Havacılıkta 2035 Vizyonu: Otomasyon ve Yapay Zeka Dönemi

Havacılıkta 2035 Vizyonu: Otomasyon ve Yapay Zeka Dönemi

İstanbul Arel Üniversitesi İİBF Havacılık Yönetimi Bölümü Başkanı Dr. Yasin Aksoy, havacılık sektöründe yaşanacak büyük dönüşümle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Dr. Aksoy, otomasyon ve yapay zekanın (AI) uçak operasyonlarından müşteri hizmetlerine kadar her alanda etkili olacağını vurguladı. Ayrıca, Türkiye’nin stratejik konumu ve havacılık altyapısının 2035 yılına kadar büyük değişimlere sahne olacağını belirtti.

Otomasyon ve Yapay Zekanın Yükselişi

Havacılık sektörünün geleceğini şekillendirecek en önemli unsurlardan birinin otomasyon ve yapay zeka olduğunu ifade eden Dr. Aksoy, “2035 yılına kadar uçuş operasyonlarında yapay zeka tabanlı sistemlerin yaygınlaşmasını bekliyoruz. Bu, hem operasyonel verimliliği hem de müşteri deneyimini dönüştürecek. Yapay zeka sayesinde yolcuların tercihlerine göre kişiselleştirilmiş hizmetler sunulacak ve uçakların belirli uçuş aşamalarında insan müdahalesine ihtiyaç azalacak” dedi.

Dr. Aksoy’a göre, yarı otonom uçaklar 2035’e kadar daha yaygın hale gelecek ve bu teknolojiler, uçuş sırasında gelişmiş yapay zeka algoritmalarıyla çalışacak. İnsan pilotlar ise daha karmaşık durumlar için devreye girecek.

Sürdürülebilir Havacılık: Yeşil Dönüşüm Kaçınılmaz

Sürdürülebilirlik konusunun artık havacılık sektöründe kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Dr. Aksoy, “2035 yılına kadar havacılık sektöründe alternatif yakıtlar, biyoyakıtlar, hidrojen ve elektrikle çalışan uçaklar daha fazla kullanılacak. Ancak bu geçiş, havayolu şirketleri için yüksek maliyetli olacak. Özellikle kısa mesafeli uçuşlarda çevreci teknolojilere yönelim artacak, ancak bu süreçte şirketler filolarını ve altyapılarını yeniden yapılandırmak zorunda kalacak” dedi.

Türkiye’nin Havacılık Altyapısı Dönüşüm Sürecinde

Türkiye’nin havacılık altyapısının da büyük bir dönüşüm geçireceğini ifade eden Dr. Aksoy, “Türkiye, Avrupa, Asya ve Afrika arasındaki stratejik konumuyla 2035’e kadar önemli bir avantajını koruyacak. İstanbul Havalimanı’nın büyümesi devam ederken, Ankara ve İzmir gibi diğer büyük havalimanlarının da genişleyeceğini öngörüyoruz” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin havacılık sektöründe küresel rekabette daha da güçlü bir konuma geleceğini belirten Dr. Aksoy, “2035 yılında Türkiye, havacılıkta Dubai, Frankfurt ve Doha gibi merkezlerle rekabet halinde olacak. Aynı zamanda Türk Hava Yolları gibi taşıyıcılar, uzun menzilli ve yakıt tasarruflu yeni uçak teknolojilerinden faydalanarak küresel ağlarını genişletmeye devam edecek” ifadelerini kullandı.

Jeopolitik ve Ekonomik Faktörlerin Havacılığa Etkisi

Havacılık sektöründe sadece teknolojik gelişmeler değil, aynı zamanda jeopolitik ve ekonomik faktörlerin de etkili olacağını belirten Dr. Aksoy, “Uluslararası ticaret rotalarındaki değişiklikler ve petrol fiyatlarındaki dalgalanmalar, havayolu şirketlerinin filo stratejilerini belirleyecek. Düşük petrol fiyatları yeşil teknolojilere geçişi geciktirebilirken, yüksek fiyatlar yakıt verimli teknolojilere hızlı bir geçişi zorunlu kılabilir” dedi.

Pilot Açığı ve İşgücü Sorunu Büyüyor

2035 yılına kadar pilot açığının havacılık sektöründeki en büyük sorunlardan biri olacağını belirten Dr. Aksoy, “Pilot yetiştirme ve elde tutma konusunda büyük çabalar gösterilmezse, havacılık sektörü ciddi bir pilot kıtlığı ile karşı karşıya kalacak. Ayrıca, otomasyon ve yapay zeka teknolojilerine uyum sağlayacak teknisyenlere de büyük ihtiyaç olacak” dedi.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir