IMF den daha acımasız olduk… Emekli olsam mı? Size güvenip beklesem mi??? Engelliden tasarruf olmaz!!!

tolga3

Değerli Okurlar,

Emeklilerin durumu giderek ülkemizin en büyük kanayan yaralarından biri haline geldi. Geçim sıkıntısı ve gelecek kaygısı insanların omuzunda giderek artan büyük bir yük olmaya devam ediyor. Üstüne mevcut enflasyon oranlarındaki düşüşten dolayı yaşanacak emekli maaş kayıplarıyla durum hakikaten içinden çıkılmaz hal aldı. Şimdi marketlere raflara yansımayan ve giderek artan hayat pahalılığında enflasyon rakamlardaki düşüşün bile vatandaşın çilesi olduğu bir ülkeye döndük. Sözde düşen enflasyona rağmen her gün değişen fiyat etiketlerindeki bu artışla insanlar nasıl baş edecek?

Emeklilik sistemi zaten baştan aşağı bir rezalete döndü. Bugün 4500 gün prim ödeyenle 9000- 10000 gün prim ödeyenlerin aynı maaşı aldığı adaletsiz bir sistem işliyor. İnsanlara seçim popülizmi ile dayatılan yoksulluk karşında EYT ile sofralarına çalışıp ek bir gelirle katkı sunmayı hayal ederken daha acımasız bir düzenle karşı karşıya bırakıldılar. Çünkü kaşıkla verilenler dışarda koca koca kepçelerle geri alınıyor. Emekli olup çalışanlardaki hak kayıpları ve yaşanan karmaşalar dipsiz bir girdaba dönüşüyor. Kimi işverenler tazminatları içerde tutup çalıştırmaya devam ederken, kimisi daha düşük ücretlerle daha ağır koşulları dayatarak bu sistemi istismar etmeye devam ediyor.

Peki nasıl çıkılacak bu karmaşanın içinden, kim düzeltecek diye bakınıyorsunuz. Kamu tasarrufları gerekçe gösterilerek ek maliyet getirecek her türlü öneri ve görüşün geri çevrildiğini görüyorsunuz. Çünkü bütçe o kadar hoyratça ve popülistçe talan edildi ki şimdi önümüzü göremiyoruz. Eskiden IMF’nin ülkeye dayattığı koşulları şimdi kendimiz hiçbir müdahale olmadan yarattık ve en acı biçimde yaşatıyoruz. Şimdi her sektörde tecrübeli eleman sorunu yaşanıyor. Bu kargaşadan illaki fırsat devşirenler ayakta kalmak için kendi çapında arayışlar içinde olanlarda var. Ama asıl acı gerçeğimiz bizim vatandaşa insanca yaşama hakkı sunamadığımız ücret ve maaş düzenimiz. Ağır vergi kesintileri ve fahiş fiyat artışının yaşandığı bir ortamda insanlar yaşam mücadelesi için artık maalesef ahlaki ve etik sınırları tanımamaya başladı.

Şimdi bakıyorsunuz havacılık sektöründe de aynı sorunlar ve kaygılar hâkim. İnsanlar çalıştıkları kurumlara güvenip bugün emekli olmasam, ya yarın kapının önüne konsam, boşu boşuna %35’e yakın emekli maaşı kaybı yaşarım diye çok tedirginler. Çünkü kimseye doğru dürüst bir açıklama ya da bilgilendirme yapılmıyor. Şimdi yazık günah değil mi bunca insana. Arka planda gizli eller bir çalışma yapıyor, birimlere ya da kendi eleme ve ekleme yöntemleri ile görüşler sunuyor, listeler hazırlıyor. Bir taraftan da aralık ayı yaklaştıkça geleceği öngöremeyen insanlar dilekçelerini vermeye çalışıyor. Açık açık şeffaf bir biçimde insanları bilgilendirerek bu muğlaklıktan çıkarsanız ne kaybedersiniz.

Bu vebali almamalısınız, çalışmaya devam etmek istediklerinizi veya kriterlerinizi açıkça insanlara duyurmalısınız. Herkes ona göre önüne baksın. Zaten zor ve ağır yaşam koşulları karşısında bir golde buradan yemesinler. Hani yapmazsınız ama ömrünü havacılığa adamış, havada güvenle uçabilen uçaklara uzunca yıllar hizmetle geçirmiş insanlara emekli olup aynı andan çalışma imkânı sunsanız ne kaybedersiniz? Kıdem tazminatlarını da ayrılacakları süreye kadar ek bir fon olarak kullanmanıza bile razı olanlar var. Yeter ki ayrılırken ki koşullarda hesaplanarak ödenmesini taahhüt edin. Hem büyüyen filolarınıza hem de kısa vadedeki ödeme planlarınıza da ilave bir kaynak sağlamış olursunuz. Tecrübeli iş gücünüzü elinizde tutarak iş verimini korumak, kurumsal hafızayı dinç ve güçlü tutmak sizin elinizde. Bugün 45-55 yaş arasındaki çalışan grubunuz artık meyve vermiş, gölgesinde yeni tohumları yetiştirebilecek çalışan kaynağınız. Bunu güven bunalımına ve belirsizliklere kurban etmemelisiniz.

Ayrıca engelliler konusunda kulağımıza hiç ama hiç iyi şeyler gelmiyor. Önceki yazılarımda da belirttim, engelliler bu ülkenin namusu gibi bizlere emanetleridir. Onları yaşama bağlayan ayakta tutan işlerini ve gelirlerini küçük hesaplarla ellerinden almaya hakkınız yok. Hepimizin onlara karşı sorumlulukları var. Onların başkaları gibi emekli edildikten sonra bir başka işte çalışmak gibi imkânları olmayabilir. Onların ahını almamalısınız. Bu sistemin günahını ve vebalini onlara yüklememelisiniz.

Açık açık söylüyorum birazcık vicdanınız, birazcık adalet duygunuz varsa emeklilik konusunda şeffaf ve adil olursunuz. Bir taraftan gizli ajandalarla emekli çetelesi tutup bir taraftan da sessizliğe yatıp işinize geldiği gibi davranamazsınız. Bu insanlar size güvenmek, devam edebileceklerse çalışmak, kayba uğrayacaklarsa emekli olup yaşamlarına bir şekilde tutunmak gibi haklı gerekçeleri var. Bu kadarını onlardan esirgemeye hakkınız yok.

Hepinize sağlıklı ve huzurlu haftalar diliyorum…

Exit mobile version