İKİYÜZLÜ THY YÖNETİCİLERİ! YÖNETİCİLERE YİNE EKSTRA PRİM 26 Ocak 2015 Pazartesi
Bu hafta da; çoğu kez yaptığım gibi, geçmiş haftanın konularına kısaca değinip, bu haftaki konumuza geçeceğim. Öncelikle, geçen hafta yayımladığım “uçuş emniyeti” ile ilgili yazıma ilgi gösteren ve görüşünü paylaşan ya da; eleştiren okurlarıma teşekkür ediyorum. Her zamanki gibi, yine, bu yazımın da arkasındayım. Bana, ad belirtmeden yollanan ve hiç dokunmadan SHGM’ye yolladığım bir mail sonrası, SHGM’nin hemen harekete geçmesi sevindirici ve ileriye yönelik umut vericidir. Keşke her zaman habersiz olarak tüm şirketlerimizi denetleyecek kadroları olsa…
BoraJet’te, umarım ve dilerim ki, sorunsuz bir denetim gerçekleşmiştir.
Geçtiğimiz hafta yayımlanan yazıma yollanan tüm yorumlarınız ve eleştirileriniz onaylanarak yazımın altında yayımlanmıştır. Yazıda işlenen konunun yanında ya da karşısında yer alan tüm görüşler paylaşılmıştır.
Ancak, bazı okuyucuların; konu ile ilgisi olmayan ve çamur at izi kalsın mantığı ile yolladıkları yorumları; çöpe atmayıp, onaylayarak sizlerle paylaştım. Bu kişilere; gerçekte var olmayan bir belge veya bilgiyi paylaşacağım diyerek şantaj yapacağına, ellerindeki belgeleri çok daha etkili olan sosyal paylaşım siteleri aracılığı ile daha genele yaymalarını öneriyorum. Bu kişiler, isimleri belli olur diye korkuyorlarsa, kendilerine yakışan; sahte bir hesap kullanarak bu işi gerçekleştirebilirler. Haydi, bakalım, Hodri Meydan!
***
“İKİYÜZLÜ THY” başlığını gördüğünde; “Sefa İnan birilerine hakaret mi edecek?” diye düşünenleriniz olmuştur. Benim bu seviyede bir yazıma rastlamanız olanaklı değil, sınırlarımı ve hukukumu iyi bilirim.
Bu yazı; THY’nin iki yüzünü ortaya çıkarmak amacını taşıyor. THY, bildiğiniz gibi; uluslararası bir şirkettir. Türkiye’nin yanı sıra, dünyada en çok bölgeye uçuş yapmakta ve ağını her geçen gün genişletmektedir.
Ancak, gördüğüm kadarı ile; son zamanlarda üst yönetim kadrolarında bir anlaşma sorunu olduğunu hepimiz yakından gözlemliyoruz. Bu konuda görüş iletmeden önce, sizlere bu konuda bazı bilgiler sunup, yine sizlerin yorumları eşliğinde sizlerle birlikte fikir yürütmemiz gerekiyor.
Bildiğiniz gibi; THY, bir ticari şirkettir ve her ticari şirket gibi, bir yönetim kurulu vardır. Yönetim kurullarının görevi, yasalarla belirlenmiştir. Genelde, yönetim kurulunun yürütmeye karıştığı, pek görülmüş bir uygulama olmasa da; THY yönetimi tarafından, THY’de daha önce var olmayan bir uygulamaya geçildi ve yönetim kurulu üyelerinden üç kişinin oluşturduğu ayrı bir yürütme kurulu oluşturuldu.
Yönetim kurulu başkanının görevi genel olarak halka acık şirketlerde hissedarların kazançlarını korumak, genel müdürün tekliflerini değerlendirmek, şirketin uzun vadeli stratejisini belirlemektir. Günlük islere karışmayıp, sadece üst düzey yöneticilerin atamasına müdahil olurlar. Ancak THY’de icra kurulu oluşturularak genel müdür yetkileri icra kuruluna bir nevi taşınmış oluyor ve yönetim kurulu başkanı icra kurulu başkanı sıfatıyla da günlük yönetim islerine de müdahil olmaktadır. Yönetim icin genel prensip sudur: Davul kimin boynunda ise tokmak onun elinde olmalıdır. Acaba Lufthansa veya diğer rakip firmalar böyle mi yönetiliyor yoksa bize özel sistem mi geliştirdik?
Genelde yönetim kurulunun icraya karıştığı pek görülmüş bir uygulama olmasa da THY yönetimi ayrıca yönetim kurulu üyeleri arasından THY’de daha önce olmayan bir uygulamaya geçildi ve yönetim kurulu üyelerinden üç kişinin oluşturduğu bir icra kurulu oluştu.
Son Yürütme Kurulu: Hamdi Topçu- Prof Dr.Mecit Eş ve Doç.Dr Temel Kotil’den oluşmuş.
Kısaca, THY’de uçana kaçana bu isimler bakmaktadır. Bu kurulun bilgisi olmadan, şirkete ne adam alınabilir, ne de çıkartılabilirken, günah keçisi Temel Kotil oluyor. Neden? diyerek işin aslını araştırmaya başladım:
Önce anlaşamadıkları söylenen Hamdi Topçu ile Temel Kotil’in geçmişini yeniden gözden geçirelim:
Temel Kotil
1959 yılında doğan Kotil, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak Mühendisliği bölümünden 1983 yılı çıkışlı. 1986’da ABD’nin Ann Arbor kentindeki Michigan Üniversitesi’nin “Uçak Mühendisliği” bölümünde yüksek lisansını, 1987’de de aynı üniversitede Makine Mühendisliği dalında ikinci yüksek lisansını, 1991’de de yine Michigan Üniversitesinde; “Makine Mühendisliği” bölümünde doktorasını tamamlamıştır.
Kotil, 1991-93 yılları arasında İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesinde Havacılık ve İleri Kompozit Laboratuvarlarının kuruculuğu ve yöneticiliğini yaptı. İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesinde Yardımcı Doçent ve Doçent olarak hizmet veren Kotil, aynı fakültede Bölüm Başkan Yardımcılığı ve 1993-94 yıllarında da Fakülte Dekan yardımcılığı görevlerini yürüttü.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Daire Başkanı olarak görev yaptıktan sonra, 2001 yılında ABD’de Illinois Üniversitesinde konuk profesör olarak hizmet vermiş ve daha sonra New York’ta AIT Inc’de Araştırma ve Mühendislik Bölümü Başkanlığını yürütmüştür.
2003 yılında, THY’deki kariyerine Teknik Genel Müdür Yardımcısı olarak başlayan Kotil, 2005 yılında THY Genel Müdürlüğü’ne atanmıştır. 2006 yılında IATA Yönetim Kurulu Üyeliğine, 2010 yılında da Avrupa Havacılık Birliğinin (Association of European Airlines-AEA) yönetim kurulu üyeliğine seçilmiştir.
Hamdi Topçu
1964 yılı Rize Çayeli doğumlu olan Hamdi Topçu; Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden 1986 yılında mezun oldu. Mali Müşavirlik unvanına sahip olan Hamdi Topçu, halihazırda Türkiye Futbol Federasyonu Denetleme Kurulu Başkanlığı, Türk Hava Yolları A.O. ve iştiraklerinden Türk Hava Yolları Teknik A.Ş., Türk Hava Yolları DOCO İkram Hizmetleri A.Ş., TGS Yer Hizmetleri A.Ş., Türk Hava Yolları Opet Havacılık Yakıtları A.Ş. şirketlerinde Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerini sürdürmektedir.
(Yukarıdaki bilgiler THY internet sitesinden alınmıştır.)
Temel Kotil, her ne kadar İTÜ Uçak Mühendisliği çıkışlı olup, Michigan ve Illinois Üniversitesinde görev yapmış olsa da, Hamdi Topçu; Marmara Üniversitesi İşletme bölümü mezunu olup, 2 yıl Kütahya’da eğitim görmüş ve son iki yılında, Marmara Üniversitesi İşletme bölümünde eğitim görerek öğrenimini tamamlamıştır. (Sanırım Hamdi Topçu, üniversite giriş sınavında Kütahya’da bir üniversite kazanmış, oradan Marmara Üniversitesine geçiş yapmıştır.)
Temel Bey iyi seviyede İngilizce bilir, Hamdi Bey bilmez.
İki yüzlü THY’de; Hamdi Bey THY’nin ulusal yüzü iken, Temel Bey; uluslararası yüzüdür.
Normalde basın toplantılarını her şirkette genel müdürler yaparken; THY’de Hamdi Topçu’nun yapmasını yadırgamamak olanaksız. Ancak, şimdi Hamdi Bey içinden; “Ne ilgisi var? Ben yürütmenin başıyım” diyecektir. Doğru işte, bu nedenle, yani genel müdürün işlerine de karışabilmek için, yönetim kurulunun yanı sıra olması zorunlu olmayan İcra (Yürütme) Kurulu oluşturulmuş olsa gerek.
Neden ulusal yüzü diyorum? Çünkü her ne kadar THY Genel Müdürü Temel Kotil olsa da, ulusal basında THY adına açıklamaları, genellikle Hamdi Topçu yapmaktadır. Yabancı ülkelerdeki toplantılarda ve anlaşmalarda Temel Kotil’i görüyoruz. Ne de olsa burası THY. Kimse; “THY’nin politika ile içli dışlı olmadığını” söyleyemeyeceğine göre, bu ulusal ve uluslararası yüzler birbirleri ile anlaşmak zorundalar. Tabii ki şirketi düşünüyorsalar…
Hamdi Topçu ile Temel Kotil’in anlaşamadıkları, havacılık çevrelerinde bilinen bir gerçek. 12 Mayıs 2013 T-24 haberi: “Hamdi Topçu tarafından ücretli izne çıkartılan Temel Kotil, THY’nin sponsoru olduğu basketbol turnuvası için gittiği finallerden acilen geri döndü. Milliyet’e bilgi veren THY yönetimi, Kotil’in izne ayrıldığını doğruladı. THY cephesinden edinilen bilgilere göre; Hamdi Topçu, Temel Kotil’in yerine genel müdürlüğe vekâleten THY’de finans işlerinin başındaki isim (CFO) olan Coşkun Kılıç’ı getirecek dendi.” Bunlar, bize Medya’dan yansıyanlar.
Hatırlayacağınız üzere aynı anlaşamama sorunu Candan Karlıtekin ile Temel Kotil arasında yaşanmış ve Temel Beyi görevinden aldırtamayan Candan Bey kendine yakışanı yaparak ceketini alıp gitmişti. Çok takdir etmiştim. Çünkü bir yönetim kurulu başkanı genel müdürünü yollatamıyorsa aynı Candan Beyin yaptığını yapmalı ve ceketini alıp gitmelidir.
Bu iki yüzü THY’ye geldikleri günden bu yana çok iyi tanımakla birlikte; THY’nin genel kurullarında, özellikle Hamdi Bey ile sıklıkla atıştığımız da bir gerçek.
Temel Kotil’in THY’ye ilk gelişi Genel müdür teknik yardımcısı unvanı ile olmuştu. O zamanlar bende THY teknikte çalışmamın yanı sıra o zamanların en etkin derneği olan UTED de başkanlık yaptığımdan, tanışma için odasına ilk davet edilenlerden biriydim ve iş gereği birçok kere görüşmüşlüğüm vardır. Beni kırmayıp UTED ’in tertiplediği yemekli ve içkili gecelere Candan Karlıtekin ile birlikte mutlaka gelirdi. Her ikisi de teklifime rağmen içki içmezlerdi.
Hamdi Topçu’yu ise; THY’ye yönetim kurulu üyesi olarak atandığından beridir tanıyorum ve birçok platformda aynı ortamlarda bulunup sohbet edebildik. THY yönetim kurulu başkanı olduktan sonra aramızın bozulmasına neden olan tartışmamızı sizlere kısaca anlatmak istiyorum.
Bir gün CNR’da THY’nin konseri vardı, oraya gittim. Hamdi Topçu ile yine sohbete başladık. O zamanlar THY’den yeni ayrılmış ve Airport TV’yi kurma aşamasındaydık. Yanımıza, arkadaşım Ali Kıdık geldi ve sohbetimiz üçlü başladı. Hafızam, Hamdi Topçu’nun yönetim kurulu başkanı olduğu zamanlarda diye çağrışım yapıyor. 75.yıl kutlamaları sırasında, Truva gösterisinde, sohbetimiz sürerken, Hamdi Bey bana; “Çok yakında tüm basın mensuplarına bir yemek verip, sohbet edeceğini” söyledi. Ben de kendisine; ”Bu yemeğin asıl anlamı nedir? Vardır bir bildiğin…!” diyerek, espriyle karışık; şüphemi belli ettim. Doğal olarak, düzenlenecek bu tür bir yemeğin, basınla kurulacak diyaloglar bakımından çok önemli olduğunun altını çizerek, geleceğimi söyledim. Ancak, 24 Haziran 2008’de; Hamdi Topçu’nun daha önceden tasarlamış olduğu bu yemeğin; bir gazeteciden alınan 16.900 YTL’lik bir tazminatın üzerine verileceğini duyduğumda, şok oldum! Yazar Ali Atıf Bir, Hürriyet gazetesinde Hamdi Topçu ile ilgili yazdığı bir yazıdan dolayı yargılanmış ve yargı; bu davada Ali Atıf Bir’i öğretim üyesi kimliği ile değil, gazeteci kimliği ile yargılayarak, 16.900YTL’lik tazminat ödemesine karar vermiş.
Hamdi Topçu, o zamanlar Airporthaber’de yazdığımdan olsa gerek, benim gazeteci olduğumu düşünmüş olmalı ki, beni de davet etti. Ama bu yemek, bir tür medyaya; “adam gibi olun, olur olmaz yazı yazmayın, yazarsanız işte böyle tazminat ödetirim” der gibi bir davet olacağından, ben; “yanlış yaparsınız Hamdi Bey “dedim. “Bir gazeteciden tazminat olarak aldığınız parayı, gazetecilerle yemek yanlış olur ve ben buna alet olmam” diyerek, tepki gösterdim. O yine de bu yemek davetini yaptı ve bir iki kişi dışında tüm haberciler oradaydı ve işin komiği, gazetecilere; “fotoğraf makinası kullanmayacaksınız” demişler, onlar da kullanmamış.
Ben bu olayı köşemde sert bir şekilde eleştirdikten sonra, Hamdi Bey ile aramız bozuldu ve sürtüşme başladı. Diyaloğumuzu bozmamak adına bizzat davet edildiğim yemeğe gidip gazetecileri küçük düşürdüğüne inandığım bu davetin asıl amacı AHL’ deki Gazete muhabirlerine yönelik “Benimle ilgili yazı yazarken dikkat edin haaa!” mesajını umursamasa ve üstüne üstük birde yanı başına oturup, zaten var olan sohbetimizi koyulaştırsaydım, kişisel menfaatlerim için mutlaka iyi olurdu ama ara sıra baktığım Aynalarla nasıl anlaşacak ve yalakalığı kendime nasıl yakıştıracaktım.
Bu yazı ile birlikte bu anımı da paylaştıktan sonra, şimdi Temel Kotil’i tek başına Günah keçisi yapmak isteyenlere sormak gerek;
Sevgili arkadaşlar, yukarıda THY’nin nasıl yönetildiğini, daha doğrusu hiyerarşik yapılanması içinde nasıl görev dağıtımı yapıldığını yazdım. Kısacası; Temel Kotil tek başına ne birini işe alabilir, ne de kovabilir. Bu konu Yürütme Kurulu’nundur. Bu nedenle tek başına Günah keçisi Temel Kotil olmamalıdır. THY’nin işten çıkartmaları, atamalar, görevli oldukları yerlerden geri döndürülenler, yaptırımlar vb. Hepsi Yürütme Kurulu’na (İcra Kurulu) gelir ve orada karara bağlanır. Bu yapılanmada tek başına Temel Kotil’i nasıl suçlu bulabiliyorsunuz anlamış değilim!? Benim hayatım boyunca karşı çıktığım tek şey haksızlıklardır. THY’nin hiyerarşik düzeni içinde bir kişinin suçlanması yanlıştır. THY’nin çalışanlara yönelik aldığı kararlar da, atamalarda, işten çıkartmalarda yanlış uygulamalar yapıldıysa, alttan üste değil üstten alta gidilerek değerlendirilmelidir. Buda icra kurulundan aşağıya doğru inmek anlamına geliyor. THY yürütme kurulu (İcra Kurulu) nun başı Temel Kotil değildir.
Bilmem anlatabildim mi?
Sonuç olarak; Yönetim kurulu başkanı veya Genel müdürden biri birkaç aya kalmaz gider diye düşünüyorum. Ama bu kim olur? Bunu bilemem. THY için kimin daha iyi olacağını söylemek bana düşmez. Bir tarafta ulusal yüz Hamdi Topçu diğer tarafta Uluslararası yüz Temel Kotil. Zor karar.
PRİM REZALETİ
THY yönetiminin ne yapmak istediğini gerçekten anlayamıyorum. Mutlaka hatırlayacağınız üzere; bir çok kez müdür ve üstü yöneticilere ekstra bonus verildi. Yanlış dedim. Kırbaç primi dedim. Hakkaniyetli değil dedim. O kadar çok yazmışım ki…
THY’nin ortalığı karıştıran bazılarının temettü dediği ama aslı kapsam dışı yöneticileri ilgilendiren yeni bir prim dağıtma kararını okuduğumda; inanamayacaksınız, ama, tüm içtenliğimle söylüyorum; üç kere aynı yazıyı şaşkınlıkla okumak zorunda kaldım. Sordum, soruşturdum ve hala da inanamıyorum.
Neymiş haber;
THY, Antalya’da yapmış olduğu toplantıda, müdür ve üstü yöneticilere prim dağıtma kararı almış. Bu kararı almalarındaki nedeni; sözüm ona, çalışanları motive etmek, başarıya ortak etmek, çalışma barışını sağlamak imiş. Bence tam tersi sonuç alınacaktır. Ben o şirkette 30 yıl çalıştım. Çalışanların bu tür durumlarda ruh durumunu ve içlerinden geçenleri THY yöneticilerinden çok daha iyi bileceğim tartışılmaz. Keşke, sadece THY yönetim kuruluna verseydiniz de, müdür ve üstü arkadaşlara bu kadar çok laf yedirmeseydiniz.
Sizlere hiç akıl-fikir veren yok mu? Neden sadece müdür ve üstü? Karlılığın oluşmasına, bir tek bu kişiler mi katkıda bulundu? Herkes çalışacak, ödül sadece müdür ve üstü yöneticilerin mi olacak? Nereden baksan tutarsızlık… Teşekkür sadece müdürlere… İnanılmaz!
Şimdi bazı aklı evveller çıkar derki; Bu müdürler kapsam dışı olduklarından sendikalı çalışanların altı ayda bir aldığı %2 li %3 lü zamları alamadıklarından bu prim verildi. O aklı evvellere sorun bakalım THY son 3-4 senedir bu farkları yönetim kurulu kararı ile vermedi mi? Veya çalışanların aldığı %2-3 lük enflasyon farkı ile bu primin miktarı aynı mı?
Kendimi bir an THY müdür ve üstü yöneticilerinin yerine koydum. Bu para banka hesabına yattığında, o an asgari ücret veya biraz üstü rakamlarla çalışıp her gün Airporthaber’de; zam var mı? Geçinemiyoruz! Haykırışlarına tanık olduğunuz binlerce kişinin gözü o aldığınız paradayken, nasıl yiyeceksiniz. Mümkün mü bu? Sizinle birlikte çalışan, ter akıtan, koşturan, özveride bulunan personelinizin bu haktan yararlanmaması sizi nasıl etkileyecek.? Tepki olarak bu parayı almamayı, yardım kuruluşuna verip faturayı çalışanlarınızla paylaşmayı, çalışanlarınıza ortak bir şekilde elden dağıtmayı düşünebilecek misiniz? Daha doğrusu, bünyenizde çalışan elemanlarınızın yüzlerine nasıl bakacaksınız? Bir daha nasıl “biz bir takımız biz bir aileyiz” nasıl diyeceksiniz?
Hiç bir şey bilmiyorsanız, ortağı olduğunuz SunExpress’e bakın. Rekabet içinde olduğunuz Pegasus’a bakın. Onlar; karınca kararınca diyerek, tüm çalışanlarına kademeli de olsa kazanç primi dağıtıyor. Yurt dışındaki şirketlere bakın. Lufthansa nasıl yapıyor? Hep bana, hep bana olur mu? Ben kendim, THY’nin küçük bir hissedarı olarak, bu durumu onaylamak istemiyorum. Petrol fiyatlarının düşmesi ile sene sonu bilançonuzun iyi olacağı bir gerçek. Genel kurulda hissedarlarda sizden temettü isteyeceklerdir. Bence hissedarlardan önemli tüm çalışanlara verilecek primdir. Bu yanlışı düzeltin, tüm çalışanları, ödüllendirme noktasında başarıya ortak ederseniz. Söz genel kurulda hissedarlara temettü verilmesi lehine oy kullanmayacağım.
Sizin aile kavramınıza bir örnek vereyim.
Sizler hatırlamazsınız. THY’de aile kavramı, eskiden vardı. Anımsatayım da biraz utanın:
2001 krizinde THY, çok zor duruma düşmüştü. Dönemin genel müdürü, sendika ve dernekleri toplantıya çağırdı. Toplantıda genel müdür çok samimi bir şekilde; şirketin zor durumda olduğunu ve küçüleceğinden söz etti. Bizler de kimseyi ayrı tutmadan, aylıklarımızdan %10 kesintiye evet diyeceğimizi, çalışanlar adına istedik. Kapsam dışı ve yurt dışı personel içinde olmak üzere, herkes aylığından %10 unu kestirtti. İŞTE AİLE ÖYLE OLUR. Çalışanlar THY’nin hancısı siz ise yolcususunuz. Sizler nasıl o kadrolara geldiyseniz yine geldiğiniz gibi gideceksiniz. Çalışanların 2001 deki bu jestini okuduğunuzda bugün yaptığınızdan hala utanmıyorsanız mesele yok. Bu kaçıncı prim? Kaç defa bu anlamsız primleri yazdım? Kim takar yazanı da çalışanı da değil mi? Tevfik Fikret’in şiirinde yazdığı gibi; Yiyin efendiler yiyin…
Bu arada;
Alo, Alo, Alo Sendika yönetimi! Kusura bakmayın rahatsız edeceğim. Öncelikle nasılsınız? Bir hatırınızı sorayım istedim. Umarım iyisinizdir. Bir sorum olacaktı Kapsam dışına verilen bu yandaş primine ne diyorsunuz? THY yönetimi ile aynı kaptan su içiyorsunuz da bir sorayım dedim. Kusura bakmayın rahatsız ettim.

Exit mobile version