KAFAMDA DELİ SORULAR
“Hiçbir fondöten kapatamaz işçi düşmanlığınızı” cümlesi ile başlayan Facebook paylaşımını gördüğüm andan itibaren ilgimi çeken direnişin 23. Gününde HAVA-SEN olarak resmi ziyarette bulunduk.
Beni tanıyanlar bilir ara sıra yazdığım uzun ve çoğunlukla duygusal yazılarımı. O ziyarette duyduklarım yaşadıklarım ve gördüklerim o kadar etkiledi ki beni sendikal çalışmalarım yüzünden uzun süredir yapamadığım yazma isteğim tetiklendi.
Bu yazımı HAVA-SEN Yönetim Kurulu üyesi olarak değil , sadece sendika üyesi olmanın ANAYASAL hakları olduğuna inanan ve bu yüzden ekmeğinden olan o 120 kadın gibi sendika seçme özgürlüğümün de ANAYASAL hakkım olarak gördüğüm için işinden atılan bir meslektaşınız olarak yazmaktayım.
Gelelim kafamdaki deli sorulara;
Ben 22 senelik uçucu kimliğimden 21 Şubatta üye olduğum yeni sendikama tamamen kuruluş amacına, doğruluğuna, açık ,şeffaf ,dürüst olacağına inandığım ve bu uğurda korkmadan öncü olduğum için işyeri temsilcisi olarak atandıktan kısa süre sonra, 30 Martta verimsizlik nedeniyle savunma talebinde bulunularak 11 Nisanda iş aktine son verilmiş, 6 Mayıs tarihli Olağan Genel Kurulda Yönetim Kuruluna seçilmiş en taze sendikacı olarak soruyorum ki…
1) Flormar %49 hissesi ile Sami Şenbay Başkanlığında görünse de oğlu Cem Şembay şirketi bu kadar geliştirmiş 1994 krizinden başarı ile çıkabilmişken ne oldu da Petrol-iş yetkiyi alınca Anayasaya karşı hangi kanundan kendini üstün görerek böyle bir işçi kıyımına girdi? Fabrikanın dışına gerdiği brandalar kapıya yığdığı otobüsler yetmedi de bahçeye işçiler birbirini görmesin diye sanki mezbahada kesimlik koyun ayırırmış gibi çalışan emekçilerin, dışarıdaki koca yürekli destekçileri ile aralarına koyduğu setler ve güvenlikle engellemeyi kendinde hak görmektedir?
Bu bizim TAV ofisimizin kanunsuzca kapatılması kadar fütursuzca yapılan bir eylemdir ve neye güvenerek hangi güçle gerçekleşmektedir??
2) %51 hisse sahibi Yves Rocher imzalamış olduğu, Fransa’nın kanunen uyguladığı, Birleşmiş Milletlerin 10 maddelik küresel ilkelerinden 3.maddeki “İŞVEREN ÇALIŞANLARIN SENDİKALAŞMA VE TOPLU MÜZAKERE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ DESTEKLEMELİDİR “ sözüne tamamen ters davranan iş ortağı Flormar yüzünden dünya çapında bir boykot ihtimalini farkında değil midir? Yoksa çoktan kolları sıvamış ve arabuluculuk için adımını atmış mıdır?
Bu zihniyetteki benzer davranış %49 ortaklık ile aynı konumdaki yönetimin %51 i elinde tutan ortak hissedarların şirket zararına olan yaşanılan sürece bir tepkisine de neden olacak mıdır?
3) 157 üyeye ulaştıktan sonra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yetki başvurusunda bulunan Petrol-İş 30/03/2018 tarihinde TİS yetkisi verilince işveren hangi haklı gerekçeyle itiraz etmiştir? Ve sendikal hareketi bitirmek amacıyla 12 kişiyi atmakla başladığı emek kıyımına gittikçe hadsizleşerek aynı günde sırf destek verdiler diye 60 kişiyi hem de en vasıflıları seçerek 120 kişiyi atabilmiştir? Toplam çalışanın 379 olduğu yerde yapılan bu kıyım içeride halihazırda sendikalı 94 çalışana bahçede dolaşma özgürlüklerinin kısıtlanması hariç daha ne gibi mobbing uygulanmaktadır? Sadece eski mesai arkadaşlarını alkışladılar diye kaç kadın aynı gün işten atılmıştır? Kaybolan işgücü üretime sekte vurduğuna göre uçakların yoğun sezonda yerde kalmaları halinde olabilecekler gibi asıl zarar gören kim olacaktır?
4) Bu yürekli hareket 24 gündür sürerken Türk-İş e bağlı Petrol-İş in bu onurlu direnişine birçok sendika, sivil toplum örgütleri, sosyal dayanışma kurumları desteğe giderken sosyal medya kampanyaları çığ gibi büyürken aynı konfederasyona uzun senelerdir bağlı HAVA İŞ kendi sorumluluğunda aynı baskı ve aynı kıyımı yaptırdığı için mi gidememiştir? Tepki almaktan mı çekinmektedir?
5) Önümüzde örnek olarak asgari ücretlerle çalışan ve bu maaşa evlerini geçindirmek adına gerçekten mecbur olan 379 çalışandan 120 sinin atılması uğruna sendikasına sahip çıkan, 379 da 214 koca yüreğin aradaki barikatlara inat alkışlarla, sloganlarla haberleştiği ufacık işletme varken, binlerce çalışan içinde çoğunluğu oluşturan benim kabin ekibi arkadaşlarım neden hala gerçeklerin farkında olmadığını anlamakta zorlanıyorum.
6) Yetki için bakanlığa başvurulduğunda bakanlık tekrar sayım yapıp TİS yetkisini tekrar değiştirebildiğine, 6356 sayılı sendikalar ve toplu iş kanununun 43. Maddesi uyarınca yetkiyi verebildiğine göre biz HAVA-SEN olarak bize katılacak cesur yüreklerin sene sonuna kadar artmasıyla Aralık ayında yetkilendirmeyi alırsak oturacağımız 26.TİS görüşmelerinde kaybedilen haklarımızı tıpkı varlığımız dolayısı ile yapılan iyileştirmeler gibi geri almamız çok zorlu belki de uzun ama gururlu bir süreç olarak tarihe yazılacak mıdır?
7) Hiçbir şey için geç değil, yeter ki Flormar emekçisi kadınlar gibi inancınıza sahip çıkın. Biz istersek başarırız…
Gulnihal Tuncel