İLK ÖZEL TEYYAREYİ KADIKÖY OSMANAĞA'DA İMAL ETTİ

“Vecihi Hürkuş denilince çoğumuzun aklına Şener Şen’in ‘Gülen Gözler’ filminde canlandırdığı Pilot Vecihi karakteri gelir. Filmdeki karakter bizleri çok etkiledi ama aslında Vecihi Hürkuş Türk havacılık tarihinin en önemli isimlerinden biri. Türkiye’nin ilk uçak tasarımcısı ve üreticisi olan, kırmızı şeritli İstiklal Madalyası sahibi Hürkuş ayrıca TBMM tarafından üç kez takdirname verilen de tek kişi…”
Sözcü Kültür Sanat yazarı Hale Ceylan Barlan’ın “Göklerdeki kahraman Vecihi Hürkuş” başlıklı derlemesini siz okurlarımıza pazar okuması için seçtik.
Torunlardan tam destek

Milli Mücadele’nin kahramanı Vecihi Hürkuş’un konu edildiği bir yapım şimdiye dek çıkmadı karşımıza.

Ta ki yönetmen Kudret Sabancı’nın ‘Hürkuş: Göklerdeki Kahraman’ filmini çekmesine kadar…
Çekimleri altı hafta süren filmin başrolünde Hilmi Cem İntepe ve Gizem Karaca yer alıyor. 2011 yılında Kurtuluş Savaşı’nı anlatan bir dizi üzerinde çalışırken Vecihi Hürkuş’un hikayesinden etkilendiğini belirten Sabancı, projeyle ilgili Hürkuş’un ailesinden de destek aldığını söylüyor: “Başta torunu Alp Şarman olmak üzere, tüm ailenin tam desteğini aldık. ABD’den setimizi ziyarete geldi torunları. Hatta bizim için özel arşivlerini de açtılar.”
Adeta bir belgesel

Kurtuluş Savaşı’na Hava Kuvvetleri’nden katılan, ilk sivil havacılık okulunu kuran Vecihi Hürkuş hakkında şimdiye kadar pek çok kitap yazıldı. Bunlardan biri de Orhan Bahtiyar’ın kaleme aldığı ‘Gece Tayyarede Açıkta’… Uzun yıllar Vecihi Hürkuş’u araştıran Bahtiyar, kitabında Hürkuş’a ait hikayelere yer verdi. İşte, onun hayatındaki en tehlikeli, akıl almaz, tehlikeli yedi yıllık dönemi yarı belgesel şeklinde yazan Orhan Bahtiyar’ın kaleminden Hürkuş’a ait iki hikaye…
Film 1912-1920 yıllarını anlatıyor
Filmde, 1912 Balkan Savaşı’ndan başlayıp, Vecihi Hürkuş’un 1920’deki Maltepe’den Anadolu’ya uçak kaçırma girişimine kadar geçen süreyi anlattıklarını belirten Kudret Sabancı, çekimlerde Hollywood teknikleri kullanıldığını söyledi.

Sabancı, “Proje, Eğrikapı Prodüksiyon’un ilk filmi. Çekimlerde 10 milyon TL harcandı. Filmin görsel efektlerinde izleyicinin kendisini aksiyonun içinde hissedebileceği özel Hollywood teknikleri kullanıldı.”dedi.
Psikolojik ve fiziksel olarak zorlandım

Filmde Vecihi Hürkuş’u Hilmi Cem İntepe canlandırıyor. Bir Türk kahramanı canlandırmaktan gurur duyduğunu söyleyen İntepe, ünlü pilotun hayatını incelemiş ve çok etkilenmiş. Onun ruh haline girmeye çalıştığını belirten genç oyuncu, “Onu yaşamak ve ruhunu yansıtmak benim için eşsiz bir deneyimdi” diyor ve ekliyor: “Çekimler çok zorlu geçti. Vecihi Hürkuş’un hayatı tam bir macera. Kafkas Cephesi’nde esir düştüğü zamanları anlatan sahneler, psikolojik ve fiziksel olarak beni çok yordu.”

Tek kurşun isabet etmedi

Vecihi Hürkuş, 1922’deki Büyük Taarruz öncesinde bir keşif uçuşu esnasında Afyon üzerinde Yunanların en meşhur pilotuyla karşılaşır. Vecihi, Brequet model, havalanması mucize sayılan bir hurdayı uçurmaktadır. Yunan pilot ise son model bir Havilland av uçağı kullanmaktadır.

Aralarındaki kapışma çok şiddetli olur. Sıra mermi atmaya geldiğinde Vecihi’den ses çıkmaz çünkü makineli tüfeği tek fişek atamadan bozulmuştur. Durumu fark eden Yunan pilot daha da acımasızca saldırmaya başlar. Ancak Vecihi direnir.
Havadaki çarpışma iki saate yakın sürer. En sonunda Yunan pilotun mermisi de biter. 1200 civarı mermi harcamış ve Vecihi’yi düşürememiştir. Yunan pilotun çaresizlik içinde geri dönerken tüfeklerini yumrukladığını görür Vecihi.
Bu ağır çarpışma sonunda yere indiğinde tayyaresinde tek bir mermi deliği bile yoktur. Tek kaybı, iki saat içinde verdiği dört kilodur.
Tayyareyi uçurmak için Çekoslovakya’ya…

Vecihi Hürkuş, Kadıköy Osmanağa’daki Keresteciler Çarşısı’nda ilk özel Türk tayyaresini parçalar halinde imal eder. 1931 yılında tayyaresiyle Ankara’ya uçar. Amacı tayyaresi için gerekli belgeleri almaktır. Fakat Türk yetkililer böyle bir belge vermek için gerekli bilgi ve teçhizatı olmadığını söyler. Bunun üzerine Vecihi Bey Çekoslovakya’ya gitmek ister. Ancak belgeleri olmadığı için uçmasına izin verilmez.

Tayyaresini parçalara ayırarak Çekoslovakya’ya götürüp orada monte etmek zorunda kalır. Orada Çeklerin hayranlığını kazansa da gerekli belgeleri yine de alamaz. Evine tayyaresiyle döner. (SÖZCÜ)
Exit mobile version