İnsanların Gelir Düzeyi Arttıkça Korkuları Büyüyor. Atlaszedelerde ”Armut Piş Ağzıma Düş” Misali

sefainan--13122020-yazısı

Sevgili Okurlarım;

Alışmışız her hafta bol haber bulup yapmaya ve köşe yazılarımızla geçmiş haftayı yorumlamaya hala aynı düzende devam etmek istiyorum. Sektörde bol haber olursa köşe yazısı yazmak kolay olmakta. Ancak sektörün mevcut durumunda, haber bulmakta yorumlamakta takdir edersiniz ki zor oluyor.

Tabii ki şimdiye kadar hiç boş geçmediğimden iki arada bir derede de olsa konu bulmaya, bulamazsam da, çalışma hayatımda eskiden yaşanan olayları sizlere sunmaya çalışıyorum.

Geçen haftanın en flaş haberleri her zaman olduğu gibi yine Airlinehaber de idi.  Kısaca iflas eden ve arkasında bir dolu mağdur bırakan Atlas Global’in yanına Onur Air gelecek diyordum ve gördüğünüz üzere geldi sayılır… Tabii ki batan şirkete ve patrona yakın yöneticilerine yine bir şey olmayacak, mağduriyet yaşayan, haklarını alamayan her zaman olduğu gibi yine alınteri ile çalışan kesime olacaktır.

Devamlı gündem de tuttuğumuz Atlas Global’in bir şekilde iflası öncesinde ve sonrasında yaşananları aynen yazmıştım. Atlas Global iflasını istemeden önceki aylarda da maaş ödemiyor, ha bugün ha yarın diye çalışanları geçiştiriyordu. Çalışan kesim ne yapsın. Başka yerde de iş bulamayacağını bildiğinden patron belki bizim hakkımızı verir diyerek şirketi ayakta tutmaya çalışıyorlardı. Uzatmayalım şirket sonunda İflasını istemek zorunda kaldı. Arkasında bir dolu borç ve kul hakkı bırakarak.

Bu iki şirkette yaşananları kimse yazamaz ve sağır dilsizi oynarken, Airlinehaber yine her zaman olduğu gibi yine mağdurların yanında yer aldı.

Ancak benim anlayamadığım iflas edip en azından 2000 çalışanın mağdur kaldığı Atlas Global’ de 20-30 kişilik bir grubun, kurdukları platformla hak arayışlarına devam ederken, diğerlerinin hiçbir eylem, destek veya direnişte bulunmadan “Armut Piş Ağzıma Düş” misali beklemede kalması oldu.

İnanın ki onlar yerine ben utandım.  Atlas Global sonunda, çalışanların borçlarını bir şekilde ödemek durumunda kaldığında bu sessiz çoğunluk, borçlar dağıtılırken ilk sıraya girenler olacaktır. Hem de utanmadan sıkılmadan… 

Geçen hafta Atlas Global’in yanına birde Onur Air’i ekledik. Bu iki şirketimizdeki yaşananları size eksiksiz olarak sunmaya devam edeceğiz.

Değerli okurlarım;  

Havacılık sektörü büyük yatırımlar gerektiren, buna karşın kârlılığı küresel ölçekte cirosunun yüzde 10 unu bile geçememesinin yanı sıra her türlü ekonomik/siyasi istikrarsızlıktan kolaylıkla etkilenebilen bir sektördür.

Havacılıkla iştigal eden İşletmeler, bu koşullar altında rekabet ederken, aynı zamanda sürekli gelişen teknolojiye ayak uydurmak ve yeni yatırımlar yaparak büyümek zorundadırlar.

İşletmeler açısından finansal olanaklarının önemli bir kısmının uçak alımına ayrılması rasyonel değildir.

Çünkü Havayolu şirketleri operasyonlarının temel ve en yüksek maliyetli unsuru olan uçakları, farklı biçimlerdeki leasing alternatifleri aracılığıyla operasyonlarına katabilmeleri mümkündür.

Leasing sistemi, işletmeler için istenilen eşya, araç ve uçakları alabilmek veya kiralayabilmek için başvurulan bir sözleşmedir.  Birçok şirket bu sistemle uçak almaktadırlar.

Çok yüksek maliyet içeren varlıklar için sıklıkla başvurulan bu sistem bir finansman yoludur.

Havayolları tarafından tercih edilen bu sistem operasyon el veya finansal olarak yapılmaktadır.  Leasingin öne çıkan iki türü finansal ve operasyon el olabilmekte. Bu iki modelin içinde finansal lease, cazipliği açısından ön plana çıkmaktadır.

Kısaca; Havayolu şirketleri filolarının önemli bölümü farklı lease yöntemleriyle edinilmiş uçaklardan oluşmaktadır. Filolarında 300-400 uçak bulunduran şirketlerin en fazla 40-45 kadarı kendisine aittir. Örneğin THY çoğunlukla finansal leasing sistemini benimsiyorsa da operasyon el lease sistemi ile kiraladıkları uçakları da vardır. Aynı sistemi Pegasus da uygulamaktadır.

Örneğin; THY’nin filosunda bulunan B737 Max lar finansal lease sistemi ile alınmış olup 10 veya 12 sene sonra mülkiyeti THY’nin olacaktır.

THY’nin İstanbul havalimanına hızlı ve vukuatsız olarak taşınmasının yanı sıra pandemi dönemindeki kargo seferlerini (kendi uçakları ve kiraladıkları ile birlikte) başarılı sürdürüyor.

Eurocontrol’dan alınan bilgiye göre 30 Kasım-6 Aralık arasında,THY’nin 552 sefer ile başta olduğu görülüyor.

Görüldüğü üzere THY; Lufthansa, Ryanair ve Easyjet gibi tanınmış şirketlerden çok daha fazla uçmakta. THY’nin zaman zaman medya da dile getirilen yaptırımlardan ve kısıtlamalardan çok fazla etkilenmediği takdirde düze çıkacağına inanıyorum. Tabii ki bu inancım tüm havayollarımız ve havalimanlarımız içinde geçerli.

Lufthansa devi her nedense bu aralar sefilleri oynuyor. Almanya gibi bir ülkenin en büyük havayolunun düştüğü duruma bakın. İnanılmaz…

Bu başarılı gidişat umarım uzun süre devam eder ve çalışanların pandemi dönemindeki kayıpları, şirket düze çıktığında bir şekilde telafi edilebilme yoluna gidilebilir. 

Kısaca; THY bu krizi en zararla atlatacak gibi… İşleri kolay değil. Tüm pandemi döneminde, THY olarak devlet nereye derse oraya uçtular, para pul aldılar mı almadılar mı bilemem tabii ki. Cumhurbaşkanlığı makamı en azından masrafları karşılamıştır diye düşünüyorum. Şimdilerde de aşı taşınacak. Umar ve dilerim ki THY bu tabloda ki verileri tüm pandemi dönemince devam ettirebilsin.

Çalışma Hayatımız:  

Bildiğiniz üzere insanlar gelir düzeyleri yükseldikçe korkuları büyüyor. Çünkü öyle veya böyle aileleri ile birlikte bir düzen kurmuşlar ve oraya buraya borçlanmış oluyorlar. Yani ayaklarını yorgana göre uzatmıyorlar. Kimse elindeki kaybetme riskini göz ardı edemiyor. Bu da birlikte hareket edebilmeyi mümkün kılmıyor. İnsanlar örgütlenemeyince, organize olunamıyor ve münferit çıkışlarla hak aramak hiçbir fayda sağlamadığı gibi, çalışanların işlerinden de olma riskini taşıyor.

Çalışanların temsilcisi olan sendikaların aynı işveren gibi, bulundukları iş kolunu çok iyi tanıyıp, şirketlerinin gidişatını iyi irdeleyip makul ve haklı isteklerle hedefe odaklanması gerekiyor.  Kısaca şimdiye kadar sendikaların amatörce davranışları, piyasada ki şartlara göre mevzilenme eksiklikleri ve zamanlama açısından yaptıkları yanlışlar, işverenin profesyonel yönetimi ile her zaman çakışmıştır.

THY’de ben şimdiye kadar hiçbir genel kurulda sendikacı göremedim. Hâlbuki bazı dernek ve sendikaların ellerinde THY hisseleri mevcut. Hal böyleyken, genel kurullarda kendilerince yapılan yanlışları anlatamıyorlar.

Hatırlıyacağınız üzere, bir birey olarak bile THY Genel kurulunda,yönetime çalışanlara yönelik yanlışları anlatıp, bazı yanlışların düzeltilmesini istemiş ve THY olarak düzeltme yoluna gidilmişti. Ben sıradan bir hissedar olarak çalışanlar için istek yapabiliyorsam sendika neden yapamasın ki.

Arzu ederlerse bana vekalet versinler onlar adına ben konuşayım.

Koskoca dernek ve sendikaların ellerinde bende bile bulunmayan hisse miktarları ile devreye girmemesi veya girememesi çalışanların temsilciliğine soyunan sendika yönetimlerin acizliğidir.

Bazıları da orada burada atıp tutuyor. Şu yolsuzluk yapılmış, bu yolsuzluk yapılmış diyerek gündem oluşturmaya çalışıyor ve genel kurul günü geldiğinde ise ortada her nedense görünmüyorlar. Birde bakıyosunuz ki ne belge var ne kendileri… Bu tipler var ya bu tipler… Resmen soytarı.

Sen genel kurul denilen Er meydanından kaçacaksın sonra da orada burada arkadan atıp tutacaksın. Yok, böyle bir dünya…

Bu konuda çok uzun yazabilirim ama bir faydası olacağını sanmıyorum. THY genel kurulları öncesinde gelir ve giderlerini tablolar eşliğinde açıklıyor. Hatta her hissedarın önüne A-dan Z ye çok iyi hazırlanmış faaliyet raporu koyuyor. Ancak bizim mahalle sendikacılığı bunlara bakmaktan anlayamadığı için bırakın inceleyebilmeyi ellerine bile alamıyorlar.

Yani demek istediğim şirketin maddi durumunu iyi irdeleyip, yapılabilmesi mümkün olan istekler yapmakta fayda var. Şirket kötü idare ediliyorsa onu da faaliyet raporundaki verilere bakarak görebilir ve soru yöneltebilirsiniz.

Siz çalışanlar olarak işvereni değiştiremezsiniz ama eleştirebilir ve seçtiğiniz sendika veya derneklerin yönetimleri aracılığı ile isteklerde bulunabilirsiniz.  Kimse sözünüzü kesmez ve mutlaka cevap verir merak etmeyin.

Bakın 2021 de yine genel kurul var. Belki yine elektronik ortamda yapılacaktır. Elektronik ortamda da katılabilirsiniz. UTED’in ve Hava-İş in THY hisseleri var. Karnınızdan konuşacağınıza, Arkadan atıp tutacağınıza, zorlayın sendikanızı ve derneğinizi, şikâyetleriniz dile getirilip cevap verilsin. THY yönetimin yanlışları varsa orada yüzlerine söyleyin ki cevaplarını alabilelim. Kendi aranızda dedikodu yapmaya gerek yok ki her sene genel kurul var. Bir senelik sorunlarınızı yazın bir tarafa gidin yüzlerine söyleyin. Kısaca kaçak güreşmeyin…

Aldığınız aidatı hak edin.

Exit mobile version