Sefa bey, sizlere iyi çalışmalar ve başarılar diliyorum. Çalışan haklarıyla ilgili yazdıklarınızı ilgiyle okuyoruz. Biliyorsunuz, bundan yaklaşık 10 ay önce Havasen kuruldu. Pilotların büyük çoğunluğu ve bir kısım kabin memuru bu sendikayı bir umut görerek üye oldu. Ben de onlardan biriyim. Üyelikten başka da bir unvanım yok. Demokrasiye, kişi hak ve özgürlüklerine saygı göstermek herkesin görevidir. Ancak başta İlker Aycı olmak üzere bir kısım yöneticiler bu sendikaya açıktan tavır aldılar. Engellemek ve tökezletmek için herkes elinden geleni yaptı. Buna rağmen üye sayısı beş bine yaklaştı.
Hava İş’i açıkça destekleyen THY düğmeye bastı ve 16 kişiyi işten attı. Buna rağmen üyeler sendikalarına sahip çıktılar. İyi niyetle yola çıkan bizler, işte atılan arkadaşlarımıza sahip çıkmak için aidatlarımızla destek vermeye başladık. Ancak bir süre sonra gördük ki, yaptıkları çalışmalar karşılığı bizim aidatlarımızdan aldıkları ücretler bu arkadaşlara yetmemeye başlamış. Ve bu paraları “sendikada çalıştıkları için” değil atıldıkları için hak ettiklerini dillendirerek sanki bir manevi baskı ortamı oluşturmuşlar.
Bunları duyunca çok üzüldüm. Biz tamamen iyi niyetle gelip bu sendikaya üye olduk. Aidatlarımızla da destek verdik. Fakat iş öyle bir yere geldi ki, sanki bu arkadaşlar Havasen’le özdeşleşmiş, onlar olmasa bu iş yapılamayacakmış. Atılmalarının sebebi sendikaymış, bu yüzden sendika kendilerine bakmak zorundaymış. Kimse kusura bakmasın.
Bu sendikaya girerken hepimiz aynı kaygıyı taşıyorduk. Ama tam beş bine yakın insan bunu göze alarak üye oldu. Ama biliyorduk ki, birlik olursak kimsenin kılına zarar gelmez. Bir doktor, beyin ameliyatına, kalp ameliyatına aldığı hastasına -merak etme masada kalmazsın- diye garanti veremez. Bir komutan askerine -savaşa gidiyorsun ama korkma ölmeyeceksin- diyemez. Hiç kimse de -sendikaya üye ol, kaygılanma kimse seni atamaz- diyerek karşısındakini rahatlatamaz.
Sonuç olarak 10 kabin memuru ve 6 pilot işten çıkartıldı. Sendika da, kabinden arkadaşları aidat gelirleri ile destekledi. Bir süre sonra bu arkadaşların başka iş yapmadığı, aramadığı, çalışmaya niyetlerinin olmadığı ve haftada birkaç gün gelerek neredeyse ayda 5-6 bin lira almaya başladıkları dedikodusu yayıldı. Ayrıca, bir delege arkadaşım bu kişilerin aynı zamanda işsizlik parası da aldığını söyledi. Bunu duyunca peşin aidat yatırdığıma pişman oldum.
Tamam, arkadaşların mağdur olduğunu kabul ediyorum. Sendikanın olanakları ölçüsünde bu kişileri desteklemesi de normal. Ama bu destek süresiz olamaz. Belli bir süre destek alırsınız, o sürede de yeni iş ararsınız. Veya aldığınız tazminatlarınızla küçük bir iş kurarsınız. Her çalışanın başına gelebilecek bir gerçektir işsiz kalmak. Biz pilotlar da bir kazaya uğrasak, pilotluğa engel bir hastalık geçirsek aynı sonuçla karşılaşır ve her an işsiz kalabiliriz. Ama -ben bu sendika için çalıştım, o yüzden işten atıldım, bana her ay para vermek zorundasınız- derseniz bu olmaz. Ülkemizde işsiz sayısı resmi rakamlar göre 3 milyona yakın. Gerçek işsizliğin ise 6 milyonu aştığı söyleniyor. Bırakalım bunu, sadece THY son 15 yılda 10.000 çalışanı işten atmış. Bu nedenle -Niye ben- diye sormanın anlamsız olduğunu düşünüyorum. Bırakalım sendikayı, Mayıs’ta değil de, Kasım’da atılsaydı bu kardeşlerimiz sendikadan destek alabilecekler miydi?
Delege arkadaşımın söylediğine göre, son 1 haftada bu iş iyice alevlenmiş. Hakaretler havada uçuşmuş. Yanlış anlamayın, kavga -sendikayı nasıl daha büyütürüz, nasıl daha etkin hale getiririz, üye sayısını artırırız- kavgası değil. Para kavgası. Bu arkadaşlara istedikleri parayı versek kavga o anda bitecek diyor delege arkadaşım. Birkaç mesaj gösterdi, okuyunca ben utandım. Bunları yazan da bir bayan kabin amiri.
Para sorunu devam edince bu arkadaşlar anladığım kadarıyla altın vuruş yapmak istemiş. Bir siteye Başkan Çarkçı kaptanın ve bir başka kaptanın mesajlarını vermişler. Bu yazıyı görünce anladım ki, bu kişilerin sendikal çalışma ile hiçbir ilgileri yok. Ya benimsin ya kara toprağın diyorlar. 5.000 kişinin emeği ve desteği olan bir kurumu yok etmeyi göze almışlar. Bu işi, 10 kabin memuru ve 2-3 pilottan hangisi veya hangileri yaptı bilmiyoruz. Ama yapılan ahlaksızlıktır. Sendika bu kişileri hemen sendikadan atmalıdır. Ya bize istediğimiz paraları verirsiniz ya da sizi rezil ederiz, sendikayı da bitiririz diyen bu kişiler sendikacılık tarihimize utançla geçmişlerdir. Bu yüzden bu kişi veya kişiler kesinlikle bulunup afişe edilmelidir. Aksi durumda bu para kavgasına tutuşanların hepsi bu suçlama ile yaşayacaklardır. Bir delegenin dediğinin aksine –bu arkadaşlar bizim kırmızıçizgimiz- falan değildir. Bizim kırmızı çizgimiz Havasen’in yaşatılmasıdır. Havasendir.
Mailimi bitirirken şu soruların yanıtını aradığımı söylemeliyim.
Bu işin arkasındaki PİMAPEN’ci kaptanın rolü ne?
Bu işi tezgâhlayanların, HavaİŞ’in Ayçin zamanındaki eski uçuş işletme temsilcileri olduğu doğru mu?
Özellikle bir Dernek yöneticisinin de el altından bu arkadaşları kışkırttığı doğru mu?.
Ne yaparsanız yapın, bu sendikayı yaşatabileceğimiz kadar yaşatacağız. Yeter ki, Havasen’i rezil etmeyi planlayan safraları, sendikayı nemalanma yeri olarak görenleri ve sendika üzerinde emelleri olan kişileri uzaklaştırabilelim. Şunu da ekleyeyim. Bu olayda ismi geçen kişiler bu sendikadan çıkarılana kadar aidat ödemeyeceğim.
Herkese saygılar sunarım
NOT/ Hiçbir ekleme ve çıkarma yapılmaksızın yayınlanan bu mektuba, yukarıda olduğu üzere,kişi ismi geçirilmeden ve toplumu rahatsız edecek kelimelere yer verilmeksizin verilecek cevabı AirlineHaber olarak aynen yayınlayacağımız dan şüpheniz olmasın.