Türkiye’nin 72 havaalanındaki meteoroloji istasyonundan biri olan Atatürk Havalimanı Meteoroloji Müdürlüğü, sıcaklık, nem, basınç, rüzgar ve görüş mesafesi gibi verileri hem uluslararası yayınlayarak hem de kuleyle paylaşarak, uçakların iniş ve kalkışlarındaki oynadığı rol ile adeta gökyüzünün trafik merkezi gibi çalışıyor.
Atatürk Havalimanı Meteoroloji Müdürlüğü, 7/24 esasına göre çalışmalarını yürütüyor. 3’er kişilik ekiple 4 vardiya şeklinde çalışan 12 personelin görev yaptığı meteoroloji gözlem ve analiz merkezinde, alandaki pistlerde yer alan 3 ölçüm sistemiyle dakikalık olarak havadaki nem, sıcaklık, basınç rüzgar ve görüş mesafesi otomatik ölçülüyor.
Personelin yağmur, kar, bulutların miktarı ve cinsini ile yüksekliğine ilişkin gözle yaptığı ölçümler de alandaki sensörlerden gelen verilere eklenerek uluslararası kodla tüm dünyaya yayılıyor. Yine aynı şekilde yurt dışındaki başka bir havaalanının meteorolojik verileri de bu merkezden izlenebiliyor.
Merkezde, Türkiye’deki 18 meteoroloji radarından biri olan Çatalca’daki radar verileri de görülebiliyor.
İstasyonda ayrıca, radyo dalgaları üzerinden VHF (yüksek frekans) sistemiyle meteorolojik verileri ekranlarından takip edemeyen eski tip uçaklar için de radyo yayını yapılıyor. Uçak, kuleyle irtibata geçene kadar radyo yayını üzerinden de meteorolojik verileri takip edebiliyor.
– “Uçuş trafiğinin en önemli basamağı”
Meteoroloji Genel Müdürlüğü Birinci Bölge Müdürü Ahmet Kocaman, 23 Mart Dünya Meteoroloji Günü dolasıyla Atatürk Havalimanı’ndaki meteoroloji gözlem ve analiz merkezinde, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Kocaman, uluslararası kurallara göre havaalanlarında meteoroloji istasyonlarının bulunması gerektiğini ifade ederek, bu merkezde yapılan hava gözlemi ve tahmininin kodlanarak uluslararası dile çevrilip dünyaya yayınlandığını, dünyanın herhangi bir yerindeki pilotun Atatürk Havalimanı’ndaki anlık ve 24 saat içindeki olabilecek hava durumunu görebildiğini, aynı şekilde Roma havaalanının hava bilgilerinin de Türkiye’deki uçuculuk sektörünce izleyebildiğini söyledi.
Havada sınır bulunmadığını, meteorolojik verilerin ülkeler tarafından paylaşılmak zorunda olduğunu dile getiren Kocaman, merkezin çalışma sistemini şöyle anlattı:
“Buradaki ekipler yarım saatte bir gözlem yapıyor. Bunları uluslararası yayına gönderirler. Havalimanındaki kule ise ekranlar üzerinden bizim girdiğimiz verileri görür. Yine telefonla kuleyle önemli durumlarda birebir görüşerek bilgi aktarılır. Kuleyle irtibatımızı sürekli canlı tutarız. Havaalanlarındaki meteoroloji istasyonları hava trafiğinde önemlidir. Sefer iptallerinde hep meteorolojik durumlar ön planda olur. Hava şartları, sisten, görüş kısıtlılığından, kar yağışından sefer iptali, uçuş aksadığı olur. Bu nedenle uçuculukta ilk önemli konu meteorolojik şartlardır. Meteoroloji havalimanlarında ilk başta gelen kuruluşlardan biridir. Uçuş trafiğinin en önemli basamağı. Hava şartları müsait olmazsa uçuş yapılamaz. Önce meteorolojik şartlar uygun olması lazım sonra diğer parametrelere bakılarak uçuş yapılır.”
– “Uçuculukta rüzgar çok önemli”
Ahmet Kocaman, havanın sıcaklığını, basıncını, rüzgarın yön ve hızını, meteorolojik görüşü, bulut taban yüksekliğini ve bulutun semayı kaplama oranının ölçülerek uçuş hizmetine sunulduğunu anlattı.
Rüzgarın uçuculukta çok önemli olduğunu vurgulayan Kocaman, “Uçaklar iniş ve kalkışta rüzgarı karşısına almak ister. Yan rüzgar ise uçuculuk için riskli ve tehlikeli durumdur. Uçuşlarda aksama yaşanır. Yine görüş mesafesi de önemli. Uçakların ve havalimanlarının limitleri vardır. Ani bir sis olduğu zaman görüş kısıtlandığında, bu limitin altına düşünce uçuşlara ara vermek zorunda kalınıyor. Londra’dan kalkan bir uçak Atatürk Havalimanı’na gelmeden buradaki görüş mesafesini, rüzgarı, yağışı değerlendirip buraya geldiğindeki durumu takip edebiliyor.” diye konuştu.
Atatürk Havalimanın’nda uçakların inişini ve kalkışı etkileyen hava olayları arasında rüzgarın ilk sırada yer aldığını belirten, “Pistler kuzey güney istikametinde konuşlandırılmış. Güneyli ve kuzeyli rüzgarlar İstanbul için tercih edilir. Ama yan rüzgar, yani doğudan ve batıdan rüzgar olduğunda uçuşların aksamasına sebebiyet verir. Yine sis de önemli. Sık sık görüş mesafesi düşebiliyor. Yine kar nedeniyle pistlerin karla kaplanması da uçuşu etkileyen faktörlerden birisi.” ifadelerini kullandı.
Uçakların meteorolojik şartlara göre inip kalktığını, atmosfer basıncını bilinmeden uçakların iniş-kalkış yapamayacağını dile getiren Kocaman, 24 saatte yaklaşık 1400 uçağın inip kalktığı havalimanındaki meteorolojik verilerin önemli olduğunu vurguladı.
Kocaman, meteorolojik verilerin aksatılmasının uçuşların da aksaması, iptal olması anlamına geleceğini belirterek, şunları kaydetti:
“Verileri aktarmamamız demek, uçuşların iptal olması, havaalanının kapanması anlamına gelir. Aletlerimizden birinin sensörü bile arızalandığında havaalanı kategori düşürerek bir alt seviyeye iner. Rüzgarda, sıcaklıkta, görüş mesafesinde bir ölçüm yapamazsanız, cihaz arızalandığı zaman bile havaalanı bir alt kategoriye düşer. Uçak 500 metrede iniyorsa, bu 1000 metrede çıkar. Çalışmamız demek havaalanının off olması demek. Sadece olumsuz hava koşullarında değil sıcak havalarda da uçaklar sıcaklığı bilmek ister. Uçaklar aldığı meteorolojik verilere göre yolcu sayısını, yük miktarını yakıt miktarının ayarlar. İlla havanın kötü olması gerekmiyor.”