Bildiğiniz üzere, 10 Ocak 2017 tarihinde Türk Hava Yolları, 2017 yılı bütçesi çerçevesinde 2017 yılı hedef ve beklentilerini açıkladı. Airlinehaber’in tarafsızlık ilkeleri doğrultusunda bu haberi aynen okurlarımıza sunduk. Tabii ki haberi sunmak demek haberin içeriğindeki bilgi ve görüşleri desteklemek anlamına gelmiyor.
Şimdi birlikte İlker Beyin kehanetlerinin tutup,tutmama olasılıklarına kitlenelim. Tabii ki işkembe i kübra dan atmadan rakamlarla değerlendireyim.
Ne diyor İlker Beyciğimiz;
“2017 yılında iç hatlarda 32 milyon; dış hatlarda 37 milyon olmak üzere toplam 69 milyon yolcu taşınması” ve “yolcu doluluk oranının da %76-77” olması hedefleniyor. Kehanetinde bulunulmuş.
Öncelikle, bu beklentilerin ne kadar gerçekçi olduğunu incelemek için önce 2016 yılı yolcu sayıları ve doluluk oranına bir bakış atalım. 2016 yılında THY iç hatlarda 27 milyon 301 bin; dış hatlarda ise 35 milyon 457 bin yolcu olmak üzere toplamda 62 milyon 758 bin yolcu taşımıştır.Doluluk oranı ise %74,56.
Bu nedenle,2017 yılı hedeflerini tutturmak için, 2016 yılına göre iç hatlarda 4 milyon 700 bin; dış hatlarda ise 1 milyon 500 bin daha fazla yolcu taşınması gerekir.
Bu hedefleri tutturmak THY için zor olmasa gerek. Bunu nereden anlıyorum, daha iki hafta önce THY 2017’den umutlu diye bir yazı kaleme almıştım. Atatürk Havalimanı Muhabirlerini ziyaret eden Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı, Gazetecilerin, “2016 yılı çok zor bir yıl oldu 2017 yılında THY için beklentileriniz nelerdir? THY büyümeye devam edecek mi?” şeklinde sorusuna ise, 2017 yılının çok daha iyi bir yıl olacağını söylemiş ve devam ederek,”2016 yılı çok zor bir yıldı ülkemiz içinde sektörümüz içinde dünyada herkes için kolay bir yıl değildi ama çok şükür aldığımız tedbirler ve tasarruf tedbirlerinin yanı sıra, yaptığımız yeni kapasite planlamaları ve uygulamalarımızla genel müdürümüz ve yönetim kurulumuz ile birlikte yaptığımız çalışmalarla yılı çok büyük oranda bunu telafi ederek kapattık.” Açıklamalar güzel, peki gerçekte neler oldu bir bakalım:
Türk Hava Yolları 2017 yılı Ocak ayı trafik verilerini açıkladı. Bu verilere göre:
2017 Ocak 2016 Ocak
İç hat yolcu sayısı: 1,894,245 1,995,368
Dış hat yolcu sayısı: 2,244,729 2,705,928
Toplam yolcu sayısı: 4,138,974 4,701,296
Doluluk oranı: %72,7 %73,8
Görüldüğü üzere yaklaşık 562 bin yolcu geçen seneye göre daha az taşınmış. Hedefleri yakalamak bugün itibariyle, hedeflerin belirlendiği tarihe göre biraz daha zor görünüyor. Şubat ayı da sanırım Ocak ayı verileri gibi olacaktır. Ayrıca, THY bu yıl Şubat ayında geçen seneye göre 1 gün daha az uçuş gerçekleştirecek. Bu sene Şubat ayı 28 gün. Geçen sene 29 gün idi. (Gördüğünüz gibi hesaplı kitaplı görüş belirtiyorum. İşkembe i kübra dan atmıyorum)
Burada iki önemli soru karşımıza çıkıyor.Bütçeyi Ocak ayı için tutturdular mı yoksa bütçenin gerisinde mi kaldılar. Bana bütçenin gerisinde kaldılar gibi geliyor. Bunun bir de finansal sonuçları var, bakalım onlar nasıl açıklanacak. Yolcu sayıları ve doluluk oranına baktığımızda onun da iyi çıkacağını söylemek fazla iyimserlik olur.
8 Şubat tarihinde Alem fm’ e röportaj veren İlker Aycı: “ABD’ye her gün 10 bine yakın yolcu taşıyoruz. ABD’de 1 milyar dolarlık bir ciroya ulaştık. Batman ve Superman reklam kampanyaları ile THY’nin bilinirliği yüzde 42’den yüzde 49’a çıktı. Markalar liginde bu çok önemli bir yükseliştir. Dünya genelinde de yüzde 67 bilinirliğe ulaştık. Morgan Freeman ile anlaşma yapıp reklam filmi çeken arkadaşları tebrik ediyorum. Sosyal medyada trend topic oldu. Yani en çok takip edilen paylaşım oldu. Emeği geçenleri kutluyorum. Bundan sonraki marka yüzleriyle de aynı heyecanla önemli yerlere geleceğiz. Batman ve Superman ile 450 milyon dolar gişe yaptık. THY markasını yerleştiren bir küresel marka olarak yer aldı. Gerçek dünyadan sanal dünyaya ulaşan ürünümüz ödül aldı”
Bu açıklamaları okuyunca,İlker Beyin neden devamlı Alem FM de programa çıktığını anladım. Alem FM sunucusu Adem Metan gibi İlker Beyimiz de sempatik adam. Çanak sorulara hazırlandığı belliydi. Güzel cevaplar verdi. Bilgilendirici değil eğlendirici bir programdı.
Neden mi?
Reklam hakkında ki görüşlerimi sizinle paylaşmıştım ancak ABD’ye her gün 10 bine yakın yolcu taşıyoruz sözü dikkatimi çekti. Bildiğiniz üzere dünyamız 7 kıtadan oluşuyor. Bunların ikisi Kuzey Amerika ve Güney Amerika’dır. ABD, Kuzey Amerika kıtasında yer alır.
2017 yılı Ocak ayında THY bu kıtalara ne kadar yolcu taşımış bir bakalım:
Kuzey Amerika:145,533; Orta & Kuzey Amerika:26,460 olmak üzere toplam 171,993 yolcu. Yani sadece ABD değil tüm bölgeye günlük yolcu sayısı 5,548 kişi eder. Şayet 5,548 rakamını yuvarlayarak, düz 10 bine yakın bir rakam dersek bu söylem doğru olur. Ancak bu yuvarlama biraz fazla yuvarlama olur. İlker Bey, kendisi mi yanlış biliyor, kendisine yanlış bilgi mi veriliyor, yoksa bilgiye dayanmadan gönlünden geçen sayıyı mı söylüyor bilemiyorum artık. Umarım Genel Kurul’da da gerçekliği olmayan böyle rakamlar söylemez ve bende mecburen sessiz kalırım. THY, 2016 yılı ilk çeyrek sonucunda 214 milyon dolar faaliyet zararı elde etmişti. Görünen o ki, sadece faaliyet zararı yine bu seviyelerde olur. Yerde yatan uçaklar bahsini hiç açmıyorum bile, istenirse o konu Türkiye Varlık Fonu tarafından konu edilir.
Maalesef THY, son yıllarda çok hızlı büyümüş ve dünyanın her tarafına seferler düzenleme gayretine girişmiştir. Ancak bu planlamaları yapanlar ne kadar kar odaklı ve pazar araştırması yaparak bu büyümeyi gerçekleştirdiler, o kısım biraz muamma. THY gerçekten dünyanın en çok ülkesine uçan hava yolumuz. Eski bir THY’li olmam nedeniyle gurur duymamak mümkün değil. Ancak, finansal sonuçlara baktığımızda ise bu durum bilançoya hiç de olumlu yansımadığını ve bu hızlı büyüme neticesinde bugün bir çok geniş gövdeli uçağı yerde yatırmak zorunda kaldığımızı görüyoruz. Şimdi bir sevincimiz birde üzüntümüz var.
Sevincimiz, Dünyanın en çok ülkesine uçan havayolu olmamız. Üzüntümüz ise, bu sevinci finansal olarak yaşayamamış olmamız. Siz değerli okurlarım için hangisi daha önemli. İkisi birden olursa tabii ki mükemmel olurdu. Bana ikisinden birini seç derseniz ben tabi ki finansal verilerin gücünü isterim. Dünyanın en çok ülkesine uçmaya, maalesef prim falan veren yok.
Malum emeklilik hayatı iş yok güç yok. Canım sıkıldıkça kitap okuyorum. Kitap okurken de tabii ki havacılıkla ilgili devamlı bilgi akışını arkadaşlarımdan alıyor ve hemen değerlendiriyorum. Gündem o kadar sıklıkla değişiyor ki tek yazı yetmiyor. İki hatta üç yazı yazdığım oluyor. Bu yazıda olduğu gibi Haber/Analiz tarzı yazılarla gündemi tutmaya çalışıyorum.
Değerli okurlarım;
THY’nin bu stratejisi bana tarihte yer alan Pirus zaferini hatırlattı. Mutlaka okuyanınız vardır ama ben yinede yayınlayayım istedim. Çünkü THY’nin bu günlerine benziyor. Hem her yere uçuyor hem de bol para kaybediyor. Konu ne pahasına olursa olsun uçmak sa başarılı diyebiliriz.
Ancak Pirus zaferine benzememesi koşuluyla…
Pirus zaferi; yıkıcı büyüklükte kayıplar pahasına kazanılan bir zafer. Kazanılan zaferin verilen kayıplardan sonra anlamsız hale gelmesini ifade eder. MÖ 280 ve MÖ 279 yıllarında Grek kolonisi Tarentum Kralı Pirus Roma’ya saldırıyor. Ne pahasına olursa olsun savaşı kazanmak için her şeyini feda ediyor. Sonunda Pirus, savaşı kazanır; ancak 50 filin desteklediği ordusunun tamamını kaybeder. Savaşı kazanmıştır, ama yanında koskoca ordudan arta kalan üç-beş sefilden fazlası kalmamıştır.
Pirus’un bu zaferin ardından “Tanrım, bir daha böyle bir zafer verme” dediği söylenir. Pirus Zaferi aslında yenilmeye mahkum galibiyetleri anlatmak için kullanılır. Bu olaya atfen, benzer şekilde kazanılan savaşlara Pirus zaferi denir.
Bilmem anlatabildim mi?
NOT/ THY’nin KAP a bildirdiği finansal tablo bizim için bir şey ifade etmiyor. Önemli olan Uluslararası standartlara göre (UFRS) verileridir. Gerçek veriler,THY’nin Nisan ayında olacağını tahmin ettiğim genel kurulundan önce açıklanacak ve tabii ki tarafımdan da yorumlanacaktır.
İLKER AYCI'DAN ALEM ŞOV
