İRAN’da düşen Başaran Holding’e ait uçakta kızı Mina Başaran’ın da aralarında olduğu 11 kişinin ölümüyle sonuçlanan kazanın ardından uçağın sahibi Hüseyin Başaran ilk kez konuştu. Atatürk Havalimanı Genel Havacılık’ta Başaran Holding’e ait MC Havacılık’ın genel merkezinde basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Başaran, kazaya ilişkin ön raporun yakın bir zamanda açıklanacağını söyledi. Başaran, uçak kalkmadan hemen önce Mina Başaran ve pilotla yaptığı son görüşmesini açıklayarak, “Hepsi bizim çocuğumuzdu. Hepsi elimizde büyümüştü. Olmayacak iş. Alın yazısı diyelim” dedi.
İran’da düşen özel uçakta 3’ü mürettebat toplam 11 kişinin hayatını kaybettiği kazayla ilgili konuşan Başaran, elim bir olay yaşadıklarını söyledi. Kazanın kaynağına ilişkin bazı iddiaların hatırlatılması üzerine Başaran şunları söyledi:
“Pilotaj hatası gibi gözüküyor. Rapor çıkmadan bir şey konuşmak belki ters ama ön gelen bilgilere göre uçağın bir arızasının olmadığı, pilotajdan kaynaklanan bir düşmenin olduğu söyleniyor. Gerçekleri tabii ki rapor açıklanınca hepimiz, sizinle beraber biz de öğrenmiş olacağız. Uçağın bütün bakımları, her türlü şeyi, yapılmış bir şekildeydi. Uçağın uçmasıyla ilgili bir sıkıntı yoktu.”
İran sivil havacılığı, uçak firması ve bazı Türk yetkililerin Fransa’nın başkenti Paris’e giderek uçaktaki kara kutu kayıtlarını dinlediklerini hatırlatan Başaran, oradan kendilerine gelen bilgilerin kazanın nedeninin pilotaj hatası olduğunu gösterdiğini bildirdi.
“KIZIM DA UÇAK KALKMADAN ÖNCE BENİ ARADI”
Başaran, gelen bilgilere göre kaza yapan uçağın bir arızası olmadığının kendilerine iletildiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Uçağın kaptan pilotu Beril Gebeş’in cenazesi de bulunamadı. İran devleti elinden geldiğince, günlerce ve aylarca aradı. Fakat Beril Kaptan’ın cenazesini bulamadılar. Tabii ne oldu, ne etti bilemiyoruz ama yanındaki ikinci kaptanın vücudu, her şeyi ortada bir şekilde duruyor, yani parçalanmamış şekilde. Benim düşüncem belki oradaki vahşi bir hayvan cenazeyi gece düştüğünde aldı. Çekti, götürdü. Bazı soru işaretleri akla geliyor ama size şunu söyleyeyim: Beril Kaptan uçağın içindeydi. Herkes ‘Beril yoktu, tek başınaydı.’ Öyle bir şey yok. En son Beril Kaptan ile Dubai’den ben konuştum. ‘Hava çok güzel efendim, kalkıyoruz. Kızlar, çok mutlu, arkadalar. Sekiz buçuk gibi görüşürüz. Havada da hiçbir şey yok. İnince ben sizi ararım’ dedi. Ondan bir saat sonra uçağın radardan kaybolduğu haberini aldık, ondan sonra yıkıldık. Kızım da uçak kalkmadan önce beni aradı. ‘Teşekkür ederim babacığım. Çok eğlendik. Her şey için çok teşekkür ederim. Akşam geliyoruz. Çok da mutluyuz. Gelince görüşürüz’ dedi. Ondan sonra da bir saat sonra onları kaybettik. Hepsi bizim çocuğumuzdu. Hepsi elimizde büyümüştü. Olmayacak iş. Alın yazısı diyelim.”
“BU KONUDA BELKİ AVRUPA’NIN EN BÜYÜĞÜ OLACAĞIM”
Hüseyin Başaran kazanın ardından yaşadığı büyük acıya rağmen kızı ve arkadaşları anısına havacılık sektöründe yatırımlarına devam edeceğini aktararak, “Hangarın girişine ve uçağın kapısına kızımın adını yazdırdım. Kızım uçakta öldü. Benim için çok acı bir şey. Onun anısına ve hatırına işi büyüteceğim. Belki daha da büyüteceğim, bu konuda belki Avrupa’nın en büyüğü olacağım” dedi.
İRAN’DA YAŞANAN KAZA
12 Mart’ta meydana gelen kazada kaptan pilotu Beril Gebeş, ikinci pilotun Melike Kuvvet’in idaresindeki Başaran Holding’e ait, TC-TRB tescilli Bombardier Challenger 604 tipi iş jeti, İran’da düşmüş, kazada Hüseyin Başaran’ın kızı Mina Başaran ile 7 arkadaşının da olduğu 11 kişi hayatını kaybetmişti.