Hava kontrol sistemlerinin tek merkezden yürütülmesine olanak tanıyan Hava Trafik Modernizasyonu Projesi (SMART) çerçevesinde üç yıl önce hizmet vermeye başlayan Atatürk Havalimanı’ndaki yeni kulede çalışan hava trafik kontrolörleri, sefer güvenliği açısından önemli ve kritik görevleri başarıyla yerine getiriyor.
Yol kontrol, yaklaşma ve hava trafik kontrol merkezinde çalışan görevliler, günde 12 saatlik mesailerinde seferlerin aksamadan, güvenli, hızlı ve eksiksiz yapılması için çaba sarf ediyor. Teknolojik radarlarla uçakların iniş, kalkış ve havalimanına yaklaşmalarını izleyen görevliler, telsizle pilotları yönlendiriyor. Zaman zaman dürbünle havalimanı çevresindeki uçakları da gözlemleyen kontrolörler, mürettebat ve yolcuların seferlerini tamamlamaları için görev yapıyor.
Kulede, Atatürk Havalimanı’nın yanı sıra Sabiha Gökçen, Yenişehir, Çorlu, Cengiz Topel havalimanlarına da hizmet veriliyor.
Hava trafik kontrolörü Dilek Eralp Daştan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 22 yıldır Atatürk Havalimanı’nda görev yaptığını söyledi. Daştan, asli görevlerinin uçakları yolcularıyla mümkün olduğunca gidecekleri yere sağ salim ve en hızlı yoldan ulaştırmak olduğunu belirtti.
Atatürk, Sabiha Gökçen, Yenişehir, Çorlu, Cengiz Topel havalimanlarına da buradan hizmet verdiklerini ifade eden Daştan, “Bu yaz iniş ve kalkışlarda günde ortalama bin 500 hava trafiğine hizmet verdik. Sabiha Gökçen’e yaklaşma hizmetini de biz veriyoruz. Yaz döneminde Sabiha Gökçen’de günde ortalama 780 uçaklık iniş-kalkış trafiğimiz oldu. Mevsim nedeniyle bu dönemde trafik sayımız biraz daha düştü. Bu aylarda ortalama Atatürk Havalimanı’nda bin 100, Sabiha Gökçen Havalimanı içinse 600 trafiğe hizmet veriyoruz. Bu da bizi Avrupa’da ilk beşe sokuyor.” diye konuştu.
Daştan, Atatürk Havalimanı’na 1,5 dakika, Sabiha Gökçen Havalimanı’na ise 2 dakikada bir uçağın iniş yaptığını kaydetti. Günde 12 saat görev yaptıklarını, bunun 6-7 saatini aktif olarak “board” bölümünde geçirdiklerini anlatan Daştan, gece de mesai yaptıklarını bildirdi.
“Bu işin olmazsa olmazı keskin bir zeka”
Mesleklerinin sivil havacılık açısından hayati önem taşıdığına dikkati çeken Daştan, şöyle devam etti:
“Bu işin olmazsa olmazı keskin bir zekadır. Zeka tek başına çok da yeterli değil. Kişilik özelliklerinizin çok uygun olması gerekiyor. Problem üretmekten çok, çözmeye yönelik olmanız gerekiyor. Problemi çözerken de en kısa zamanda en doğru kararı verecek şekilde davranmanız gerekiyor. Özsaygı, özgüven, disiplin, sabırlı olmak, sorun ve stres altında doğru karar verebilmek bu meslekte çok önemli. Vücudun ürettiği adrenaline karşı koyabilmeniz, yerinizde oturup her türlü şartta, en iyi hizmeti sağlayabilmeniz çok önemli.”
Atatürk Havalimanı Yaklaşma Kontrol Ünitesinde görevli kontrolör Selim Ergun Lak ise Türk hava sahasındaki uçakların üst geçişlerin Ankara’dan yönetildiğini söyledi. İstanbul ve çevresindeki havalimanlarına ise buradan hizmet verildiğini belirten Lak, “Türkiye genelinde ellinin üzerinde havalimanı kulesinde, yaklaşma kontrol merkezlerinde, hava trafik kontrol merkezlerinde yaklaşık bin 500 kontrolör görev yapıyor.” dedi.
Lak, son 12 yılda Türk sivil havacılığının büyük bir ivme kazandığını, kontrolörlerin de bu gelişmede önemli bir katkıya sahip olduğunu, devlet kurumlarının ve hava yolu şirketlerinin desteğiyle çok ciddi ve stresli işlerin üstesinden başarıyla geldiklerini anlattı.
Üniversitelerin 4 yıllık lisans programlarından mezun olanların kontrolör olmak için Kamu Personeli Seçme Sınavında (KPSS) başarılı olduktan sonra yetenek sınavına tabi tutulduğu bilgisini veren Lak, şunları kaydetti:
“Yetenek sınavını geçen kontrolör adayları ayrıca yaklaşık 14-15 aylık eğitim görüyor. Daha sonra asistan kontrolör olarak bizlerle beraber göreve başlıyorlar. Bunun dışında Anadolu Üniversitesinin Hava Trafik Kontrol bölümünden mezun olan arkadaşlar geliyor. Bunlar bir yılı hazırlık olmak üzere toplam 5 yıl eğitim görüyorlar. Onlar da asistan kontrolör olarak KPSS’ye girdikten sonra burada görev almaya başlıyorlar. Bu mesleği yapmak isteyen, havacılığa ilgi duyan arkadaşlara kesinlikle tavsiye ederim. Yaptıkları işten keyif alacaklarını düşünüyorum. Burada yıllarca çalışan arkadaşlar var. Hala o amatör ruhta ve heyecanda olduklarını düşünüyorum.”
“Burada yaklaşık 2 bin uçak iniş ve kalkış yapıyor”
Selim Ergun Lak, 2000 yılında Avrupa Hava Seyrüsefer Teşkilatının hava sahalarını birleştirme, hava yolu şirketlerinin uçacakları yolları kısaltma ve güvenli uçma kararının ardından SMART Projesi’nin gündeme geldiğini söyledi.
Türk hava sahasının daha önceki dönemlerde doğu ve batı olarak ikiye ayrıldığını anımsatan Lak, “Üst geçişler daha sonra tek merkezde toplandı. Türkiye Hava Trafik Kontrol Merkezi’nde bütün üst geçişler Ankara hava sahasına aittir, onlar tarafından kontrol edilmektedir. Biz bu ünitede sadece yaklaşma kontrol hizmeti vermekteyiz. Hızlı ve emniyetli olarak çok ciddi sayıda trafik akışı sağlanıyor. Bugüne kadar hava trafik kontrolörünün karıştığı ciddi bir kaza ve olay yok. Biz bunu aldığımız eğitime, ciddi çalışma şartlarına bağlıyoruz. Şu anda içinde bulunduğumuz operasyon odası İstanbul Yaklaşma Kontrol Merkezi’nin beyni pozisyonunda. Burada yaklaşık 2 bin uçak iniş ve kalkış yapıyor. Bunlar uluslararası belirlenmiş kurallar çerçevesinde başarıyla yönetiliyor.” değerlendirmesini yaptı.
Türkiye Hava Trafik Kontrolörleri Derneği (TATCA) başkanlığını da yapan Lak, bu mesleğe ilgi duyan kişilerin eğitim ve diğer konulardaki bilgilere derneğin resmi internet sitesi aracılığıyla ulaşabileceğini bildirdi.
Atatürk Havalimanı Hava Trafik Kontrol Merkezi’nde görev yapan Enver Yavuz da pilotların yerle göz temasını koruyarak yaptığı uçuşlarda sorumluluğun kendilerine ait olduğunu bildirdi.
Yavuz, piste doğru alçalan ve tırmanan uçakların kontrol yaklaşma merkezinden izlendiğini kaydederek, “Yol kontrol birimi ise over-flight dediğimiz düz ya da yüksek irtifadaki uçaklardan sorumlu. Kule de meydan civarındaki iniş veya kalkışlarla ilgilenir. Geçtiğimiz yaz dönemlerinde bin 350, bin 450 arasında uçak sayısı değişiyor. Kışın seferlerin biraz daha azalmasıyla trafik sayısı düşüyor.” değerlendirmesini yaptı.
Kulede çalışanların soğukkanlı olması gerektiğine dikkati çeken Yavuz, “Biraz stresli bir iş. Strese dayanabilecek, sağlam bir sinir yapısına sahip olunması gerekiyor.” şeklinde konuştu.