Gözler Ahmet BOLAT’tan gelecek Müjdeli Haber de… THY da En Az Asgari Ücrete Yapılan Zam Bekleniyor… THY Teknikte Yenilik mi Cinlik mi Yapılıyor?

THY

Değerli Okurlar,

Yaklaşan Kurban Bayramının hava trafiğindeki yoğunluğu havalimanlarında ve hangarlarda çok sert biçimde görülüyor. Tabii ki işlerin yoğun olması, uçakların uçuyor ve filoların kazanıyor olması hayli sevindirici. Fakat bu ara konuşup görüştüğümüz, operasyonu yöneten çoğu arkadaşta bir bezginlik ve gerginlik hissediyorum. Özellikle fazla mesai ve iş yükü baskısı herkesi yorup iyice germiş. Özellikle kokpit, kabin ve hangarlarda büyük bir stres birikimi var…

Temel nedenini bana sorarsanız her zamanki gibi beceriksiz ara kademe yöneticiler derim. Çünkü ana kademe ortaya her zaman bir vizyon ve hedef koyar. Bu çerçevede belirlenen hedefleri yakalamak için icracı makamlara yetki vererek çalışmalar başlatır. Zamanla bu çalışmaları yönetenler önce bir takım tedbirler ve yeni eylemlerle bir dizi radikal kararı hayata geçirmeye çalışır. Yeni planlamalar ya da işleyişle ilgili bazı dinamik farklılıklarla süreci yönetmeye haliyle de kendi yöneticiliğini üstlerine ispat ve ibra ettirerek pozisyonunu beslemeye çalışır.

Buraya kadar ki giriş, gelişme ve sonuç kısmı her ne kadar tabii görülse de gözden kaçan bir detayı unutmamak lazım. Bir düzene alışmaya ve onu benimseyerek uymaya çalışan bir üniteye başka bir yorum getirerek yeni şeyler dayatmaya çalışırsanız bunun yükünü maalesef omzunda yönetilenler taşır. Ara Yöneticilerin başarı ya da başarısızlıklarının bedelini hep onlar öder…

Daha basit bir ifadeyle her başa geçenin yeni bir düzen kavgası sürekli çalışanın tüm düzenini alt üst eder. Kimi izinden mazeretten başlar mızmızlanmaya. Buradan baskı ve mobbing ile yöneticilik taslar. Kimi zorla fazla mesai ya da yer düzen değişikliği ile operasyon düzenini kurcalayarak kendi farkını ortaya koymaya çalışır. Aslında kimse çalışanın derdiyle ya da içindeki şartlarla empati kurmaya çalışmaz. Baskının ve sürekli yetkisini kişisel engelleri için kullananların altında ezilir gider birçok kimse. Sesleri duyulmaz yahut birkaç ses çıkaranın kafası koparılarak herkese gözdağı verilir. Açıkçası böyle bir düzen cenaze evinin zorla halaya tutulması gibi görüntüde mutlu sevinçli ama içi keder ve trajedi barındıran bir kare gibidir.

THY büyüyor kazanıyor, gururumuz ve göğsümüz gitgide büyüyerek kabarıyor. Ama baskı altında ne planlı yıllık iznini kullanabilen ne de bayram seyran demeden havada, uçaklarda, yerde, hangar ve alanlarda çalışanlar pek de mutlu değil. Bu yüksek vergi yükü altından Ahmet Bolat’ın yaptığı jestlerde eridi gitti. Şimdi sendikalar bu tablo karşısında en azından asgari ücrete yapılan zammın ücretlere yansıtılmasını bekliyor. Teknik tarafta birkaç haftadır bu konuda hareketlilik olduğu ve bazı tekliflerin telaffuz edildiği haberini almıştık. THY A.O. tarafı da aynı biçimde talebini gerekçeleri ile ortaya koydu. Olağanüstü üstü dönemler olağanüstü kararlar gerektirir. Bu kararları alabilen ve riski üstelenerek başarıyı yakalayabilenler ancak böyle dönemlere damgasını vurabilir.

Başta dinlenme aralıkları, tatiller ve gittikleri yerlerde yaşadıkları sorunlarla yaz kış, yağmur kar demeden dünyanın her yanında koşturan pilotların, kabin memurlarının ve teknisyenlerin hakkı asla ödenmez. Muhakkak bu dönemde gerçek enflasyon gözetilerek bir takviye yapılmalı. Toplu sözleşme masalarına daha büyük zam farkı ve daha yüksek beklentilerle bence gergin oturulmamalı. Önden çalışanları rahatlatarak mutlaka Temmuz ayı itibariyle ücretlerine enflasyon rakamları üzerinde bir iyileştirme yapılmalı. Sendikaların ve derneklerin bu konudaki serzenişlerini üst yönetimin bence görmezden gelmemesi lazım.

Diğer bir konuda, Teknik taraftan aldığım bazı duyumları ve kaygıları dile getirerek gerekli uyarılarda bulunma ihtiyacı duydum. Sendika ile yapılan bazı ek protokollerden bazı kesimlerin şikayetleri var. Özünde çok kazançlı ve yenilikçi bir yaklaşım gibi görülse de işveren yetkililerince bazı cambazlıklarla illüzyonlar yapılıp, çalışanların kazanımlarının hedef alındığı iddiaları var.

Hele ki bu kadar zor ve zahmetli dönemlerde arttıracağına azaltan ya da kursağından lokmasını çalan hiçbir eyleme kimsenin tahammülünün kalmadığı bilinmeli. Örneğin daha değişim ilan edilmeden sessiz sedasız belli unvanlardakilere iş grubu ve ücret değişiklikleri tebliğ edilmiş. Bize ulaşan arkadaşlar kimseden detaylı bir bilgi almadıklarını ve bu değişikliklerin kendilerine baskı ile tebliğ edildiği yönünde iddiada bulundu. Hatta sendikaya da bu konuda ulaşanların sitemlerini ileterek çözüm beklentisi içinde oldukları söyleniyormuş. Böylesi zor zamanlarda adil bir ücret politikası izlenerek çalışanların yükü hafifletileceğine kariyer planlarını zorlaştırmanın, ücretleri ile oynamanın kime ne faydası olacak…

Diğer bir sorunda bu ara gündeme sık gelen uyuşturucu ve alkollü madde kullanım testleri. İllaki sektörün ciddiyeti ve işin önemi bakımından yapılan her türlü eylem ve alınmaya çalışılan önlem havacılık güvenliği için çok değerli. Lakin çok basit rahatsızlıklardan dolayı kullanılan ilaçlardan kaynaklı bazı kimselerin bazı değerleri yüksek çıkıyormuş. Bu nedenle suçsuzluğunu ispat için çırpınan veya şirketle karşı karşıya kaldıkları için çaresizliğe boğularak akıntıya kapılanlar oluyor. Mutlaka bu testler daha sağlıklı ve daha yüksek kalibrasyonlu aletlerle yapılmalı. Artık test kitleri ya da test içerikleri mi farklı yöntemlerle olacak bu hekimlerin işi… Bildiğimiz tek şey çalışanlar düşük maaşla, yüksek baskı ile bir de bu ayarı bozuk testlerle sizden çok şikayetçi… Ahmet Bolat’ın tek başına çıkışları ya da iyi niyeti yetmez. Topyekûn bir yönetim anlayışı ile başarılı olunur.

Hepinize sağlıklı ve huzurlu bayramlar diliyorum…

Exit mobile version