HAVA İŞ DELEGE SEÇİMLERİ ANALİZ

 
Şu günlerde 28’nci Hava-İş Genel Merkez Genel Kurulu için delege seçimlerinde sona doğru yaklaşıyoruz. Hava-İş Genel Kurulu’nda sivil havacılık çalışanlarının sendikalarını koruyup koruyamayacaklarına hep beraber tanıklık edeceğiz.
Sendikalar, siyaset çevreleri ve sermaye grupları tarafından çok dikkatli bir şekilde izlenir. Bu etki grupları sendika yönetimlerinin hep kendi kontrollerinde olmasını isterler. Zira işçilerin birlikte ve örgütlü mücadelelerinden hep korkmuşlardır. İşçilerin birlikte davranmaları durumunda yasaların bile kifayetsiz kalacağını çok iyi bilirler. 1990 yılındaki Zonguldak büyük madenci grevini buna örnek gösterebiliriz. İşte işveren ve bu etki grupları, tüm bunları çok iyi bildikleri için işçileri sarı sendikacılar eliyle kontrol etmeye çalışırlar.
Hava-İş’in 28’inci Olağan Genel Kuruluna giderken geçtiğimiz dört yıl içerisinde yukarıda saydıklarımızın hemen hemen hepsi yaşandı. Bunu gören ve yaşayan sivil havacılık çalışanları şu günlerde sendikalarına sahip çıkmak konusunda çok yürekli bir mücadele veriyorlar. Önce Hava-İş Ankara Şubenin delege seçiminde orataya konan irade, ardından uçuş işletme seçiminde uçuş personelinin ortaya koyduğu demokratik direniş, sendika genel merkezinin tertip ettiği oyunların bozulduğunun bir göstergesidir.
Hava-İş Yönetimi, siyasi etik, insani değer, demokratik ilkeler dahil olmak üzere herşeyi ayaklar altına almış, dolu dizgin uçuruma doğru koşuyor.
Mevcut Hava-İş yönetimine yasal düzenlemelerin kendilerine verdiği yetki yetmemiş olacakki, dört yıllık iktidar  da olmanın avantajlarına rağmen, Türk Hava Yolları’nın uçuş işletme biriminde yapılan seçimde büyük bir hezimete uğramıştır. Uçuş işletme birimindeki yaklaşık 15.500 civarındaki sendika üyesinin yaptığı tercih, Hava-İş Yönetimini kamuoyu önünde meşruluk konusunda büyük bir açmaza düşürmüştür. Hava-İş Yönetimi uçuş işletme seçim takvimini son anda açıklamış baskın seçim yapmıştır. Eğer Zeytindalı Grubu daha örgütlü ve seçim tarihini daha önceden bilmiş olsaydı katılımın yükseleceği ve aradaki farkın çok daha büyük olacağı  kaçınılmazdı. Bütün bu olumsuzluklara rağmen uçuş işletmede  şimdiye kadar yapılan tüm seçimlerdeki en yüksek katılım gerçekleşmiştir.
Uçuş işletme delege seçim sonuçları:
Kullanılan oy yaklaşık : 4500
Zeytin Dalı Gurubu     : 3500
Mevcut Yönetim         : 1000
Bu sonuç Hava-İş Yönetiminin meşruluğunu kamuoyu önünde tartışmaya açmış ve bu yönetim gidene kadar da bu tartışma bitmeyecek görünüyor.
Hatırlayacağınız gibi 2013 yılının 15 Mayısında THY’ında yapılan son grev, yasal olmasına rağmen çalışanlar greve katılmayınca hem grevi, hemde sendikayı meşru olup olmama konusunda tartışmalı hale getirmiş ve yapılan genel kurulda eski yönetim seçimi kaybetmiştir.
Meşruluğunu kaybeden yönetimler herşeye rağmen iktidarda kalmayı kafalarına koymuşlarsa ve bunun için her türlü yasa ve tüzük ihlallerini gerçekleştirmekten çekinmiyorlarsa, bu yapılar sendika  olmaktan çıkıp bellli bir kişi veya grubun şirketi veya yeri haline gelir. Sendikaların tarihine dönüp baktığımızda bu tür yapılara mafya sendikacılığı dendiğini görürüz. Mafya sendikacılığının doğduğu yer ABD’dir. 1 Mayıs işçi bayramı mafya sendikacılığı ile verilen mücadele sonunda doğmuştur. İşverenler tarafından silahlı gruplara teslim edilen sendika yönetimleri ile sendikalarına sahip çıkan gerçek işçiler arasında verilen mücadelelerin ve bu mücadelede hayatını kaybeden işçilerin anısına kutlanan günün adıdır 1 Mayıs İşçi Bayramı.
 
 
Yani sadece üyesinden aldığı aidat dışında üye ile bağı kalmamış, işçinin hakkını korumayı bırakıp işverenin yanında olmayı marifet sayan hatta onu bile eline yüzüne bulaştıran ve bunu kullanarak seçim kazanmaya çalışan, buda yetmeyince sivil havacılık çalışanları dışındaki şirketlerden yani kamyoncu diye dilimize yerleşen nakliyat şirketlerinden delege getiren bir sendika genel merkezi meşruluğunu kaybetmiştir.
 
Kral çıplaktır, Ankara, İstanbul Anadolu Şube ve en son uçuş işletme birimlerindeki Hava-İş üyeleri bunu yüksek sesle dile getirmiştir.
 Ve bence gözden kaçan en önemli sonuç THY GENEL MÜDÜRLÜK delege seçimidir.
THY Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür’ünün olduğu THY Genel Yönetim Binasında yapılan delege seçimindeki sonuç aslında sendikanın üye ile arasındaki bağın bittiğinin en somut göstergesidir. Hava-İş üyeleri ve kamuoyu aşağıdaki sonuçları iyi analiz etmelidir.
Genel Müdürlük yerleşkesinde sendikanın çalışma bakanlığı kayıtlarına göre işyerine astığı listedeki üye sayısı:    1413
Kullanılann oy sayısı   : 234
Geçerli oy sayısı         : 202
Geçersiz oy                : 31
Boş oy                        : 1
Sonuç; yalnız mevcut Hava-İş Sendika Yönetiminin liste çıkardığı 10 delegeliği Hava-İş Genel Merkezi kazandı.
Rakamların dili yoktur. Ancak sonuçları çarpıcıdır. Görünen odur ki  Genel Müdürlük çalışanları  çok büyük bir tepki ve protesto içindedirler.
Başka bir listenin çıkması halinde buradaki seçimin sonucununda uçuş işletme gibi olacağı çok açık görünüyor. Sendika Genel Merkezinin fısıltı ile yaydığı korku, Zeytin Dalı Gurubunun burda liste çıkarmasına engel olduğu çalışanlar tarafından kulaktan kulağa fısıldanmaktadır.
Sendika Genel Merkezi bunun farkındamı bilmiyorum. Karşısında liste bile olmayan bir seçimde, hezimete uğramış durumdadır. Bu çok ağır bir yenilgidir. 1413 ÜYENİN OLDUĞU BİR BİRİMDE SADECE 234 KİŞİ OY KULLANIYORSA VE BUNUN 32 TANESİ GEÇERSİZ İSE, SENDİKA YÖNETİMİNE OLAN İSYAN BÜYÜKTÜR.
Hava-İş üyesinin isyanı şimdilik SESSİZ ÇIĞLIK halindedir. Çalışanların Hava-İş Yönetimine attığı bu sessiz çığlık, o çığlığın kendilerinden çıktığının farkına varmasıyla sonlanacaktır. İstanbu’da ve Andolu’daki bir çok istasyonda da durum farklı değildir. Kamuoyu bu sessiz çığlığa kulak vermelidir. Uluslararası havacılık  arenasında büyük rekabet içerisinde olan Türkiye’nin en büyük havayolunun, bu kurumdaki çalışanları temsil eden sendikanın ve ona muhalefet eden Zeytindalı Grubu’nun bu yaşananları doğru okuması gerekir.
Havacılık; kuralları kanla yazılmış ve hata kabul etmez ilkelere sahiptir.Bu kurallara sıkı sıkıya bağlı çalışanların içine dışardan yapılan müdahaleler sistemi bozar ve zinciri kopartır.THY içerisindeki bir gurup, sendika ile birlikte bu zinciri koparmaya çalışmaktadır.Özellikle sivil havacılık kurumları dışında sisteme başka araçlar eklemek tam bir faciadır.Kamyoncu olarak adlandırılan delegelik sistemi bu zinciri kopartacak olan tehlikedir.THY çalışanları buna müsade etmez,etmemelidir.
Onun için Hava-İş Sendikası’nın 28’nci Olağan Genel Kurulu önemlidir. Sadece bu seçimi kimin kazanacağı açısından bakılamayacağını hepimiz görmeliyiz. Çalışma barışının olmadığı, toplumun sorunlarının sürekli sümen altı edildiği bir kurumun geleceğinin sağlıklı olması beklenemez. Önce çalışanlar kaybedecektir.Uzun vadede ise milli havayolumuz ve sivil havacılık kurumlarımızın tamamı büyük yara alacaktır. Saygılarımla.

Exit mobile version