HER ŞEY SIRADANLAŞIRKEN…

 
 
Değerli okurlar, AtlasGlobal’in yarattığı deprem devam ediyor. Geçen hafta yazdığım gibi herkes izlemeyi sürdürüyor. Sadece sivil havacılığımızı değil turizm başta olmak üzere ekonomimizi de yakından ilgilendiren bir olayı normalmiş gibi izliyoruz. Aslında toplumsal, sosyal ve ekonomik olaylarda en tehlikelisi de budur: Sıradanlaştırmak. Daha kötüsü ise kıyaslamaktır. “Yav birader, insanlar açlıktan ölüyor, senin dert ettiğin şeye bak.” cümlesinde somutlaşan pişkinlik yarın aynı olayla karşılaştığında “mağdur edebiyatına ve başkalarını duyarsızlıkla suçlama” noktasına evrilir. Oysa biraz empati yapılsa sorun çözülecek de nerde o  anlayış? “Gemisini kurtaran kaptan” ve “Her koyun kendi bacağından asılır” sözlerinin sık sık tekrarlandığı bir coğrafyada daha başka ne beklersiniz ki?
ATLAS’ÇILARIN “KİMSE YOK MU?” ÇAĞRISINA CEVAP GELDİ.
İşte Atlas olayı da böyle gelişti. “Benden sonra tufan” diyen patronajın iflas başvurusu ile birlikte son kalan çalışanlar da kapıya konuldu. Hani ödenmemiş maaşları ve ayrılıştan kaynaklı hakları verilse gam yemem. Ama o da yok. Beş parasız kalan insanların durumu ne olacak diye düşünen de yok. Gerçekten büyük acımasızlık. Yahu arkadaş, bu insanlar beleş para mı istiyor? Emeklerinin, alınterinin karşılığını bekliyor. . Bakıyorsunuz kimseden tık yok, derken neyse ki, sektörden bir ses yükseldi. Çaresiz, kararsız, ne yapacağını bilmeyen, herkesin bir yol önerdiği Atlas çalışanlarına Havasen’den davet geldi. Sendika hukukçularının da katılacağı bir toplantı yapacağını duyurdu. En azından havacılık mesleğinin içinden gelen Havasen yöneticilerinin işin hukuksal boyutunun değerlendirilmesini daha iyi yöneteceğini düşünmek gerekir. Hava İş sendikasının oralı bile olmadığı bu olayda, henüz 2 yıllık bir sendikanın sorumluluk duyarak Atlas çalışanlarını bir araya getirmesi ve onlara yardım etmeye çalışması gerçekten övgüye değer. Sadece başlangıçta değil izleyen günlerde de bu desteğin devam etmesini diliyorum. Açık havada üyesinin eline tutuşturduğu şemsiyeyi yağmur başlayınca elinden alan sendikacılık anlayışına karşı önemli bir çıkıştır. Üstelik bildiğim kadarı ile Atlas’tan da öyle çok sayıda üyesi de yok Havasen’in. Eee, herşey para değil…
“İŞVERENİMDİR, PARA DA VERİR, GERİ DE ALIR…”
Bir dargın bir barışık giden THY-Hava İş ilişkileri sık sık adliye koridorlarına düşmeye başladı. İş giderek ikide bir kavga eden karı-koca muhabbetine döndü. Üç günde bir karakolluk, 3 ayda bir mahkemelik olan karı-koca ilişkisi gibi artık orjinalliği kalmadı. Baskıyı görünce şikayetini geri alan ve bu  dönüşünü “kocamdır, sever de döver de..” diyerek açıklayan mağdur eş psikolojisini hatırlatıyor bu git-geller… Yakında “İşverenimdir, para da verir, istediğinde geri de alır.” anlayışının yansımalarını görürsek şaşırmayalım. İyi de, burada mağdur kadının bedeni ve psikolojisi üzerinden “yapıyorsa bana yapıyor, siz ne”  açıklaması ile geçiştirilecek bir durum yok ki… 18.000 üye adına mahkemeye koştuysan şu daha önceki suç duyurularının, açtığın davaların sonuçlarını da açıkla bakalım. Mesela şu THY tarafından 2 yıl boyunca sendikaya ödenmeyen Dayanışma aidatları ile ilgili davada neler oldu? THY’nin sendikaya üye olmayan ancak dayanışma aidatı ödeyen çalışanlarından kestiği paraları sendika hesabına  yatırmaması üzerine Hava İŞ olarak dava açmıştınız. Dava sürerken THY yönetimi ile anlaştığınız, davayı geri çekmeniz karşılığında paranın ödendiği iddia edilmişti ya… Hani, kayıtlara göre “Hava İş Sendikası ile yapılan protokol gereği” notu ile 8 Nisan 2017 günü THY tarafından 3.675.000 TL ödenmişti ve bu paranın geçmişe dönük olarak ödenmemiş Dayanışma aidatları olduğu ileri sürülmüştü. Hani, aynı gün avukatınız Şeniz Uluköklü’ye 560.593 TL ödemiştiniz ya…Sahi, çıkın anlatın şu işi, alacağınız ne kadardı, niye zamanında alınmamıştı, niye sonra dava açılmıştı? Avukatınız geri çektiğiniz davadan dolayı nasıl bu kadar vekalet ücreti almıştı?  Neyse dönelim duruşmaya. Bu sefer hava yağışsızdı. Ama yine de gördüğüm kadarı ile temsilciler ve sendika yöneticileri dışında  gelen olmamış. Hava iş üyeleri, sendika yöneticilerinin çağrılarına pek kulak asmıyor. Neden acaba?  Eylem konusunda da arkadaşlar bayağı deneyimsiz. Kimileri sol yumruklarını kaldırmış kimileri de sağ… Sloganları da çarpıcı gerçekten “Yer gök direniş, onurlu Hava İş !” Valla yerdeki direnişinizin buysa göktekini pek düşünemiyorum. Neye direndiniz 6 senedir, onu da bi zahmet açıklasanız da bilsek…Bir de video çekmişler. Sendika avukatı açıklama yapıyor. Pazar mesailerinden bahsediyor da kaldırılan otoban ve yakıt paralarına değinmiyor. THY yönetimi de “demek ki doğru yapmışız” diye düşünmüştür herhalde…Neyse bu pilav daha çoook su kaldırır.
PEGASUS’TAN KAZAZEDELERE 150.000 TL…
Pegasus kazasının üzerinden 15 günden fazla zaman geçti. Bu arada nasıl olduysa Almanya’daki FDR incelemesinin ön bulguları basına sızdı. Bunlar doğru mu bilmiyoruz ama sızma olayı sıkıntılı. Herkes bu bulgulardan birer rapor yazar artık ! Bu arada Pegasus’un   kazazede yolcular için bir yardım paketi önerdiğini duydum. Her yolcuya 50.000 veya 60.000 TL avans verilecek sonrasında bu rakam 150.000 TL’ye tamamlanacakmış. Tabii,  kazadan dolayı ciddi hasar gören, ağır yaralanan, bir süre de olsa çalışamayacak hale gelenler için daha farklı bir destek olmalı. Yaşamını yitiren yolcuların yakınları için de farklı yardım seviyesi belirlenmeli. Kazanın nasıl ve hangi etkenlerden dolayı yaşandığı ortaya çıkacak ama kazadan bedenen veya psikolojik olarak etkilenenlerin mutlaka mağduriyetlerinin giderilmesi için tüm imkanlar seferber edilmeli. Haa, “ödenen para kaybolan uzvun, kalıcı hasarın, yaşanan travmanın yarattığı ve bir ömür boyu sürecek olumsuzluğu giderir mi” derseniz, o mümkün değil tabii…
Kazasız, uçuş emniyetinin ön planda tutulduğu, sadece havacılık çalışanlarının değil hiçbir çalışanın işini kaybetmediği günler dileği ile…
 

Exit mobile version