Değerli okurlarım; Çalışanlardan yana olan politikamız gereği,her zaman güçsüzden yana oluyoruz. İşinden atılan, ceza alan veya bir şekilde haksızlıklara uğrayanların yanında olmak,yayın politikamızdan daha önemlisi bizim insani görevimizdir. Çünkü onlar bugün güçsüz durumdalar. Bu nedenle bize bizzat yollanan veya araştırmamız neticesinde bulabildiğimiz aksaklıklara değiniyoruz. Yazılara gelen ve konu ile alakası olmayan yorumlardaki, ismen suçlama veya siyasi mesajları xxx diyerek değiştirdiğimizi biliyorsunuz. Çünkü bizim işimiz ne siyaset nede cadı avıdır. Bizim işimiz, havacılık haberlerinin yanı sıra, havacılık sektöründe çalışanların mağduriyetlerini önlemek amaçlı uyarıcı yazılar yazarak,haksızlıklardan mağdur olanların sesi olmaya çalışmaktır. Diyerek asıl konumuza girelim.
Şirket CEO ları veya Genel müdürleri zaman zaman medyayı karşısına alıyor ve röportaj veriyor. Bu röportajı bizler gazetecilerin istediğini sansak da çoğu zaman bu istek CEO lardan gelmekte. Hani magazin muhabirleri gece hayatında yakaladıkları ünlülerin resimlerini çekerek şu şunla çıkıyor diye manşetler atarlar ya işte aynı bunun gibi…Aslında magazin muhabirleri onları takip etmese de onlar magazin muhabirlerini arayarak kendileri biz bu akşam şurada olacağız bizim birlikteliğimizi çekip haber yaparsanız seviniriz diye istekte bulunurlar. Bu bir çeşit reklamdır. Bu tür uygulamalar,reytingi her geçen gün düşen bazı ünlülerin sansasyonel haberlerle gündeme gelmelerine yöneliktir. Bu nedenle şu ünlüyü şurada bastık, Fotoğraf vermek istemediler ama biz çektik veya kameralardan kaçarlarken yakaladık gibi manşetlerin çoğu palavradır.
THY Yönetim kurulu başkanı İlker Aycı’nın Habertürk gazetesine verdiği röportajını da bu mantıkla görmek lazım. Çünkü THY kötü günler geçirdi. Yönetim,öyle veya böyle yıprandı. Sponsorluklardan pek bir şey elde edilemedi, uçaklar hangarlarda veya park yerlerinde kaldı. Bu nedenle sessiz kalmak olmaz. Umut dolu konuşmalar yaparak, geleceğe yönelik projelerden bahsetmek gerekir. Çünkü bu konuşmalar,onları o makama getirenleri etkilemek amacıyladır. Malum THY’nin Nisan ayında genel kurulu var. Bir sürprizle karşılaşmamak için İlker beyde bu sistem doğrultusunda gazetecilerle görüşme yapmak ve yukarılara mesajlar iletmek zorunda.
Neyse kalkıp ta benimle röportaj yapacak değil ya…Soru-Cevap’lı röportaj tehlikelidir. Karşınıza ne soru çıkacağını bilemeyeceğinizden tek taraflı röportajda her zaman fayda vardır. Hele birde önceden anlaştığınız çanak soruları sordurabiliyorsanız mükemmel netice verir.
Sonuç olarak; Bana düşen bu röportajı okuyup,sizlerle birlikte değerlendirmek. Aslına bakacak olursanız, ben İlker Beyden çok memnunum. Her konuşması benim için ayrı bir konu olduğundan bir nevi haber malzemesi çıkıyor.
Bakalım neler söylemiş İlker Beyimiz…
Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı M. İlker Aycı, 2016 yılında yaşadıkları türbülanstan sonra artık yere güvenli iniş yaptıklarını belirterek “Yeniden pist başındayız ve yeni takeoff’a (havalanma) hazırız. 250 milyon dolarlık tasarruf sözünü fazlasıyla tuttuk.” Diyor.
İlker Beyin, havacılık terminolojisini de öğrendiği belli. Benzetmeler güzel oturmuş. Ancak takeoff öncesinde tekrar bir kaç kere checklist uygulaması yapmasında fayda var.
250 milyon dolar tasarruf sadece 2017 yılına ait ise kendilerini tebrik etmek lazım. Henüz 2 ay geçmeden bu tasarruf miktarını fazlasıyla geçmişler. İlker Beyin Alem Fm deki şovunda sarf ettiği bu beyanın,“Amerika’ya günde 10.000 Yolcu götürüyoruz” (İLKER AYCI’DAN ALEM ŞOV) ifadesi gibi ayağa yere basmayan bir ifade olmamasını dilerim.
Keşke bu 250 Milyon dolar tasarrufunun rakamın içeriğini de öğrenebilsek, ne kadarı personel ücretlerinden ne kadarı diğer kalemlerden. Maalesef detay verilmiyor, sadece tasarruf miktarının geçildiği belirtiliyor. Elimizde hiç bir veri olmadığı için doğruluğunu veya yanlışlığını göremeyeceğimiz, ölçemeyeceğimiz bir bilgi veriliyor bize. Bu durumda bize verilen bilginin doğru olduğunu kabul etmek düşüyor. Ne yani,koskoca THY’nin yönetim kurulu başkanı İlker Bey doğru olmayan bilgiyi söyleyecek değil ya…
THY Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı, “2017 yılında yaklaşık 10.1 milyar dolar gelir elde etmeyi birim giderlerde ise yüzde 3-5 arasında düşüş hedefliyoruz” dedi.
THY 10 Ocak tarihinde Özel Durum Açıklaması yaptı. 10.1 milyar dolar gelir, %76-77 doluluk oranı, birim giderlerde %3-5 düşüş ve 69 milyon yolcu taşınması hedeflenmekte. Röportaj tarihi yeni olduğu için belirlenen hedeflerde bir sapma yok diyebiliriz. Hedef aynı 10.1 milyar dolar gelir. İyi rakam… İlker Bey bu söylemi ile THY Genel kurulu öncesi rahat bir nefes almayı hedeflemiş de olabilir.
Geçen yıl aldıkları önemli tasarruf kalemlerinden birinin bazı uçakları parka çekmek olduğunu da belirten Aycı, ilk olarak 24 uçağı yere indirdiklerinin bu sayının 30’a kadar çıktığının ardından 21’e düştüğünün bilgisini de verdi. Nisan ayıyla birlikte park eden uçak kalmayacağının altını çizen Aycı, “Bu dönemi de koltuk ve kabin içi eğlence sistemlerinin yenilenmesi için kullandık. Filomuzda şu anda 235 dar gövdeli, 88 geniş gövdeli ve 12 kargo uçağımız var. 335 uçağımızla havada olacağız. 2017 yılında filomuza 3 dar gövdeli uçak katılacak” dedi.
Hatırlayacağınız üzere 9 Kasım 2016 tarihinde THY 3. Çeyrek raporunu açıkladı. Bu raporda 2016 yılını 333 uçakla kapatacaklarını ve 2017 yılında 324 uçak olacaklarını belirtiyorlardı. 94 geniş gövde, 221 dar gövde ve 9 kargo uçağı. Ya uçak sayıları revize edildi yada bir anda aklına gelen rakamı söyleyiverdi.
Benim kafam karıştı. Çünkü buradaki önemli nokta,bütçenin hangi uçak sayılarına göre yapıldığıdır. THY bütçesini ne zaman yapıyor Allah aşkına. Madem 335 uçakla havada olacaksınız, 3 dar gövdeli uçak daha gelecek 338 mi olacak, yoksa 3 dar gövde uçakta gönderilecek mi? Uçak sayıları değişiyor ise bütçenin de değişmesi gerekmez mi? Ancak hedeflerin aynı kaldığı belirtildiğine göre bu uçak sayılarının bütçede öngörülen uçak sayıları olduğunu söylememiz lazım. 10 Mart 2017 tarihinde 2016 yılı raporu çıktığında bu sayıları kontrol edeceğimden şüpheniz olmasın. Çünkü hangi bilginin doğru olduğu konusunda kafam epey karıştı.
Gelecek döneme ilişkin özetle “Savunmayı yaptık, şimdi hücum zamanı” mesajını veren Aycı, “Türkiye’ye gelen ziyaretçi sayısı yeniden mevsim normallerine dönerse 2015 yılındaki 9 sıfırlı, tarihi bilançoya çok yakınız” ifadesini kullandı. Çok ilginç bir ifade. Mevsim normallerine dönerse ne demek. Meteorolojide bu ifadeyi çok duyarım da havacılıkta hiç duymamıştım.
Ocak ayında geçen seneye göre daha az yolcu taşıdınız ve doluluk oranı pek iç açıcı değildi. Benim bildiğim,Bütçeler, hedefler gerçekler üzerinden belirlenir. İşler mevsim normallerinin üzerinde giderse çok kar ederiz, mevsim normallerinin altında giderse çok zarar ederiz diye bütçe yapılmaz.
Bu durumda rekabet nasıl etkilenecek, fiyatlar hangi seviyeye gelecek, yakıt fiyatları ne olacak. Değişkenlerin birinin değişmesi diğer tüm değişkenleri etkileyeceği kesin. Ancak İlker beyimiz, 2017 için hem bu cümleyi kuruyor hemde “Yine tedbirli iyimserim” diyor.
İyimserlik mevsim normallerinin üzeri olsa tedbir acep ne ola ki? Tedbir de çok kar ederiz mi oluyor? 2016 yılı yaz dönemi 86 geniş gövde ve 241 dar gövde ile operasyon yapıldı. 2017 yazı belirtilene göre 88 geniş gövde ve 235 dar gövde ile yapılacak. Peki bu durumda 2016 yılında 62 milyon 785 bin yolcu taşımışken 2017 yılında 69 milyon yolcuya nasıl çıkaracaksınız?
Tek çare doluluğu artırmak. 2017 Ocak ayında bir önceki yıla göre 562 bin daha az yolcu taşındı ve doluluk oranı %1.1 düştü. Bu işte bir hesap hatası var ancak ben anlayamadım(!). Belki de mevsim normallerinin üstünde yolcu taşıması ile bu hedefler gerçekleşir. Bu mevsim normalleri ne demek gerçekten öğrenmek istiyorum. İlker Beyle bir ara karşılaşırsak sorar,havacı dostlarıma da ne olduğunu anlatırım.
Peki İlker Bey neden hep 2015 yılının kar rakamını hedef alıyor. 9 sıfırlı tarihi bilanço neden önemli ve bize bu hedefe neden yakın olunduğunu belirtiyor. Zihnimizde THY’nin iyi gittiği, iyi yönetildiği algısını mı oluşturmaya çalışıyor acaba?
Evet,evet…İlker Beyimiz de bu taktiği kullanmış ve 2015 yılın karlı rakamlarına bizi hazırlıyor sanırım.
Durun daha bitmedi…İlker beyimizin birde Airlinehaber’in paylaştığı bir beyanı daha var. Bu çok daha ilginç üstü…Adeta şaka gibi…Çalışanları,sendikayı direk ilgilendiriyor. (İLKER AYCI’DAN NOTLAR (!))
Sayın Aycı, THY’nin yaşadığı zorlukları gören çalışanların (sendika) kendilerine gelerek sıfır zam talep ettiğini söylüyor ve devam ediyor…Bizlerde yönetim olarak, çalışanların bu fedakarlığına sıfır zam olmaz diyerek cevap verdiklerini ifade ederek %3 zam yaptık diyor. Burada röportajı yapan kişinin bir yanlış anlaması olmalı. Çünkü biz tam tersini biliyoruz. İşveren sıfır dediği halde sendika olmaz diyerek en azından 3’ü kopardığını söylemişti diye hatırlıyorum…Olacak iş değil…
İlker bey, burada belki de ince bir mesaj vermiş de olabilir. Düne kadar sendika başkanı ile fotoğraf karelerinde gülümseyerek poz veren bu ikilinin arasına kara kedimi girdi dersiniz? İlker Bey bu mesajıyla sendika yönetimini ateşe atıyor ve yeni bir yönetime ışık yakıyor da olabilir. Hani bir söz vardır. “Kavgada bile söylenmez” denir ya işte böyle bir söylem….
Yeni sarı sendikamız kim olacak acaba?