Geleceğimizin Teminatı Gençlerimiz İçin Yeni Projeksiyonlar Yeni Ufuklar

Değerli okurlarım, eğitim kurumlarımızdaki salt teori ve kısmen desteklediği kısa süreli endüstriyel staj uygulamaları; geleceğin dizaynında maalesef vizyoner bir yaklaşım şekli olamayacaktır. Karar vericilerin yeni projeksiyonlar belirlemesi ve geleceğimizin teminatı olan gençlerimize yeni ufuklar açması ülke kazanımları için kritik düzeyde önemlidir.
Özellikle havacılık eğitimi, beraberinde çeşitli dengeleri barındıran, kalifikasyon gerektiren, çoğu zaman analitik düşünmeye sevk eden ve kendine has katı kuralları uygulayan bir alan olduğu düşünüldüğünde bu sahada görev alacak kişilerin klişe sektörlerde çalışan kişilerden farklılaşması beklenmektedir. İşte bu noktada; genç adaylara kazandırılması gereken yetkinlik ve yeterliliklerin önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Çünkü ne ekerseniz, onu biçersiniz; kurum ve kuruluşlarda karlılık, etkinlik ve verimlilik iyi yetişmiş insan gücünün barındırılmasıyla doğrudan ilişkilidir.
Eğitim kurumları olarak; insan kaynağına yönelik sektördeki beklentilerin karşılanması amacıyla inovatif fikirlerin yarıştırıldığı, formalite icabı değil performans odaklı ve süreçlere ilişkin reaktif yerine proaktif bakış açısı kazandıran bir öğretim metodu uygulamak mecburiyetindeyiz. Özellikle ticari kaygıların bir kenara bırakıldığı bir yapı tesis edilmeli; sistem bunun aksi yönünde hareket eden müteşebbisleri yapı dışına itebilmelidir. Ayrıca, asgari kalite düzeyinin gözetilmesi ve yakalanması da gerekmektedir.
Hangi düzeyde olursa olsun liselerde ve yükseköğretim kurumlarında uygulanan havacılık eğitiminin; 5, 10, 20 yıllık vadede sektöre önemli yansımaları olacaktır. Bu doğrultuda bölüm sayıları ve kontenjanları, eğitim müfredatları, sektörel işbirlikleri ve uluslararası akreditasyonlara gerekli hassasiyet gösterilmelidir; çünkü bu iş, şakaya gelmez niteliktedir. Orta ve uzun vadede ilave problemlere maruz kalmak ülkesini seven bizlerden hiçbirimizin istemeyeceği bir sonuçtur.
Etkin bir eğitim-öğretim sürecinin yegâne kilit unsurlarından birisi de hiç şüphesiz eğitmenlerdir. Özellikle yükseköğretim kurumlarımızda genç, dinamik, sektördeki gelişim eğilimlerini takip eden, bu doğrultuda sürekli kendini yenileyen ve öğrencilerine vizyon çizen akademisyenlerimize ihtiyacımız var. İkinci baharını yaşayan, bilmeden öğrettiğini zanneden, dinlemeden ahkâm kesen, ego ve hırslarıyla hareket eden kişiler öncelikle kendi yapılarına, sonrasında öğrencilerine, nihayetinde ise tüm sektöre zarar verecektir.
Akademisyenin veya eğitmenin önceliği; öğretmek için sürekli kendini geliştirmek, yeni teknolojileri araştırmak, öğrenmek ve öğrencilerine aktarmak olmalıdır. Yıllardır anlatılan basmakalıp içerikler, ne öğrenciye ne de sektöre bir kazanım sağlamayacaktır. Bilakis öğrenci de tatmin olmayacak, mezun olduğunda kendini eksik hissedecektir; sektöre girişte uyum ve adaptasyon problemleri yaşaması da kuvvetle muhtemeldir.
Değerli okurlarım, bizler öğrenmeyi öğretmeliyiz; yeni yaklaşımlar geliştirebilmeli, yeni ufuklar çizebilmeliyiz. Artık günümüzün acımasız dünyası ve devamındaki gelecek günler, yenilikçi ve katma değerli çözümleri beklemektedir. Mevcut statik yapı ve palyatif çözümlerle havacılığımızı daha da ileriye götürmemiz maalesef mümkün olamayacaktır; bir yerde tıkanacaktır, hatta tehlike sinyalleri de vermeye başlamıştır. Sektörel daralmalar ve envanter azaltımları bu tehlikenin en basit göstergeleridir.
Haftaya görüşmek üzere.

Exit mobile version