featured

HAVACILIK SEKTÖRÜ ŞOKTA… DANANIN KUYRUĞU İŞTE ŞİMDİ KOPTU.

 
7 Haziran seçimlerine az bir süre kaldı. Türk Hava Yolları tarafından hemen hemen her gün yeni bir hat ve DHMI tarafından ise yeni meydanlar açılıyor. Anadolu Jet, çapraz uçuşlara ağırlık vermeye başladı.
Bir zamanlar THY’nin uçup iptal ettiği hatları Anadolu Jet tekrar açıyor. Trabzon-Bursa, Erzurum-Bursa, Diyarbakır vb…
Ankara’dan yeni iç ve dış hatlar. THY, hızlı büyümesine devam edecek gibi…
THY Yönetim Kurulu Başkanı temizlikçi elbisesi giyerek, uçak temizliğine katılıyor.
Temizliği mi denetliyor, neler yapıldığını mı anlamaya çalışıyor, temizlik personelinin sorunlarını mı görmek istiyor? anlayamadım… Umarım faydalı bir deneyim olmuştur. THY Tekniğe ve Uçuş işletmeye de gitmesi ve oraları da denetlemesi bekleniyor.
İş kazaları, uçak kazaları ne yazık ki artmış durumda. 3 ayda iki uçak pistten çıktı. Son iki yılda; üç ölümlü iş kazası yaşandı.
Dikkat edilmesi gereken nokta çok…
Havacılık sektörünü bugünlerde meşgul eden iki konu var. Bunlardan birini tüm medya verdiğinden bilmeyeniniz yoktur. Ancak uçuş saatlerini azaltan uygulamayı anlatırken,yer personelinin çalışma saatlerinin yüksekliğinden bahsetmediler.
Benim bu bloğumdaki yazı tarzım; haberden çok yorum yapmak olduğundan, işin zoru bana kaldı. Bilgim çerçevesinde; verdiğim haber ile birlikte, olayları yorumlamaya çalışacağım.
Haberlerden birini cümle âlem duydu. Neydi bu haber? 
1-Easa tarafından uygulamaya konulacak olan yeni uçuş, görev ve dinlenme süreleri hakkındaki yeni talimat ve Türkiye’nin bu talimatı yerel mevzuat olarak uygulamaya koyacak olması. Yıllık 1000 saat 900’e düşürülüyor.
Dananın kuyruğunu koparacak olan ikinci haberim.
2- 267 seri nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği: Ödemenin, uçuş ve dalış gibi hizmetler dolayısıyla fiilen gerçekleştirilen uçuş ve dalış süreleri ile sınırlı bulunması.
Önce birinci maddeye göz atalım.
Uçuş görev ve dinlenme süreleri, EASA ülkelerinin uygulamak istediği kriterlere göre ülkemizde de uygulamaya konulursa, yerli taşıyıcılar hali hazırda gerçekleştirdikleri bazı uçuşları ek ekiple birlikte yapmak zorunda kalacaklar. Yeterli sayıda kaptan ve ikinci pilot bulmakta zorlanan sektör, böylece yeni bir darboğazın eşiğine gelecektir. Yabancı kaptan ve ikinci pilot istihdamı artacaktır.
Kaptan ve yardımcı kaptan sayısını en az %10 artıracak bir uygulama. Yani uçuş işletme personel giderleri her şirkette minimum %10 daha artacaktır.
EASA ülkelerinin yaptığı bu çalışmanın birçok araştırma neticesinde güvenliği ön planda tutarak hazırladığı biliniyor. İtirazım yok.

Ancak EASA; AB ülkelerinin uygulamak zorunda olduğu kuralları belirtip, mecburi tutarken, siz AB ülkelerinin iş hayatı ile ilgili diğer uygulamalarına gözünüzü kapatamazsınız. Yerdeki çalışanlarla, uçucu ekiplerin çalışma saatlerini birlikte değerlendirmek gerekir. Yorgun pilotların yerini yorgun teknisyenler alır. Uçağın bakım ve arıza çalışmalarında ki yorgunluk faktörü, en az yorgun pilot kadar tehlikelidir. Ne gibi tehlikeler içerdiğini teknik kökenli ve hangarlarda 30 sene geçirmiş biri olarak yazmayacağım. Bunları yazmayı yorumcularıma bırakıyorum.
Yorgun teknisyen sadece kendine zarar vermez. Uçağa, ekibe, yolcuya ve şirketine de zarar verir. Bir gün yolunuz düşerse, Teknik A.Ş’nin hangarlarında bir büyük bakım izleyin. İnanın ki uçağa binmeye cesaret edemezsiniz. Anadan doğma soyunmuş biri gibi, çırılçıplak bir gövde ve kokpit’le karşılaşacaksınız. Uçak değil, adeta boş bir kovan karşınıza çıkacak. Uçağın bu durumunu; değil yolcu, birçok pilot bile görmemiştir. Gözlerinden uyku akan teknisyenlerle bu bakımı yürütmek, sökülen binlerce parçayı, komponenti yerlerine koyup testlerini yapmak ve sonra bu uçağı ekibe teslim etmek, bir büyük rakı içip uçağa binen pilot kadar tehlikelidir. Bu konuyu, teknisyenin yöneticisi de anlamaz. Çünkü hayatında o da üçlü vardiyalı düzende, yıllık 1877 saat çalışmamıştır. (Fazla mesailer hariç…)
Kısaca; uçucu ekiplerin yorgunluk esaslı sorunlarını çözebilmek için; yıllık 1000 saati 900’e çekerek işte şimdi uçuş güvenliği ve emniyetini sağladık demek cahilliktir. EASA uçucu ekiplerde uçuş saatini 900’e çekmiş, ama EASA’yı yaratan AB ülkeleri diğer çalışanların saatlerini de düşünmüş. Bizde öylemi?
Siz uçucu personel için olan yasayı bire-bir kopya ederek uygulamaya koyacaksınız, ancak, uçak bakımı yapan personelin çalışma saatlerini AB Kriterlerinde olup olmadığını hiç düşünmeyeceksiniz. Bu uygulamada işin bir bacağı dışarda kalacağından, bu sefer o bacakta ki sorunlarda uçuş emniyet ve güvenliğini aynı ölçüde sarsılır. Tek bacağı problemli biri ile hangi emniyet ve güvenlikten söz edebilirsiniz ki?
EASA, uçucu personel uygulamalarını aynen tatbik edelim, ama aşağıda verdiğim AB ülkelerinin çalışma saatlerini önemsemeyelim. Kaza oldukça, insanlar öldükçe, bu işin fıtratında var der geçeriz mi diyeceksiniz?
OECD’nin, çevre, ekonomi ve sosyal alanlara ilişkin istatistiklerin yer aldığı ”Factbook 2013” başlıklı çalışmasında 2011 yılı verileri kullanılarak üye ülkelerde çalışma saatleri karşılaştırıldı.
Çalışmaya göre, kişilerin zamanlarının ne kadarını çalışmaya harcadıkları, ne kadarını ailelerine ve kendilerine ayırdıkları yaşam kalitesi açısından büyük önem taşıyor.
Yıllık ortalama çalışma süresi, yıl boyunca çalışılan toplam saatin, istihdamdaki ortalama kişi sayısına bölünmesiyle bulunuyor. Veriler, part-time ve tam zamanlı çalışanlar dahil olmak üzere, kendi işinde veya bir iş yerinde çalışanları kapsıyor. Çalışma, istihdam edilmiş kişilerin tespitinde Uluslararası Çalışma Örgütü’nü referans gösteriyor.
Hollanda yılda 1379, Almanya 1413, Fransa 1476, İngiltere 1625 ve Türkiye 1877 saat çalışmakta. Hadi buyurun bakalım… Yalanlayın. “Siyaset yapıyorsun” deyin. Söyleyin bir şeyler işte…
Güvenlik her çalışan için gerekli, olmazsa olmazdır. Ülkelere göre iş kazası istatistikleri ne diyor acaba?
İŞTE BU YENİ HABER ŞİRKETLERİ ÇOK ZORA SOKACAK.
Bir diğer konu; uçucu personele uygulanan “uçuş tazminatı”. Uçuş tazminatı gelir vergisinden ayrı tutuluyor. Uçucu personel, görev yaptığı şirketlerde sadece uçuş için görevlendirilen personeldir. Kaptan, yardımcı pilot, uçak teknisyeni, kabin ekibi gibi… Haftalık, aylık, 3 aylık ve yıllık maksimum uçabileceği saatler belirlenmiştir. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, yasalara uygun olarak düzenlediği tebliğ ve yönetmeliklerle bunu belirler.
Özellikle ülkemiz turizminini 12 aya yayamadığımız, yoğun olarak deniz, kum, güneş ekseninde yoğunlaşması ile yaz aylarında ortalama 100 saat uçuş gerçekleştiren bir uçucu personel, kış aylarında ise şirketine göre 30-60 saat arası uçmaktadır.
Havayolu şirketleri saat bazlı ödeme gerçekleştirseler bile, aylık belirli bir miktarı ücret olarak ödemeyi garanti etmektedir. Örneğin; bir kaptan için aylık minimum ücret (şirkete göre değişir) ülkemizde yaklaşık 20.000 TL kadardır. Bu tutar, ayda 5 saatte uçsa da, 55 saatte uçsa da eline geçer. Bu şirket ile çalışan arasında yapılan bir anlaşmadır ve eline ne geçeceğine yönelik ne söz verildiyse, o rakam aynen verilmelidir.
Kanun maddesi ile gerçeklik ters çalışıyor. Devlet, yasalarında diyor ki; Uçucu personelin havada yapmış oldukları fiili uçuş saatinden vergi alınamaz. Bizim şirketlerimiz ise; bu fiili uçuş koşulunu uygulamıyor. Neredeyse hepsini fiili uçuştan sayıp, vergi kaçırıyor.
Sakın ola ki yine pilotlar bana saldırmasınlar, yanlış yaparlar. Çünkü; bu vergiyi onlar değil şirketleri ödemelidir. Çünkü; pilota alacağı rakam net söyleniyor ve o da bu net rakama bakarak, o şirkete girip girmeyeceğine karar veriyor. Şimdi ona, “aaa pardon, senden vergi almalıymışız” diyemezsiniz.
Sektörden bir havayolu şirketimiz (Firma ismi vermek yanlış olacağından yazmadım. Çünkü tüm havayolları bu suçu işliyor…) bu konuda geçirdiği bir mali denetimde 10 milyon TL’den fazla cezaya çarptırılmış.
Ceza konusu, yasalarımızda yazan, ama, hiç bir şirketin uygulamadığı fiili uçuş dışındaki her türlü kazancın vergili olması gerekliliğinin uygulanmaması.
Kısaca; uçuş tazminatının, fiili uçtuğu saate göre hesaplanması istenmiş. Şirketlere, bayağı ek vergi yükü gelecek diyebiliriz. Bu da maliyetlere yansıyacak ve Türk taşıyıcılar, Avrupalı taşıyıcılar ile rekabetlerinde, şimdiye kadar yaşadıkları avantajı kaybetmiş olacaklar.
Aylık 1000 saatten 900’e çekilen uçuş saatleri ve çok daha önemlisi VERGİ… Türkiye’de üç büyüklerin arasına girecek çapta bir şirketimiz bir yıllık 10 milyon TL cezaya mahkûm olduğuna göre THY çapında bir şirket ne ceza öder? Korkunç büyük rakamlar.
Bakalım bu ŞOK haber sektörü nasıl etkileyecek. Haberi ben yorumladım. Bakalım sizler yorumlarınızda neler söyleyeceksiniz.
NOT/ LÜTFEN YORUMLARINIZI YAZIMIN ALTINDA BULUNAN YORUM HANESİNE ATIN. Tersi durumda; sosyal paylaşım site ortamında, birinin attığı yorumu, diğeri okuyamıyor. Beş senedir yayında olan bu blogda şimdiye kadar onaylanmamış yorum yoktur. Çünkü ben gerçek havacıların aşağılayıcı ve küfür içeren yorumlar atmayacağından eminim. Birbirimizle dalaşmadan, fikir savaşı vermek kadar güzeli var mı?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

14 Yorum

  1. 10 yıl önce

    Sefa bey konuyla alakası yok ama sendika seçimlerinde aday olucağınız olucağınız konuşuluyor aslı varmı acaba ? Umarım vardır : )

    Cevapla
  2. Teknigin onemini teknisyenin degerini vurgulayan Sefa beye cok tesekkur ediyorum. Yoneticilerin dahi bildigi ama bilmezden gelerek ne kadar cok calistirirsak iyi zihniyetini yikmamiz gerekiyor. Yapilan isin ciddiyetinin ve calisanin fedakarliklariyla yuruyen islerin farkindaligini yonetime her firsatta hatirlatmamiz gerekiyor. Bu konuda teknigin sesi olan Sefa bey tekrar tesekkurler

    Cevapla
  3. 10 yıl önce

    Teknisyenler için de çalışma süresi kesinlikle ve kesinlikle kısıtlanmalıdır. Şuanda çoğu firma 12şer saat çalışıyor . THY de ise Cumartesi nöbeti diye birşey çıkardılar 40 sene sonra.. Kesinlikle ve kesinlikle günlük çalışma süresi , günlük yapabileceği transit vs adedi sınırlanmalıdır. Nasıl pilotların belliyse harfiyen uyulmak zorundaysa teknisyen için de aynı şey gerçekleştirilmelidir..

    Cevapla
  4. 10 yıl önce

    Sayın Sefa İNAN,
    Yıllardır yazılarınızı okurum. Havacılıkla ilgili bir çok konuya değinip farkındalık yaratıyorsunuz. Sizden ricam pilotlar açısından dolayısıyla Türk sivil havacılığı açısından önemli bir konuya dikkat çekmeniz. Malumunuz ülkemizde mevcut bir pilot açığı mevcut. Bu nedenle kendi ülkelerinde iş bulamayan yabancı pilotlar ülkemizde çokca istihdam edilmekte. Dikkatinizi çekmek istediğim asıl husus yabancı pilotlara yapılan pozitif ayrımcılık. İkinci pilot olarak ülkelerinde iş bulamamış ve ülkemizde istihdam edilmiş yabancı yardımcı pilotların hemen hemen hepsi ülkelerinde yanlızca lise derecesine sahipler. Türk sivil havacılığı Türk pilotların kaptan olabilmeleri için lisans derecesi isterken yabancı pilotlar için böyle bir şart koşmayarak yabancılar için pozitif ayrımcılık yapmaktadır. Ya da daha da vahimi Türk sivil havacılığı yabancı ülkelerin lise eğitimini ülkemizin fakülteleriyle bir tutup milli eğitim sistemimizi küçümsemektedir. Bildiğim kadarıyla bayrak taşıyıcı firmamız ayrım yapmaksızın kaptan upgrade kurallarını tüm pilotları için eşit uygularken ( kaptan olmak için lisans derecesi) bazı özel havayolları şirketleri yabancı ikinci pilotlarına bu yeterliliği karşılamadan kaptanlığa terfi olanağı tanıyorlar. Türk sivil havacılığı ise türk sivil havacılığının en çok pilota ihtiyacı olan bayrak taşıyıcı firmasının bile uyguladığı bu kuralı uygulamayan şirketlere göz yumarak lise mezunu yabancı ikinci pilotların kaptanlığa terfilerine göz yumuyor. Saygılar.

    Cevapla
  5. 10 yıl önce

    Yönetim Kurulu Bşk.uçak-kabin içi temizliği denetlemesi bence olumlu.70’li Yıllarda yine bir yönetim kurulu üyesi olan Ü:Utku da umulmadık zamanlarda,beklenmedik yerlerde sabah-gece farketmez,kontrollere çıkardı.Bugün uçak temizlik kontrolüne çıkan başkanın,uçak çıplakken,tam bakım sırasında da teknisyenler arasında olmasını gönül ister.İnşallah o müjdeli haberi de alırız.Böylece yer personelinin özellikle teknik ekibin mesai limitlerini ve yaptığı işin risklerini de görmüş-öğrenmiş olur.

    Cevapla
  6. 10 yıl önce

    Sefa bey, Easa’nın yeni kararına burada değinilmiş. Muhtemelen burada okumuşsunuzdur. Yine de okumayanlar için linki paylaşıyorum http://www.airporthaber.com/kose-yazilari/money-talks-turk-sirketler-panikte-yabanci-pilotlar-kaciyor.html

    Cevapla
    • Yazar 10 yıl önce

      Değinilmedi demedim. Sadece bu herkesin bir anda yazdığı habere yer de çalışanların ve bilhassa tekniktekilerin çalışma saatleri ile mukayesesi yapılmadı demek istedim. Yani yorum sadece ticari yük açısından ele alınmış. İnsan yine unutulmuş. Havacılıkta sadece pilot yorgun olmuyor teknisyen de oluyor ve aynı risk onda da var.

      Cevapla
  7. 10 yıl önce

    İşine gelince özel işine gelince devlet şirketi olan THY yine bu işin altından bir kuruş ödemeden çıkacaktır. olan yine teknisyene olacak.

    Cevapla
  8. Easa ucagina taktigi komponenti ucakta kullandigi toolu easa sertifikali istiyor.Calisma saatinide kendi standartinda istemesi lazim.teknik in is kanunua gore degilde easa standartina gore calismasi gerekir.Takim tool komponent easa standartinda onlari takan kullanan teknisyen is kanuna tabii sacma.

    Cevapla
  9. Sefa bey eline sağlık,güzel bilgi bunlar,birilerinin işine gelmeyebilir.

    Cevapla
  10. 10 yıl önce

    THY ye vergi cezası kesilebilir mi Sefa bey. Hangi Türkiye orası. Allah müstahakkınızı vermesin emi :)

    Cevapla
  11. 10 yıl önce

    THY ye vergi cezası kesilebilir mi Sefa bey. Hangi Türkiye orası. Allah müstahakınızı vermesin emi :)

    Cevapla
  12. Sefa Bey verdiğiniz bilgiler harikülade. Detaylı ve analizci olmuş. Teşekkür ederiz. Şahsen fikrime gelirsek uçuş saati ve çalışma saatlerine dikkat edilmesi çok büyük önem arz ediyor. Umarım ilgilenirler.

    Cevapla
  13. Teknisyenlere yönelik çalışma saati kesinlikle duzeltilmelidir yazınız çok faydalı ve güzel elinize emeğinize sağlık.

    Cevapla