Hava İş Sendikasının değerli üyeleri, sevgili meslektaşlarımız,
11-12 Kasım 2017 tarihinde yapılacağı açıklanan Hava İş 28. Olağan Genel Kuruluna katılmak için bir araya gelen Zeytin Dalı Grubu olarak hepinizi sevgi ve saygı ile selamlıyoruz.
Bu gün genel kurula kısa bir süre kala bazı konuları sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Bir sendika üyesi için temel beklenti sendikasının kendisine sahip çıkması, arkasında durması, kazanılmış haklarından vazgeçmemesi, gelişen koşullara göre çalışanların hak ve çıkarlarını gözetmesidir.
İşveren ise masaya oturduğu sendika yönetiminin tüm çalışanların temsilcisi olup olmadığına bakar. Temsil yeteneği olmayan, üyesinin güvenmediği bir sendika ile yapılacak her türlü anlaşma ve uzlaşmanın çalışan kesimde karşılığının bulunmadığını, benimsenmediğinden bilir.
İşte bu nedenle işverenin müdahil olmadığı bir seçim süreci sağlıklı ve temsil yeteneği yüksek sendika yapısının oluşması için gereklidir, zorunluluktur.
Bizler Kasım ayında yapılacak genel kurulda aday olacak tüm grupların gücünü üyelerden alması gerektiğine,demokratik bir yarışa dışarıdan gelecek her türlü müdahalenin seçime gölge düşüreceğine, üye iradesinin yansımasına engel olacağına inanıyoruz.
Geçen hafta basında çıkan ‘ Kamyoncular Geliyor ‘ haberinin doğru olmadığını ümit ederken Hava İş Genel Başkanının kamuoyuna yansıyansöyleşisimaalesef kaygılarımızı haklı çıkardı. Genel Başkan tarafından doğrulanan “taşıma delege” iddiası, gerçekten vahim bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzu ortaya koydu.
Hava İş, adı üstünde sivil havacıların sendikasıdır. Sendikamıza kamyoncu, taksici, kurye vs. grupların üye olması yasal haklarıdır. Ancak takdir edersiniz ki bu mesleklere mensup emekçilerin ” Uçuş Emniyeti ” merkezli faaliyet gösteren havacı emekçilerinin iş koluna ve uluslararası alanda büyük bir atılım içindeki Havacılığımıza katacak birşeyleri yoktur.
Bu gerçek ortada iken kamyon ve taksi şoförlerinin üye yapılıp genel kurula delege olarak getirilmesinin akla, mantığa, etik kurallara uyduğunu iddia etmek, bizlerin bilgi, tecrübe ve emeği ile alay etmekten bir farkı yoktur. Genel Kurula bunlar delege olarak gelirse kurul şaibeli olur ve meşrutiyeti tartışmalı hale gelir. Bu ortamdan çıkacak sendika yönetiminin muhatap alınması, havacılık iş kolunda hiç bir sorunu çözmez ve mutsuz korunmasız hiç bir sorunu çözülemeyen çalışanlarla birlikte en büyük yarayı ” UÇUŞ EMNİYETİ ” alır.
Bu noktada temsildeki adaletsizliği ortaya koyan bazı rakamları sizlerle paylaşmak istiyorum;
Bugün Hava İş Sendikasının üye sayısının % 72 si kabin-kokpit uçucu, % 28 i yer personelidir olup sendika gelirinin en az % 90 ı uçucu üye aidatlarından gelmektedir. 300 delegelik genel kurulda ise uçucular 97 (%30) delege ile temsil edilmekteydi. Şimdi bu rakam kamyoncu delegeler nedeniyle daha da aşağıya çekilmeye çalışılmakta, 160 uçucunun oyu bir kamyoncunun oyuna eşdeğer hale getirilmektedir. Çünkü mevcut yönetim en çok hiç bir sorununa çözüm bulmadığı uçucu kesimden çekinmekte, ‘ Karşıma aday bile çıkaramazlar‘ tehdidini savurarak gözdağı vermeye çalışmaktadır. Bunu geçen seçimde yaptılar ve başarılı oldular, tek bir uçucu delegesi bile tehditler yüzünden salona giremedi.
Yani mevcut yönetim 20 bin üyeden sadece 5 bini tarafından seçilmiş uçucular dan tek bir oy bile alamamıştır.
Genel Başkanın ‘ iş kollarını ben birleştirmedim Bakanlık birleştirdi. Tüzüğü de ben yazmadım, günün şartlarına uygun değil ama ben bu tüzükle seçime gireceğim. Yapacak bir şeyim yok.’ sözleri çaresizliğin değil isteksizliğin ifadesidir. 3,5 senedir tüzüğü değiştirmek için hiç bir girişimde bulunmayıp şimdi bu tüzüğün açıklarını kullanarak temsil ve delege sistemini bir takım birleştirme , kaydırma ve kamyoncu operasyonu ile istediği şekle sokmasının ne anlama geldiğinin takdirini siz çalışanlara bırakıyoruz.
Bu noktada şeffaf sendikacılığın gereği olarak Hava İş Sendikasının hangi iş yerine kaç delegelik verdiğini, havacılık dışında olup üye ve delege yapılanların kimler olduğunu, sendikaya ne zaman üye olduklarını, ne kadar aidat ödediklerini ve kaç kişiyi temsil ettiklerini öğrenmek en doğal hakkımızdır. Kanun, yönetmelik ve tüzüklerin açığını kullanarak genel kurulu dizayn edip üye iradesini manipüle ederek seçim kazanmak ve onların aidatlarını korumalarla birlikte hovardaca harcamak etik değildir ve mesleğimize hizmet etmediği gibi Hava İş kurumsal yapısına zarar verir.
Biz ” Zeytin Dalı ” Grubu olarak tüm THY çalışanlarını kucaklayan demokratik ve adil bir yarışın içinde olmaya hazırız. Hiç bir parti, ideoloji ve şahsın uzantısı veya temsilcisi değil, sadece ve sadece çalışanların sesiyiz. Bu sendika bizi ya duyacak ya da kaybedecektir. Sendikamız yer görevlisinden muhasebecisine, kargocu dan ikramcı ya, teknisyenden hostesine, kaptanından dış istasyonlarda görev yapan çilekeş personeline kadar hepimizindir. Bu nedenle siz THY çalışanlarını aynı platformda omuz omuza dayanışmaya davet ediyoruz. Bu uğraş içinde bizleri yalnız bırakmayacağınızı biliyor, şimdiden teşekkür ediyoruz.
Saygılarımızla.
Zeytin Dalı Grubu adına
Kaptan İskender CARKÇI