Benim yurt dışına ilk çıkışım 1984’ün 17 Eylül günü, 1983’e kadar adı Kıbrıs Türk Federe Devleti olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başkenti Lefkoşa’da bulunan Ercan Havalimanı’na Türkiye ‘pasaportu’ ile giriş yapmamla oldu. Ankara’dan kalkan Kıbrıs Türk Hava Yolları’na ait bir uçak bizi yeşili çok az ‘Yeşilada’ adlı ‘yavru vatan’a götürdü. 1960 model Mercedes limuzin binek otomobille Güzelyurt’a (Omorfo) giderken yol boyu metrelerce uzanan narenciye bahçelerinin çitlerindeki “İrfan Nadir Çiftliği” yazısını görünce bu arazilerin Kıbrıslı iş insanı Asil Nadir’in polislikten ticarete atılan babasına ait olduğunu öğrendim. Birkaç yıllık bir gazeteci olarak adını duyduğum Asil Nadir (Tam adı Asilkan) hakkında çok bilgim yoktu. Çünkü, kendisi Londra’da yaşıyordu ve Türkiye’yle bağları da çok sınırlıydı.
Turgut Özal iktidara geldikten sonra yabancı sermayeye kapı aralaması, iş insanlarının yönünü yurt dışına doğru çevirmesi Asil Nadir’in de Türkiye’de önemli yatırımlar yapmasını sağladı. Polly Peck Int. adlı şirketler gurubunun ilk olarak Manisa’da Vestel fabrikasını kurması, ardından AN Graphic adlı matbaayı, Niksar marka su tesislerini faaliyete geçirmesi, sonra Güneş ve Günaydın gazetesiyle Nokta Dergisi’ni satın alması adından söz ettirmek için fazlaca yeterli oldu. İngiltere Kraliçesi Elizabeth’in dahil olduğu, ülkenin on zengin iş insanı arasında yer alan Nadir, Ayşegül Tecimer ile evlendi. 1986’da Londra’da tanıştığım İzmitli İsmet Oğuz’un Asil Nadir’in Santana Tekstil Gurubu’nun başında olması onu daha iyi tanımama sebep oldu. Seyahatlerini özel uçağıyla yapan Asil Nadir, 1989’da havacılığa da merak sarıp, İngiliz ortaklarıyla Türkiye’de Noble (Asil-Soylu) Air adlı havayolu şirketi de kurdu.
Herkesin girmek için can attığı ve Nişantaşı’nın en merkezi yerinde ofis açan Noble Air, İstanbul- Londra-İstanbul- İzmir ve Lefkoşe arasında charter seferler yapan bir şirket olarak Boeing 727-200 tipi altı uçaktan oluşan filosu ile faaliyetlerini sürdürdü. Amacı, Türkiye’ye inip kalkmadan Ercan Havalimanı’na direkt sefer yapıp, yasakları delmek olan Asil Bey’in havacılık hevesi nedense kısa sürdü ve şirket 1991’de kapandı. 1993 yılında İngiliz hükümeti onu vergi kaçakçılığı ve hırsızlıkla suçlayarak 10 yıl hapse mahkum etti. 3,5 milyon sterlin kefaletle serbest kalan Nadir, hapse girmemek için özel jetiyle KKTC’ye kaçtı. 2010 yılında aklanmak için kendi isteğiyle Londra’ya döndü. Yargılama sonucu 10 yıla mahkum edildi. Dört yıl hapis yattıktan sonra 2016’da diplomatik girişimlerle Türkiye’ye iadesi kararlaştırılan Asil Nadir’i, “O benim neslimin kahramanıydı, onun için yardım ettim” diyen Onur Air’in patronu H. Cankut Bagana 4.3 milyon sterlin kefalet ve masraflarını ödeyip, bir yolcu uçağı göndererek Türkiye’ye getirtmişti. Neden derseniz, Bagana Asil Nadir’in elinde olan Geçitkale Havaalanı’na ortak olma niyetindeydi. Bir gece Silivri Cezaevi’nde kalan Asil Nadir, 23 Nisan 2016’da aynı uçakla Lefkoşe’ye döndü. Bir dönemler en büyük meyve üreticisi olan Del Monte adlı şirketiyle dünya muz ticaretine yön veren Asil Nadir’in potasyum eksikliği nedeniyle muz yemesi gerektiği, ancak cezaevi idaresinin ona günde bir muz verdiği, yine aynı şekilde sterlin milyoneri olan Nadir’in günlük harcamasının 60 Pound ile sınırlandırıldığı rivayet olarak anlatılır.
Bu arada, Asil Nadir için kefalet parası ödeyen Onur Air patronu parasını geri alabilmek için yasal yollara başvurdu ise de bu isteğinde başarılı olamadı. Adı, KKTC Cumhurbaşkanlığı için geçen ve “Ben, Denktaş’a saygısızlık edemem’ diyerek bu teklifi reddeden Nadir, burada daha önce satın aldığı Kıbrıs Gazetesi ve Kıbrıs Televizyonu adlı iki kuruluşuyla yıllar sonra tekrar medya işine girdi. Televizyon ve gazetenin başına da şirketinde staj yaparken tanışıp evlendiği Filistin doğumlu eşi Neriman Nur Nadir’i getirdi. Fakat, 2022’de medyadan çekildi ve veda yazısında şöyle dedi; “Kıbrıs sevdamın ağır bedelleri oldu. Ödedim. Hiç pişman değilim”. Uzun süre sessizliğini koruyan Asil Nadir, 84 yaşında bir hastane odasında hayatını kaybetti.
Eşi Nur Nadir’e bıraktığı mektupta şöyle diyordu: “Benim aziz Kıbrıslı kardeşlerim. Ömrüm ve gücüm yettiğince sizlere onurlu yaşam mücadelenizde destek olmak ve kalkındırmak istedim. (…) Tüm Kıbrıslıların onurlu yaşam mücadelesi ve davası için ömrümü, emeklerimi ve tüm imkanlarımı feda ettim. İhanet edenler her daim içimizdeydi. Ama her şeye rağmen hiç pes etmedim. Lütfen siz de pes etmeyin. Bu memleket bizim, bu topraklar bizim, bu kurumlar da bizim. Önce birbirinize sonra da benim size bıraktığım projelere sahip çıkın. Hayata geçirmemem için beni engellemiş olsalar da sizlerin tüm bu zorlukları aşacağınızdan emin ve müsterihim. Her biri sizi dünya ile bağlayacak ve onurlu yaşamanızı sağlayacak projeleri size adadım. Size vasiyetimdir ki Kıbrıs’ın var oluşu ve Kıbrıs halkı için bu projeleri hayata geçirin” Asil Nadir’in şirketinde finans müdürü olarak çalışan ve ondan çok şey öğrendim diyen KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, cenazedeki konuşmasında onun satın aldığı ilk uçakla “havada şifreyi değiştirmek suretiyle” Londra-Ercan arasında ilk direkt uçak seferini gerçekleştirdiğini belirterek “Bunları yaparken adeta dünyaya meydan okudu. Başarılarına başarı kattı. Şirketini büyüttü, İngiliz Kraliçesi’nden ödüller aldı” diye konuştu. Ruhu şad, mekanı cennet olsun. Mutlu yarınlar Kıbrıs Türk Devleti.
———————————————————
Dünyanın en eskilerinden biri oldu Türk Hava Kurumu 100 yılı devirdi
“Kanatlı bir gençlik memleketin geleceği bakımından en büyük güvencedir.” (M. Kemal ATATÜRK).
Ekmeğini gurbette kazanan Trabzonlu bir ailenin çocuğu olarak ilk, orta ve liseyi Erzurum’da okudum. İlkokuldaki yıllarımdan aklımda ulusal bayramlar ve diğer etkinlikler kaldı. Kızılay ve Yeşilay Haftaları’nın yanı sıra bir de Türk Hava Kurumu ile ilgili konuşmalar dün gibi hafızamda yer etmiş. Yılda bir kez üstünde kırmızı mühürü ve THK logosu olan sarı zarflara koyduğumuz metal 2,5 TL’yi büyük bir ciddiyet ve dikkatle evden okula getirir, rahmetli Leman Öğretmenime teslim ederdim. Türk Hava Kurumu’nun tayyarelerle ilgili olduğunu bilirdik, ama ne yazık ki değil binmek, onları yakından görmek de bizim kuşağımıza hiç nasip olmadı. Türkiye Cumhuriyeti’nin en köklü kurumlarından olan THK, Atatürk’ün emriyle, genç ve yalnız cumhuriyetin havacılığının gelişmesi için askeri, sivil ve sportif faaliyetler için kuruldu. Türk Tayyare Cemiyeti (T.Ta.C) adıyla 16 Şubat 1925 tarihinde kurulan ve 1935 yılında Türk Hava Kurumu adını bu kuruluş, dünyada havacılığa yön veren en eski kurumlardan da biri olmayı başardı.
Kuruluşu tek parti döneminde olduğu için yıllarca THK Başkanları ve yöneticileri taşrada da çoğunlukla CHP’lilerden veya emekli askerlerden oluşurdu. 80’lerden sonra genel başkanlık görevine tekrar asker kökenliler atandı. 2000’li yıllarda da İbrahim Büyükyumukoğlu, Erdoğan Karakuş, Rasim Aslan, Yusuf Güngör, Osman Yıldırım, Vacit Öktem, Kürşat Atılgan, Bertan Nogaylaroğlu gibi asker emeklisi generaller iş başına getirildi. Bir dönem yolsuzluk ve adam kayırma gibi konularla gündeme gelen THK kan kaybetti, itibar erozyonuna da uğradı. Neyse ki, bu durum Yozgat Valiliği de yapan Kemal Yurtnaç’ın THK Kayyum Heyeti Başkanlığı’na atanmasıyla yerini istikrarlı yeni bir döneme bıraktı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da onursal başkan olduğu Türk Hava Kurumu, şimdilerde Türk Havacılığı için önemli faaliyetlerde bulunup, kaybettiklerini telafi etmeye çalışıyor. Filosundaki uçaklarla bir yanda yangın söndürme faaliyetlerine katkı yapıyor ayrıca da havacılık eğitim merkezleri ile yeni ve genç havacılar yetiştiriyor. Kurumun son yıllarda dedikodulardan uzaklaşıp asıl işine odaklanması çok önemli bir gelişme olarak kaydedilmektedir. THK’nın eğitim dünyasına 2011’de kazandırdığı Türk Hava Kurumu Üniversitesi (THKÜ) Türkiye’de havacılık konsepti ile kurulan ilk üniversite olarak çok önemli bir bilim yuvası olmayı sürdürmektedir.
Rektörlüğünü Prof. Dr. Rahmi Er’in yaptığı THKÜ bünyesinde, Hava Ulaştırma, İşletme, Havacılık ve Uzay Bilimleri ile Mühendislik Fakülteleri’ne bağlı 12 bölüm, 12 ayrı program ile iki yüksek okulun yanı sıra, sekiz programla ve bir lisansüstü enstitü ile eğitimlerini çok başarılı bir şekilde sürdürmektedir. Üniversitelerimiz arasında nitelikli havacılık eğitimiyle adından söz ettiren THK Üniversitesi her biri kendi alanında yetkinleşmiş, akademik kariyeri başarılarla dolu kadrosuyla üstün ve kaliteli bir eğitim vermektedir. THKÜ dünyada çok önemli bir yere sahip olan havacılık sektörüne, alanında yetkili ve iyi yetişmiş yabancı dil bilen insan gücü mezun etmeyi hedefliyor. Sektörün ihtiyacına göre şekillenen, dünyadaki üniversitelerle yarışabilecek ders içerikleriyle mezunlarına Avrupa ve Amerika üniversitelerinde lisansüstü eğitime devam edebilme imkanı sağlıyor. Türkiye’nin övüneceği kurumlardan biri olan Türk Hava Kurumu’na ve onu en iyi şekilde temsil eden bir üniversite olarak adını duyuran THK Üniversitesi akademik ve idari kadrosunu tebrik ediyor, başarılar diliyorum. Nice bilim dolu yıllara.