Değerli okurlar, THY’deki sürecin sonuna geldik. Kısa Çalışma Ödeneğinin ve işten çıkartma yasağının 1 ay daha uzatılması kararı açıklandı. Bu gelişme sonrası herhalde Temmuz ayının sonuna kadar bir sonuca varılır. Böylece 3 aydır süren endişeli, gergin ve çaresiz bekleyiş bir şekilde sona erecek. Masada siz olmayacaksınız. Vekalet verdiğiniz yetkili sendika Hava İş olacak. Şimdi Aralık 2013’ten bu yana hayatınızda olan Ali Kemal Tatlıbal ve ekibinin 6.5 yıllık icraatlarına bakalım . Sizin aidatlarınızla sizin adınıza yetki kullanan bu güzide ekip neler yapmış hatırlayalım.
Çok yazıldı, çizildi, söylendi ama fikri takip iyidir, yine yazalım…
HAVA İŞ’İN 6.5 YILLIK KARNESİ
50 yıldan beri 2 yıllık imzalanan Toplu Sözleşmeler bu arkadaşların geldiği tarihten itibaren 3 yıllığa çıktı.
……
Atilay Ayçin döneminde 3 milyon liralık yolsuzluk yapıldığını söylediler, Genel Kurulda Ayçin yönetimini ibra etmediler ama ne hikmetse yargıya başvurmadılar.
…….
“Şeffaf olacağız, mali raporları düzenli yayınlayacağız” dediler, açın bakın web sitesine “ilaç için” bir tane mali bilgi yok!
…….
2015 yılında sadece 5 ayda 3 kamyona sığacak kadar 28 ton çikolataya 450.000 TL ödediler, “tatlı yiyelim tatlı konuşalım” lafının tadını kaçırdılar.
…….
Hava İş binasındaki bir katın tadilatını binanın toplam değerinden daha fazlaya tam 1.9 milyon liraya yaptırarak inşaat sektörünün dikkatini çekmeyi başardılar !
…….
Hava İş Başkanı, “İlker beyde var da ben de niye yok” diye düşünmüş olmalı ki, gönlü gani sendikacılarımız üye aidatları ile kendisine 82.000 euro ödeyerek Audi A 6 satın aldılar…
……..
İnsanlar uçak içinde iş kazası geçirdi, kabin memurları sinir krizi geçirip üstünü başını parçaladı, kokpitte bayılanlar, kalp krizinden ölenler oldu, coronada insanlar canı pahasına uçuşa gönderildiler. Bu arkadaşlar “Sağlığınızı düşünüyoruz” deyip pilates salonu ile anlaştılar, diyetisyeni sendikada işe başlattılar. !
……….
Eylül 2018’de THY’de görevli 2. Pilotların eğitim borçlarının TL’ye çevrilmesi için THY’ye başvurdular, arkası gelmedi. Aradan geçen 2 senede birçok pilot borçlarını ödedi bile !
……….
Yine Eylül 2018’de, 15 Temmuz sonrası işten atılan 211 çalışanın geri alınması için THY’ye dilekçe verdiler, dilekçenin sonucunu kendileri de dahil kimse öğrenemedi…
……….
“Planlamada haksızlık yapıyor, FTL’e uymuyor” diye Ekip Planlama Başkanı ve iki emir kulu müdürü savcılığa verdiler, ne hikmetse daha yukarı çıkamadılar, aradan 3 yıl geçti Ekip Planlama başkanı gitti, üstüne 2 tane daha geldi hatta dilekçeyi verdikleri savcı bile tayin oldu. Sonuç ne oldu, kimse bilmiyor !
………..
Bugün “işten çıkartma olmayacak” diye dolaşanlar, 6,5 yıllık görev süreleri boyunca yüzlerce çalışan “verimsizsin, performansın düşük, çok rapor aldın, sık rapor aldın, boş gününe rapor bağladın, uçuşta ağladın,” gibi tırışkadan sebeplerle işten atılırken gözlerini kapadılar.
………..
2016 sonunda önce işverene ayar verip şirketi kötü yönetmekle suçladılar, “Eyy günün bekçisi” dedikleri İlker Aycı’ya “başka yerlerden tasarruf et” deyip sonra da “çalışanlara Sıfır Zam verin” diye öneri götürdüler.
………..
Bağlı bulundukları Türk İş Konfederasyonu % 12,8‘e imza atarken % 3’e razı oldular.
………..
Toplu Sözleşmeye “Greve katılana fark verilmez.” diye madde koydurup en büyük silahı olan Grevi kabahat gibi göstererek tarihe geçtiler.
……….
2019 başında Gelir Vergisi kanununda yapılan değişiklikle ülkemizdeki 30.000 uçucuya yılda 375 milyon TL ek vergi getirildi. Seyrettiler.
……….
Hava İş kanunu teklifi hazırlayıp bizzat TBMM Başkanı İsmail Kahraman’a teslim ettiler. Aradan 3 yıl geçti, Kahraman başkanlıktan ayrıldı. Teklifin akıbetini kimse öğrenemedi.
……….
2020 başında Pazar mesaileri, otoban paraları uçtu, mahkemeye koşup gülerek poz verdiler. “Yer-gök direniş, Onurlu Hava İş” diye slogan attılar ama bugüne kadar direndiklerini gören olmadı.
……….
“6 yıl geçti bari bir eylem yapalım” dediler, bahtsızlığa bakın ki, sağanak yağış ve rüzgara yakalandılar. THY’nin bahçesine giremeyip yol kenarındaki kaldırım üstünde toplaştılar. Üyelerden kimse gelmedi deşarj olup dağıldılar.
……….
Pandemi başladı, işveren çalışanlarla kedinin fareyle oynadığı gibi oynadı. Ücretleri kimseye sormadan % 90 indirim yaptı, sağlık sigortalarını kesti, Nisan ayında personelin bir bölümüne 1 lira bile yatırmadı. Yetkili sendika yöneticileri “pandemi var, yetkimiz askıda mı acaba?” diye düşünmüş olacaklar ki izlemekle yetindiler.
……….
“Bana üye olmayan dayanışma aidatı da ödemeyenlerin maaşından % 3 kes, mecbur kalıp bana üye olsunlar” dediler, 80 küsur yıllık bayrak taşıyıcımız bu kanuna aykırı bu talebe onay verdi !
……….
2017 Kasım ayında yapılan Genel Kurulda, bankadan kredi almak için yetki istediler. Kamyoncuların ağırlığı ve tonaj farkı ile yetkiyi kaptılar. Kredi alındı mı, alındı ise nasıl kullanıldı, kimseye açıklamadılar.
……….
Toplanan aidatların % 25’inin grev, eğitim ve sosyal yardım fonuna aktarılması, yıl sonunda kullanılmayan para kalırsa nasıl değerlendirileceğine Genel Kurulun karar vereceği kuralını değiştirip bu yetkiyi Yönetim Kuruluna aldılar. Geçen son 2 yılda bu fonda para kalıp kalmadığı, kaldı ise nereye harcandığını üyelere açıklama gereği duymadılar.
……….
THY’de çalışanların % 70’ini oluşturan 16.500 uçucu son genel kurulda 86 delege ile temsil edilirken tüzüğü değiştirip delege sayısını 67’ye düşürdüler. 300 delegeli Genel Kurulda uçucuların temsil oranını % 22’ye indirdiler. Çoğunluğun kazanamayacağı seçim formülünü icat ederek görenlere parmak ısırttılar.
……….
Brüt ücretin % 1’i kadar kesilen üyelik ve dayanışma aidatını 2017’de % 1.5’e yükselttiler. Salondaki kamyoncular, havacıların aidatlarını artırarak direksiyon başına döndüler !
TOPLU SÖZLEŞMEYE MASKELİ TADİL…
İşte son 6.5 yılın özeti… İçler acısı bir tabloyla karşı karşıyayız. Hepsi eğitimli, dünyayı gezen-gören, farklı kültürleri tanıyan insanlardan oluşan THY personelinin nasıl olup da üyelerinin güvenini ve desteğini kaybetmiş küçük bir azınlık tarafından “mış gibi” yapılarak yönetildiğini gösteren, sendikacılık tarihine geçecek bir örnekle karşı karşıyayız. Analizi çok zor bir olay gerçekten. 2018 Nisan ayında içlerinde sendika başkanı ve kurucularının da olduğu 15 sendika üyesinin THY işverenince işten atılmasına karşı korkmadan dik durup Havasen’de kalmayı seçen 4500 kişiden 3000’inin 6 ay sonra “eyvah, farkları alamayacağız.” Diyerek ortalama 10.000 TL için koşar adımlarla Hava İş’e dönmesi nasıl açıklanabilir acaba? Sosyoloji ile mi, psikoloji ile mi?
Sonuç, yukarıda icraatlarını sıraladığımız Hava İş şimdi yaklaşık 25.000 THY çalışanı için yine masaya oturacak. Varılan uzlaşma kağıt üzerindeki rakamlardan, sözlerden, yazılardan çok daha fazlası anlamına gelecek. Çalışanların ailesi, çocuklarının geleceği, eğitimi, yaşam standartları, hayalleri, projeleri var aslında o masada… THY yöneticileri ve sendikacılar pandemi dolayısı ile maskelerini takacaklar. Bıyık altından gülmeleri göremeyeceğiz belki ama dudakların memnuniyet içinde yukarı doğru kıvrılmaları sonucu gözler kısılacak, yanlarında kırışıklar oluşacak. Anlayacağız ki, gülüyorlar… Ama gözler açıkta ve gözler asla yalan söylemez. Onların gözlerinden anlayacaksınız bir kere daha çaresizliğinizi,yanlızlığınızı, yok sayılmanızı belki de aldatılmışlığınızı…