Değerli Okurlar,
Hak verilmez, hak alınır. Emekle ve korkusuzca mücadele verilmeden oturduğunuz yerden hiç kimse size hakkınızı vermez. Resmi enflasyonla gerçek enflasyon arasındaki uçurumdan yuvarlanıp, gelir vergisinin kıskacında kıvranırken sadece söylenmekle çare bulamazsınız. Kendilerine milyon milyon maaşlarla vergisiz zam yapanların, hakkınızı çatır çatır gözünüzü soka soka yiyenlerin karşısında sadece susarak adaleti sağlayamazsınız.
İçinize sindirilmiş korkunun, bastırılmış çaresizliğin karanlığını yırtmadan aydınlığa ulaşamazsınız. Zorla size dayatılan üyeliklere aidat ödeyerek hakkınızı aramak yerine, hakkınıza çökenlere boyun eğerek sesinizi duyuramazsınız. Üzerinizdeki ölü toprağını atmadan, kiracı gibi değil, gerçek sahibi gibi kükremeden vatanınızı koruyamazsınız. Size damlayla bile koklatmayanların, kepçeyle savurduklarından medet umarak, yolsuzluğa, gerçek hırsızlığa göz yumarak hanenizde geçinemezsiniz.
Hele dönün bakın bugüne kadar verilen tüm ihalelere ve işlere… Hele dönün bir sorun kalem kalem bugüne kadar kimlere nelerin verildiğine… Sorduğunuz soruların bir tanesini sizden birine soracak cesaretiniz var mı? Ne istediler de vermedik demediniz mi? Ankara’yı parsel parsel sattılar demediniz mi? Bu memleketteki kupon arazilerin, kutu kutu paraların, kollardaki milyonlarca dolarlık saatlerin adresini herkes çok iyi biliyor.
Korkaklık, yılgınlık, kabullenilmiş çaresizlikle yönetiliyorsunuz. Size bunu dayatanlara, geleceğinizi borca ve karanlığa ipotek ederek itaat ediyorsunuz. Yalakalığı referans, riyakarlığı kar sayıyorsunuz. Yapmayın etmeyin kendinize bu haksızlığı… Pes etmeyin, vazgeçmeyin haktan ve hakikatten. Sizden korkularından, korkutarak yönetmeye çalışıyorlar. Sizi dışardan uydurulmuş paranoyak tehditlerle içinize hapsediyorlar, artık uyanın… Uyandırın içinizdeki insanlığı. Bugün Ahmet olur, yarın Mehmet. Ama illa bu sıra sana da gelir. Sanma ki sadece itaat etmen seni kurtaracak. Sanma ki sadece gözlerini yumman seni bu kabustan uyandıracak. Sıra sana da gelecek kardeşim, sıra bana da gelecek.
Eskiden devlet taşeron şirketlerine devredilmişti. Onlarca yıl köle gibi çalışılarak çantacı firmalar zengin edildi. Yüzbinlerce çalışan ne kıdem tazminatı ne yıllık izin ne de fazla mesai ya da zam bilmedi. Sonra sistemde kendi taşeronlaştı. Aynı koşullarda kurulan saçma sapan A.Ş.’ lere ve yönetim kurullarına baba maaşlarla oturtulan dayısı kalın abilerin insafına bırakıldı. Üzerinizden silindir gibi ezip geçtiler. Yıllarca zengin ettiklerinizle fakir bir yaşamla yönetildiniz. Onların mavi ya da beyaz yaka köleleri gibi düzene hizmet ettiniz.
Ne eğitiminizi ne kalifikasyonunuzu baz almadılar. Önemli olan adınızın nerden veya kimden geldiğiydi. Bitirdiği üniversitelerle veya mesleki tecrübelerle hiç alakasız birinin, artık en tepenize konmasına şaşırmıyorsunuz değil mi? Ya da karısı, kocası, oğlu, kızı demeden kaynına hatta dünürlere kadar uzanan liyakatsiz atamaları, peşkeş çekilen kurumları da yadırgamıyorsunuz. Bu ahlaki erozyonun hepimizi de yutacağının farkındasınız. O zaman sorun yok. Başımızı kuma gömmeye devam edelim. Nasılsa açıkta kalan yerlerimiz çok güvende…
ASELSAN’DA BİR GARİPLİK VAR!
Havacılık ve savunma sanayii ülkemizin göz bebeği. Son yıllarda alınan mesafe, yapılan atılımlar, imzalanan milyar dolarlık projeler her Türk vatandaşının göğsünü kabartır. Bu başarıda emeği geçen tüm sektör emekçilerine şükran borçluyuz.
Ancak…
Bu kez gelen bir okuyucu mektubu içimi sızlattı, öfkelendirdi, düşündürdü. Bayramın ilk günü yaşanan bir olay… Yer: ASELSAN. Kurumun ismini duyunca insan, “Orası mı? Mümkün değil” diyor. Ama gerçek ne yazık ki tokat gibi.
Bize ulaşan okur mektubuna göre depremzede bir vatandaşımızın bin bir umutla sığındığı bu köklü kurumda yaşadığı adaletsizliği, mobbingi, ötekileştirmeyi bize tüm açıklığıyla aktardı. Ben de bu iddiaların arkasının araştırılması ve depremzede vatandaşımızın sesini ilgili makamlara duyurmak için sizinle paylaşma ihtiyacı duydum.
Kendisini işine adamış, dürüstlüğünden ödün vermemiş. Ne mi olmuş? Amirleri tarafından hatalı iş yapması istenmiş. O ne yapmış? “Ben yanlış yapmam” demiş. Sonuç? Kapı gösterilmiş!
Sahi, ASELSAN gibi bir kurumda bu nasıl olur?
Buradan soruyorum: Bu ülkenin depremde yıkılan insanına bir istihdam, bir umut, bir gelecek kapısı açması gereken kurum, hangi akla hizmetle mobbingle, psikolojik baskıyla insan öğütüyor? Kime çalışıyorsunuz siz? Bu kurumlara sızmış bazı “küçük adamlar”, kendilerini devletin üstünde mi görüyor?
İddia büyük, ama sessiz kalmak daha büyük bir ihanettir.
Depremzede kardeşimiz diyor ki:
“Yaşadığım haksızlık beni sadece işimden değil, adalete olan inancımdan da kopardı.”
Bu cümle utanç verici bir tabloyu gözler önüne seriyor. ASELSAN gibi ülkenin en köklü, en prestijli kurumlarından birinde, hele ki depremzede personel için kurulan yerleşkede bunlar yaşanıyorsa, hepimizin durup düşünmesi gerek. Bu sadece bireysel bir mağduriyet değil; bu, kurumların sosyal sorumlulukla yüzleşmesidir. Ve açık konuşayım: ASELSAN gibi kurumlar bu tarz mağduriyetlere fırsat veriyorsa sınıfta kalır.
Yetkililere çağrımdır: Bu olayın üzeri örtülmesin. Gereken neyse yapılsın. Çünkü sustukça, çürümüşlüğe ortak oluruz. Çünkü konu artık bir çalışanın değil, bir milletin vicdan meselesidir.
Ülkemizin gururu güzide kurumlarda böyle kişisel alanlara ve haksızlıklara fırsat verilmemeli ve bence bu iddiaların üzerine gidilmeli… Hem de adalete en çok ihtiyaç duyduğumuz günlerde…
Hepinize sağlıklı, mutlu ve iyi bir hafta diliyorum,
Okurumuzun mektubu aşağıdaki şekildedir:
ASELSAN’DA MOBBİNG, HAKARET, KÜFÜR, TEHDİT, HAKSIZLIK VE DAHA FAZLASI…
Depremzedelerin istihdamı için açılan ASELSAN MALATYA Yerleşkesinde çalışmaktaydım. Malatyalıyım ve depremzedeyim.
30.01.2025 tarihinde Bölüm amirimin vermiş olduğu işi yaparken bölümde çalışan personelin bölüm amirinin iş ile alakalı vermiş olduğu talimatlara ve işin yapılış şekline aykırı, kameraları yanlış ve zarar verecek şekilde paketleme yapmamı istedi. Bölüm amirine telefon ile sorabileceğini kendisinin bu şekilde istediğini belirtmeme rağmen konuyu uzattığı farklı hal ve hareketler sergilediği “çok sinirlendim elimden bir kaza çıkacak, benim dediğimi yap 2 defa ağır küfür ve hakaret etmiş, iş ahlakına ve Aselsan’da çalışan, hizmet eden bir kişiye yakışmayacak hal, hareket ve tavır sergilediği, sonrasında bu söylemlerine devam ederek “sana buradan uçarım” “seni dövmemek için kendimi zor tutuyorum”, “ ben burada 11 yıllık personelim” sen kimsin şeklinde ifadeler kullanmıştır. Herkesin içinde bana küfretmiş, gurur kırıcı söylemlerde bulunmuş, arkadaşlarımın yanında beni küçük duruma düşürmüştür.
Bu konuyla ilgili Bölüm amirim 2 defa kendisiyle konuşmak istediğimde beni dinlememiştir. Olay ile ilgili 3. tarafların sözlerini dinleyip beni dinlemeyi reddetmiştir.
31.01.2025 tarihinde başteknisyenin bu olayla ilgili tehditkâr konuşmasından dolayı bu konuyu ASELSAN Malatya direktörü ile görüşerek konuyu sözlü olarak aktardım.
Bu olaydan sonra bölüm toplantısında bölüm amirimiz, direktörümüz savunmamızı almayı istedi akabinde daha önce de küfreden kişi bana dönerek “benimle uğraşma bende seninle uğraşırım’’ şeklinde beni açık açık tehdit etmiştir.
Şirkette 4 aya yakın problemsiz devam ederken bu olayı üstlerime aktardıktan hemen sonra üstlerime kurgulama yapılarak asılsız iddialar ile olayın yaşandığı tarihten sonra tek taraflı şikayetler yapıldı ve bundan dolayı 22.02.2025 tarihinde haksız yere işten çıkışım verildi.
Bu şikayetler incelenirse bahsettiğim gibi kurgu ve asılsız olan bu yapılanlar ile ASELSAN kurumunun kötülendiği apaçık ortadadır.
Çalışma sürem boyunca iş ile alakalı üslerimden uyarılma, savunma, tutanak gibi durumlar yaşanmamış olup, verilen görevi en iyi şekilde yapmış bulunmaktayım.
Bu konuyu ASELSAN Ankara’ya dilekçe göndererek ve şirket mailimi kullanarak yaşanan olayları ve haksızlığı bildirdim. Tarafıma yapılan haksızlık giderilmedi.
Yapılan haksızlık yetmezmiş gibi SGK çıkış kodunu kendileri çıkarmalarına rağmen SGK kod 22 ‘’diğer nedenler’’ şeklinde belirtilerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve işsizlik maaşı haklarımı kaybetmiş bulunmaktayım.
Bu konuyu görüştüğümde değiştiremeyeceklerini belirterek mahkemeye başvurabilirsin denilmiştir.
Haksızlığımı gidermeyen ve sonrasında daha fazla mağdur olmama neden olmuşlardır.
Depremzedelere bin bir umut ile açılan ASELSAN Malatya yerleşkesinde depremzede biri olarak bu durumları yaşamak beni derinden üzmüştür.