İŞVEREN-SENDİKA-ÇALIŞAN İLİŞKİLERİ…

son-resım-sefa-ınan

Geçtiğimiz hafta ülkemizdeki sendikacılık ve seçim sisteminin en büyük ayıplarından birini daha yaşayarak tamamladık. El altından oldubittiye getirilerek yapılmaya çalışılan BASKIN DELEGE SEÇİMİNİ sizlere haber sitemizden duyurmuştuk.  Ardından hiçbir tarafı olmadığımız ve sadece demokratik bir ortamda gerçekleşmesini arzu ettiğimiz şube yönetimi seçiminin bize ulaşan tüm bilgilerle sizlere aktarmaya çalıştık. Maalesef bunlara rağmen hiç hoş olmayan tehdit ve baskıların gölgesinde anti demokratik yöntemlerle seçimin sona erdirildiğini gördük.

Bence bu konuda her kesime ayrı ayrı söylenecek çok şey ve sorulacak çok soru ile üzerinde düşünülecek çok husus olduğunu düşünüyorum.

Sizlerin üyeliği ve ödediği aidatlarla hayat bulan sendikaların, adınıza işverenle toplu sözleşme masalarına oturan, hakkınızı savunan ve kazanımlarınızı korumak ve artırmak zorunda olan bu kurumların maalesef amacı dışında her türlü güç, koltuk ve menfaat savaşına dönüştürülüp THY Tekniği istedikleri gibi at koşturma alanına dönüştüğünü üzülerek izledik.

Bir taraf sırtını genel merkeze ve işveren desteğine dayayarak sandıkta kaybettiği delege seçimini ahlaka ve hukuka uymayan biçimde rakiplerini maça çıkartmadan galibiyetini ilan etti. Bu ahlaka ve vicdana ve adalete sığmayan yöntemin herkes tarafından kabul göreceğini düşünüyorsanız bence yanlıyorsunuz.

İçinizden eski yönetimden bile olsa, muhalif ya da farklı görüşte hiçbir sese bile tahammülünüzün olmadığını izledik.

Bir yandan da seçimde delege çoğunluğunu kazanarak önde kapatan Kırmızı Listenin bu baskı ve tehditlere boyun eğerek seçimden çekilmesi kendisine oy ve destek verenlere haksızlık olmadı mı?

Böyle bir iddiayla yola çıkanlar bu tarz olaylarla karşılaşacağını hiç düşünemedi mi? Birlikte yola çıkanlar yan yana omuz omuza durma cesaretini gösteremedi mi?

Şimdi koca Teknik AŞ’yi bir atölyeden 2 kişiyle hat bakımı, uçak bakımı ve diğer ofislerle kalan birimleri neye göre nasıl temsil ettiğinizi söyleyeceksiniz. Onların birimlerine ve çalışma koşullarına özel sorunlarını ile ilgili nasıl çözüm nasıl iletişim kuracaksınız? Biz yaptık, biz seçtik oldu demek yetecek mi?

İşverenin işi sadece çalışanlarla ilgili konulara eğilmek değil ki. Onun asıl işi para kazanmak ve işletmesini büyütmeye çalışmak…

Bu nedenle çalışanlarla ilgili maddi konuları, sendika ile birlikte düzenliyor. Tabii ki sendika bilmediği bir konuda çalışanları nasıl temsil edecek. Hele hele Teknik AŞ de mümkün değil. Çünkü Teknik AŞ çalışanlarını temsil eden Öz Metal İş sendikası, havayolu işletmeciliğinde SIFIR BİLGİYE HAİZ.

Ayrıca yönetime koyduğunuz kişiler, mühendis, uzman, memur gibi iş gruplarını temsil etmediği gibi aynı bölümde kendinize biat eden kişileri seçmeniz ne kadar ahlaki olmuştur.

Hangi yüzle bu adamların taleplerini soracak, onların adına masaya oturacaksınız? Anlamakta güçlük çekiyorum.

Açıkçası bundan sonraki süreçte ne yaparsanız yapın bu durumu izah edemezsiniz? Aynı biçimde pes eden, şube kongresine dahi gidemeyen bir ekibin kendisine oy verenlere bu durumu nasıl izah edebileceğini merak ediyorum.  Umarım onlarda farklı tekliflerle kendilerine oy verenleri yarı yolda bırakmamıştır.  Yoksa öteki ısmarlama yönetimden hiçbir farkı kalmaz.

Aidat aldığı üyesini savunmak yerine işiyle, ekmeği ile tehdit ettiren ve bir şekilde baskı kuran bir sendikaya kim bundan sonra güvenebilir ki?

Ya tek başına seçime giren MAVİ LİSTE onlara ne demeli ki? Karsı taraf sizin arkadaşınız, aynı atölyelerde birlikte çalışıyorsunuz. Diyelim ki bir şekilde Kırmızı liste seçime giremedi. Peki, siz Mavi Liste olarak, Kırmızı listedeki arkadaşlarımız, meslektaşlarımız olmadan seçimi oldu bit tiye getiremeyiz diyerek seçimi bir başka güne erteleme isteği yaptınız mı? Yoksa rakibinizi egale ettirerek maçı oynamadan hükmen kazanmayı mı yeğlediniz.

Bu muydu sizin demokratik anlayışınız? Umarım yaşanan bu rezaletleri Anadolu Şube yönetimi seçiminde de yaşamayız.

Sevgili şirket yönetimi; Sizler ve bizler biliyoruz ki, getirdiğiniz veya size önceden ısmarlanan bu sendikayla sırf istediğiniz gibi yönetme, istediğiniz ücret ve çalışma politikaların hayata geçirme pahasına, vurmadığınız darbe kalmadı.

Maalesef THY’nin eski yönetim kurulu başkanı Bay Hamdi Topçu döneminde başlayan iş kolu değişikliklerinden sonra ısmarlama sendikacılık yaptırmayı tarih hiçbir zaman affetmeyecektir. Tarihin bile asla affetmeyeceği büyük hatalarla ne büyük yaralar açtığınızın farkında bile değilsiniz. İşkolunu değiştirmeniz ve istediğiniz genelgeyi ya da yönetmeliği hayata geçirmeniz ve toplu sözleşmelerde her istediğinizi sendikaya kabul ettirmenizin karşılığında sendikayı koruduğunuzu, çalışanınızın aidatının sendikaya peşkeş çekildiğini artık görüp anlamayan kalmış mıdır?

Kısaca;

Sendika ayrı tehdit eder, işveren çaktırmadan baskı kurar… İşçi kendi içinde parça, pörcük ne yapacağını bilmez durumda. Dertlerini anlatıp çözüm üretecek ne dernekleri(!) var nede kendilerini anlayabilecek ve temsil edecek sendikaları… Kısaca işverenin iki dudağı arasında sıkışıp kalmışsınız. Belki de işveren bu rezilliği görür ve devreye girip hakkı yenen İş gruplarını destekleyici hamleler yapar. Unutmayın ki geçen toplu iş sözleşmesinde sizlere verilen 1500 TL imza parasına imza atan sendikaya rağmen THY yönetim kurulu başkanı yapılan hatayı görüp rakamı 5000TL ye çekmişti.

Neyse sonunuz hayırlı olur inşallah diyeceğim ama maalesef görünen pek de öyle değil…

Exit mobile version