İŞVERENLER SENDİKADAN NEDEN KORKAR Kİ…

sendika-sefa-inan

Sevgili Okurlarım;

Adeta arada derede olsa sizlere haber atmaya devam ediyorum. Aslında haber atmayı ve köşe yazıları yazmayı seven biriyimdir. 1991 yılında UTED derginin yeni yüzüyle sizleri tanıştırdığın andan itibaren UTED dergilerin giriş sayfasında mutlaka yazım vardır. Kısaca 1991 yılından bu güne kadar tamı tamına 30 senedir medyanın içindeyim.   Profesyonel olarak çalıştığım havacılık dalında ise 30 sene bilfiil çalışma hayatım oldu. Havacılık sektöründe çok güzel günler geçirdim ve mevcut durumda da sadece emekliyim.

En sevdiğim konular hep çalışanların sorunları ile ilgili olanlardır.  Dernekçilik ve Sendikacılık konusunda deneyimli olmamın yanı sıra çalışan kesimin sorunlarını da iyi bilirim. Bu nedenle daha çok sendikal konulara yer veriyorum.

Her gün birçok kişi ile telefonla görüşmek durumunda kalıyorum. Çalışanların sorunları bir türlü bitmiyor. Telefonla arayanlar, whatsapp üzerinden mesaj atanlar, mail ortamını kullananların hepsine cevap veriyorum. Çalışanlardan sıklıkla aldığım, “Abi çok teşekkürler sizi seviyoruz” sözleri milyonlara bedel…

Neyse yazdıklarımı zaten biliyorsunuz biz en iyisi yine yeni konulara yoğunlaşalım.

Bildiğiniz ve takip ettiğiniz üzere THY pandemi döneminde birçok önlemler aldı. Tabii ki THY yönetimin görevi önce şirketi sonra da çalışanları gözetmek olmalı. Bu mantık çerçevesinde düşünerek önce THY yönetimine bir göz atalım.

Bence THY yönetimi pandemi döneminden itibaren bu şimdiye kadar görülmemiş krizde başarılı oldular. Her ne kadar çalışanlarda derin mağduriyetler yarattılarsa da bu yaptıklarının, geçici hamleler olduğunu düşünüyorum.

Ne yaptı THY; Önce sendikalarla konuşarak belirli kesintiler yapacağı konusunda anlaştılar. Mevcut mağduriyetlerin mutlaka çözüleceğine söz vererek, çalışanların önüne bir protokol koydular. Bu protokolde maaşlarının belirlenmiş bir miktarda, geçici bir süre için, kesileceği yazılıydı. Çalışanlar iki arada bir derede kaldı. Malum pandemi dönemi, uçuşlar azalmış ve filonun çoğu yerde…

Malumunuz olduğu üzere THY çalışanlarını Hava-İş sendikası temsil ediyor. Kısaca yetkili sendika Hava-İş. Çalışanların genelini ilgilendiren konularda sendika yetkili olunca tabii ki işveren önce Hava-İş sendikası ile görüşerek, mevcut durumda aynı maaşları ödeyemeyeceğini belirterek aralarında bir protokol yapılmasını sağladılar. THY ayrıca işi sağlama almak için çalışanlarına da ayrıca bu protokolü imzalattı. Kısaca iki taraflı kendini sağlama aldı.

Ancak bazı çalışanlar, işveren tarafından önlerine imzala denilerek konan protokolü imzalamadı. Tabii ki bu kişiler sadece devlet yardımı alabildiler. Ancak tüm THY çalışanlarının ve sendikalarının imzaladığı bu protokolü bazı çalışanlar imzalamayınca işveren, işten atma yasağı olduğu için, bu konuda hiçbir şey yapamadı.

1 Temmuzdan itibaren işten çıkartma yasağı bitince, haydi bismillah, ilk olarak bu 24 kişiyi işten attı.

Bizim yasalar çok ilginç. Resmen “tavşan kaç tazı tut” misali… Bu yasalarla, sendikacılık ve çalışma hayatını sürdürebilmek çok zor.

Tabii ki yine asparagas haberler ortalığa düştü. Bazıları 2500 kişi işten atıldı diye bile yazdı. Aslında işten çıkartma sadece yukarıda yazdığım nedenlerle 24 çalışana yönelikti. Şimdi diyeceksiniz ki ne suçları vardı da işten atıldılar. Yasalarımız malum, bazı çalışanlarla yollarını ayırmak istiyorsan, ya işletmesel sorunlar, ya da verimsiz demek yetiyor. Tazminatı verip iş akdini feshedebiliyorsun. THY’de işte aynısını yaptı ve bu çalışanlarla yollarını ayırdı. İş akdine son verilenler zaten bu riski bildiklerinden şaşırmamışlardır.

Şimdi THY ve Teknik A.Ş çalışanlarını ne bekliyor derseniz, THY ve Teknik AŞ yönetimlerinin özel bir sayı azaltma politikası ile sistematik olarak çalışanlara yükleneceğini sanmıyorum. Bu yanlışa imza atmazlar…

Tabii ki Allah korusun yine bu tip bir virüs salgını ile karşılaşmadığımız sürece demem gerekiyor. Öyle bir durum tekrar yaşanır ve sektör durma noktasına gelirse ne yapmak zorunda kalırlar bilemem.

Değerli okurlarım;

Birazda sendikacılıktan bahsedelim. İşverenler Sendikacılıktan neden korkar ki?

1975 yılından itibaren bu sektörün içindeyim ve en az 30 sene sendikalıydım. Sendikaları çok iyi tanırım. Şimdiye kadar havacılık sektöründe doğru dürüst bir sendikacılık gördüğümü söyleyemem.  THY’nin ve Teknik A.Ş nin sendikası varda ne yapıyor?

Bazı şirketlerin çalışanlarının sendikalı olmasın diye çalışmalarını ve sendikalı olursanız atarız, satarız gibi korku salmalarını anlayabilmiş değilim. Sendikalı olmak yasa dışı bir şey mi? DEĞİL.

Ben işveren olsam sendika üyesi olmayı serbest bırakmanın yanı sıra tavsiye bile ederim.

Mevcut kanunlarla ve mevcut çalışan yapısı ile sendikaların eylem, grev yapabilmeleri zaten çok zor. Ayrıca, sendikaların işverenle olan “tavsan kaç tazı tut” misali çalıştığını bilmeyeniniz yoktur.

Sendika yönetimleri bu işi bedava yapmıyor ki… Şirketten para da almıyorlar Ücretlerini çalışanlar ödüyor. . Kısaca;  Onlar da ekmek peşinde. Mevcut yetkili sendikaların, Toplu iş sözleşmesi zamanında işverenle zaten baş başa verip konuştuklarını bilmeyeniniz yoktur. Örneğin, işveren %20 vereceğim derse, sendikalar aman ha bu rakamı telaffuz etmeyin ki biz çalışanlara sizi zorlayarak aldığımızı deklere edeceğiz diyorlar. Bazı sendikacılar, İşveren bize %10-15 arası en fazla zam yapabiliyorum diyor ama biz kabul etmeyerek sizlere %20 aldık diyen ikili oyunlara rastladım.

Sonuçta işverenin anons ettiği en fazla vereceğimiz %10-15 arasındadır sözünü yayarlar ve biz bu rakamın üstünde alacağız, işçiyiz güçlüyüz nidaları ile merak etmeyin diyerek topluma güven telkin etmeye çalışırlar. Kısaca, ”Al Gülüm Ver Gülüm” yaparlar, sonuçta sendikanın değil işverenin dediği olur. %20 alınmıştır. Çalışanlar, yaşasın, bravo sesleri ile sendikaya alkış tutarlar, yere göğe sığdıramazlar. Oyun başarılı bir şekilde neticelenmiş işveren ve çalışanlar kendilerinin sayesinde bu rakama ulaşıldığına inanırlar.

Sevgili işveren, çalışanlardan ve sendikalardan bu kadar çekinmeyin yahu… Onlarda ekmek parası için bu işi yapıyorlar. Siz sendikacılığı işyerlerine sokmak istemedikçe, sendikaların prestiji artar. 

Bırakın sendikalaşsınlar. Hatta dernekleşsinler. Yasaların elverdiği ölçüde çalışmalar yapsınlar.  Sonunda yasalar zaten eylem ve iş yavaşlatmalarına müsaade etmiyor ki. Sendika kursunlar, temsilciler seçsinler ve bu temsilciler sizlerle görüşsün. Dertlerini anlatsınlar. Yapabileceklerinizi yapın yapamayacaklarınızı yapamıyorum deyin. Muhatap olarak sendikayı alın, çalışanlarla neden kötü olasınız ki?  

Sevgili işverenler, büyüklerimizin bir sözü vardır.

“Maşa varken Elini Ateşe sokma” derler. Sizde maşa görevi yapan sendika ile sorunları kolayca çözün. Çalışanlarınızla neden dalaşasınız ki… 

Sizlerin nasıl yasal dayanaklarınız varsa onlarında var. Bakın THY’de ve Teknik AŞ de iki ayrı sendika var. Biri Hava-İş diğeri Özçelik İş… Ne yapmışlar? Çalışanlara sorun kimse memnun değil.  Adeta işçi değil işveren sendikası gibiler… Herkes işverenle değil sendikayla dalaşıyor. İLGİNÇ Değil mi?

Bugün bana gelen bir mailde Pegasus’ta sendika üyesi olacaklar diye işten çıkartılan çalışanların işyerinde kalan özel eşyalarını alamadıklarını yazıyor. İnanamadım ama yine de buradan yetkililerden teyit alayım istedim. 

Bana gelen mailde “Şu anda kartlarımız iptal edildiği için şirketin içerisinde özel eşyalarımızın olduğu dolaplardan eşyalarımızı alamıyoruz” deniyordu.

Bu uygulamaya ilk defa rastlamıyorum. THY’de zamanında buna benzer bir uygulamayı yaptı ama çok daha farklı… İş akdi feshedilen kişinin, işyerindeki dolabından almak istediği özel eşyalarını, işten çıkartılan arkadaşın şirketten bir yetkili eşliğinde alabilmesini sağladılar. Bu yöntem son derece mantıklı. Adamın şahsi eşyasına bir an önce ulaşmasına kimsenin itirazı olamaz herhalde.

İşten çıkartılan bazı Pegasus çalışanları beni arayıp, sorunları ile ilgili bir video çektiklerini ve bu videoyu bize yayınlatmak istediler.  Haydaaa… Nedir bu video diye sorduğumda, malum siteye bu videoyu yollamak istediklerini fakat onların kabul etmediğini söyledi.

Yahu ben Pegasus’daki sendikal sorunu şimdi duyuyorum.

Airlinehaber olarak, şimdiye kadar bize yolladığınız her hangi bir bilgi yazısı veya bülten yok ki. Durduk yere bu videoyu ön yazı olmadan, konuya vakıf olmadan nasıl servis edeyim diyerek, kiminle irtibatta iseniz onlar yayınlasın dedim. Onlarda yayınlamadı sanıyorum.

Vardır Bir Bildikleri…

Exit mobile version