HABER/ANALİZ

Çıraklığını yapmadığınız bir işte ustalığa soyunmamak lazım.
Bu güzel sözcüğü hayatımızın her alanında kullanabilirsiniz. Benim bu sözden anladığım, bir konuda alt yapın yoksa o konuda ahkâm kesmeye kalkmayacaksın. Bu sözcüğü sıklıkla yazılarımın içinde görebilmeniz mümkün.
Ancak güzel ülkemin güzel insanlarında bu sözcüğe uygun hareket edilemiyor. Havacılık gibi spesifik bir konuda ahkâm kesebilmek için, ahkâm kesmeye çalıştığın konunun uzun zaman çıraklığını yapmış olmak gerekiyor.
Bilir bilmez kişilerce bilgisizce uydurulan birçok kaza ve kırım kamuoyunda yanlış anlamalara sebep olup insanlarımızı havacılıktan soğutuyor. Eskiden yazdığım bir makalede benim çalıştığım yıllarda, medyamızdaki bu bilgi azlığına son verebilmek için, genel müdür teknik yardımcısından aldığım görev üzerine, havacılık konulu haber yazanlara kurs düzenlediğimi yazmıştım. Sanırım şimdiki habercilere tekrar kurs vermek gerekebilir. Teknik A.Ş veya Pegasus tüm habercileri toplayıp bu tür konularda kurs verebilir.
O zamanlar uçakları bile tescil isimleri ile değil, bizim taramızdan verilen ticari isimlerle adlandırırlardı. Örneğin; TC-JLM Airbus A319-132 Sinop-TC- JLN Airbus A319-132 Karabük-TC- JLO Airbus A319-132 Ahlat-TC- JPI Airbus A320-232 Doğubeyazit vb.. Uçakların burun gövde sol ve sağında yazılı olanlar resmi değil, şirket tarafından verilen ticari isimlerdir ve çoğu zaman il veya ilçe isimleridir. Patron isterse kızının adını bile verebilir, canı istediği zaman siler atar. Ama TC ile başlayan uçağın resmi tecil adıdır (registration), silinemez, değiştirilemez.
Medyamız bir uçakta bir kaza veya kırım olduğunda, örneğin; THY’nin Karabük uçağında şöyle olmuş, böyle olmuş diye manşet atarlardı ve biz havacılar bu isimlerle uçakları tanıyamadığımızdan muhabir arkadaşlarla aramızda anlaşmazlıklar yaşanırdı.
Onlara, ilk önce bu isimlerin sadece bizim ülkede halk arasında geçtiğini anlatmış ve asıl önemli olanın uçağın uluslararası ismi olan TC ile başlayan harflerden oluştuğunu ve bizlerin uçakları ancak o isimlerle tanıyabildiğimizi söylemiştim. Neyse ki şimdilerde bu hataya düşen pek yok. Tabii ki bunların yanında cam çatlaması, teker patlaması, kuş çarpması gibi olayların bizim için uçuş emniyetini sarsmayacak ve her an olabilecek arızalar olduğundan bahsetmiştim. Ancak yine sanırım bilgisizlikten olsa gerek, inen bir uçakta oluşan teker patlaması bile “FACİADAN DÖNÜLDÜ” başlığı ile servis ediliyor ve biz havacıları güldürüyor.
Uçağın tekerlerine bakıp kabak bu lastik diyenler mi dersiniz. Cam çatladığında sanki cam patlamış, infilak etmiş gibi yazanlar mı dersiniz? Her kuş çarpması sonrasında uçak üzerinde oluşan çöküğün resmini çekip, Allah korumuş diyenler mi dersiniz. Hepsi bol bol medyada var.
İşte yazı başlığındaki bu sözcük bu bilgisizliği anlatıyor. Uçak lastiğine araba lastiği gibi bakıp ahkâm kesilmez. O kadar çok detayı vardır ki. Uçağın lastiğin değil aşınmış olması, bezi bile çıksa onun bile ölçüsü vardır. Bu konuda ancak teknisyen AMM’e (Aircraft Maintenance Manual) göre ahkâm kesebilir. Kuş çarpması ise daha farklı. Büyük boyutta bir kuş motorun içine girerse sorun vardır. Pilot zaten bunu motor göstergelerindeki sapmalardan anında anlar ve dönmeye hatta havada motor durdurmaya bile karar verebilir. Aksi takdirde yoluna devam eder ve indiği meydanda teknisyene kontrol ettirir.
Çıraklığını yapmadan ustalığa soyunan bazı medya var ya… Bir uçağın kaza veya kırım durumunda bile ahkâm kesip kaza kırım komisyonları ve mahkemelerin verdiği kararı bile irdeleyebiliyor.  Yeter ki onlara, biri “yaz” desin yeter.
Dün Pegasus’un bir uçağı Kayseri Erkilet havaalanına sorunsuz iniyor ve saat 23.49 da bir grup havacılığı seven gençlerimizin kurduğu Havacılık sosyal medya isimli bir grup twitterdan bana haberi atıyor. Henüz kimse bu haberi duymuş bile değil. İnişte lastik patlamış deniyor. Haber yokluğunda yapılabilir ama gece yarısı çok önemli bir konu imiş gibi yazılmaz dedim ve yazmadım.
Sonuçta uçak sorunsuz inmiş. Lastik patlaması hemen hemen her gün rastlanacak bir hadise. Okuru rahatsız etmenin anlamı yok. Çünkü bizi daha çok havacılığın profesyonelleri takip ediyor.
Resimleri ile bana yollanan haberdeki tek dikmedeki lastik patlaması teknik bir arıza ve her şirkette rastlanabiliyor. Nedeni; pistte bulunan bir yabancı madde (FOD-Foreign Object Damage) veya lastik kaplamasının atması veya Anti-Skid sisteminin arıza yapması olabilir. Lastik, bu konuda deneyimli bir teknisyen tarafından kontrol edildiğinde nedeni tespit edilebilir. Lastiğin kaplaması attıysa, inişte flaplar tam açık (full down) olduğundan kalkan kaplamalar flapların alt yüzeyine çarparak orada hasar meydana getirecektir. Anti-skid arızasında ise lastik kazıklama fren nedeniyle, bir noktadan dümdüz, karpuzun kesilen kafası gibi, lastik sıfırlanana kadar silinir. Lastiğin düzleşen yüzeyinde çoğunlukla, sanki bıçakla kesilmiş gibi, bir çarpı işareti (X) görülür. Bu durumda lastik içinde artık hava basıncı yoktur, lastik janta kadar yere oturur, hatta fren uniteleri (brake unit) bile piste sürtünerek aşınmış olabilir. Bu durumda iki brake unit ve iki lastik birden değiştirilmeli.
unnamed-2


Kaplama atmasında flap alt yüzeyinde oluşan hasar ilk kalkış öncesi onarılmalıdır. Anti-skid arızasında ise arızanın kök nedeni (transducer, computer, wiring, hidrolik vb gibi ) araştırılır, arıza giderilir, test edilir ve uçak, bu işlemlerden sonra sefere verilebilir.
Bu nedenle haberlere başlık atarken dikkatli olmak gerekiyor.
Sefa İnan

Exit mobile version