Üçüncü Havalimanı yatırımının yüzde 90’ı tamamlanmış durumda. Şirket, inşaatı 29 Ekim’de yapılacak açılışa yetiştirmeye çalışıyor.
İstanbul’un yeni havalimanı inşaatı için İGA CEO’su Kadri Samsunlu ile dev şantiye alanındaki ofisinde buluştuk. Şantiyenin girişinde hafta, gün, saat, dakika ve saniyeyi gösteren büyük bir pano var. Yarış, ilk uçağın 29 Ekim’de tekerleğini piste koyabilmesi için zamanla bir yarış yaşanıyor…
İstanbul’un yeni havalimanı inşaatı için İGA CEO’su Kadri Samsunlu ile dev şantiye alanındaki ofisinde buluştuk. Program doğrultusunda yürüyen çalışmaları anlatırken büyük bir heyecan yaşayan Samsunlu, yeni havalimanında yolcuların rahat etmesi için sağlanacak olanakları, girişimcilere sunulacak fırsatları da anlattı. Yolcu kapasitesi kadar ihracatçılar için büyük bir önem taşıyan kargo kapasitesine ilişkin de özel açıklamalarda bulundu.
Kadri Samsunlu çok iddialı
29 Ekim’e kadar olan süreçte herhangi bir gecikme durumu var mı?
29 Ekim’de açacağımız kısmın yüzde 90’ı tamamlanmış durumda. Önümüzde beş ay var. Bu sürede bir gecikme olmadan havalimanını hazır hale getireceğiz. Altyapı tarafı yüzde 93-94’lere geldi, üst yapıda da yüzde 80’leri geçmiş durumdayız. Yani şu an itibariyle bir sıkıntı yok ve 29 Ekim’de hazır olacağız.
Bugünkü düzeyden ileri olacak şey nedir?
Yolcuların daha evlerinden çıkmadan mobil cihazları üzerinden kendi uçuşlarıyla ilgili bütün bilgilere ulaşmalarını sağlayacağız. Yol durumu, havalimanı doluluk durumu, uçağın durumu gibi bilgileri yolcuların cep telefonları üzerinden görmelerini sağlayacağız. Otoparkta yer ayırtma sistemi olacak. Atatürk Havalimanı’na göre iki kat civarında yeni teknoloji X-ray cihazları, 2,5 kat civarında pasaport kontrol bankoları olacak. Böylece yolcuların bekleme sıkıntısını aşmış olacağız. En büyük müşteriniz THY olacak. Havalimanında uçağı kaçırtacak kadar meşhur özel yolcu salonları (lounge) var.
Burası bir adım daha ileriye mi taşınacak?
Burada toplam 20 bin metrekare lounge alanı olacak. Bunların 11 bin metrekaresini THY yapacak. Kalanını diğer havayolları ve özel sektör yapacak. Özel lounge’ların yönetimini de büyük ihtimalle TAV yapacak, iki şirket de bu geçişin çok uyumlu bir şekilde yapılmasını destekliyor ve katkı veriyor. Bizim de Atatürk Havalimanı’nın kapanması ve yeni havalimanının açılması döneminde insan kaynağından da faydalanmamız gerekiyor. Bu konuda da TAV ile çok yakın işbirliği içindeyiz. Atatürk Havalimanında çok ciddi yetişmiş insan gücü var. Bunlardan olabildiğinde fazla sayıda olan çalışanı buraya almak istiyoruz.
Ne kadarlık bir personelden bahsediyoruz?
Yaklaşık olarak 2 bin 500 civarı personeli alacağımızı düşünüyorum ama bunun üstü de olabilir. TAV’ın yaptığı hizmetleri biz zaten burada dışarıya vereceğiz. Güvenlik tarafına ciddi sayıda personel alacağız. Onun dışında operasyon tarafında belli kadroyu almayı hedefliyoruz. Özellikle bagaj sisteminde ve saha operasyonlarında kullanmak için. TAV’ı iş ortağımız olarak görüyoruz.
Havayolu şirketleri ile nasıl bir çalışma programı oluşturuyorsunuz?
60’a yakın havayolu ile işe başlayacağız. Atatürk Havalimanında 53-54 tane var. Şimdi burada biz iki pisti açıyoruz. Bu da günlük 80 hareket demektir. Atatürk’te bu en fazla 72 olabiliyor. Üçüncü pist de açılınca 120-130 harekete çıkacağız. Böylece şu anda İstanbul’a sefer düzenlemeyen bazı havayollarının geri geleceğini düşünüyorum.
12 yılda 12 milyar Euro kira ödeyeceğiz”
“Devlet bize finansmanda yardımcı olmak için belirsizliği azaltacak bazı garantiler verir. Atatürk Havalimanı Dış Hatlar’ı yapıldığında da garanti vardı. Yolcu geldiği sürece garanti kağıt üzerinde kalıyor. Biz belli bir yolcu sayısını tutturunca ben o parayı yolcudan alıyorum. Devlet bana bir para vermiyor. Buradaki bize verilen garanti 12 yılda 6 milyar Euro. Biz 12 yılda sadece kira olarak 12 milyar Euro ödeyeceğiz.”
Az konuşulan bir alan olan kargo bölümünde nasıl bir farklılık yaratacaksınız?
THY, son iki yıldır sessiz bir şekilde kargoya odaklanmış durumda. Türkiye’de 2O15’te taşınan toplam kargo miktarı 300 bin tondu. Geçen yıl bu rakam 1,2 milyon tona çıktı. Bunun yüzde 90’ı Atatürk Havalimanı’ndan yapılıyor ve yüzde 97’si de yurtdışına gidiyor. Ama orada da altyapı tıkandığı için istesiniz de büyütemezsiniz. Burada Türkiye’nin net bir şekilde ulaştırmayla ilgili vizyonu var.
Bu vizyon da şunu diyor: Birincisi liberalleşme, İkincisi dünyada öne çıkma ve üçüncüsü de altyapıyı kurma. Türkiye’de havaalanı sayısı son 15 yılda ikiye katlandı. Yolcu sayısı yurtiçinde sekiz, yurtdışında dört katına çıktı.
Siz burada nasıl olanaklar sunuyorsunuz?
Burada sadece kargo için ayrılmış 1,4 milyon metrekarelik bir destek bölgesi var. Burada başlangıç kapasitesi 4 milyon ton olacak. Nihayetinde biz bunu 5,5 milyon tona çıkaracağız. Bugün dünyanın en büyük kargo terminali olan Hong Kong’da toplam işlem 4,9 milyon ton. Avrupa’da en büyük kapasite Frankfurt’ta ve o da 2 milyon ton. Biz burada hem yolcu hem de kargo hub’ı olacağız. Kargo trafiği, kargo altyapısı, bunların hepsi Üçüncü Havalimanı’na konmuş durumda. Biz burada İstanbul’un 100 yıllık kargo ve yolcu kapasitesini karşılayacak altyapıyı sağlayabiliriz.
Çok iddialı sözler söylüyorsunuz.
Kargonun önü acayip açık. Kargo için uçak almak yetmez. Altyapıyı getirmek gerekir. Ondan dolayı tekrar söylüyorum, bu proje tam anlamıyla Türkiye’nin havacılık sektörünün önündeki 25-50-100 yıllık hedefleriyle uyumlu. Türkiye bugün 1,2 milyon ton ile Avrupa’da altıncı, dünyada 16’ıncı sırada. 5-10 yıl içinde bu havalimanı dünyada ilk beşe girecektir.
Dünyanın en değerli şirketlerine bakın: E-bay, Amazon, Alibaba. Amazon Cincinnati’den günde 200 uçuş yapıyor. En son 60 tane uçak satın aldı ve kendi filosunu kurdu. E-bay, Amazon, Alibaba’yı 10 yıl sonra tanıyamayacağız. Bunların dünya ticaretini ele geçirdiğini adım adım görüyoruz.