Değerli okurlar, ülkemiz doludizgin referanduma gidiyor. Hiçbirimizin “bana ne” deme lüksümüz yok. Anayasa değişiklikleri kabul edilirse hepimizin yaşamı etkilenecek. Bu nedenle herkesin boş zamanlarında konu ile ilgili yazılanları, çizilenleri okumasında fayda var. Tercihimiz ne yönde olursa olsun herkesin sandığa gitmesi gerekir. Sonuçta toplumsal bir sözleşme oylanacak. Bunlar bizim birey olarak yapacaklarımız… Siyasi partiler de şöyle ya da böyle renklerini belli ettiler. Medya da aynı şekilde… Şimdi sırada sivil toplum var… Siyasetin dışında toplumsal, mesleki, kültürel ve sosyal sorunlara ilgi duyanların ya da hak ve hukuklarını korumak için çalışanların veya belirli meslek mensuplarının bir araya geldiği kuruluşlar. Yani sendikalar, barolar, meslek odaları, dernekler, vakıflar… Toplumun tamamını ve ülkenin geleceğini etkileyen bir konuda en fazla söz hakkı da sivil topluma düşüyor. Çünkü, ülkenin vicdanıdır sivil toplum. Bir ülkede ne kadar çok sivil toplum örgütü varsa, ne kadar çok yurttaş bu kuruluşlara üye olur ise, demokrasi o kadar güçlü olur.
TATLIBAL OYUNUN RENGİNİ BELLİ ETTİ !
Peki bizim sivil havacılık sektöründe durum nasıl? Hava iş Sendikası Genel Başkanı kampanyayı “inceden” başlattı bile… Paylaştığı mesajlara bakarsanız Tatlıbal çoktan “Evet” cephesinde saf tutmuş ! İşin içine zorunluluk girdiği için yaklaşık 20.000 üyesi var Hava İş’in. Mağdur olmayacaklarını, hak kaybına uğramayacaklarını bilseler acaba bu 20.000 üyeden kaçı kalır sendikada? Sendikadan sonra en büyük sivil toplum kuruluşları pilotlara ait. Aslına bakarsanız Pilotlar Vakfının(PİLVAK) üyelikteki gönüllülük bakımından Sendikadan farkı yok. Bir çeşit sigorta çünkü…Lisans Kaybı sigortası olmasa kaç pilot üye olur acaba PİLVAK’a? Türkiye Havayolu Pilotları Derneği de aslında PİLVAK’ın yoluna girdi son aylarda ! Üyeliği neredeyse “zorunlu” hale getirdi. Çünkü üye olmazsanız sizi otoparktan atıyor. Bu konuda bir meslektaşımızın Airlinehaber’de yer alan “Bir pilotun TALPA isyanı” başlıklı yakarışı her şeyi anlatıyor aslında..
TALPA VE PİLVAK’IN SES GETİREN(!) İCRAATLARI
Son öğrendiğim rakamlara göre TALPA’nın üye sayısı 3.000 barajını geçmiş. PİLVAK ise 4.000 rakamına yaklaşmış. Ciddi sayılar bunlar. Hani gerçekten içinden çıktıkları toplumu temsil edebilseler, güven verebilseler ses getirirler. Haksızlık da yapmayalım, bazı icraatları var ki, ses getirmiyor değil ! TALPA her 26 Nisan’da gündeme geliyor mesela… PİLVAK da Bayırbucak Türkmenlerine gıda ve giysi göndermişti geçen sene… Yardımlar ulaştı mı yerine acaba? Kısa Film yarışmasını da unutmayalım… Neyse geçelim… Başka hangi dernekler var sektörde? TALTA var, UTED var, TATCA var, TASSA var… Aslında en fazla potansiyeli olan dernek TASSA… Ülkemizde 15.000’den fazla kabin memuru var… Kaçı TASSA üyesi? Ben diyeyim 700, siz deyin 800… UTED deseniz hızla kan kaybediyor.
“KIYMAYIN AĞABEYLER,ÇOK GENCİM !”
Öyle veya böyle… Dernek dediğiniz bir kurumsal kimliği ve üyelerini temsil ediyor…Soma’da maden cinayeti işlendiğinde, terör saldırılarında yüzlerce yurttaşımız katledildiğinde maşallah hepsi açıklama kuyruğuna giriyor. Peki Devlet ile yurttaş arasındaki bir toplumsal sözleşmenin bazı maddeleri değişirken yani Anayasa değişikliği yapılırken hiç mi söyleyecek sözü olmaz bu sivil toplum kuruluşlarının? Şimdi itiraz edenler olacaktır, “efendim dernekler, vakıflar siyaset mi yapacak” ? Hayır kardeşim, bu siyaset değildir. Herkesin kendi geleceğini etkileyecek böylesi radikal bir değişiklikle ilgili söyleyecek sözü olmalıdır. Biz sıradan yurttaşların sözünü, fikrini geniş kitlelere duyurma imkanı yok. Ama sivil toplum kuruluşlarının var. İmkanları da var, paraları da var… Öyleyse çıkın deyin ki “Biz Pilotlar Derneği olarak, biz Kabin Memurları derneği olarak Evet diyoruz, Hayır diyoruz.” Fikrinizi söyleyin… 1980 öncesinden kalan bir karikatür gördüm geçenlerde. Elinde sopa olan bir grup genç bir üniversite öğrencisini sıkıştırmışlar… Başlarındaki kişi, duvar dibine sinmiş delikanlıya soruyor “Söyle lan, Dev-Genç misin, Ak Genç misin?” Çocuk korkuyla cevap veriyor: ”Kıymayın abiler, çok gencim.” (Not: Akgenç o dönemde Milli Selamet Partisinin gençlik örgütü Akıncı Gençliğin kısaltılmışıdır.)
EN İYİSİ HaVet Mİ DEMEK ?
İşte TALPA’sı da, TALTA’sı da, TASSA’sı da, UTED’i de, PİLVAK’ı da çıkıp açıklamalı…Yoksa duvar dibine sinmiş delikanlıdan farkınız kalmaz…Ya Havet dersiniz ya da “dokunmayın bize abiler, ne Evetçiyiz ne de Hayırcıyız. Otoparkçıyız. Sigortacıyız.” diye aman dilersiniz… Karar sizin… Sivi toplum kuruluşunda yöneticilik yapmak, apartman yöneticiliği yapmaya benzemez. Liderlik ister, mangal gibi yürek ister… Yoksa aradan sadece birkaç yıl geçince herkes sizi unutur. Gördüklerinde de “ya ben bu adamı bir yerden tanıyorum.” der geçerler… İz bırakmak başka birşeydir. Haydi bakalım baylar, bayanlar, çıkın, temsil ettiğiniz insanlar adına fikrinizi, tercihinizi açıklayın… Oyunuzun rengi ne olursa olsun, kamuoyu “helal olsun, medeni cesaret sahibi insanlarmış.” desin…