Değerli okurlar, THY’de Toplu iş Sözleşmesi geldi, çattı. Resmi sürecin başlamasına 1 hafta kala bir TİS taslağının ortada dolaştığı söyleniyor. Henüz görmedim. Ne var ne yok yakında çıkar kokusu. Biz de görüşümüzü yazarız. Son 2 ayda soğan depoları basılarak, marketlerde fiyat kontrolü yapılarak , topyekün mücadele adı altında metezori % 10 indirimlerle Kasım enflasyonu bir mucizeye imza attı ve eksi 1.44 çıktı ! Haklarını yemeyelim, petrol fiyatlarındaki düşüşün de bunda payı var. 3 Ekim günü 85 dolar olan brent petrol bugün 52 dolara düşmüş. Neredeyse % 40 düşüş var sadece 2.5 ay içinde. Biz tüketicilere yansıması ise sadece % 15 ile sınırlı kalmış. Buna rağmen fiyatların aşağı inmesinde rol oynamıştır mutlaka… Haa, enflasyonun eksi çıkmasına yetmiş midir, onu TÜİK’çiler bilir ! Ama hiç şüphesiz, TÜK’in enflasyon sepeti üzerindeki operasyonu bence ekonomi ödülü alacak cinstendi. TÜFE sepetindeki 407 adet mal ve hizmette % 10 indirim yapılması özel olarak takip edilmişti. Diğer mal ve hizmetleri es geçip ısrarla sadece bu 407 madde üzerinde yoğunlaşmak son derece zekiceydi ! Sadece bunlarda % 10 düşüş enflasyonu da doğal olarak düşürecekti. Düşürdü de…
DUA EDELİM, TÜFE % 20 OLSUN…
Şimdi Aralık enflasyonunu bekliyoruz. Eylül’de açıklanan Yeni Ekonomi programında 2018 enflasyonu % 20.8 olarak tahmin edilmişti. İlk 11 ay TÜFE’si % 19.22 çıkmış. Bu hesaba göre, Aralık TÜFE’si % 1.58 olmalı. Keşke olsa… Korkumuz, eksi enflasyonun devam etmesi ve 19.22 oranını daha da aşağı çekmesi… O zaman gerçek enflasyonu % 35’lerde olan sıradan yurttaşlar en az % 15 daha fakirleşecek. Çünkü, işçi, memur ücretleri, emekli maaşları bu enflasyona göre belirlenecek…Ne kadar az TÜFE , o kadar az maaş zammı… THY, TGS, Teknik A.Ş. bunun dışında mı? Değil tabii ki… Onlar da daha az zam alacaklar. Bu aşamada Hava İş’imiz ile THY’mizin nasıl bir plan yaptıklarını merak ediyorum. Acaba çalışana az zam vermek için ideal(!) imza tarihi ne olmalı?
SİVİL TOPLUM DA NEYMİŞ ?
Bu arada, el çabukluğu ile kotarılan 26. Dönem TİS’i ile ilgili sosyal taraflarla hiçbir görüşmenin yapılmadığını biliyoruz. TALPA, TASSA, PİLVAK gibi kuruluşların sürecin dışında tutulması son derece ilginç. Demek oluyor ki, ne Hava İş’în ne de THY’nin toplumu ikna anlamında bir endişesi yok. “Biz yaptık oldu.” muhabbetinde karar kılmışlar. Havasen’e gelince… Yasal bir sendika sıfatı ile Hava iş’ten daha fazla pilot üyesi olan Havasen’in nezaketen de olsa fikrini almaya tenezzül etmiyor arkadaşlar… Yani bir uzlaşma, ortaklaşma aramaya niyetleri yok… Bekleyelim bakalım, kapalı kapılar arkasında kotarılan TİS’ten civciv mi çıkacak yoksa kuş mu? Yoksa kuşa dönen maaşlar ve sosyal haklar mı?
PİLOTLAR ODA KURABİLİR Mİ?
TALPA seçimleri Salı günü yapılacak. Broşürler, mailler, mesajlar maaşallah siyasi parti kampanyalarını aratmıyor. Projelerden geçilmiyor. Bir grup yeşil pasaportu hedeflemiş. Gerekçeleri de ilginç… Şirketlerin de yararına, pilotların da yararına olacakmış. Herhalde vize parasından tasarruf edecek şirketler. İyi güzel de, böyle bir tasarruf sağlayacaksa bu proje, niye sadece 15 yıllık pilotlarla sınırlı tutuyorsunuz? FO’ların genç kaptanların günahı ne? İşler hızlı yürüsün diyorsanız, gemi kaptanları da sık sık yurtdışına çıkıyor… Yarın onlar da isterse devletimiz hanginize pasaport yetiştirecek? Diğer bir proje, Pilotlar Odası… Konuyu bir avukat arkadaşıma sordum. Aldığım notları paylaşayım…
Öncelikle pilotlar bir şirkete bağlı olarak ve sözleşmeyle çalıştıkları için oda kuramazlarmış. Hadi tutun ki kurdunuz diyelim…
Meslek odası kurulması Anayasa’da düzenlenmiş. Yani bu iş nasıl yapılır, genel kuralları koymuş Anayasa. Meslek odası için kanun gerekiyormuş. Yani bir kanunun orasına burasına ek yapılarak, bir başka odanın peşine takılarak yapılacak iş değil. Pilotlar Odası Kanunu çıkacak anlayacağınız. Bir Hava İş kanununu bile on yıllardır çıkaramadık, Pilotlar Odası kanununu nasıl becereceğiz, gerçekten merak ediyorum. Bırakın kanunu, pilotları sadece bir maddede değişiklik yaparak İş Kanununa bile ekletemedik. Sıfırdan kanun çıkaracağız, öyle mi? Hadi çıkarmaya siyasi iradeyi ikna ettiniz diyelim. Bakın Anayasa ne diyor?
Madde 55: Bu meslek kuruluşları üzerinde Devletin idari ve mali denetimine ilişkin kurallar kanunla düzenlenir.
Neymiş? Kamu kurumu niteliğindeki Odaların idari ve mali denetimini devlet yaparmış. Size öyle maddeler koyarlar ki, yeri gelir lisanslarınızı bile iptal etmeye varan tedbirler getirir, disiplin soruşturması, çalışma izni gibi konular ağır kurallara bağlanabilir. Olmaz mı diyorsunuz? Anayasa’yı okumaya devam edelim:
(Değişik fıkra: 23/7/1995-4121/13 md.) Amaçları dışında faaliyet gösteren meslek kuruluşlarının sorumlu organlarının görevine, kanunun belirlediği merciin veya Cumhuriyet savcısının istemi üzerine mahkeme kararıyla son verilir ve yerlerine yenileri seçtirilir.
Nasıl ama? Pilot Odası, yaptığın seçimler badem oldu değil mi? Efendim biz seçimle geldik, diye ağlaş dur görevden alındıktan sonra… Bitmedi. Devam edelim Anayasa’ya:
(Değişik fıkra: 23/7/1995-4121/13 md.) Ancak, milli güvenliğin, kamu düzeninin, suç işlenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca varsa, kanunla bir merci, meslek kuruluşlarını veya üst kuruluşlarını faaliyetten men ile yetkilendirilebilir. Bu merciin kararı, yirmidört saat içerisinde görevli hakimin onayına sunulur. Hakim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, bu idari karar kendiliğinden yürürlükten kalkar.
Yeterince anlaşıldı mı bilmiyorum. Oda kurmak demek devlet sistemine girmek, kamu kurumu niteliğine bürünmek demektir. Özerklik ve bağımsızlığın zayıflaması, devletin kontrol ve sürekli denetimi altında çalışmak demektir. Kanun koyucu ne şartlar belirlerse ona uyacaksın. Haa, baştan güzel çıktı kanun, peki sonra bir kararname ile maddelerin hallaç pamuğu gibi atılmayacağının garantisi var mı? O nedenle gelin bu sevdadan vazgeçin beyler…. Oda moda olmaz. Siz hayırlısı ile şu Hava iş kanunu için uğraşın hatta onu da bırakın , İş Kanununa bir madde ekletin öpüp başımıza koyalım…
HER DERNEĞE NASİP OLMAZ “TÜRKİYE” ?
Gelelim Kartal kaptanın “Her derneğe Türkiye adı verilmez. Derneğimizin kıymetini bilelim.” tadındaki sözlerine… Merak ettim baktım. Tam 105 derneğin başında Türkiye kelimesi var. Neler var bu derneklerin içinde?
Mesela Türkiye Alçı Üreticileri Derneği var, Türkiye Asfalt Müteahhitleri Derneği var, Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği Derneği, Türkiye Doğal Gaz Dağıtıcıları Birliği Derneği , Türkiye Gazbeton Üreticileri Birliği Derneği var, Türkiye Köprü Ve İnşaat Derneği var, Türkiye Yem Sanayicileri Birliği Derneği var…
Mesela üyelerinin bile adını bir çırpıda söyleyemeyeceği TÜRKİYE PREFABRİKE BETON-BETONARME YAPI VE ELEMANI ÜRETEN KURULUŞ MENSUPLARI BİRLİĞİ DERNEĞİ var ! Herhalde bu derneğin adını tek seferde ve teklemeden söyleyeni Başkan yaparlar !
Meslek açısından baktığımızda, emlak komisyoncularının (Türkiye Tüm Emlak Müşavirleri Federasyonu), ziraatçilerin (Türkiye Ziraatçılar Derneği) sigortacıların (Türkiye Tüm Sigorta Acenteleri Federasyonu) ormancıların (Türkiye Ormancılar Derneği),hava trafik teknisyenlerinin de (Türkiye Hava Trafik Emniyeti Elektronik Teknik Elemanlar Derneği) dernekleri var…
KABZIMALLARIN DERNEĞİ DE “TÜRKİYE” İLE BAŞLIYOR.
Geçtim Türkiye Muhtarlar Derneği var, Türkiye Kız İzciler Derneği var… Türkiye Kamp ve Karavan Derneği var !
Gülmeyin ama inşaat kalfalarının bile, başında TÜRKİYE yazan derneği (Türkiye İnşaat Sürveyan Ve Kalfaları Derneği) var…
Makarnacıların derneğinin başında da Türkiye yazıyor (Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği)
Hepsini bırakın, kabzımalların derneğinin başında da Türkiye var (Türkiye Halciler Federasyonu) iyi mi ?
Ama onbinlerce gence okuma ve hayata tutunma imkanı tanıyan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğinin başında Türkiye yazmıyor….
Yani isminin başında Türkiye olmuş, olmamış önemli değil… Önemli olan saygınlığın var mı, toplumda karşılığın var mı, üyelerinin sorunlarını çözüyor musun, zor gününde, işsiz kaldığında, hastalandığında, kaza-kırımda yanında oluyor musun, işte bunlar asıl önemli ve değerli olan… Eğer bir de “otoparktan atarım” tehdidi ile üye kaydediyorsan zaten derneğin artık tabela derneğidir. Takmayın kafanıza….
3 YIL ÖNCE NELER SÖYLEMİŞLERDİ?
Projeler dedik de, 3 sene öncesine bir dönelim bakalım neler demişler? Bugün Mavi ve Kırmızı Liste olarak bölünen Ayhan Günal ve Kartal kaptanın en önemli projeleri üye sayısını artırmaktı. Haklarını teslim edelim, artırdılar da! Otopark sopası ile epey üye kaydettiler, ama olsun… Hatice’ye değil neticeye bakalım, 4000 üyeye ulaşmışlar. Başka? FTL için komisyon kuracaklardı… Ben duymadım, siz duydunuz mu? Diğer bir projeleri, “Uzun vadeli işlerimiz için ARGE’miz olacak.”… 3 sene geçti AR-GE falan yok ortada… Yahu birader, Ahmet, Rıza, Gökhan, Emre isimli 4 arkadaş bulup bir komisyon kursaydınız baş harflerinden bir AR GE çıkardı. Hava İş kanunu zaten klasik vaattir. Olmazsa olmaz, her grup söyler… Sonuç? Üye sayısı dışında gerçekleşen bir proje yok…
Murat Ersoy’un başını çektiği gruba gelince… Bu arkadaşların “işveren desteği” ile kurulduğu iddiaları halen dolaşımda. Eğer böyle ise durum kötü. Ancak bu iddiaların diğer grupları destekleyenlerce yayıldığını ve bu yeni ekibin yıpratılmaya çalışıldığını söyleyenler de yok değil. THY derneklere el atacak kadar düştü ise, yandık ki ne yandık !
Şimdi bu 3 gruba da bir bakın lütfen… İçinize sinerek, inanarak, başkalarına da önererek gönül rahatlığı ile oy vereceğiniz bir grup var mı içlerinde? O nedenle, ben derim ki istediğinize oy verin. Sonuç değişmeyecek. Ama mutlaka Genel Kurula katılın. Katılım ne kadar çok olursa dosta-düşmana “pilotların derneklerine sahip çıktığı” mesajını vermiş olursunuz. Ne diyeyim, iyi olan değil iyiniyetli olan kazansın…