyıp, THY’nin şimdiye kadar gözlemlediğim ve başarılı gördüğüm, Cem Kozlu ve İlker Aycı gibi THY’nin en başarılı Yönetim kurulu başkanlarının arasında yer alacağını tahmin ediyorum. Allah yolunu açık etsin…

Bizler her zaman olduğu gibi çalışanlarımızın ve okurlarımızın sorun ve taleplerinin takipçisi olmaya, onların özgür ve bağımsız habercilik anlayışıyla seslerini duyurmaya devam edeceğiz.  Haksızlık ve adaletsiz uygulamaları eleştirmek kadar, başarıları ve doğru işleri teşvik ve takdir etme sorumluluğumuzdan asla taviz vermeyeceğiz.

ÖNEMLİ NOT/

Biraz önce tarafıma atılan bilgilendirme yazısında 17/01/2022 tarihi itibarıyla pas bilet seniority sıralaması THY personeli ile aynı seviyede yapılacakmış. Bu konuyu THY genel kurulunda ilk dile getiren olarak en az sizler kadar memnun olduğumu bilmenizi isterim.
Ancak yine aldığım yeni bilgiye göre, Uygulamanın, Bay Hamdi zamanında Teknik AŞ’den ayrılan Hat Bakım ünitesinde o dönem çalışıp sonra tekrar Teknik AŞ ye dönenleri kapsadığını belirtiliyor.

Exit mobile version