Bildiğiniz üzere malum pandemi döneminde THY’nin diğer Avrupa şirketlerine göre daha iyi durumda olduğunu sizlere haber olarak Eurocontrol tarafından hazırlanmış grafikler eşliğinde sunduk.
THY yönetim Kurulu başkanının,mevcut gidişat ile ilgili ropörtajını izlemiştik. THY’nin 2020 değerlendirilmesini izlemeyenler için tekrar yayınlıyoruz. TIKLAYINIZ…
Son gelen bilgilere göre THY Avrupa’da en çok uçan şirketlerin başında yer alıyor. En son bilgi, ortalama günlük 623 uçuş… Bu sayı gittikçe artacak gibi görünmekte.
Şüphesiz hepimiz, tüm havayollarımızın bu dönemden en az zararlı çıkmasından memnuniyet duyacağız. Gidişat, aşı uygulamalarından sonra daha da iyiye gidecektir…
Son günlerde gözlemlediğim üzere THY ve Pegasus’un kendi ölçeklerinde pandemi sürecini iyi idare ettiklerini söyleyebilirim. Bu şirketlerimizin yanı sıra; Onur Air desek ha bitti ha bitecek gibi… Aldığım duyuma göre Cankut Bagana yine İranlılarla görüşmeye başlamış. Corendon ise 25 uçaklık filosunu Kasım 2020 ile Nisan 2021 arasında yerde tutacak…
THY ve Pegasus dışında başka şirketlerin Uçuş yaptıkları yok. Kısaca hepsi aşıdan sonra ne olacağına odaklanmış durumda.
Kısaca; Devletin havacılığı destekleyici kredi sağlamamasına rağmen havayolları ve havalimanları kendi başlarına yaşamaya çalışıyor. Hâlbuki devlet turizme yönelik kredi desteği yapmıştı diye hatırlıyorum. Turizm demek havayolları demek, havalimanları demek… Sadece otellere, tur şirketlerine veya turistik tesislere kredi vermek yetmez çünkü bunların hepsi bir bütün olup birlikte değerlendirilebilmeliydiler.
Neyse bu yazdıklarıma ilaveten dünya çapında zararlı olan şirketlere de bir göz atalım. Başta Lufthansa olmak üzere RyanAir- Easyjet gibi şirketler büyük zararda. Tabii ki pandemi sürecinin hala sürdüğünü unutmayalım. Bir gün mutlaka bitecek ama zamanını kestirebilmek güç
Evet, şimdi de gelelim çalışanlara; Tabii ki bu süreçte havacılık sektöründe çalışanlar bayağı darbe yedi. Gelirleri düştü. Gelecek planlarını askıya aldılar. Kısaca pandemi sürecinin bitmesi ve seferlerin normale dönmesi bekleniyor.
Ancak dışarıdan gördüğüm üzere sektördeki çalışanların bu dönemdeki özverili çalışmalarının, zamanı geldiğinde değerlendirileceğini sanıyorum.
Çok yakında toplu iş sözleşmeleri yapılacak. Bu sözleşmelerde, kaybedilen hakların yerine konmasının yanı sıra gelecek ile ilgili isteklerde bulunulacaktır.
Bence THY bu fırsattan faydalanıp çalışanların İş değerlendirmelerini tekrar yapmalı. Hakkı yenen mesleki gruplar var. Amerika’yı yenden keşfetmeye gerek yok ki… Amerika zaten keşfedilmiş. Siz sadece Amerika’yı zamanında keşfedenlerin yaptıkları iş değerlendirmelerini örnek alacaksınız. Bu kadar basit… Aynı iş grupları yabancı havayollarında da var. Siz sadece iş gruplarının birbirlerine olan orantılarını alın yeter.
Bu değerlendirmeyi illa ki şirket yapmak zorunda değil ki. Sendikalar da yapabilir ve işverenin karsısına THY ölçekli bir yabancı havayolunun çalışanlarının iş gruplarına yönelik yaptıkları iş değerlendirmeleri ile çıkarlar. (Dikkat edin ücretlerle demiyorum)
Bizdeki sözde sendikalar ne yapıyor? Geçen senelerde yaptıkları ellerindeki son toplu iş sözleşmesindeki rakamların üstüne %5-10-15 koyup işverenin önüne koyuyorlar. Ne kadar basit değil mi? Sanki ellerindeki eski veriler, dokunulamaz, değiştirilemez, hatta değiştirilebilmesi isteği bile yapılması mümkün olmayan Ayet-İ Kerime gibi…
Şirketler ise grupların hak edişlerine bakacak değil ki… Onlar bütçelerinden personel gideri olarak ne çıkacak ona bakarlar.
Bu nedenle, gruplar arası iş değerlendirmesi şirketten ziyade sendikalarca yapılmalı ve işverene sunulmalı. (Dikkat edin öncelikle para istemeyeceksiniz. Önceliği iş değerlendirmesine verdireceksiniz)
Geçmiş dönemde Bay Hamdi çıktı ve aynı şirkette iki ayrı iş koluna ait 2 sendikanın oluşmasını sağladı. Mevcut Hava-İş sendikası yönetimi önce bu haksızlığa karşı çıktı ve Teknik AŞ’nin taşımacılık iş kolunda olması gerektiğini iddia etti. Tabii ki Haklıydı
Danıştay Hava-İş sendikasını haklı buldu ama sonra yine Bay Hamdi devreye girdi ve Hava-İş %100 kazanacağı davayı, Bay Hamdi’nin isteği doğrultusunda devam ettirmedi. KISACA KORKTULAR… (Bu yazdıklarımın hepsi belgelidir)
Suç tabii ki mevcut THY yönetiminde değil, görevlerine son verildiği için ayrılıp giden eski yönetimde… Şimdiki mevcut THY yönetimi, iki ayrı sendika ve iki ayrı iş kolunu kucağında bulmuştu…
Sonuç olarak; BÖLDÜ-PARCALADI AMA YÖNETMEK BAY HAMDİ’YE KISMET OLMADI…
Neyse, bu iş kolu davası yeniden değerlendiriliyor. Tabii ki HAVA-İŞ devrede yok. (Zamanında onları oraya getirenden hala korkuyor olmalılar)
Günümüze dönelim;
Sektörümüzdeki her iki sendikayı da tasvip etmediğimi ve havacılık çalışanlarının çok daha iyilerine layık olduğunu her zaman söylerim. Ancak bu benim söylemimle olacak iş değil. Çalışanların, sendika ve derneklerin yönetimlerinin seçilmesi ve denetlenmesi konusunda çok eksikleri var. Örneğin; Özçelik İş sendikasında iktidar savaşları sürüyor. Genel merkez şubeyi suçlarken, Şube ise genel merkezi suçluyor. İstifa etmek gibi erdemli bir davranışta bulunan yok. Her iki taraf da birbirini suçlayıp duruyor. Sanırım mama kavgası bu...Kimse koltuğu bırakmak istemiyor. Neredeyse suç çalışanlarda diyecekler…
Bu kafayla yola devam edildiği takdirde ne verilirse onu alırsınız
Çalışanlar, hala eski zamanlarda ki sendika veya dernek yönetimlerini yere göğe sığdıramayıp övüyorsa, mevcut dernek ve sendikaları ile ilgili çok önemli sorunları var demektir. Bu sorunları, siz çalışanlar sadece konuşarak çözemez, umduğunuzu değil sadece bulduğunuzu yersiniz.
Ben ilk defa sendika genel merkezi ile şube çatışmasına rastladım. Alt kademe üst kademeye sen git diyor…Tamam gittiler diyelim…Peki siz şube olarak THY’den nasıl sözleşme yapabilme yetkisi alacaksınız? Mümkün mü bu?