TENCERE TAVA HEP AYNI HAVA


Geçmişte kalan 2011 seçim öncesi sokaklardaki Bilboardlarda O zamanki Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte”Yerli uçağımız göklerde” yazan bir reklam gördüğümde şaşırmış ve “Allah Allah ben güya havacılık haberleri yazıyorum ve bu gelişmeden haberim mi olmadı diye telefonla arkadaşlarımı aradım. Kimse bilemedi. Derin bir nefes aldım ve dudaklarımda bir tebessüm oluştu. İşin komik yanı,bu bilboard havacıların buluşma yeri haline gelen Flyinn alışveriş merkezinin oradaydı.
Geldik 2015 yılına ve yeni bir genel seçim arifesindeyiz. O zamanki başbakanımız Cumhurbaşkanı olmuş ve yerini Ahmet Davutoğlu’na bırakmış. Reklam Bilboard ı bu sefer değişmiş ve göklerde uçan uçağımız(!) yeri inmiş olacak ki,bilboard larda bu sefer Ahmet Davutoğlu’nun fotoğrafı eşliğinde “Yerli yolcu uçağımızı yapıyoruz! olmuş. Kısaca; Her nedense göklerdeki uçağımız(!) yere inmiş ve şimdi üretim aşamasına geçiyormuşuz:) Bu ifadeleri yazarken bir an aklıma “Tencere-Tava hep aynı hava” sözcüğü geliverdi. 
Bu sefer de hangi uçağı,nerede yapıyormuşuz da yine mi ben duymadım diye kendimi suçlarken baktım ki bu konu henüz bir proje aşamasında.
Aslına bakacak olursanız;
Üreteceğimiz söylenen bu uçak yerli falan değil. Alman uçağı.
ABD’de yaşayan Türk iş adamı Fatih Özmen’in şirketi Sierra Nevada Corp. söz konusu uçağı üreten Alman havacılık şirketinden 328 Support Services GmbH’yi, kısa süre önce satın alarak, Dornier 328 modelinin imalat, tasarım, bakım ve fikri mülkiyet haklarına da sahip olmuş. Dornier 328’in halihazırda FAA ve EASA sivil havacılık otoritelerinden sertifikaya sahip…
Yapılması planlanan bu uçak halihazırda üretilmiş bir uçak olup, en çok tutulan 328 Jet modeli, 1996-2002 yılları arasında 110 adet üretilmiş ve halen Hainan Airlines, Skyway Airlines ve Sun Air of Scandinavia havayolları filolarında görev yapmakta imiş. VIP ve Ambulans olarak da kullanılıyor.
Bölgesel olarak 30 kişilik bu uçaklarla maliyeti karşılamak ve kara geçmek bayağı zor. THY’ye al ve kullan, biz bu 50 tane garanti verdiğimiz uçakları alıp da ne yapacağız derlerse, THY alır ve zararına uçar veya askeriyeye verirler.  Dolayısıyla özel bir havayolu bu uçakların yanına bile yaklaşmaz diye düşünüyorum.
Bu uçaklar turboprop ve jet olmak üzere şimdiye kadar toplamda 217 adet üretilmiş deniyor.
Bu uçağı, İsrail ve Çin’de almayı düşünmüş sonra vazgeçmiş. Bilhassa, İsrail gibi havacılık teknolojisinde söz sahibi olan bir ülke bu işe girmediğine durup bir kez daha düşünmek lazım.
Şüphesiz, EASA ve FAA sertifikasyonuna sahip olunması tabii ki bir avantaj ama bakalım ileride yapılması düşünülen  628 serisi için  ABD ve AB  ne gibi defans uygulayacaklar. 328 e sertifika verenler 628 e verecek mi? Verirler diyelim. Hangi sürede verecekler? 
Hadi bu uçakları yaptık diyelim.Kime pazarlayacağız? Dünyada yedi tane uçak imal eden firma var. Bu dev firmalar arasından nasıl pazar kapacağız? Sanırım, Orta doğu ve Afrika pazarını düşünüyorlardır.  THY’nin ortak olarak kurduğu galley ve koltuk imal eden firması sertifikasyon konusunu halletmesine rağmen henüz yabancı bir ülkeye koltuk,galley satamadı. Hatta  Pegasus bile yerli imalat uçak koltuklarını ağır bulduğundan almadı. 
Koltuk ve galley pazarında bu kadar uğraş verilip henüz yabancı ülkelere satışta muvaffak olunamadığına göre bu uçakları kullanmak ve pazarlamakta kolay olmayacaktır. 
Bu uçağın imalatı için,TAI’ nin hemen yanında ihtisas organize sanayi henüz yeni kuruluyor.  Burada imalat gerçekleşecek ve en az 50 uçak alma garantisi verildi. Proje ortağı firma akıllı. En azından yapılacak olan 50 uçağı Türkiye’ye vermek için garanti almış. Bu proje için şimdilik 1.5 milyar dolarlık bir fon ayrılmış. Tabii ki bu 1,5 milyar dolarlık iş değil çok daha fazlası gerekli olacaktır.
Çünkü bu paranın içinde almayı garanti ettiğimiz 50 uçak+ Alt yapı+628 tipine geçiş geliştirmesi de var. (628 için ayrı sertifika alınması söz konusu).
Aslına bakacak olursanız tabii ki bu uçağın imalatı için uzun seneler gerekli. Hükumetin verdiği 2019 rakamını çok hayali buluyor ve 2023 e belki diyorum.  Dornier’in mühendisleri eşliğinde bakalım hangi parçalarını yapabileceğiz. Uçak üretimi için henüz bu konuda yetişmiş mühendis sayımız yetersiz. Bir nevi staj göreceğiz. İlk başlarda uçakta Alman mühendisleri ve ekibi çalışacaktır. Hele,hele 60-70 kişilik olacağı söylenen 628 serisine geçilmesi bayağı zaman alacaktır.
Bu uçak yapımı meselesi ballandıra ballandıra anlatılıyor. Duyanda bu iş kolay sanıyor. Söylediğim gibi ortada daha bir şey yok. Şimdilik hayal satıyorlar. Ancak olmaz da diyemem. Türkiye gibi siyasi istikrarsızlıkların hüküm sürdüğü bir ülkede gelecek nelere gebe bunu bilemiyoruz. Bu tür yatırımlar için en önemli konu siyasi istikrardır. 
Anlatılanları dinleyen halkımız,Türkiye’de bu uçak yapımı için yeni bir bir fabrika kurulmuş hemen başlanacak diye düşünüyor. Uçak yapımı adına ciddi adımlar atılsa kimse bir şey diyemez. Ancak, uçak yapımı her nedense seçim arifelerinde çıkıp sonra bir daha ki seçim aşamasına kadar üstünde fazla durulmayan bir konu oluyor.
Şimdi yakın geçmişimize bir bakış atalım.

Mevcut durumda değil normal yolcu uçağı yapmak, insansız hava aracı ANKA’yı uçurabilmek için bile senelerce uğraşıyoruz. Bu konuda iki prototip yaptık ikisi de düştü. Hala üzerinde çalışılıyor.
Airbus A400M Atlas nakliye uçakları için, sanki bunları biz yapıyoruz veya yaratıcısıymış gibi reklam yapılıyor. Airbus’ın verdiği malzeme, parça teknik resimleri ve kalıpları kullanarak; Airbus uzmanlarının nezaretinde,orta gövde kaplama sacları veya iniş takımının bir parçasını yapmakla sanırım uçağı yapmış olmuyoruz.
İsrail’den alınan Heron’larıda unutmamak lazım. Askeriyenin baskısı ile kullanılan Aselsan kamerasının İsrail kamerasına nazaran daha ağır olması nedeni ile oluşan statik ve dinamik denge bozukluğu problemi bir türlü çözülememiş ve kamerasını bizim taktığımız Heronlarda bu sorun tekrar İsrail’in yaptığı kameraları takmakla çözülebilmişti. Bu inatlaşmanın ek maliyeti ne kadar oldu acaba?
Aynı problem ATAK Helikopterlerinde de yaşanmış, helikoptere takılan Aselsan kızılötesi kamera ATAK’ın statik ve dinamik dengesini bozarak istenilen irtifaya çıkma problemi yaşanmıştı.Öngörülen irtifaya çıktığında ATAK helikopterinin tir-tir titrediği söylenmekte. Anlatılanlar doğru ise
dengesi bozuk, aşırı derecede titreşen bu helikopter istenilen irtifaya çıkamamasının yanı sıra verimli ve doğru keşif yapamaz, attığını vuramaz.
Türkiye tüm ülkeler için çok güzel bir pazar. Ne üretirlerse bize satabiliyorlar. Bizlerde onların imalatı uçakları alıyor ve uçak sayımız şu kadar,bu kadar arttı diye övünüyoruz. Uçak almakla iş bitmiyor bir dolu yedek parça da almak zorunda kalıyoruz.
Sonuç olarak; Mutlaka teknolojik yatırımlara ağırlık verilmeli. Türkiye siyasi istikrara kavuşmalı ki önümüzü görebilelim. Bir gün mutlaka kendi uçağımızı yapabilmemiz şart. Bu konu siyasi istismar konusu yapılmadan devlet politikası olmalı ve seçimden seçime projeler ortaya atılıp sonra tekrar uyku moduna geçilmemelidir.
 

Exit mobile version