Havayolu ile Kargo Taşımacılığında Blok Zincir Teknolojisinin Kullanımı (2) (Havacılık Hukuku)

Geçtiğimiz yazımda “Havayolu ile Kargo Taşımacılığında Blok Zincir Teknolojisinin Kullanımı” konusunu ele almış ve kargo taşımacılığında ne gibi faydalar sağlamasının beklediğini sizlerle paylaşmıştım. Bugün de yine bu konuya devam ederek söz konusu teknolojinin kargoda kullanımının yaygınlaştırılması ile ilgili yapılan bazı girişimlerden bahsetmek istiyorum.
Önceki yazımda da ifade ettiğim üzere blok zincir teknolojisinin kargo taşımacılığında kullanımı ile beraber sahteciliğin ve yasa dışı taşımacılığın azaltılması, kargo kaybının önlenmesi, yük hasarının azaltılması, ihtilafların daha rahat çözümü gibi bazı faydaların sağlanacağı yönünde değerlendirmeler mevcut. Bu nedenle de söz konusu teknolojinin yaygınlaştırılmasına yönelik çok sayıda yeni şirket kuruldu.
Boston Danışmanlık Grubu (BCG) tarafından yapılmış olan bir araştırmaya göre; 2013 yılından bu yana yatırımcılar blok zincir teknolojisini taşımacılık ve lojistik sektöründe kullanmaya yönelik kurulan şirketlere 300 milyon USD’lik yatırım yaptılar. Yeni kurulan şirketlerin yanısıra köklü teknoloji ve lojistik şirketleri de yine bu alanda çalışmalar yapıyorlar.
5 Mart 2017’de IBM ve Maersk küresel, sınır ötesi tedarik zincirini dönüştürmek için blok zincir teknolojisinden istifade etmek üzere işbirliği yapacaklarını duyurdular. Geliştirilecek olan teknoloji sayesinde tedarik zincirinin dijital hale getirilmesi ve bunun neticesinde de milyonlarca yük konteynerinin evrakının yönetiminin ve takibinin ticareti yapan taraflar arasında şeffaf ve güvenli hale gelmesi hedefleniyor. Geniş çapta uygulanması halinde ise söz konusu çözümün endüstride milyarlarca dolarlık tasarruf sağlayacağı düşünülüyor.
Ağustos 2017’de ise tüm endüstride blok zincir teknolojisinin kullanımının teşviki için çalışan ve 25 ülkeden yıllık geliri 1 trilyon USD’den fazla olan ve yaklaşık 500 üyesi bulunan “Ulaşımda Blok Zincir İttifakı” kuruldu. Bu ittifak da tüm dünyada lojistik sektöründe blok zincir teknolojisinin kullanımının yaygın hale getirilmesi amacıyla çalışmalar yapıyor.
14’üncüsü İstanbul’da 10-12 Mart 2020’de gerçekleştirilecek olan dünyanın en büyük kargo sempozyumu olan Uluslararası Taşıyıcılar Birliği IATA’nın Dünya Kargo Sempozyumu’nun geçtiğimiz yıl Singapur’da gerçekleştirilmiş olan etkinliğinde Singapur bazlı lojistik şirketi Kargo Topluluğu Ağı (Cargo Community Network) ve Microsoft hava kargo için dünyanın ilk blok zincir bazlı faturalama, maliyetleme, mutabakat sistemini tanıttı. Söz konusu sistemin tanıtımından önce iki aylık süre içinde hava yolu ve freight forwarder şirketlerinin de içinde yer aldığı bir grup sektör şirketi ile ( Singapur Havayolları, SATS Ltd., Alliance21 ve Bollore gibi) sistemin denemesi yapıldı. Microsoft’un Azure Blockchain teknolojisinin kulanıldığı sistemin pek çok fayda sağladığı belirtiliyor.
IATA’nın Abu Dhabi’de gerçekleştirilmiş olan Dünya Kargo Sempozyumu’nda ise Zürih bazlı start up Gatechain şirketi Hava Kargo İnovasyon Ödülleri’nin ikincilerinden olmuştur. Gatechain blok zincir teknolojisini kullanarak işlem zamanı ve maliyeti düşürüp nakit akışını geliştirecek bir finansman sistemi geliştirmiştir.
Dünya çapında 133 deposu ile toplamda yaklaşık 4.7 milyon ton hava kargo yüklemesi yapan ve yaklaşık yıllık 265 milyon yolcuya hizmet sunan havaalanı yer hizmetleri ve hava kargo yükleme şirketi Swissport International AG şirketi de bu alanda  çalışma yapan şirketlerden olmuş ve blok zincir teknolojisinin potansiyelleri ile ilgili “Winding Tree” ve “Olan” isimli şirketlerle niyet mektubu imzalamıştır.
Uluslararası Taşıyıcılar Birliği IATA’nın IATA üyesi havayolu şirketlerinin temsilcilerinden oluşan daimi otonom yapısı Kargo Servisleri Konferansı (Cargo Services Conference) tarafından seçilmiş olan 12 üyeden oluşan Kargo Operasyonları ve Teknolojisi Kurulu (Cargo Operations & Technology Board) ve onun alt grupları ile hava kargo standartlarının modernizasyonu için çalışma yapıyor. E konşimento, parça bazında takip vs. yanısıra yeni teknolojilerin (iot, büyük veri vs.) altında blok zincir teknolojisi de çalışılan konular arasında.
Yine lojistik sektörünün önde gelen şirketlerinden olan CMA, CGM, Maersk, Hapag-Lloyd, MSC ve Ocean Network Express şirketleri de kendi sektörülerindeki dijitalizasyon, karşılıklı çalışılabilirlik ve standardizasyon için kar amaçlı olmayan bir yapı kuracaklarını duyurdular.
Belirtmiş olduğum gelişmelere bakılarak ülkemiz dahil tüm dünyada blok zincir teknolojisinin kullanım alanlarının artacağını söylemek mümkün ancak tam olarak bu sisteme entegre olunabilmesi için bazı engellerin de aşılması gerek. Örneğin blok zincir teknolojisi endüstrinin tüm aktörleri tarafından kullanılmadığı için henüz yeknesak hale gelemedi. Bunda pek çok sebep var elbet. Bu sebeplerden biri bilgi eksikliği. Boston Danışmanlık Grubu (BCG) tarafından yapılmış olan araştırmaya göre kargo şirketi temsilcilerinin sadece 16%sı teknolojiyi ve kullanım alanını net anladığını ifade ediyor. Bu temsilcilerin de sadece 20%’si blok zinciri stratejik öncelikleri haline getirmiş durumda. Bilgi eksikliğinin yanısıra hukuki engeller de yine büyük bir sorun. Farklı ülkelerde farklı düzenlemelerin oluşu da yine bu teknolojinin yaygın hale gelmesinin önünde bir engel. Kargo şirketlerinin çok rekabetçi bir sektörde yer alıyor olmaları dolayısıyla pek çok bilgiyi paylaşma konusunda tereddüt ediyor oluşu da yine büyük bir sorun. Dolayısıyla gerçek anlamda bu sistemin tüm dünyada yaygın olarak uygulanabilmesi için belirttiğim engellerin ortadan kaldırılması gerek. Ülkemizin de bunun için gerekli alt yapıyı oluşturmasının gerektiğini düşünüyorum.
Hepinize sağlıklı, keyifli günler dilerim;

Exit mobile version