Bu haftanın gündem konuları, yine THY-Sendika ilişkileri ve HABOM odaklı oldu. Öncelikle, adeta çıkılmaz hale gelen THY grevi ile ilgili önemli bir iki noktaya değinmeden geçemeyeceğim. Bildiğiniz üzere; THY her ne kadar bu grevden etkilenmedik dese de, buna inanmak güç.
THY ve Hava-İş Sendikası arasında süre gelen bu uyuşmazlık, THY’nin; Hava-İş Sendikasının uyguladığı grevin, yasal olmadığı iddiasıyla mahkemeye vermesi ile hareketlenmişti. Bu hareketlenme sonucunda, mahkemeye gidilmiş ve Hava-İş Sendikasının uyguladığı grev, THY’nin aksine görüş belirtmesine rağmen yasallık kazanmıştı.
THY’nin kaybettiği bu mahkeme sonrasın da, istediğini elde edemeyince tutuştu ve THY ve Hava-İş, 24 ve 25 Haziran tarihlerinde iki kez görüştüler ve sonuç alamadılar. Bu aşamalardan sonra, THY’nin tek adamı Hamdi Topçu, kurumsal bir yapıya sahip THY’ye yakışmayacak tehditkâr bir tarzda, (resmi bir kimlik taşımayan bir tweet aracılığı ile) 27 Haziran 2013 tarihi saat 15’00’e kadar grevden vazgeçip işe başlamak isteyenlere, kapılarının açık olduğunu, bu tarih ve saatten sonra dönmek isteyecekleri işe başlatmayacaklarını bildirdi.
Bilindiği üzere, THY resmen grevdedir ve yasalara göre; greve katılan çalışanların hizmet akitleri askıdadır. Bu nedenle, işveren, greve katılmış olan işçilerin iş akitlerini feshedemez. THY’nin tek adamı olan Hamdi Topçu’nun “şu tarihe kadar veya bu tarihe ve şu saate kadar” biçiminde süre vererek ilettiği gözdağı dolu öneriler, yasalara aykırı olduğu gibi, aynı zamanda grev kırıcılığı yapmaktır, suçtur! Bunun yanı sıra, etik de değildir.
Bu tweet aracılığı ile mesaj sonucunda; 50 civarında THY çalışanı işe dönmüş deniyor. Daha önce yazdığım gibi, bu saatten sonra işe dönenler, grev bittikten sonra işveren tarafından uygulanabilmesi olası mobbing’ e ( psikolojik taciz) hazırlıklı olsunlar.
Bu arada; Hava-İş de boş durmayıp, THY’nin grev kırıcılığı yaptığını iddia ederek açtığı davada, bilirkişi raporu ile haklılığı konusunda öne geçse de, mahkemelerin bilirkişi raporları dışında karar verebildikleri, bizim gibi ileri demokrasi uygulanan ülkelerde sıklıkla görülebilen bir uygulamadır. Şimdiye kadar; THY’nin, grevin yasal olmadığı iddiasıyla açtığı mahkemeyi kaybedip, Teknik A.Ş’nin çok yakında tekrar Metal iş kolunda değerlendirileceği konusunda yaptığım tahminlerin tuttuğuna tanık oldunuz.
THY’nin grev kırıcılığı yaptığı konusu, benim de kulağıma gelen bir duyumdu. Hatta ben bir adım daha ileri gidip, THY Hat Bakım’ın sıkıştığında, Teknik A.Ş’den eleman desteği aldığını da duyum olarak almaktayım.
Grev aşamasında greve katılmak kadar, greve katılmayarak çalışmak da yasaldır. Ancak bir savaşta, kavgada veya bir sözleşmede, kurallar neyse, iki taraf da bu kurallara uymalıdır. Bu grevde taraf olmadığım gibi, THY ve Hava-İş’in hiçbir yöneticisi ile aramda uzaktan yakından bir ilişki olmadığını da tüm okurlarım bilmektedirler. Benim karşı olduğum; güçlünün güçsüzü, kurallara uymadan, yasaları hiçe sayarak veya kılıfına uydurarak ezmeye çalışmasıdır. İşte buna dayanamam!
Bu süreçte, gördüğüm kadarı ile kural dışı oynayanın THY olduğunu gözlemliyorum.
THY Hava-İş in açtığı ve bilirkişi raporu ile öne geçtiği bu davayı da kaybederse, iş daha çok sarpa saracak. Çünkü; grev aşamasında görev değişikliği yapılamayacağı gibi, kapsam dışı pozisyonlarda çalışan personel, kapsam içi görevlerde değerlendirilemez. Ayrıca, grevin başladığı tarihten bu yana, bir tane bile eleman alamaz. Hava-İş bunu bilirkişi raporunda kanıtladığı gibi, mahkemede de aynı başarıyı sağladığında, THY ceza almaktan başka, büyük bir prestij kaybına daha uğrar. Çalışanlarının gözünde de ne duruma düşeceğini, varın siz hesap edin…
Sonuç olarak; THY çalışanının, grevden kazanımlarla çıkmasını ve THY’nin de daha fazla zarara uğramamasını ve saygınlığını korumasını diliyorum.
Bakın şimdi, 17 Aralık 2013 tarihinde yazdığım “THY-TEKNİK A.Ş-HABOM-MNG TEKNİK VE LİSANS SORUNLARI”başlıklı köşe yazımda, THY işvereninin, Teknik A.Ş’yi 15. iş kolu olan, taşımacılık iş kolundan; 12. iş kolu olan metal iş kolunda değerlendirmeye çalıştığını yazmış ve bunun mantıksızlığını şu sözlerle açıklamaya çalışmıştım.
“Teknik A.Ş’de uçak ve uzay aracı yapılmıyor ve bunlarla ilgili makine yapımı falan yok. Uçak mutfağı (galley) yapmak, koltuk yapmak, küllük yapmak, makine yapımına girmez. Girse bile, ana iş; uçak bakımıdır” diyerek yanlışlığı anlatmıştım. Ayrıca, THY daha önce de bu konuda bir girişim yapmış ve bu girişim, Yargıtay’ca geri çevrilmişti.
Ancak, bu kez THY; Teknik A.Ş’ yi metal iş koluna -her nasılsa- sokuverdi. Hava-İş, tabi ki bu haksız ve mantıksız iş kolu değişikliğine mutlaka itiraz edecektir. THY’nin Teknik A.Ş’de uygulamak istediği sarı sendikacılık (işveren sendikacılığı) arzusunu THY’de de uygulamak isteyeceğini ve yön verebilecekleri bir sendika yönetimi ile evcilik oynamak isteyeceklerini düşünüyorum. (Tabii ki tutarsa…)
HABOM
Habom adı altında çalışan genç teknisyen arkadaşlarımın çoğunun THY/Teknik A.Ş ‘de işe başlatılma sözüyle işe alınıp, daha sonra HABOM adı altında çalıştırıldıklarını ve Teknik A.Ş’nin ücret ve bir çok sosyal haklarından mahrum bırakıldıklarını yakından bilmekle beraber, bu konuda bir çok kere yazı yazdığımı biliyorsunuz.
Gönül isterdi ki; HABOM diye çakma bir şirket olmasın ve tüm işe başlatılan teknisyenler Teknik A.Ş nin kadrosunda ve onların aldığı haklara sahip olsunlar.
Ancak bu daha önce nedenlerini uzun, uzun yazdığım THY-Sendika anlaşmazlığı nedeniyle HABOM isimli bir şirket oluşturularak Teknik A.Ş ye alınacaklar buraya alınmaya başladı.
Şimdi ki durumda MNG Teknik ile HABOM 1 Temmuz 2013 tarihi itibarı ile resmen birleşiyor. Bu birleşmeden doğacak çocuğun hala ismi yok. Bu çocuğun ismi ne olur bilinmez, ama bence yabancı müşterilerin kolaylıkla anlayabileceği bir isim olan “Turkish MRO” olabilir.
Ücretler ve sosyal haklar konusu için düşünülen; öncelikle, 1 Temmuz olarak USD/TL paritesini TL’ye çevirip MNG çalışanlarının ücretlerini USD’den TL’ye çekip Habom’dan gelenlerle kıyaslayıp, yüksek olanı kabul etmek gerekir.
Aynı işi yapan, aynı seviyede çalışanların, eşit ücret alması işin adil olanıdır.
Lisanslı teknisyenler genelde MNG Teknik’te varlar. Lisanslı teknisyenlerin ücretleri ise; MNG Tekniğin lisanslı teknisyenlere verdiği USD bazlı ücretin TL’ye çevrilmiş hali olacak gibi görünüyor. Teknik A.Ş’den zorunlu emekliliğe tabi tutulacak bir çok kişi, Habom-MNG Teknik karması olan şirkette çalıştırılacağını sanıyorum.
Ayrıca; THY/Teknik A.Ş nin Toplu iş sözleşmesinde alacağı kazanımların aynısı Habom-MNG Teknik karışımı şirkete aynen uygulanmalıdır.