Bildiğiniz üzere İlker Aycı hiç beklemediğimiz bir zamanda istifasını verdi. Neden ve niçin verdiğini sorgulamadım.
İlker Aycı’nın giderayak, yani istifa etmeden önce, hem Hava-İş hem de Özçelik İş toplu iş sözleşmelerini, imzalamasını ilginç bulmuştum.
Toplu iş sözleşmeleri bir nevi pazarlık masasıdır. Bu pazarlıkta masasında herkes kendini tarafının menfaatini düşünür. Çünkü her ikisinin de hesap vermek zorunda oldukları patronları vardır.
Hava-İş ve Özçelik İş gibi tüm sendikaların patronu şüphesiz üyeleridir. Bu kurumlar üyelerinden aldıkları aidatlarla varlıklarını sürdürürler.
Beni şaşırtan, Hava-İş sendikasının toplu iş sözleşme görüşmeleri 1 Ocakta başlayacak ve en az 5 ay devam edip Mayıs veya Haziran 2022 ye kadar sürebilirdi. Mayıs veya Haziran ayında Hava-İş grev kararı almak zorunda kalabilirdi. Hava-İş in grev kararı alması, greve başlayacağı anlamı taşımıyor. Bu aşamadan sonra Cumhurbaşkanının 60 gün süre ile grevi erteleme hakkı devreye girer. Bu 60 günlük sürede yine anlaşma sağlanamazsa bu sefer YHK’na ( Yüksek Hakem Kurulu) başvuru yapılması gerekiyor. Sendika YHK’ ya başvurusu yapmazsa iş yerindeki yetkisi düşüyor. Sendika, yetkim bari düşmesin diye YHK vereceği kararı beklemek zorunda. YHK zor süreçtir. Ne karar alacağı bilinmez. Sendikanın ve üyelerinin beklentilerinin çok altında rakamlara mahkûmda olunabiliyor.
Aynı konu tarihler değişik ve tarihlerde birbirine çok yakın olsa da Özçelik İş ile de yukarıda anlattığım yasal süre beklenirken, süreç Hava İş’in masaya oturmadan imzaladığı koşullarda Özçelik İş’in de imzasıyla sona erdi.
İlker Aycı’nın bu süreçleri bilmemesi mümkün değil. Peki, İlker Aycı bu süreci bilmesine rağmen sendikaların beklemediği bir anda önlerine parayı neden koydu ve sendikalarda hemen bu paranın cazibesine kapılıp, henüz her iki sendikanın da idari maddelerindeki görüşmeler bitmeden imzalayıverdi. Demek ki sendikaların beklentilerinin üstünde bir rakam verildi. Aksi takdirde imzalamazlardı. Aslına bakacak olursanız, Toplu İş Sözleşmelerinde idari maddeler de çok önemli. Toplu iş sözleşmesi gibi geneli kapsayan bir anlaşmaya, sendika ve işveren imzaları varken yama yapılır mı bilemiyorum. Yapılabiliyorsa Ahmet Bolat beyin idari maddeleri bir kez daha incelemesinde fayda var.
Peki, Bayram değil seyran değil İlker Bey Hava-İş ve Özcelik İş’i neden öptü?
Çünkü İlker Aycı THY’den istifa etmeyi kafasına koymuş ve kendi gitmeden çalışanların pandemi döneminde gösterdiği fedakârlığın sonunda elde edilen başarıyı ayrılmadan çalışanlarıyla paylaşmak ve Pandemi sırasında ücretlerinde yapılan kesintileri, bir an önce iade etmek istediğini düşünüyorum.
İlker Aycı, hiç para dağıtmadan (personelden kesilen ücretleri ödemeden) çekip gitseydi ne olurdu? Ahmet Bolat ve yönetimi yeniden sendikalarla konuşacak ve süreç, belki de altı ay uzayacaktı. Sözleşmenin altı ay uzaması demek, çalışanların (pilot-teknisyen, kabin memuru-büro personeli vb…) altı ay daha beklemesine ve sıkıntıların bu süreçte devam edeceğini gösteriyordu.
Şimdi ise, konuya sendika bakış acısı ile bakalım;
Eyyyy Hava-İş Eyyy Özçelik İş sizin, ücret maddelerine gelmeden önce idari maddelerde anlaşmanız gerekmez miydi? Şimdi ne oldu idari maddeler. Aynen ortada kaldı. İlker Aycı ile mahsuplaşıp imzaları atmadan önce, Tamam İlker bey ücretlerde anlaştık ama idari maddeleri konuşamadık. Gelin bizim hazırlamış olduğumuz idari maddeleri de imzalayın öyle gidin diyemediniz mi? Böyle bir teklif yapmak aklınıza gelmedi mi?
Ne olacak şimdi? Toplu sözleşme imzalanmış ve idari maddeler gecen senelerin aynısı. Sözleşme resmi metin, değiştiremezsiniz de… Bir dahaki toplu iş sözleşmesine kadar eski idari maddeler geçerli olacak.
Bu arada Ahmet Bolat beyde rahatladı. Toplu iş sözleşmesi yeni bitmiş bir şirkette Yön. Krl. Bşk. olmak büyük avantaj. Neticede kendisinin de bir parçası olduğu İlker AYCI döneminin başarısı gölgelenmeden dönemin toplu sözleşme gibi ağır bir yükünden de kurtulmuş oldu.
Bu yazıda anlatmak istediğim, İlker Aycı’nın, THY çalışanlarını rahatlatan ve toplu iş sözleşmesinin en az altı ay gibi uzun bir süreç devam edilmesi ihtimalinden kurtarmış olmasına rağmen yine de bazı kesimlerden bu konuda acımasızca eleştiri almasına anlam veremiyorum.
Ayrıca ülkemizde onca eleştiri ve tenkitlerimize rağmen süreci büyük ölçüde başarılı ve karlı kapatmış bir CEO sunun 1,5 milyara yakın nüfusu olan dünyanın en büyük ülkelerinden birinin havacılık şirketinin başına geçmesi, bence her Türk kanı taşıyanını, sevmeyip sevinmese de en azından rahatsız etmemeliydi. Neticede bayrak taşıyıcı firmamızı yıllarca temsil ve yönetimde başarılı bulunmasaydı sanırım oralardan iş teklifi almazdı. Dünyanın diğer bir ucunu ülkemizden, bizden birinin yönetmesinden gurur duymak yerine hicap duymak bence ayrı kişilik, ayrı bir art niyet vakası…
“Ölenle Gidenin arkasından konuşulmaz” güzel ve anlamlı Ata Sözü ile bugünlere gelmiş biriyim. Ancak eskiden yüzüne gülen, aman efendim yaman efendim diyen bazı kişilerin, ilgili kişinin arkasından konuşulmasının basitliğine inanamıyorum.
Ben hiçbir zaman kimsenin arkasından konuşmam ve söyleyeceğimi direk yüzüne söyleyen veya yazan biriyimdir. Ahmet Bolat yönetimi içinde bu sözlerim geçerlidir. İnşallah, THY ve çalışanları için iyi bir dönem yaşanır.
NOT/ Sahsım olarak, İlker Aycı beyin Teknik AŞ ve THY’nin toplu iş sözleşmelerinde Teknik AŞ ye 1500 THY’ye ise 5000 TL imza parası vermesine yönelik genel kuruldaki itirazımı önemseyerek, Teknik AŞ’nin aldığı 1500 TL’nin üstüne 3500 TL daha verdirtmesi ve Antalya motivasyon toplantılarında, Teknik AŞ çalışanlarına ekstra prim verilmeyeceğini, Hüseyin Sağlam beyden duyduktan sonra bir şekilde İlker Aycı’ya erişerek istekte bulunduğumda, THY çalışanlarına ne verdiyse aynı rakamı Teknik AŞ çalışanlarına da verilmesi gerektiğini, ayrı gayrı bir uygulamanın yanlış olduğunu söyledikten sonra, aynı rakamın Teknik AŞ çalışanlarına da verilmesi gerektiğini söyleyip ricacı olduğum İlker Aycı’nın beni kırmayarak Teknik AŞ yede verdirten biri olarak kendisine minnet borçlu olduğumu da ayrıca belirterek bir kez daha kendisine Teşekkür eder bundan sonraki iş hayatının da THY’deki gibi başarılı geçmesini dilerim.
Allah yolunuzu acık etsin…