Değerli okurlarım,
Hepimiz yeni yıla pandeminin yarattığı sosyal ve ekonomik travmaların gölgesinde her şeye rağmen yeni umutlar ve yeni beklentilerle girdik. Havacılık sektöründeki toparlanma çabalarına karşın virüsün yeni varyantlarıyla dünyadaki artışı endişe ile sürüyor. Bu endişelerin üzerine, ülkemizdeki ekonomik gidişatı da koyunca, bence hepimizin akıl ve vücut sağlığımızdan tutun da harcamalarımıza kadar her konuda, çok dikkatli olunması gereken bir dönemdeyiz.
Başta sağlığımız ve işyerimizin sağlıklı işleyişi için yeterli tedbirlerin alınması ve alınan önlemlere de herkesin mümkün mertebe büyük bir ciddiyetle riayet etmesi gerekiyor. Evinde hastası, yaşlısı olan arkadaşlarınızı ve onların ailelerini de düşünün. Farkında olmadan sebep olacağınız bir kaybın asla telafisi yok. İşyerinde karantinalar ve virüsün bulaştığı kişilerin eksikliği ile istemeden de olsa çalışan arkadaşlarınıza fazladan yüklenen iş yükünün ağırlığını da düşünün. Bu nedenle, tüm bunların farkındalığı ile daha dikkatli olun. Şayet tedbirler yetersiz ve yöneticiler bu durum karsısında ilgisizseler, mutlaka daha üst makamlara durumu iletmekten çekinmeyin.
Sektörde 40 yılı aşkın bir süre geçirince günümüzle geçmiş arasındaki farkları her alanda çok rahat görebiliyor, iyiye giden şeylere sevindiğimiz gibi kötüye giden hallere de üzülmeden edemiyorsunuz.
Eskiden daha az sayıda bir personelle daha sıkı dostluklar ve çok daha güçlü beraberlikler yaşanırdı. Sendikalar ve dernekler belirli özel günlerde personeli bir araya getiren, kaynaşmayı sağlayan ve herkesi motive eden bir takım etkinlikler yapardı.
Biz 10 liralık aidatlarla UTED yönetimindeyken şuan yılbaşı gecesi için kişi başı 10.000 lira alınan GÜNAY ve Maksim gibi İstanbul’un en gözde mekânlarında yemekli eğlenceler düzenlerdik. Senelerce hiç ara vermeden yayınladığımız dergimizle, yüksek miktarda reklam geliri kazanır, bunu kutlama gecelerimizde ve her sene üyelerimize verdiğimiz hediyelerimizde harcardık. THY yönetiminden, bu gecelerimize katılan, çok tanınmış sanatçılar için ücretsiz biletler talep eder ve onlar da bu muhteşem gecelerimize katıldıkları için bizleri kırmazlardı. Bu avantajlarımızla ülkemizin en tanınmış sanatçılarını gecelerimize çıkartırdık.
Sibel Can’dan tutunda Nükhet Duru, Candan Erçetin, Muazzez Abacı, Muazzez Ersoy, Seda Sayan, Dansöz Tanyeli, Demet Sağıroğlu, Cenk Eren, Coşkun Sabah ve isimlerini şimdilik hatırlayamadığım o dönemlerin gece hayatının en önde gelen isimleriyle üyelerimizi buluşturur, bir gecelik bile olsa onlara ne kadar değerli olduklarını hissettirirdik.
Tabi organizasyonların kalitesi ve saygınlığı sayesinde işletmelerimizin genel müdürlerinden tutunda yönetim kuruluna kadar birçok kişi de teşrif ederek çalışanlarla yan yana otururlardı. THY’nin yönetim kurulu üyelerini ve genel müdürü sahneye çıkartır ve Pelit Pastanesinin sahibinin bizlere hediye olarak yaptığı 500 kişilik uçak seklinde pastamızı, üyelerimizin alkışları ile kestirdikten sonra, onlara derneğimizin teşekkür plaketlerini takdim ederdik.
Şimdilerde son zamlarla her ay 2-3 milyon TL Teknikten alan Özçelik İş’e ve bunun 2-3 katını da THY A.O üyelerinden alan Hava İş sendikasına ve sektördeki derneklere bakıyorum da resmen hepsi bu kadar büyük bütçe ile ölü balık taklidi yapıyorlar. Bunca parayla lüks ve şatafat içinde yüzen yönetimlerin özel günlerde bir tweet atmak ve bir mailden başka bir halt yedikleri yok.
Yahu pandemide bile aidatlarınızdan bir kuruş geri adım atmayarak kanını emdiğiniz üyelerinize bu kadar kötü bir dönemde bir parça moral olacak bir etkinliği, ya da onları mutlu edecek bir yılbaşı hediyesini de mi çok görüyorsunuz?
Birileri kızacak belki hep kendi yaptıklarını anlatıyor diye. Kardeşim bizim derdimiz övünmek değil, bizden sonra gelen nesile emsal teşkil etmesi için dile getiriyoruz. UTED derginin ofset basım ücretinin yanı sıra, Yılbaşında UTED olarak hiç boş geçmedik. Üyemizden aldığımız aidatlarla (10TL) yurt dışından özel UTED logomuzla getirttiğimiz, bugün ki değeri 700-800 TL civarında olan SLAZENGER marka kol saatleri dağıtmıştık. Bu saatler ve her sene yaptırdığımız özel hediyeler çok da beğenilip herkesçe de çok rağbet görmüştü diye hatırlıyorum. Ayrıca Bakırköy İstanbul caddesindeki deniz manzaralı mülkü de bu 10 liralık aidatları biriktirerek almıştık.
Pardon az kalsın unutuyordum. Derneğe Mülk almamın yanı sıra, ben derneği 2006 yılında bırakırken, genel kurulda ve tutanaklarda görüleceği üzere, banka hesabında 520.000 TL vardı. (2006 daki dolar kuru, 1,35 TL olduğuna göre benim dönemimde yeni yönetime bırakılan para 385.000 Dolar ediyor) Benden sonra gelen 3 ayrı yönetim zamanında bu paralara ne oldu? Hem de aidat 30 TL iken… Araştırılması gereken bir konu… Duyduğum kadarıyla, her yıl yılbaşı hediyesi vermeyi, nede yıllardır yayınlanan UTED dergiyi pandemi dönemi bahanesiyle, sanal ortama taşımışsınız.
Teknik A.Ş deki bu metal kafa ile THY A.O’daki bu tepeden inme, havadan sendikacılık yapanlara bakıyorum da hakikaten utanmamak elde değil. İki sene saat dağıttılar. Biri Afrikalıların kiloyla alıp sattıkları türden, ötekisi ise ortaokulda el işi derslerinde talebelerin yaptığı türden bir duvar saatini anımsatıyordu. Bir ara laptop çantası dağıttılar, sonra da bayan çantası ve cüzdanla kendilerini tekrarı etmeyi bile becerememişler. Hava İş’ in lokum-çikolata rezilliğini konuşmuyorum bile…
Sendikadan ne bir duyuru nede haber bile verilemeden çantalar ve cüzdanlar güya el altından dağıtılmış. Üyelerin paralarıyla milyonlara mal olan bu hediyelerin ne kadarının dağıtıldığı, kime ne verildiği, sendikaya öfkeden ya da hediyelerin kalitesizliğinden dolayı alınmayan ve dağıtılmayan kısmının akıbetinin her yıl ne olduğu tamamen muamma…
Artık eşe dosta mı gitti, yoksa sağa sola peşkeş çekilip ya da bir kenarda çürümeye mi bırakıldı, bilinmez. Teknikte depolardaki duyduğumuz malzeme yolsuzlukların, hırsızlıkların ardından insanın aklından ister istemez her şey geçiyor.
Şimdi bu sene aynı yöntemle Tahtakale’de seyyar tezgâhlarda satılan türden bir Bluetooth hoparlör dağıtacaklarmış. Yıllardır aidatını kemirdiğiniz üyelerinize adam gibi bir hediye bile dağıtmayı beceremeyen işe yaramaz adamlardan başka ne beklenir ki… Ne teknisyenler gününde ne bayramında ne yılbaşında hiçbir faaliyetiniz ya da bir etkinliğiniz oldu mu? Üyenize indirimli dil kursu anlaşması dışında sesinizi sedanızı duyan yok. İklimlendirilmiş odanızdan, hangarlarda cansiperane çalışan üyelerinizin sorunları ile ilgilenilebileceğini mi sanıyorsunuz?
THY yönetiminin, çalışanların özverili başarısına karşı duyarsız kalmayarak, öğrendiğim kadarıyla bizzat da İlker Aycı beyin iyi niyeti sayesinde yüksek miktarda zam aldınız.
Hoş, işverenin kendiliğinden verdiği bu zammı bile almayı, üyenize doğru dürüst anlatmayı da rezil oyunlarınızla beceremediniz ya neyse… Artık bu amatör sendikacılara artık söyleyecek laf da bulamıyorum. Her gün hangarlarda megafonlarla sloganlarla nara çekip, sahada şaklabanlıklarla dönemlerini ve ceplerini dolduran bu adamlardan ne beklenir ki?
Ne rezilliklerinden utanan ne de bu acizlikten gocunup istifa eden var. Hatasını kabul edip özür dileyecek erdemli delikanlılık bile olsa saygı duyulur. Hangi yüzle daha duruyorsunuz o koltuklarda !! Kursağınızdan nasıl geçiyor aldığınız o yüksek maaşlar? Hangi yüzle biniyorsunuz o milyonluk araçlara?
İmzaladığınız sözleşmeyi hala üyeye soruyor gibi yaparak onların aklıyla alay eden rezillikler yasanmış. Bu kişiler, hala görevleri başında ve sendikanın maaşı ve arabasıyla onu bunu suçlayarak kendini aklamaya devam mı edecek? Edin bakalım daha ne kadar sürer bu sefanız…
Bunların üyelerine değer katacak organizasyonlar yapmak, onları verilecek anlamlı hediyelerle değerli hissettirecek vizyon da, onure edecek feraset de yok maalesef.
İlker AYCI‘nın, çalışanların emeği ve fedakârlığıyla fazlasıyla hak ettiği için verdiği zammı, siz oturduğunuz yerden hiçbir halt beceremeden alıyorsunuz. Sizin deyiminizle Temmuzdan itibaren yapılan zamla sizin aidat geliriniz de % 110’lara varan oranlarda artmış oldu. Utanmazlık bu.
Bu işçinin parası kardeşim, her kuruşunu onlara harcamak zorundasınız. İşverenin verdiğinden bir gram dahi fazla alamayan beceriksiz kukla sendikacılığınızla bu saltanatı sürmeyi hak ediyor musunuz? Tek derdiniz oturduğunuz koltuklardaki geleceğiniz…
Ey Özçelik İş, Hava İş den bugüne kadar neyi fazla aldın da utanmadan onlardan fazla aidat alıyorsun. Az biraz vicdan ve utanma duygunuz varsa bu zamlardan sonra yükselttiğiniz aidatı oranlarını eski haline düşürürsünüz.
Ben zaten bu tarz kutsal işlerin parayla makamla yapılmasına ezelden beri karşıyım. Rantın olduğu her yerde yalan da haksızlık da, ahlaksız da olur. Kaldırın bakalım aidatı, vermeyin bakalım o maaşı ve o lüks arabaları da görelim gerçek cengâver sendikacıları. Kimler lafta değil özde fedakârmış herkes anlasın…
Devamlı ettiğiniz süslü ve üst perdeden slogan lafları tükürüp, tükürüp yalamaktan bıkmadınız mı?
NOT/ Benim gözümde sendikacılık artık bitmiş durumda. Henüz idari maddelerin görüşülmesinin bitmediği bir sözleşmede, işveren henüz toplu iş sözleşmesi süreci devam ederken, tek taraflı parayı verip sözleşmeyi bitirebiliyorsa, sendikalara hiç gerek yok. Sendika yönetimin yanı sıra bir dolu yancı (Şube başkanları) işçinin emeği ile kazandığını yemekle meşgul…
Bu nedenlerden ötürü çalışanlar, bundan sonra Aidatları sendikaya değil, işverene mi verseler acaba:)