Geçen yıl bu zamanlarda Mısır’da yatıdaydık. Uçuşlarda malum durumdan konuşulmuyordu. Ekibe katılan yeni arkadaşlarımızın hikayelerini dinliyorduk kahve sohbetlerinde. Mısır’ın geceleri çok soğuk, gündüzleri çok sıcak çöl havası sesimi kısmış, neredeyse bir hafta yolculara gülümsemekle yetinmiştim. Bu vesileyle, yeni ekiplere bolca anons okutturarak, yeni deneyimler kazanmalarına sebep olmuştum. Gerçi bolca çınlayan kulağımdan dolayı onlar için deneyim olmamış olabilir mi diye de düşünmedim değil. Yeni çıkan programla, yeni yılın ilk uçuşuna görevlendirilmek de hoşuma gitmemişti. Sonra aklıma okutturmak zorunda kaldığım anonslar geldi…
31 Ocak gece yarısından önce Türk ekibiyle bir araya gelip, Kızıldeniz’e karşı, soğuk bir havada kumlara oturmuş, pırıl pırıl parlayan yıldızların altında sırayla, yüksek sesle hatta bağırırcasına yeni yıl niyetlerimizi dillendirmiştik. Bolca saçmalayarak, çocuklar gibi eğlenerek, karanlık denize dileklerimizi acayip ritüellerle yollamıştık. Havacı olunca dileklerde uluslararası ve sıra dışı oluyor tabii.
Rüzgârdan saçlarımız birbirine dolanmış, bizler birbirimize sarılmış, zıplayarak kutlama yapıyorduk. Daha çok terapi gibiydi. Şu çılgın Türkler misali oteli şenlendirmiştik. Kendimizi kumsala atıp, son kez yıldızlara baktıktan sonra koşarak odalarımıza gitmiştik. Donmaya beş dakika kala kendimi sıcak duşa atmış, hızla hazırlanmış, 01.30’da lobide ekiple brifinge katılmıştım. İşte tam bir havacı hayatı.
Yeni yılları başka diyarlarda geçirmeye alışmıştım ama böyle bir kutlamaya ilk kez katılmıştım. Uçağı Noel Baba’nın kızağı gibi süslemiş kokpitte, kabinde bitmeyen fotoğraf çekimleri yapmış, güne özel yiyecekler ve bolca kahve eşliğinde uykusuzluğumuzla eğlenmiştik. Dışarıyı seyrederken, gördüğüm manzaralar, ulu dağların üzerinde parıldayan karlar, göz hizasında bizi selamlayıp geçen bulutlar içimi huzurla doldurmuştu. Bu metal kuşun içinde büyülenmek an meselesiydi. Beni bu işe bağımlı yapan iksirin büyüsüydü bu…
Yol boyu beni büyüten her deyime, defalarca gördüklerimi bile ilk kez görüyormuşçasına sevindirebilen, hiç usandırmayan bu işe ve beni onunla buluşturana teşekkür ettim.
‘’ Ho ho ho ‘’ diyerek uçmaya devam edebilmek ve her isteyenin bu büyülü dünyaya katılması dileğiyle…
Öncesinden daha güzel yıllara, daha güzel uçuşlara…