Değerli Okurlar,
Bugün günlerden 19 Mayıs. Atamızın 1919 da Samsun’da milli kurtuluş meşalesini yaktığı gündür. Her yanında işgal ateşi ve isyan fitneleri yayılan yurdumuzun yeniden küllerinden doğduğu yeniden can bulduğu ilk adımın günüdür. Bu topraklarda bugün rahat ve serbestçe dolaşıp, inandığımız ve tercih ettiğimiz gibi yaşayabiliyorsak bunu bu mücadelenin aziz kahramanlarına borçluyuz.
Atatürk’ün gençlere armağan ettiği bu anlamlı günün, tüm yurdumuzda coşkuyla ve haklı bir gururla kutlandığı bir günde bende tüm gençliğimizin bayramını içtenlikle kutluyorum. Güçlü bir millet olmanın en önemli gereklerinden biri de milli şuurun ve milli beraberliğin genç nesillerde tesisidir. Dünyada çevremizdeki ülkelerde yaşanan savaşlara, akan kan ve göz yaşlarına bakınca bunun ne kadar değerli ve önemli olduğunu bir kez daha görüyoruz. Bir milleti bölmek için ilk başta gençliğinin arasında fitne ve nifak sokup toplumu kaosa ve kargaşalara itip, kötü algılarla yöneltmekle mümkün olduğunu birçok örnekle gördük. Çünkü gençlik çağları yaşamın biyolojik ve psikolojik olarak en kolay manipüle edilebileceği dönemlerdir. O nedenle genç neslin doğru yetişmesi ve güçlü ahlaki erdemler üzerine inşa edilmesi gerekiyor.
Sektörümüzün genç başarılarına, genç projelerine bakınca geleceğe dair umudumuzu yeşertmek ve onu sabırla beslemek zorunda olduğumuzu düşünüyorum. Savunma sanayisindeki yeni nesil hava araçlarımızı bu genç mühendislerimiz ve genç teknisyenlerimizle başardık. Göklerde büyüyen filolarımızın ve artan uçuş ağımızın ardında da bu genç enerjilerin olduğunu inkâr edemeyiz. Genç nüfusun ve nitelikli istihdamın ülkemizin kalkınması için en önemli unsurlardan biri olduğunun farkında olmak yetmiyor. Onların gelişimini ve yetişmesi gereken alanları da doğru planlamak gerekiyor. Her yerde açılan üniversitelerdeki ihtiyaç fazlası bölümlerden işsiz mezunlar ordusuyla gençliğimizi heba etmemeliyiz. Eğitim sisteminin doğru planlanıp ülkemizin ihtiyaç duyduğu teknolojinin ve gelişimin geleceği üzerine kurulması lazım.
Havacılık bu konuda ülkemizin geleceği olabilir. Sürekli dile getirmekten asla yılmayacağım bu alandaki eksikleri ve yetersizlikleri cesaretle konuşmak ve bunların giderilmesi için önlemler almak zorundayız. Büyüyen filolarımız için bakımdan tutunda, lojistik ve taşıma hizmetlerine kadar birçok alanda çok büyük boşluklar var. Bu sektöre gençlerimizi teşvik edip onlara başarılı ve mutlu bir yaşam fırsatı sunabiliriz. Onların dünyada çok önemli projelere imza atan mühendisler, pilotlar ya da teknisyenler olmaları neden bir hayal olsun ki. Bugün savunma sanayii ve yerli üretim alanlarında geldiğimiz süreçler hepimizin gurur ve mutluluk kaynağı değil mi?
Bütün farklılıkların bir kenara koyulduğu, özellikle istihdamda nitelik ve yetkinliğin ön planda tutulduğu, başarının ve liyakatin esas alındığı bir çalışma sistemi ile gençliğin önünü açmak, onların yeni başarılara özgürce kanat çırpması için kılavuzluk yapmak lazım. Havacılığa ömrünü adamış bir babanın oğlu olarak bende yaşamımı havacılığa adadım. Bu bir aşk ve ideal meselesi. Babamda haksızlıklar ve hukuksuzluklar ile mücadele edip onları yıllarca cesurca dile getirmekten çekinmedi, bu bayrağı devralan bizlerde asla bundan taviz vermeyeceğiz. Bize uzanan sitemlerin, bu sektördeki çelişkilerinde sesi olmaya çalışacağız. Başarıları alkışlayıp, gördüğümüz eksikleri ya da hataları da haykıracağız. Derdimiz üzüm yemek, bağcı dövmek değil.
İstifaların gitgide arttığı haberleri ile Teknik A.Ş. çalkalanıyor. Uzun süredir tarafıma iletilen bilgiler neticesinde 2010’ların başından 2016 yılı sonuna kadar işe alınan bazı teknik personellerin geçmişe yönelik kıdem haklarının o zamanki TİS sözleşmesinde maddesi olmasına rağmen verilip, bazılarının ise verilmediği ve bu durumun bazı çalışanları demoralize ettiği gerçeği de mevcut. Günümüze dönersek jumpseat’leri neden teknik personelin kullanamadığı da diğer bir mesele. Jumpseat’leri sadece THY A.O. personelinin kullanabildiği check-in masasında teknik personellere şifahen iletilmiş ancak bu talimatın e-posta yoluyla ulaştırılmadığı ve neye göre sözlü bilgilendirmenin yapıldığının anlaşılamaması tarafımıza gelen ilginç bilgiler arasında. Açıkçası ne kadar da yazsak sıkıntılar devam ediyor, düzeltilen hususlar tabii ki var ama baba yadigarı tekniğe yönelik cadı avı sürüyor.
Ömrünü havacılığa adamış TAYYAR BABA’ ya da bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Sektöre emekleri çok büyük duayen bir adamı kaybettik. Böylesi tarihi çınarların yaşarken kıymetini bilmek onlara hak ettiği değeri vermek gerekiyor. Tayyar Babaya bu açıdan gösterilen vefa ve saygı çok kıymetli bir örnekti. Mekânı cennet olsun.
Bir diğer konu da Sabiha Gökçen Havalimanı ile çıkan haberler hakkında, Malezya ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin önde gelen yatırım şirketleri liderliğindeki bir konservasyon ile Malaysia Airports Holdings Berhad’ın tüm hisseleri satın almak için teklifte bulunduğu açıklandı. 2023 yılında 37,6 milyon yolcu ağırlayarak rekor kıran havalimanımızın yaklaşık 4 milyar dolar değerinde olduğu belirtilirken aldığımız bilgi doğrultusunda şu an kesinleşen bir durum söz konusu değil.
Hepinize mutlu ve sağlıklı bir hafta diliyorum…