HAVA İŞ VE TÜRK İŞ’TEN TUHAF İSTEK

rauferen-havaiş

Değerli okurlar, salgın bildiğiniz gibi. İstikrarlı(!) bir şekilde tırmanıyor. Artık iş kontrolden çıktı. Günlük 50.000 vaka rakamını geçti. İstanbul tepeye oturdu. Sağlık Bakanı, günlük vakaların % 40’ının İstanbul’dan kaynaklandığını açıkladı. Düşünün, kabaca hergün 20.000 kişi coronaya yakalanıyor İstanbul’da. Çare Drogba değil elbette ! Çare, etkin, yaygın ve hızlı aşılama… İyi de, 10 Nisan 2021 tarihi itibarı ile çift doz aşısı tamamlanmış kişi sayısı sadece 7.6 milyon…Sığınmacılar, kaçak işçiler, göçmenler dahil 90 milyonluk nüfusun % 10’u bile değil. Mutant virüslerin artık birkaç dakikada bulaştığı ve daha öldürücü olduğu gerçeği tabloyu daha da vahim hale getiriyor.

TURİZM BU YIL DA TEHLİKEDE.

Bu girişi niye yaptık? Turizm mevsimi kapıda. Yeni vaka sayısında dünya birinciliğine yerleştiğimiz şu günlerde ülkelerden ardarda açıklamalar geliyor. Almanya, ülkemizi “yüksek riskli ülke” kategorisinden çıkardı. Hemen sevinmeyin, yeni kategorimiz “çok yüksek riskli ülke.”! ABD de ülkemizi aynı kategoride değerlendiriyor. İngiltere 17 Mayıs tarihine kadar geçerli olan ülke dışına çıkış yasağını 30 Haziran’a kadar uzatmayı planlıyor. Rusya’nın Türkiye ile olan tüm hava ulaşımını yasaklama kararı alacağı belirtiliyor. Rusya’nın kararı sadece corona ile ilgili değil tabii ki. Ukrayna ile yaşanan krizin de etkisi var. Sonuçta, turizm mevsimi açılırken durumlar pek de parlak değil. Bu olumsuzluk hiç şüphesiz hava taşımacılığına da yansıyacak. Nisan-Ağustos 2020 dönemini kısa çalışma ödeneği, işsizlik parası gibi devlet destekleri ile geçiren THY çalışanları, yetkili sendika Hava-İş ile THY işvereninin imzaladığı teslim protokolü ile yarı maaşla hayata tutunmaya çalıştılar. Yapılan ücret indirimlerinin üzerine bir de enflasyonu ekleyince durum daha da vahimleşti. Uluslararası kuruluşlar 2021 Tüfe oranının % 18-20 arasında gerçekleşeceğini hesaplarken Merkez Bankası bile Tüfe tahminini % 13,1 olarak revize etti. Para eriyor, corona kabus gibi… Çalışanlar ise çaresiz. Para kazanmak için ölümüne uçuyorlar.

THY’DE PERSONEL GİDERİ DİBİ GÖRDÜ…

Sendika ile işveren arasındaki protokolde yer alan 5. maddeyi hatırlatmadan geçmeyelim: “taraflarca 6 aylık dönemlerde ara görüşmeler ve değerlendirmeler yapılması.” Protokolün 6 ayı dolalı 1.5 ay geçti ama taraflar bir ara zaman bulup ara görüşme yapamadılar ! Ya da “kardeşim millet işsizlikten kırılıyor, sesinizi çıkarmayın, oturun oturduğunuz yerde” diye düşünmüş olmalılar. Öyle ya, THY çalışanları yattığı yerde maaş alıyor! Peki 2020 yılında gerçekleştirilen 210.000 tarifeli yolcu seferini kimler yaptı? Ya pandemide ciddi para kazandıran kargo seferlerini? Öyleyse işçilere niye parya muamelesi yapıyorsunuz birader? Bakın 2019 yılında personel giderlerinin toplam giderler içindeki payı % 16,3 iken bu oran 2020 yılında % 15,1’e düşmüş. Dibin de dibi.. Yetkili sendika Hava İş’in üyelerinin çıkarlarını nasıl koruduğunu(!) gösteren en temel veri…

HAVA İŞ’İN MARİFETLERİ…

Şaka maka yaklaşık 7.5 senedir bu arkadaşlar görevde. Biliyorsunuz yaptıkları ilk icraat neredeyse yarım yüzyıldır uygulanan Toplu İş Sözleşmelerinin 2 yıllık yapılması kuralını değiştirmek ve 3 yıla çıkarmak olmuştu. Daha sonraki icraatlarını biliyorsunuz zaten. Hani Ekip Planlama Başkanı ve Müdürler Savcılığa verilmişti. Aradan 3.5 yıl geçti. Tıss yok. Bu arada Ekip Planlama Başkanı Mert Yüzsever gideli 2 yıl oldu. (Gerçi hala THY’de Genel Müdür danışmanı olduğu söyleniyor ya, neyse.) Hava İş yasa taslağı hazırlayıp TBMM Başkanına teslim edilmişti. İsmail Kahraman gitti, ardından Binali Yıldırım TBMM başkanı oldu, o da gitti. Mustafa Şentop geldi. Taslak ortada yok. Olan üyelerin parasına oldu. Taslağı hazırlayan Prof. Dr. Aziz Can Tuncay bu işi hayrına yapmadı ya ! Devam edelim. 2015 sonunda işler bozulunca THY personelini “İşveren adam atacak, ya sıfır zammı kabul ederseniz ya da kendinizi kapı dışında bulursunuz” deyip çaresiz çalışanlara aba üstünden sopa gösteren de aynı Hava iş’ti. 2019 başında Pazar mesaileri ve otoban/yakıt paraları THY tarafından tek taraflı olarak iptal edilince mahkemeye koşan da yine Hava İş’ti. Pardon, pardon haklarını yemeyelim. Öncesinde büyük bir gösteri planlamışlardı. THY Genel Müdürlüğünün bahçesine bile girememişler, yol kenarında toplaşmışlardı. Bırakın personeli, kendi yöneticileri bile tam olarak gelmemişlerdi gösteriye. Kısmet işte, hava sağanak yağışlı idi. Sonra Çağlayan Adliyesinin önünde buluştular. Hatta “Yer gök direniş, onurlu Hava İş” diye slogan bile attılar. Sonuç; aradan 2 yıldan fazla süre geçti, davadan haber yok ! Peki seni sendika olarak bu kadar zor durumda bırakan işveren pandemide eline düştüğünde sen ne yaptın? İşçileri zor durumda bırakan, ücretsiz izin ve işten çıkartma olmayacağını bile yazdıramadığın, ücretleri kuşa çeviren bir protokolü itirazsız imzaladın. Hatta bunun öncesinde, sendikaya giden 150 kadar pilot hakkında THY işlem başlattı, sesini bile çıkaramadın.

BOYU MU ÖNEMLİ, İŞLEVİ Mİ?

Şimdi övünüyorsun 24 bin üyem var diye. İyi de, üyelerinin nezdinde güvenilirliğin, itibarın kalmamışsa neye yarar binlerce üye? Pardon yarar, yarar. Aidat vermeye yarar. İyi de, pandemi dolayısı ile o meşhur İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı seminerlerini yapamıyorsun. Abant’taki otele giden paralar kasada kaldı. Ramazanda Toplu iftarlar da yasak. Bayağı para birikmiştir hesaplarda. Çıkıp desene “Pandemide paraya ihtiyacımız yok, sizden aidat almayacağız” Der misin, demezsin tabii… Bunları niye anlattık. Hani meşhur bir söz vardır: Boyu değil işlevi önemli diye. Bir tarafta yukarıda icraatlarından bir bölümünü aktardığımız 20 küsur bin üyeli Hava İş, diğer yanda pandemide yabancı pilotlara yol verilmesini isteyen, özel sağlık sigortalarının iptalini önleyen, 60 yaş üstüne ücretsiz izne karşı çıkan, protokol konusunda çalışanları uyaran, aşılamada operasyonel personele öncelik verilmesini talep eden, dayanışma aidatı ödeyen işçilerin toplu sözleşmeden yararlandırılması konusundaki ısrarını Anayasa Mahkemesine onaylatan 1000 kişilik ve henüz 3 yıllık HAVASEN…

Siz olsanız hangi sendikayı tercih edersiniz?

Kamyoncuları delege yazıp onların oyları ile havacılık çalışanlarının aidatlarına % 50 zam yaptıran Hava İş’i mi, tüm çalışanları havacılık sektöründen olan ve onların mütevazı desteği ile ayakta durmaya çalışan HAVASEN’i mi? Karar sizin havacılar…

BİZİM ÜYELERİ AŞILAYIN, GERİSİNİ BOŞVERİN !

Hafta içinde yetkili sendika Hava İş’in  bağlı olduğu Türk-İş Konferedasyonundan ilginç bir çağrı geldi. Sağlık ve Dışişleri Bakanlıklarına yazılmış. Yazıda asılama talebi öne çıkıyor. Hava –İş’in verdiği bilgilere ve talebe dayanılarak hazırlandığı belirtilen yazıda, önce “havacılık işkolundaki üyelere öncelik verildiği için “ teşekkür ediliyor, yazının sonunda ise “Hava İş üyelerine öncelik” isteniyor. İnanılır gibi değil ! Neresini düzeltelim şimdi bu yazının? Bir kere havacılık işkolu diye bir tanımlama yok. O dediğiniz milattan önce idi. 2010 yılındaki Anayasa Referandumundan sonra Havacılık İşkolu tarih oldu. Artık Taşımacılık İşkolu var. İkincisi, sizin Bakanlıklara gönderdiğiniz yazının tarihi 8 Nisan 2021. Oysa bu yazıdan 10 gün önce THY açıklama yapmış ve aşılama için randevuların açıldığını duyurmuştu! Uyan da balığa gidelim, derler bu gibi durumlarda… Peki Hava İş’in mektup yazdırdığı Türk-İş Konfederasyonu ne istiyor ? “Hava İş sendikamız, havacılık işkolunda görev yapan ÜYESİ işçilerin covid-19 aşı sıralamasında öncelik verilmesini talep etmektedir.” İlginç bir talep… Demek ki, Türk-İş Genel Başkanı ve Genel Sekreteri de Hava-İş’in kamyoncu üyelerini biliyor ve onlar için aşı istemiyor ! Sadece havacılık işkolundaki üyeler için istekte bulunuyorlar. Son derece ince bir davranış ! Ama istedikleri ayrıcalık için aynı değerlendirmeyi yapamıyoruz.  Bu talebi ilk kez Ocak ayı başında dile getiren HAVASEN’in tüm şirketlerdeki risk altındaki operasyonel personel sayısını yaklaşık 30.000 olarak belirtmişti. Hava İş ve onun talebine aracılık eden Türk İş ise, diğer şirketlerdeki pilot, kabin memuru ve teknisyenleri es geçerek “bizim THY’deki üyelerimizi aşılayın.” Diyor. Eee, Pegasus’taki, MNG’deki, Corendon’daki pilotlar ölsün mü? THY’dekilerin canı can da, diğerlerinki patlıcan mı? Yakıştı mı, Seyfi Demirsoy’ların, Halil Tunç’ların başkanlığını yaptığı 70 yıllık konfederasyona?

ÖRGÜTLÜ-YETKİLİ SENDİKA FARKI.

Türk İş’in yazısında dikkatimi çeken bir ifade daha var. Şöyle diyor Türk İş:” Konfederasyonumuzun üyesi Hava-İş sendikamız, ülkemizin gözbebeği ve marka değeri olan THY’de örgütlü yetkili tek sendikadır.” Yahu muhteremler, bir işyerinde bir tane yetkili sendika olur. Siz hiç bir işyeri veya işletmede iki yetkili sendika ve iki ayrı toplu sözleşme imzalandığını gördünüz mü? Birden fazla sendika olabilir ama sadece biri yetkiyi alır ve sözleşmeyi imzalar. Dolayısı ile Hava İş, THY’de örgütlü yetkili TEK sendika değildir.THY’de örgütlü iki sendika vardır.Biri Hava İş, diğeri HAVASEN’dir. Ama tek yetkili sendika vardır, o da Hava İş’tir. Bir konfederasyonun örgütlü sendika  ile yetkili sendika arasındaki farkı bilmemesi mümkün mü sizce?

Exit mobile version