HADİ ORADAN. HADİ, HADİ”… THY/TEKNİK SAKIN TAYYAR GÜLER ABİYİ UNUTMA 02 Şubat 2015 Pazartesi
Siz değerli okurlarımı sıkmamak için, haftalık yazılarımda farklı alanlara odaklanıyorum. Bu haftanın yazısı için gündemi taradığımda, bir de ne göreyim; bizim Hava-İş imizin yönetim kurulu, üyelerine yönelik müteahhitlik yapma görevini(!) bırakmış, sendikacılığa soyunmuş. “Allah, Allah hayırdır, bu ne iş yahu” diyerek Hava-İş yönetim kurulu tarafından yazılmış bildiriyi okumaya başladım.
Benim anladığım kadarı ile Hava-İş sendikasının zehir zemberek bildirisinde, THY’ye (bana göre!) diyor ki; Bana bakın bana… Her ne kadar sizin sayenizde yönetime gelmiş olsak da, sizin görüşleriniz doğrultusunda bir takım imzalar atıp, mevcut toplu iş sözleşmesini bile deldirtip yeni kadrolar oluşturulmasına sessiz kalmış olsak da artık yeter…”Eşeğin kulağına(!) su kaçırıyorsunuz “
Aslında haklı oldukları yerler de var, haksız oldukları yerler de.
Haklı oldukları yer: THY’nin meydanı boş bulup, THY’nin her bölümünde hak-hukuk-kural tanımaz davranışlar sergilenmesi olmuştur. Ve çok geç kalınmış bir tepkidir.
THY yönetimi; kedinin bile kaçacak yer bulamayıp duvara sıkıştırıldığında, tırnaklarını çıkararak saldırıya geçmesini unutmuş olsa gerek.
Atilay Ayçin’li Hava-İş in; THY grevde iken imzaladığı, TEKNİK A.Ş ile ilgili toplu iş sözleşmesinin zamanının, THY grevine denk gelmesi ve bu grev sürecinde THY çalışanlarının çoğunun uygulama aşamasındaki greve katılmamalarının, sendika yönetimi üzerinde yarattığı moral bozukluğu sürerken, bir de Teknik A.Ş’de greve çıkmak, çok zordu. Bu nedenle, Hava-İş yönetimi, Teknik A.Ş sözleşmesini, “ armudun sapı… Üzümün çöpü…” demeden imzalamıştı.
Bu yetersiz toplu iş sözleşmesinin yükümlülükleri hala sürerken, yeni ge(tiri)len Hava-iş yönetiminin ek protokol yapması kadar saçma bir uygulama Türkiye’de olmamıştır. Neden mi?
Toplu iş sözleşmeleri, var olan iş yasalarına göre, karşılıklı imzalanan bir akit olup süresi vardır. Bu süre içerisinde; ister THY, ister Hava-İş sendikası, akit üstünde değişiklik yapmamalıdır. Ancak, olmayacak oldu ve THY, Hava-İş’e bu saçma sapan ek protokolü imzalattı.
Bu ek protokol ile HABOM çalışanları, Teknik A.Ş ‘ye geçiş yaptılar. O zamanlar “HABOM’daki kıdem tazminatlarınızı almadan, o sözleşmeyi imzalamayın!” diye birkaç kere yazdıysam da olmadı. Unutmayın ki, söz uçar, yazı kalır.
Yeni Hava-İş; Toplu iş sözleşmesi süreci bitmeden yaptıkları ek protokole karşın, hala THY ile anlaşamıyorsa, pes doğrusu…
Geçmişe dönmeden bu konuyu anlatmak zor olacak.
Önce HABOM’un kuruluş nedenine bir bakalım ve 2007 öncesine dönelim.
THY, diğer MRO (UÇAK Bakım Üssü ) ve havayollarına göre, işçilik maliyetlerinin yüksek olduğunu ve bu maliyetlerin kendisini rekabet ortamında açığa düşürdüğünü iddia ederek teknisyenlerde ki en alt ücret skalasında yer alan 2640 TL+4 ikramiye pas bilet hakkı+ diğer sosyal haklar+ sağlık sigortasının altına inmek istedi ve o zamanki Hava-İş i ek protokol yapmaya davet etti.
O zamanki Hava-İş yönetimi, teknisyenin; taban ücreti A olan kadro yerine, part time ve sözleşmeli personel için oluşturulmuş olan A1 kadrosuna indirilmesini onayladı ve yukarıda yazdığım rakamın %80’ine inerek, protokol imzalanmıştı. (HABOM KURULMADAN ÖNCE.)
İşveren yine de tatmin olmamıştı. Sendikayla görüşmeler yeniden başladı. İşveren, yine sendikayı davet etti ve toplam ücretlerde %60 ve 5 senelik kadro geçişi istedi. (Yani aynı kadroda 5 sene kalınmadan bir üst kadroya geçilemeyecekti.) Sendika doğal olarak bunu onaylamadı ve masadan imza atılmadan kalkıldı. Bu aşamadan sonra THY; “ madem öyle, işte böyle!” diyerek, HABOM adı altında şirket kurdu.( HABOM: THY-Sendika anlaşmazlığı nedeniyle kurulmuş bir şirkettir…)
Şimdi de gelelim son Toplu iş sözleşmesi aşamasına;
İşveren THY, sendikaya daha önce onaylatamadığı istekle yeniden masaya oturdu. THY’nin grev aşamasında olması ve Teknik A.Ş toplu iş sözleşmesinin bu grev aşamasında yapılmak zorunda kalınması, doğal olarak sendikanın en güçsüz ve moralsiz zamanına denk geldi. Masada; yine toplam ücretlerdeki %80’ lik rakamın %60’a çekilmesi ve bir üst kadroya geçişin 5 yıl olması dayatılıyordu. Karşılıklı pazarlıklar sonucunda yeni bir A0 kadrosu oluşturulmasına karar verildi.
Sonuç olarak, THY’nin %60’ lık isteği olmadı ama teknisyen taban ücreti %70-73 arasına ve üst kadroya geçiş süresi de 2 yıl olarak onaylanarak Toplu İş Sözleşmesi imzalandı.
Bu aşamalardan sonra, sendika seçimleri gündeme geldiğinde, THY yönetimi yine boş durmadı ve tüm olanaklar seferber edilerek ESKİ HAVA İŞ yönetiminin seçimi kaybetmesini sağlayacak karşı bir oluşum örgütlendi ve bu oluşum da başarıldı.
HOŞGELDİN YENİ HAVA –İŞ
Yeni Hava-İş, işverenin desteği doğrultusunda şekillenen bir yapıya sahipti, ama, THY ne olur ne olmaz diyerek; HABOM’da farklı bir sendikaya yol verdi. Bu iki sendikanın kapışması, işçinin zararına, işverenin ise çıkarınadır. THY’de çalışanının mutlu olması gözetilmediği için de; tavşan kaç, tazı tut oyununa devam edildi.
THY işvereni, önceki Hava –İş in imzalamak zorunda kaldığı son toplu iş sözleşmesindeki A0 kadrosunun bile, %73’ün hala daha çok olduğunu söyleyerek, Yeni Hava-İş yönetimini masaya çağırdı. Yeni Hava-İş’e HABOM’u kapatıp, oradaki çalışanları Teknik A.Ş’ye alacağını, buna karşılık A0daki rakamın daha aşağıya çekilmesi için ek protokol yapılmasını önerdi. Yeni Hava-İş, HABOM’un farklı bir iş kolu ve sendika tarafından temsil edildiklerinin verdiği rahatsızlıkla ek protokolü (işçilere sormadan) onayladı ve rakamlar eskiye göre daha da aşağıya çekildi. (Yani; kazanılmış bir hak, zorbalıkla geri alındı, sendika da buna çanak tuttu!!!) Resmen kölelik devri başlamış oldu.
Sonuç olarak; Teknisyen, A kadrosundan A1’ e, sonra da A0’a dek geriletildi. Şimdi, sanırım A0A veya A0B gibi saçmalıklar gündemdedir. Aramızda bu kafalar ve bunların oluşturduğu dernek ve sendikalar olduğu sürece, ne yazık ki devam edecek gibi görülüyor.
Dikensiz gül bahçesi tam olarak sağlanmışken, bir anda Yeni Hava-İş neden kükredi?
Teknik A.Ş. yönetimi ile ek protokol sonrası yapılan teknik personel alımlarında, işverenin bu protokole uymadığı, yöneticilerin bakkal dükkânına çırak alır gibi personel alımı yaptığını iddia ediyor ve resmen ilk toplu iş görüşmesinde görüşürüz tarzı hodri meydan diyor ve devam ediyor: İş kolu mahkemelerinin sizin istediğiniz gibi sonuçlanacağını sanıyorsanız, yanılıyorsunuz diye de serzenişte bulunup dayılanıyor!!!. Mesainizi; “ nereden işçilik ücreti keserim diye dolduracağınıza, hangarlara bakım için uçak almaya çaba gösterin diyor. Haklı mı? Haklı… ama, sadece haklı olmak işi çözmüyor?
İşin komik yanı; İşveren işi o kadar dalgaya almış ki; yeni Hava-İş yaptığı ek protokol sonrası yapılan alımlarda, kimler girmiş diye sorgulamayı THY’den yapacağına, üyelerden form doldurarak yapmasını istiyor. Yazık-Yazık-Yazık. Ne hallere gelmiş bizim ESKİ THY’miz
THY işvereni, MNG’nin de alımı ile beraber 700 milyon dolara ulaşan AHL ve SAW tesislerini verimli hale getirmek yerine, çalışanları 2 sendika arasında ezerek güya ‘’yöneticilik’ ’yapıyorlar.
Bu işlerle uğraştıkları kadar pazarlama yaparak bu hangarları doldurmak ve kaliteli iş yapmak, işyerini çalışılabilir hale getirmek yerine, işverenin yanlış uygulamalarından yılıp istifa ederek, başka şirketlere geçmek isteyenleri bile engellemeye çalışıyorlarmış. Bu etik olmamasının yanı sıra zorbaca olarak da adlandırılabilecek sistem benim çalıştığım yıllarda da hep konuşulurdu.
Zorbalık sistemi nasıl çalışır?
Teknisyen THY girmiş. Senelerce şirketine hizmet etmiş. Gittikçe kötüleşen maddi durumlar nedeniyle ayrılmak isteyebilir mi? Tabii ki, buna kimse engel olamaz. Basarsın istifayı, çeker gidersin.
Peki, şimdi bana; “Gidene nasıl engel olunur ki? Yanılıyorsunuz ve haksızlık ediyorsunuz” diye içinden geçirenler olmadan, konuyu açayım.
Uçak teknisyenleri THY’de çalışırken, şirketi ondan daha çok uçak tipinde yararlanabilmesi için, değişik tip kurslarına yollanır. Aslında; her yeni tip kursu, o teknisyene ekstra yüktür. Çünkü teknisyenin ne kadar çok tip kursu varsa, şirkete katkısı o kadar yüksek oluyor. Teknisyen ilgili tip kurslarını gördüğünde, bu teknisyenden kim yararlanacak? Tabii ki şirketi…
Çok ilginçtir; Teknisyene kurs vermek için bir senet imzalatılıyor. Bu senette ilgili kursu gördükten sonra eğer bir başka şirkete geçiş yaparsan xxxx kadar bir bedel ödeyeceksin deniyor.
Teknisyen ne yapsın? İmzalamazsa orada şefiyle, müdürü ile nasıl anlaşacak? Ayrıca işten atmanın kolay yolunu bulmuşlar. Verimsizlik diyerek kapıyı gösteriyorlar. Sonuç olarak istemeye, istemeye imzayı atıyorsun. Bunun adı da; özgür ve demokratik iş yaşamı oluyor? Buna gerek yok ki. Sen teknisyenine doğru dürüst davranır ve ücretlendirmeni emsallere bakarak yaparsan THY’den bir teknisyen neden özel havayoluna kaçsın ki?
THY’de çalıştığım sıralar, hiçbir kurs için senet imzalamamış ve imzalanmamasını savunmuştum. İşveren o zaman bana, “Tamam, farz edelim senet imzalatmadık ve kurs bitiminde kurs gören o teknisyen başka şirkete geçti, o zaman ne olacak?
Güzel soruydu. Yanıtı da hazırdı; Teknisyen, THY gibi bir şirketten başka bir şirkete geçiş yapmak istiyorsa, nedenleri vardır. Birincisi; maddi, ikincisi, yönetimsel faktörlerdir. THY’den özele geçenlerle veya geçmek isteyenlerle yaptığım görüşmelerde arkadaşlara; “neden ayrılıyorsunuz? diye sorduğumda, maddi değil yönetimsel faktörler nedenli olduğunu söylüyorlar. İLGİNÇ. Kısaca mutsuz olduklarını ifade ediyorlar. Sizler, madem teknisyeninizi elinizden kaçırmak istemiyorsunuz, o halde ona gideceği şirkette almayı garantilediği ücreti vermenin yanı sıra neden mutsuz olduğunu sorgulamalısınız. Ancak bana gelen duyumlar da son çıkan ışığı kapatsın diye umursamaz tavırlar sergileniyormuş.
O zamanlar; teknisyenin şirkete borçlandırılarak elde tutma sistemi hiç yakışık almaz demiştim. O zaman UTED başkanı olarak söylediğim bu sözleri, şimdi medya aracılığı ile yineliyor ve bu elde tutma mantığının teşbihte hata olmaz diyerek, kadın simsarlarınca uygulanan ve kendi mekânlarından ayrılmayı önleyecek senetle borçlandırma sistemine benzetiyorum. Zorla veya borçlandırılarak şirkette tutulacak çalışandan o şirkete fayda gelmez. Bunu bilesiniz.
THY’de; teknisyenden başka özel şirkete geçmek için ayrılan personel var mıdır? Teknisyenden başka hangi branşta THY’den özel havayollarına kaçış var?
Sevgili THY yöneticileri; Yormayın o güzel beyinlerinizi, ben yanıt vereyim. Sadece TEKNİSYEN.
Peki, şimdi ne anladınız? Onu da ben yazayım. THY’deki mesleki gruplar içerisinde teknisyenin hakkını yiyor ve yeteneksiz yöneticilerle onları küstürüp mutsuz ediyorsunuz.
İnanın ki sorun para değilmiş.
Bunları neden yazdım?
Son zamanlarda aldığım duyumlara göre, bu borçlandırma devam ediyormuş. Borçlandırmanın yanı sıra, bir de teknisyenin gitmek istediği şirketin yöneticilerine tehdit başlamış…
O da ne demeyin. Bunlar hepimizin bildiği ama belgeli olmadığından suçlama yapamayacağım duyumlardır.
Bu sistem nasıl çalışıyormuş? Örneğin; THY’den deneyimli ve bilgili bir teknisyen, yukarıdaki sebeplerden ötürü mutsuz olduğundan şirketten kaçış planları yapıyor ve bir özel havayoluyla anlaşıyor. Bu arkadaş istifa etmek için yönetime gidiyor ve ayrılacağını ifade ediyor. Hatta borcu varsa onu da ödeyeceğini belirtiyor.
Yöneticisi; teknisyene hayırlı olsun diyor, ama, arkasından başlıyor işe alınmaması için çalışmaya…
-Alo, merhaba XY Bey nasılsınız?
–Oooo sağ olun YX Bey teşekkürler. Siz nasılsınız? dendikten sonra sohbet başlıyor.
–Ya, bizden bir arkadaş size başvurmuş ve kabul etmişsiniz. Neden böyle yapıyorsunuz? Bizden her hangi bir isteğiniz olduğunda sizlere yardımcı olmuyor muyuz? Hangarımızı size verip, bulamadığınız parça ve bir takım komponentlerde yardımcı olmuyor muyuz? Bizden adam çalarsanız, bu iyi niyetli ilişkilerimize zarar gelmez mi?
Sizce bu şantaj kokan konuşmadan sonra ne olur? Unutmayın ki tüm şirketler birçok konuda THY’ye muhtaç. THY’nin korkutamadığı tek şirket var. Reklam olmasın diye yazamayacağım.
Bu uygulama yapılıyorsa THY’ye yakışır mı? Yakışmaz tabii ki. İşin ilginç yanı; bu gözdağı içeren konuşmaları yaptığı iddia edilen teknik yöneticilerin çoğu, birkaç şirket değiştirdikten sonra THY’ye girmiş kişiler. Ne garip değil mi?
Hatırlar mısınız bilmem. 2006 da THY lisanslı birçok deneyimli teknisyen ve teknik hocaları verimsizlik iddiası ile attığında ( Ben dâhil) mahkemeye vermiş ve işe geri iade almış olmamıza rağmen THY bizlere ihbar+ kıdem+ sekiz aylık ekstra bir tazminat daha ödeme pahasına işe başlatmamıştı. Bende o zamanlar son derece yanlış yapıyorsunuz. Bu insanlara ihtiyacınız var diye sert bir yazı yazarak THY’yi kınamıştım. Bu yazıdan sonra THY emekli olmuş pijamalarını giymiş teknisyen abilerimizi işe alarak yurt dışı istasyonlara tayin ettilerdi.
Şimdi yine haksız yere işten çıkartılmalarının yanı sıra mahkemelik olup ihbar ve kıdemlerini ödediği teknisyen ve hocaları işe almaya başlamışlar. Aslına bakacak olursanız yaşları da genç sayılır. 71 yaşında olan var 69 yaşında olan var. Bu sizın zamanında yanlış yaptığınızın göstergesi değilmidir?
Bir zamanlar SHGM lisansı 2 numara olan 88 yaşındaki Ahmet Yorulmaz ağabeyimizi işe alın diye yazmış ve kendisine de söylemiştim. (http://www.airporthaber.com/kose-yazilari/ahmet-unutulmaz8217i-unutmayin-409y.html ) Maalesef Ahmet abimiz rahmetli oldu. Şimdi de Tayyar Güler abimiz var. Benim lisans numaram 797 onun ki ise 12. Yani 84 yaşında genç ve dinamik biridir. Geçenlerde kalça kemiğinden ameliyat oldu. Bu aralar maalesef ancak bastonla yürüyebiliyor ama olsun siz arayın gelmek isterse ben koluna girer getirmeye çalışırım. Sizin için nasıl olsa imza atması önemli. Onu rahatlıkla yapabilir.
Neymiş efendim; Havacılığımız ve THY ilerliyormuş. Ne ilerlemesi kardeşim… Lisans bile üretemiyor ve zorla emekli ettiklerimizi geriye alıyoruz. Sizlere Rahmetli Erbakan’ın sözü ile size cevap vereyim: HADİ ORDAN-HADİ, HADİ…
Bu kafayla var ya… Sizlerden bir şey olmaz. Sizleri uyardık. Lafımızı dinletemedik ve 43 yaşındaki teknisyen ve hocaları bile emekli ettiniz ya pes yani.
Yazacak ve konuşacak çok konu var. Sizlere, UTED derginin 2015 Şubat sayısını okuduktan sonra, UTED’in genel kurulunda yapılacak konuşmaları dinlemenizi öneririm. UTED olarak her zaman THY deki yöneticilere de davetiye yollanırdı. Tabii ki yine yollanacaktır. Teknik A.Ş nin yöneticileri de UTED genel kuruluna gelirse konuşmalar daha zevkli olur diye düşünüyorum.

Exit mobile version