Türkiye’nin İngiltere merkezli BAE Systems Plc isimli şirketle ‘milli uçak üretimi’ için yaptığı anlaşmanın 15 Temmuz darbe girişiminin ardından askıya alındığı ortaya çıktı.
Türkiye’nin İngiltere’nin başkenti Londra merkezli BAE Systems Plc’ye ihale ettiği “milli savaş uçağı” projesine İngiltere hükümetinin set koyduğu anlaşıldı. Sol.org.tr’nin Bloomberg’den aktardığına göre, anlaşma, darbe sonrasında Birleşik Krallık hükümeti tarafından ertelendi. Konu hakkında bilgi sahibi kaynaklara göre, normal şartlarda anlaşmanın önümüzdeki birkaç hafta içinde sağlanması bekleniyordu. Ancak erteleme ile birlikte, TAI ile yapılacak işbirliğinin ancak yıl sonunda ilân edilebileceği söyleniyor.
DARBE SONRASI PLANLAR DEĞİŞTİ
İngiltere sermayeli BAE grubu, Türkiye’nin “milli uçak” projesi için Airbus Group ile rekabet ediyordu. 2023’te sona ermesi hedeflenen projeyle, İngiltere savunma endüstrisinin yeni pazarlara erişiminin artması, Türkiye’nin ise askeri konuda Almanya ve ABD’ye bağımlılığının azalması bekleniyordu. Haberde görüşlerine yer verilen Richard Aboulafia isimli bir uzman, 15 Temmuz darbe girişiminin Erdoğan’ın savaş uçağı projesini tamamlama kararlılığını “muhtemelen artırdığını” söylerken, “Tarihsel olarak, yerli savaş uçağı projeleri milliyetçilik ve paranoyanın bir karışımıdır. Erdoğan yönetimindeki Türkiye’de bunun ikisi de var” diyor. Birleşik Krallık’ın projeyi ertelemesinde, darbe sonrası Erdoğan’ın hamlelerinin payı olduğu konuya hakim kaynaklarca dile getiriliyor. Haberde, ertelemenin Türkiye ile Batılı müttefiklerinin arasındaki ilişkinin nasıl “ekşidiğini” gösterdiği, ancak Türkiye’nin AB ile ticaret hacminin 147 milyar dolar olduğu ve bunun da ülkenin Batı bloğu ile olan derin ilişkilerini gösterdiği vurgulanıyor.
‘YERLİ UÇAK’ PROJESİ İNGİLİZ ŞİRKETE EMANET
TF-X adı verilen “yerli savaş uçağı”ndan Türkiye’nin 250 adet satın alabileceği söyleniyor. Ankara, bunun yanı sıra 2018 yılına kadar Lockheed Martin’in ürettiği 100 adet F-35 siparişi de verdi. Bloomberg’e yazılı bir açıklama yapan Birleşik Krallık Uluslararası Ticaret Departmanı ise, “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gereksinimlerine karşılık veren Birleşik Krallık şirketlerini desteklemeye Türk şirketleri ile yakından çalışmaya devam ettiklerini” söyledi. Departman, ertelendiği söylenen projeyle ilgili bir bilgi vermedi. Türk uçağının üretimi ile birlikte, BAE’nin Eurofighter Typhoon’dan ibaret envanterini geliştirmesi bekleniyordu. Kore ve Japon “milli uçak” programlarını temel alan Türk planı için hükümetin 11.7 milyar dolar harcayacağı tahmin ediliyor. BAE’nin bu harcamalardan edineceği ücret ise 2.93 milyar dolar. Bu ücrete bakım anlaşmaları ve ihracat fırsatları dahil değil.
BAE ile TAI arasındaki anlaşmanın, hükümetler arası bir anlaşmanın parçası olduğu söyleniyor. Daha ilginç bir bilgi ise, BAE’nin Türk Hava Kuvetleri’nden test için kiraladığı uçak pistinin, darbe girişimi sonrasında bombalanması. Hatırlanacağı üzere, darbeye katılan F-16’ların havalanmasını engellemek için, Akıncı Üssü’ndeki pist bombalanmıştı. Bir başka bilgi de, Akıncı Üssü’nün tamirinin önümüzdeki hafta başlayacağı. Oysa Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Akıncı üssüyle ilgili olarak “Demokrasi Parkı yapılması konusunda irade var” demişti.
AKINCI ÜSSÜ’NDE NÜKLEER BOMBA VAR MI?
Akıncı Hava Üssü —eski adıyla “Mürted Hava Üssü”– 1950 yılında ABD’ye tahsis edilmişti. ABD yönetimi, 1986 yılında Mürted Hava Üssü dahil, Avrupa ve Uzak Doğu’da 20 hava üssünde nükleer mühimmatlı uçakların kalkışa hazır beklediğini açıklamıştı. ABD 1995 yılında Avrupa Hava Kuvvetleri Komutanlığı bazı askeri üslerin kapanacağını açıkladı ve Akıncı Hava Üssü’ndeki 7393. MUNSS ve Balıkesir’deki 7391. MUNSS üs kapatıldı. Bu üsler daha sonra Türk Hava Kuvvetleri’ne devredildi. Akıncı Üssü’nde depolanan 20 adet nükleer bomba, İncirlik’teki Amerikan üssüne taşınmıştı. Ancak üste hâlâ 24 B61 (nükleer) bomba depolanma kapasitesi bulunuyor ve gerektiğinde Türk F-16 uçakları tarafından hedeflere ulaştırılacak şekilde planlanmış durumda. Bu durumda, ABD’ye ait nükleer silahların Akıncı Üssü’nde hâlâ bulunup bulunmadığı sorusu gündeme geliyor.
İngiltere sermayeli BAE grubu, Türkiye’nin “milli uçak” projesi için Airbus Group ile rekabet ediyordu. 2023’te sona ermesi hedeflenen projeyle, İngiltere savunma endüstrisinin yeni pazarlara erişiminin artması, Türkiye’nin ise askeri konuda Almanya ve ABD’ye bağımlılığının azalması bekleniyordu. Haberde görüşlerine yer verilen Richard Aboulafia isimli bir uzman, 15 Temmuz darbe girişiminin Erdoğan’ın savaş uçağı projesini tamamlama kararlılığını “muhtemelen artırdığını” söylerken, “Tarihsel olarak, yerli savaş uçağı projeleri milliyetçilik ve paranoyanın bir karışımıdır. Erdoğan yönetimindeki Türkiye’de bunun ikisi de var” diyor. Birleşik Krallık’ın projeyi ertelemesinde, darbe sonrası Erdoğan’ın hamlelerinin payı olduğu konuya hakim kaynaklarca dile getiriliyor. Haberde, ertelemenin Türkiye ile Batılı müttefiklerinin arasındaki ilişkinin nasıl “ekşidiğini” gösterdiği, ancak Türkiye’nin AB ile ticaret hacminin 147 milyar dolar olduğu ve bunun da ülkenin Batı bloğu ile olan derin ilişkilerini gösterdiği vurgulanıyor.
‘YERLİ UÇAK’ PROJESİ İNGİLİZ ŞİRKETE EMANET
TF-X adı verilen “yerli savaş uçağı”ndan Türkiye’nin 250 adet satın alabileceği söyleniyor. Ankara, bunun yanı sıra 2018 yılına kadar Lockheed Martin’in ürettiği 100 adet F-35 siparişi de verdi. Bloomberg’e yazılı bir açıklama yapan Birleşik Krallık Uluslararası Ticaret Departmanı ise, “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gereksinimlerine karşılık veren Birleşik Krallık şirketlerini desteklemeye Türk şirketleri ile yakından çalışmaya devam ettiklerini” söyledi. Departman, ertelendiği söylenen projeyle ilgili bir bilgi vermedi. Türk uçağının üretimi ile birlikte, BAE’nin Eurofighter Typhoon’dan ibaret envanterini geliştirmesi bekleniyordu. Kore ve Japon “milli uçak” programlarını temel alan Türk planı için hükümetin 11.7 milyar dolar harcayacağı tahmin ediliyor. BAE’nin bu harcamalardan edineceği ücret ise 2.93 milyar dolar. Bu ücrete bakım anlaşmaları ve ihracat fırsatları dahil değil.
BAE ile TAI arasındaki anlaşmanın, hükümetler arası bir anlaşmanın parçası olduğu söyleniyor. Daha ilginç bir bilgi ise, BAE’nin Türk Hava Kuvetleri’nden test için kiraladığı uçak pistinin, darbe girişimi sonrasında bombalanması. Hatırlanacağı üzere, darbeye katılan F-16’ların havalanmasını engellemek için, Akıncı Üssü’ndeki pist bombalanmıştı. Bir başka bilgi de, Akıncı Üssü’nün tamirinin önümüzdeki hafta başlayacağı. Oysa Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Akıncı üssüyle ilgili olarak “Demokrasi Parkı yapılması konusunda irade var” demişti.
AKINCI ÜSSÜ’NDE NÜKLEER BOMBA VAR MI?
Akıncı Hava Üssü —eski adıyla “Mürted Hava Üssü”– 1950 yılında ABD’ye tahsis edilmişti. ABD yönetimi, 1986 yılında Mürted Hava Üssü dahil, Avrupa ve Uzak Doğu’da 20 hava üssünde nükleer mühimmatlı uçakların kalkışa hazır beklediğini açıklamıştı. ABD 1995 yılında Avrupa Hava Kuvvetleri Komutanlığı bazı askeri üslerin kapanacağını açıkladı ve Akıncı Hava Üssü’ndeki 7393. MUNSS ve Balıkesir’deki 7391. MUNSS üs kapatıldı. Bu üsler daha sonra Türk Hava Kuvvetleri’ne devredildi. Akıncı Üssü’nde depolanan 20 adet nükleer bomba, İncirlik’teki Amerikan üssüne taşınmıştı. Ancak üste hâlâ 24 B61 (nükleer) bomba depolanma kapasitesi bulunuyor ve gerektiğinde Türk F-16 uçakları tarafından hedeflere ulaştırılacak şekilde planlanmış durumda. Bu durumda, ABD’ye ait nükleer silahların Akıncı Üssü’nde hâlâ bulunup bulunmadığı sorusu gündeme geliyor.