FIRTINA YAKLAŞIRKEN…

Değerli okurlar, THY’de işlerin iyi gitmediğini geçen hafta yazmış ve İlker Aycı’nın “gelecek olumsuz tabloyu görerek “küresel talep azalmasını” şimdiden gerekçe olarak hazırladığını yazmıştık. Yani bizde kabahat yok, yine “dış güçler” devrede ! Oysa manzara ortada. Har vurup harman savuran, sponsorluk adı altında paraları saçan dış güçler mi, dış dinamikler mi? Bizde hiç mi kusur yok? Sonuç; THY’miz hafta içi 2019 yılı hedeflerini revize ederek “kayıp yıl 2019″un yolunu yapıverdi !

THY HİSSESİNDE 1 YILDA % 60 DEĞER KAYBI…

Ellerinde Temmuz-Ağustos verileri var, Eylül ayı satış ve ileri rezervasyonlarına ilişkin bilgiler var. Demek ki işler istenildiği gibi gitmiyor. Brent petrol son 15 günde 48 dolardan 61 dolara çıktı. Az buz değil, % 5 artmış… Yeni havalimanında yarım saati bulan taksi süreleri yakıt tüketimini artırdığı gibi, havada tur atarken tüketilen yakıt da cabası. Taşınmanın getirdiği ekstra yüke, yeni havalimanındaki uçuk ücretler de eklenince farklı bir tablo beklemek zaten hayalcilik olurdu. Perşembenin gelişi Çarşamba’dan belliydi ama maalesef THY yönetimi bunu görüp tedbir almadı. Bakın THY hisseleri son 1 yılda % 60 değer kaybetmiş. 21 Eylül 2018’de 19.32 TL olan hisse, 7 Eylül 2019’da 11.65’e düşmüş. Böyle bir tablo ortada iken hiçbir şey olmamış gibi devam edebilir misiniz?
Valla onu bunu bilmem ama THY devam ediyor. Yıllardır bu sütunlarda yazıyorum. Fedakarlık gerekirse önce yöneticiler yapacak. Sen misin bunu söyleyen? THY’miz inadına tersini yapıyor. Yönetici takımını koruyor, çalışana “vur abalıya” misali bindiriyor ! Yöneticilerimiz altlarında şirketin tahsis ettiği arabalar, benzini doldurup geziyorlar. Yahu bu arkadaşların en kötüsü 15-20 bin lira para alıyor. Kendilerine ait bir arabaları yok mu? Haa, dersin ki araba sizden, benzin şirketten… Bak onu anlarım. Ama Beylikdüzü veya Sarıyer’de oturanla Halkalı’da oturanı da ayırırsın. Aynı uçucular gibi bir sınıflama yaparsın, yakında oturanlara, atıyorum günde 5 litre, uzaktan gelenlere 10-12 litre benzin parası ödersin, olur biter…

80 YÖNETİCİYE ŞOFÖRLÜ ARABA…

Ne kadar naif bir öneri değil mi? Oysa bakıyoruz, 7 Şubat 2018 günü THY’miz “Şoförsüz ve Yakıtsız, Kilometre Sınırı Olmaksızın 3 Yıl Süreyle Binek Araç Kiralanması İşi” için ihaleye çıkmış…Ondan bir gün önce ise, “Ortaklığa Ait ve Kiralanan Araçlara, Asgari 80 Personelle, 2 Yıl Süreyle, Şoförlük Hizmeti Alınması İşi” ihale edilmiş. Yani bazı arkadaşlara şoför de tahsis edilmiş. Kim bu şanslı yöneticiler acaba? Hem araç veriliyor hem de şoför ! Bu şoförler asgari ücretten çalıştırılsa işverene maliyeti 3000 TL’nin üzerinde. Bir de bir çeşit “insan ticareti” yapan ve bu gençleri kiralayan şirketin karını da koyun üzerine, kabaca adam başı maliyet 3.500-4000 TL. ‘ye ulaşıyor. Sadece 80 yöneticinin Şoförlü araba sevdasının ayda yaklaşık 300.000 TL’den yıllık toplam yükü 4 milyon TL… Araba kiralarını saymıyorum bile… Bir de küçük öneri. Bu araçlarda Araç Takip sistemi yok mu acaba? Yoksa, taktırın bence. Böylece sayın yöneticilerinizin kendilerine iş ve ev arası tahsis edilen araçları nerelerde kullandığını, hafta sonları nerelere gittiklerini kolayca görür belki de tedbir alma gereği hissedersiniz.

EĞİTİM PARASINI ÖDEMEDEN KAÇAN YABANCI PİLOT VAR MI?

Ya şu temsil giderleri? Kimler yiyor bu paraları? Kimlere nerelerde yemek ısmarlanıyor? Geçtim, sosyal medya hesaplarının takibini bile dışarıdan bir firmaya vermek nasıl bir anlayıştır, anlamadım. Sizin kurumsal iletişim departmanınızdaki arkadaşlar ne iş yapıyor? İşler ayna ama hala yabancı First Officer almaya devam ediyorsunuz. Bu ülkenin kaynaklarını kullanarak pilot olan gençleri sudan sebeplerle işten atıyorsunuz veya işe almıyorsunuz ama elin yabancısını kokpite oturtup tecrübe kazandırıyorsunuz, işi öğretiyorsunuz sonra bir de bakıyorsunuz pırrr uçuvermiş. Sahi işten attığınız Türk pilotları yattığı yere kadar kovalayıp eğitim parası adı altında “alacağınızı” tahsil ederken bu yabancı arkadaşlardan eğitim alacağınızı nasıl alabiliyorsunuz? Yoksa “Nijeryalıyı nerede bulacağız şimdi, üstüne bir bardak su içelim.” mi diyorsunuz?

İLKER BEYİN ÇAKARLI ARACI…

Evet beyler, şimdi tasarruf zamanı… 2017 başında tüm çalışanlara sadece % 1.5 zam verilerek krizi atlatırken maaşlarına ve haklarına dokunulmayan şu yönetici tayfasından başlayın bu sefer… 2020’de zam yapmayın bu arkadaşlara. Gerçi, 3 sene de zam yapmasanız bu beyler ve hanımlar bugünkü rakamlarla bile idare ederler. Alın şu arabaları altlarından, kesin temsil giderlerini…Bakın ne çok tasarruf edeceksiniz. Böylece “işler kötü” diyerek kapıya koymayı planladığınız birkaç yüz gariban da ekmeklerinden olmaz. Bir söz de İlker Aycı beyefendiye… İyi kaptan fırtınalı denizde belli olur. İlker bey demişken aklıma geldi. Arabanız son derece lüks, kazasız belasız yolculuklar dilerim. Anlaşılan devr-i iktidarında Audi A-8’den inmeyen bay Hamdi’nin yıllar önce söylediği “Ben THY Yönetim Kurulu Başkanıyım. Kartal’a mı bineyim?” sözünü şiar edinmişsiniz… Bir de şu makam aracınızdaki çakarlı lambaları söktürseniz iyi olacak…

Exit mobile version