Değerli okurlar, THY 2016 yılı mali sonuçlarını açıkladı. Rakamlara bakılınca bu zarar falan değil, neredeyse kar etmişler dedim kendi kendime. Düşünün Rusların gelmediği bir yaz ve 15 Temmuz’dan sonra iyice küçülen bir turizm yaşadık. Buna rağmen 47 milyon lira zararla atlatabilmişiz 2016’yı. Yani öyle personelden fedakarlık beklemeye falan gerek yokmuş. İşbilir THY yönetimi eğrisini doğrusuna denk getirip bilançoyu tutturuvermiş ! Helal olsun. Yalnız sormak lazım…Madem işler iyi, madem 2016’yı az bir zararla atlattık, madem 2017 yılında İlker bayin ifadesi ile “işler açılacak, hiçbir uçak yerde kalmayacak”, o zaman THY’nin aldığı şu kararı nereye koyacağız?
“Ortaklığımız Yönetim Kurulunca, Ortaklığımız filosuna 2018-2022 yılları arasında girmesi planlanan 92 adet A321 NEO, 65 adet B737-8 MAX ve 10 adet B737-9 MAX dar gövde yolcu uçaklarının teslimlerinin, 2018 yılında 34 adetten 10 adete, 2019 yılında 40 adetten 35 adete, 2020 yılında 52 adetten 42 adete, 2021 yılında değişiklik olmaksızın, 2022 yılında 6 adetten 30 adete, 2023 yılında da 15 adet olacak şekilde güncellenmesine…”
Bu açıklamaya bakınca, işlerin 2021 yılına kadar pek de parlak olmayacağını anlıyoruz.
ŞİMDİ DE HOLLANDA İLE KAPIŞTIK !
Bu arada Ruslarla arayı bulup tekrar ülkemize davet ettiğimiz için gülen yüzler son 15 günde yeniden asıldı. Bu defa önce Almanya sonra da Hollanda ile papaz olduk. Almanlara “nazi” dediğimizden beri zaten bozulan ilişkiler ITB Berlin Fuarında sonuçlarını gösterdi. Sosyal medyada girin bakın, Türkiye pavyonu ve standları bomboş kalmış. Beleş çay kahve ikram ettiğimiz halk gününde bile sinek avlamış turizmciler. Birçoğu fuar bitmeden malzemelerini toplayıp dönmüşler ülkeye. Dünyanın en büyük turizm şirketlerinden biri olan TUI’nin eski başkanı Karl Born’un başlattığı “2017 NO TURKEY” kampanyası sonuç vermiş gibi görünüyor. Yapılan bir anket, daha önce Türkiye’ye gelmiş olan Almanların yarısının “bir daha asla Türkiye’ye gitmem.” dediğini ortaya koyuyor. Türkiye’ye gelen turistler arasında en fazla para harcayan turist kitlesi Almanları küstürdükten sonra bir de üstüne Hollandalıları eklersek yandığımızın resmidir. Unutmadan, İran da vatandaşlarına “Türkiye’ye gitmeyin” çağrısı yaptı.
Geçen yıl en hızlı düşüş Rus turist sayısında yaşandı. Rusya’dan gelen turistlerin sayısı geçen yıl % 76 azaldı. 2015’te 2 milyon 842 bin 972 kişi ile Türkiye’ye en çok turist gönderen 2. ülke olan Rusya, 2016’da 683 bin 335 turistle 8. sıraya indi.
Ruslardan sonra en hızlı düşüşler; % 56,8’le Avustralyalı, % 55,3’le İtalyan, % 54.9’la Japon, % 53,6 ile İspanyol ve % 50,4’le İsveçli turistlerin sayısında yaşandı.
Turizmde kan kaybı bu yılın Ocak ayında da devam etti. OECD üyesi Avrupa ülkelerinden gelen turistlerin toplam sayısında % 26.9 azalma yaşandı. Toplam yabancı turist sayısı ise yaklaşık % 10 geriledi.
Havayolu şirketlerinin bu gelişmeler karşısında planlarını yeniden gözden geçirmelerinde fayda var. Bu krizler tırmanarak ve diğer ülkelere yayılarak devam ederse turizm ve havacılık sektöründe küçülme ve ciddi işten çıkartmaların yaşanacağını söylemek kehanet olmayacaktır.
TADİL PROTOKOLÜNDE OLAN THY ÇALIŞANINA OLDU…
İşsizlik ve THY’nin “zarar bile sayılamayacak” zararı demişken aklıma geldi. Yahu arkadaşlar, madem yarısı kayıp olan 2016 yılını böyle az zararla atlatabilecektik niçin THY çalışanının cebine göz diktiniz? Eğer bu tasarrufu, 2017’de işlerin kötü gideceği varsayımına dayandırdı iseniz, benden söylemesi % 5 kesinti bu yılı kurtarmaya yetmez. Hadi işvereni anladım, işverenliğini yapacak da bir sendika bu kadar öngörüsüz, hesap-kitap yoksunu olabilir mi? Hani ne oldu, işten atılma süreci devam eden 200 personel? Hani süreç durdurulacaktı? Ne oldu? Ne olacak, hepsi işten atıldı ! Peki, THY’nin şişkin yönetici kadrolarında yapacağı tasarruflar ne oldu? Ne olsun, her 30 kişiye bir yöneticinin düştüğü THY’de şişkin yönetici kadroları şişkin cüzdanlarını doldurmaya devam ettiler. İşte manzara bu… Şimdi THY çalışanının önünde tarihi bir fırsat var. 2017 Aralık ayının ilk ilk haftasında Sendika Genel Kurulu var. 4 yıllığına yeni yönetim seçilecek. Zaten işbaşındaki kadro bu seçimi de alırsa dükkanı kapatın gidin. Sendikamız var demeyin boşuna…O halde ne yapmalı? Tüm çalışanlar bu seçime asılmalı.
5000 ÜYEYE 200, 15.000 ÜYEYE 100 DELEGELİK !
Bakın ortada inanılmaz bir adaletsizlik var. Bugün Hava İş’in üyesi olan yaklaşık 21.000 çalışandan 15.000’i uçuş personeli. Yani üçte ikisi…Bu oran 2013 seçimlerinde de böyleydi. Peki Uçuş İşletmenin kaç delegesi var Genel Kurulda? 97…Yani toplam üyenin üçte ikisine sahip işletme Hava İş Genel Kurulunda üçte bir oranında temsil ediliyor. O halde işe bu antidemokratik delege seçim sistemini düzeltmekle başlamak lazım.
Bundan aylar önce Hava İş’in muhalif delegelerine bir çağrı yapmış ve 60 imza ile seçimli Olağanüstü Genel Kurul isteyin demiştim. Delege kardeşlerimin hepsi ER görevinde olmalı ki, kimse bu çağrımı duymadı tepki vermedi. Şimdi bir daha çağrı yapıyorum. Bulun 60 delegeyi ve tüzüğü değiştirmek için Olağanüstü Genel Kurul için başvuruda bulunun. Bu neden önemli, anlatayım. Bugün Hava İş Tüzüğüne göre her işyeri en az 1 delege gönderiyor. Yani 5 kişinin çalıştığı THY Kütahya bürosu da, 15.000 kişinin çalıştığı Uçuş İşletme de önce birer delegelik alıyor. Kalan delegelikler temsil ettiği üyeye göre paylaştırılıyor. 3 kişinin 5 kişinin çalıştığı yerler, hatta sadece bir Hava İş üyesinin bulunduğu THY ve ulaştırma işyerleri bile birer delege aldıkları için neredeyse yarıya yakın delegelik bu şekilde sahiplerini buluyor. Buna sendika yöneticileri de doğal delege olarak eklenince kalan da gerçek temsil gücüne göre paylaştırılıyor. Böyle olunca da üyelerin üçte ikisine sahip olan Uçuş İşletme ancak üçte bir oranında temsil edilebiliyor.
TÜZÜĞÜ DEĞİŞTİRİN, BU YÖNETİMDEN KURTULUN…
Peki çare ne? Tüzük değişikliği yaparak delege sayısını 600’e çıkartmak…İşte o zaman işletme delegeleri gerçek anlamda temsil edilmiş olurlar. Bunun için zaman daraldı. Kanuna göre Olağan Genel Kurula 6 ay kala genel Kurul yapılamaz. Bu durumda, halen delegelik vasfı devam eden 60 gözükara(!) delege toplanıp Olağanüstü Genel Kurul çağrısı yapmalı.. 2013’deki Genel Kurula katıl(a)mayıp Sendikayı bugünkü yönetime altın tepsi içinde takdim eden İşletme Delegeleri haydi buyurun bakalım…Bu hareket sizden başlasın… İlk imzaları da Hava iş delegesi olan TALPA Yönetim Kurulunda olan arkadaşlar atsın… Benden önermesi, sonra 4 yıl boyunca ağlamayın…